QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat...

68
SAYI/ISSUE YIL/YEAR 19 KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ NİSAN - HAZİRAN REVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE APRIL - JUNE 2017 KARDAŞLIK 74 İzzettin Kerkük Anıldı (3 Mayıs 2017) KERKÜK VAKFI

Transcript of QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat...

Page 1: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

SAYI/ISSUE

YIL/YEAR 19

KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ NİSAN - HAZİRAN REVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE APRIL - JUNE 2017

KARDAŞLIK 74Q

AR

DA

SHLI

Q

QA

RD

ASH

LIQ

KA

RD

AŞL

IK

7419

İzzettin Kerkük Anıldı(3 Mayıs 2017)(17/05/2017)

Irak Türkmenlerinin Bağdat Konferansı

مؤتمر بغداد لتركمان العراق

2017 نيسان - حزيران

KERKÜK VAKFIKERKÜK VAKFI

ISSN

130

2285

73-0

العدد

السنة

Page 2: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KARDAŞLIKKültür Sanat Edebiyat ve Folklor Dergisi

Yıl 19 Sayı 74 Nisan-Haziran 2017

Fiyatı : 10 TL (KDV Dahil)

Kerkük Vakfı Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

Erşat HÜRMÜZLÜ

Editör ve Genel KoordinatörSuphi SAATÇİ

Yazışma adresi P. K. 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL

Tel. (0212) 584 00 75www.kerkukvakfi.com

İdare Merkezi:Haseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı

Huzur Apt. No: 1/1Fındıkzade/İSTANBUL

TemsilcilerHabib HÜRMÜZLÜ (Ankara)

Timur TAŞ (İzmir)Ali İhsan NAQIB (ABD)

Bilim KuruluProf. Dr. Ziyat AKKOYUNLU

Prof. Dr. Yavuz AKPINARProf. Dr. Abdülhalik BAKIRProf. Dr. Haşim KARPUZ

Prof. Dr. Mahir NAKİPProf. Dr. Suphi SAATÇİ

Prof. Dr. Saim SAKAOĞLUProf. Dr. Abdüsselam ULUÇAM

Yazı KuruluKemal BEYATLIKemal ÇAPRAZ

Aydil EROLErşat HÜRMÜZLÜ

Habib HÜRMÜZLÜİzzettin KERKÜK

Mahir NAKİPAcar OKAN

Ömer ÖZTÜRKMENSuphi SAATÇİSuphi SALT

KARDAŞLIKKerkük Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç ayda bir yayınlanır hakemli bir dergidir. Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahiplerine

aittir. Dergide yayınlanmış yazılar ve fotograflar kaynak gösterilerek alınabilir.

Abone yurtiçi yıllık 40 TL, yurtdışı yıllık 50 $ veya 40 Euro Posta Çeki No: 5325057 Cerrahpaşa/İstanbul veya

İş Bankası İstanbul, Fındıkzade Şubesi Hes. No: 1068 840492

EUR Hes. No: 1068 3312429Dolar Hes No: 1068 3312415

Tasarım Ercan ŞİMŞEK

BaskıŞenyıldız Matbaacılık

Zeytinburnu Mah. Gümüşsuyu Cad. No:3 K:2 Zeytinburnu, İstanbul

Tel: +90 212 483 47 91

Türkmen Kardeşlik Ocağı‘nın yeni

yayınlarını Kerkük Vakfı’ndan

isteyiniz.

Ata Terzibaşı’nın 4 kitap halinde yayımlanan ve Irak Türkmenkültürünün başyapıtı sayılan

Kerkük Şairleri’ni Kerkük Vakfı’ndan isteyiniz.

KERKÜK VAKFI

Page 3: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

1 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

İÇİNDEKİLER

02 11 31 37

Kerkük Katliamı ve Türkmenlerin Bitmeyen Çilesi • Editör’den 2

Irak’ta 1925 Anayasasına Dönüş Gerekebilir mi? • Erşat HÜRMÜZLÜ 4

Kurunu’l-Emsal Erbilli Hacı Kasım AğaNazım TERZİOĞLU 31

Irak Türkmen Ağızlarında Yemin Sözleri Üzerine • Önder SAATÇİ 28

Türkmeneli MarşıKemal BEYATLI • şiir 5

Türkiye’nin Irak Politikasındaki HatalarıMahir NAKİP 6

Gördüğüm KerkükYılmaz HASASU 11

Türkmen DağarcığıSuphi SAATÇİ 14

Reşit Ali Dakuklu M. 1914-1975Ata TERZİBAŞI 24

ARAPÇA 42-64

İNGİLİZCE 36-41

Türkmeneli’nin Kanayan Yarası TelaferSerhat ERKMEN 8

Eski Çağlardan Günümüze Kadar Türkmen Şehri Kerkük - 3 • Abdulhalik BAKIR 16

Yaralı Şehir... Sürgün MilletRıza ÇOLAKOĞLU • şiir 30

Page 4: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

2 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Kerkük Katliamı ve Türkmenlerin Bitmeyen Çilesi

Suphi SAATÇİ[email protected]

Editör’den

Bugünkü Irak toprakları Osman-lı döneminde Bağdat, Basra ve Musul adları ile tanınan üç eyaletten oluşuyordu. Birinci Dünya Savaşı sonunda İngiliz işgaline uğrayan bu coğrafî bölge, böylece Osmanlı ege-menliğinden çıkarak İngiliz mandası olarak ayrı bir devlet haline getirildi. Bin yılı aşkın zamandan beri bu coğrafya-da varlıklarını sürdüren Türk-menler de Musul Eyaletinin sınırları içinde yaşamakta idi-ler. Anadolu’dan koparıldıktan sonra Türkmenler Irak’ta krali-yet, cumhuriyet ve en son işgal dönemi olan üç değişik rejim altında yaşamışlardır.

Birinci Dönem Irak Krallığı1923-1958 yılları arasında süren

monarşi rejiminde Türkmenler, eğitim ve öğretim haklarından mahrum olarak yaşamışlardır. Daha da acısı, 4 Mayıs 1924 tarihinde Kerkük’te Türkmen-lere karşı katliam ve şehirde başlatılan yağma girişimidir. Kerkük’te maruz kalınan bu vahşet sonucu Türkmenlerden şehit düşenler oldu. Ayrıca yüzlerce ev ve dükkân yağma-landı. Irak devletinin kuruluşu-nun daha birinci yılı dolmadan meydana gelen bu olay yüzün-den Türkmenler büyük bir ha-yal kırıklığı yaşamıştır.

Monarşi döneminde 1939 yılında da Türkmen aydınları sürgün

ve baskı hareketlerine maruz kaldı. 12 Temmuz 1946 tari-hinde ise Kerkük’te Türkmen-ler ikinci bir katliam daha yaşa-dı. Irak Petrol Şirketi işçilerinin bir takım sosyal haklar istemek gayesiyle başlattıkları grev, po-lis güçlerinin silahlı saldırısı ile kana bulandı ve 5 kişi hayatını kaybetti. Tamamen insanî ve sosyal taleplerle başlayan ve demokratik kurallara göre ge-lişen bu grevde 14 kişi de de-ğişik biçimlerde yaralandı. Ta-rihe Gâvurbağı Katliamı olarak geçen bu soykırımı, Kerkük’ün tarihinde bir kara sayfa olarak tescil edildi.

İkinci Dönem Cumhuriyet Rejimi14 Temmuz 1958 tarihinde ya-

pılan askerî darbe sonucu monarşi rejimi sona erdi ve ülkede cumhuriyet rejimi ilan edildi. Türkmen toplumu ül-kenin cumhuriyet rejimine kavuşmasını sevinçle karşıladı ve artık demokrasinin nimetle-rinden yararlanılarak rahat bir nefes alacağını zannetti. An-cak Türkmenler cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümü kut-lanırken korkunç bir katliamla karşı karşıya kaldılar. 14 Tem-muz 1959 günü başlayan ve 15 ve 16 Temmuz günleri de de-vam eden ve Kerkük Katliamı diye tarihe geçen bu soykırım-da Türkmen şehri Kerkük’te, dünyada eşi ve benzeri olma-yan vahşet sahneleri yaşandı.

Kerkük şehrinin dışından gelen gözü dönmüş katiller, cumhu-riyetin kuruluşunun birinci yıl-dönümü şenlikleri düzenleyen Türkmenlere baskın yaparak otomatik silahlarla saldırıya geçtiler. Bir anda panik ve şaş-kınlık içine giren halk meydan-lardan çekilerek, en yakın yer-lere sığındılar. Bu sefer planın ikinci kısmını uygulamaya baş-layan katiller, askerî araçlarla şehirde sokağa çıkma yasağı başladığını, can güvenliği açı-sından herkesin evine çekilme-sini anons ettiler. Her zaman yasalara saygılı olan Türkmen-ler de evlerine çekildiler.

Katliamı planlayanlar bu sefer hazırladıkları listelere göre Türkmenlerin ileri gelen şah-siyetlerini evlerinden alarak Kerkük kışlasına götürdüler. Orada kurdukları halk mahke-mesinde Türkmen şahsiyetle-rini beş on dakika mahkeme ederek hakaretler ettiler ve ardından hepsini kurşuna diz-diler. Bununla da yetinmeyen gözü dönmüş katiller şehit edilen Türkmenlerin ayakları-na bağladıkları ip ve sicimlerle motorlu araçlara bağlayarak sokak sokak sürükleyerek do-laştırdılar. Bu da yetmeyince ayaklarından elektrik direkle-rine astılar. Böylece temmuz ayının sıcağında üç gün üç gece şehitlerin cesetlerini teş-hir ettiler. Bir kısmının her aya-

Page 5: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

3 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

ğına takılan iplerle ters yönde giden iki ayrı cipe bağlayarak parçaladılar.

Kerkük’te kurulan bu can pazarında kiminin gözlerini oydular, kimile-rini de diri diri toprağa gömdüler. Katliam sonucu yüzlerce vatan-daş da çeşitli biçimde yaralandı. Üç gün devam eden katliam sü-resince Türkmenlerin iş yerleri büro ve mağazaları yağmalandı. Yağmalanan mallar kamyonlara yüklenerek üç gün boyunca ku-zey bölgelerine taşındı.

Katliam sonrası yapılan soruşturma-lar sonucunda, bu soykırımının çok önceden planlandığı ve gözü dönmüş katillerin katliamın pro-vasını yaptıkları ve insanları iş-kence ile öldürme konusunda eğitim gördükleri ortaya çıktı. Aylar öncesinden Türkmenlerin ev ve adreslerini toplayarak ha-zırlık yaptıkları da anlaşıldı.

Türkmenlerin yaşadığı bu büyük facia, her nedense zamanında dünya kamuoyundan da giz-lendi. Katliam haberi Türkiye’ye ulaşınca basın ve medyada du-yulmaması için de önlemler alındı. Kamuoyunun galeyana gelmesini önlemek için TC. Ba-kanlar Kurulu yasaklama kararı aldı. Böylece Türkmenlerin ya-şadığı acılar, 1963 yılından iti-baren Türkiye’de kamuoyunun gündemine girmiş oldu. 1959 yı-lında yaşanmış olan Kerkük Kat-liamının, günümüzde bile henüz hesabının görülmediği gibi, bu alanda kapsamlı bir araştırma-nın da yapılmadığı söylenebilir.

Irak’ta Türkmenlerin cumhuriyet döneminde karşılaştıkları sıkın-tılar, Saddam döneminde daha da arttı ve adeta Türkmenlerin üzerinde devlet terör estirildi. Irkçı ve şoven bir anlayış devlet yönetimine egemen oldu. Böy-lece Türkmenler devlet memu-riyetine alınmamaya başlandı. Birçok memur Türkmen bölge-

lerinden sürüldü. Türkmenle-re ait zengin ve verimli tarım arazileri yok pahasına istimlak edildi. Bu arazilerin işletimi üc-retsiz olarak Araplara dağıtıldı. Türkmen yerleşim merkezle-rinin adları değiştirildi; bazı yerleşim merkezleri yıktırılarak halkı dağıtıldı. Bununla da ye-tinmeyen dikta rejimi Türkmen liderlerini ve toplumun önde gelen aydınlarını idam etti.

Amacı ve sonucu olmayan ve 1988’de sona eren İran-Irak Savaşının ardından patlak ve-ren Birinci Körfez Savaşı döne-minde de Türkmenler büyük sıkıntılar yaşadılar. Özellikle 28 Mart 1991 tarihinde yaşanan Altunköprü Katliamında yüzün üzerinde Türkmen genci bo-ğazlanarak şehit oldu. Irak’ta Saddam dönemi, ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgali ile son buldu.

Üçüncü Dönem ABD İşgaliBu dönemde Irak’ta demokratik bir

düzen kurulacağını ümit eden Türkmenler, alınan ve çalınan haklarının geri verileceğini bek-ledilerse de sonuç yine hayal kırıklığı oldu. İşgalden bu yana 14 yıl geçmiş olmasına rağ-men, yaşanan gelişmeler Irak’ta ümit verici bir sonuca varılma olasılığının henüz söz konusu olmadığını gösteriyor. Kısaca-sı yüzyıldan beri devam eden Türkmenlerin çilesinin henüz son bulmadığı anlaşılıyor.

Irak’ta ulusal bir lider etrafında toplanan güçlü bir iktidarın yö-netiminde, ülkenin bütününü kucaklayan adil, demokratik ve insan haklarına dayalı, etnik ve mezhep ayırımı gözetmeyen bir düzenin kurulması hayal gibi görünse bile, biz yine de bunu ümit etmekten vazgeç-meyelim…

İzzettin Kerkük Mezarı-nın Başında Anıldı

Kerkük Vakfı’nın kurucu baş-kanı rahmetli İzzettin Ker-kük ölümünün 3. yıldönü-münde Zincirlikuyu’daki mezarı başında anıldı. Sevenlerinin katılımı ile yapılan tören Kur’an-ı Ke-rim okunması ile başladı ve ruhuna Fatihalar okun-du. Törende Kerkük Vakfı Başkanı Erşat Hürmüzlü kısa bir konuşma yaparak, İzzettin Kerkük’ün Türk-menlerin davasına verdiği hizmetleri anlattı. Onun örnek bir dava insanı oldu-ğunu söyleyen Hürmüzlü, İzzettin Kerkük’ün her za-man rahmet ve minnetle yad edileceğini vurguladı.

Tören münasebetiyle rahmet-li İ. Kerkük’ün vasiyetini içeren bir kitabe taşı da mezarına dikildi. Kitabenin metni şöyledir: “Bu toprak Kerkük’ten getirildi. Emr-i Hak vâki olduğunda yani öldüğüm zaman bu mü-barek toprağı mezarımın üstüne serpin ve bunu da mezar taşımın üstüne ya-zın.

İstanbul 18.09.1998İzzettin Kerkük”

Page 6: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

4 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Bize Göre

Erşat HÜRMÜZLÜ

Irak’ta 1925 Anayasasına Dönüş Gerekebilir mi?

Ülkedaşlarımdan özür dilemem la-zım. Çünkü Irak halkının irade-siyle onaylanan bir Anayasa’yı yok kabul etmek mümkün değildir. Ancak ne yazık ki bir Anayasanın psikolojik bazı dürtü ve baskılar altında kabul edilmiş olması mutlaka o Ana-yasanın kalıcı olduğu anlamına gelmiyor.

Türkiye’de 1982 Anayasası askerî müdahale sonucu düzenlenin-ce bu yazının yazıldığı tarihe kadar 20 defa değiştirilerek 112 madde değişikliğe uğradı. 2017 referandumuyla sistem ve yöneliş değişikliği dışında değişikliğe uğrayan maddeler aslında 87 madde olmakla be-raber bazı maddeler 2 veya 3 defa değişikliğe uğradığı için 112 değişiklikten bahsediyo-rum.

Mısır Anayasası 1923 yılında yü-rürlüğe girdiyse de 1964 Ana-yasasıyla değiştirildi. Halk devriminden sonra 2012 Ana-yasası da 50 kişilik Anayasa komisyonu önerisiyle 2014 yılında tekrar güncellendi, fa-kat şimdi bazı maddelerinin değiştirilmesinin zaruret halini aldığı açıkça söyleniyor.

Gelelim Irak Devletinin tecrübe-lerine. 21 Mart 1925 yılında çıkarılan ilk Anayasa cumhuri-yet döneminde defalarca de-ğiştirildi. Her Darbe’den sonra

yeni bir geçici Anayasa yayın-landı. En sonunda ve Saddam Hüseyin rejimi 2003 tarihinde yıkılınca önce 8 Mart 2004 ta-rihinde Geçici Dönemde Irak Devleti İdaresi yasası ve niha-yet 2005 Kalıcı olduğu açıkla-nan Irak Anayasası çıkarıldı ve 15 Ekim 2005 tarihinde oylan-dı ve kabul edildi.

Kaldı ki bu Anayasanın geçici olan 142. maddesinde seçilen bir komisyon tarafından gereken maddelerin tadilini belirle-mek üzer 4 aylık bir müddet verilmiştir. Bu müddet geçti-ğine göre madde kadük olmuş ve çok tartışılan 140. Madde gibi, zaman aşımına uğrayan hükümler olarak ortadan kalk-mıştır.

Yine mazur görmeniz ümidiyle 2005 Anayasasının, kanun-i Esasi olmaktansa bir toplantı tutanağına benzemekte oldu-ğunu söylemek mümkündür. Bu metinde çeşitli gruplar nasıl kazanç edebileceklerini düşünerek Anayasada olma-ması gereken talepleri ısrarla isteyerek bir harmanlama yap-mışlardır.

Anayasanın kabulünden bir yıl sonra Amerika Birleşik Devle-ti başkenti Washington DC’de birçok Iraklının da hazır bulun-duğu bir konferansta şu ifade-leri kullanmıştım:

“ 1925 Anayasası ile tam 80 yıl sonra benimsendiği söylenen Anayasa arasındaki fark kor-kunçtur. 2005 Anayasası için-de halkın katmanlarına olan referanslar 25 defa olarak hesaplanabilir. Anayasa diyor ki: Biz Sünnî, Şiî, Arap, Kürt, Türkmen, Feylî Kürtleriz; bu-rada Hristiyanlar, Yezidîler ve Mendaî Sabiîler vardır. Arapça, Kürtçe, Türkmence, Süryanice ve Ermenice lisanlardan bahis vardır. Yani Vatandaş kavramı gitmiş, yerine ayrıştırıcı özel-likler konmuştur.

1925 Anayasası ise 6. maddesin-de nasıl almış ele konuyu? Irak vatandaşları Milliyet, din ve dil bakımından ayrı olsalar dahi yasalar önünde eşittirler, demiştir.

Şimdi siz söyleyin. Hangisi daha medeni ve uygar bir yaklaşım-dır?”

Salonda oturanlar tebessümle ik-tifa etmişlerdi.

2005 Anayasasının büyük handi-kaplarından biri 140. Madde-dir. Hukukçular bilir ki hukuk kurallarında özel hükümler ge-nel hükümlerin önüne geçer. Anayasa hükmü 31.12.2007 tarihine kadar normalleştir-me, sayım ve referandumun yapılmasını ön görmüş ve bu tarihte yapılmadığı için özel

Page 7: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

5 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

hükmün geçerliliği kalmamış fakat genel hüküm, Yani yasa hükmü baki kalmıştır. Orada (Madde58,C fıkrası) anlaşmaz-lık bölgeleri konusunda çözü-mün adalet esaslarına göre ve o bölgeler sakinlerinin iradesi doğrultusunda olmasını, yani uzlaşma ile olmasını içermek-tedir.

Bu Anayasa maddesi 2007 yılı so-nuna kadar uygulanmadığına göre, mutlaka uygulanması istenirse Anayasa değişikliği gerekir. Malum olduğu üzere Anayasa tadili yasayla değil Anayasa tadiliyle mümkündür.

Irak Anayasasında tadilat yapma mekanizması 126. Maddenin 3. Fıkrasında belirtilmiştir. Hak ve Özgürlüklerle ilgili olmayan maddelerin tadil edilebilmesi için Millet Meclisinin üçte ikisi-

nin onayı, tüm Irak’ta referan-dumla kabulü ve Cumhurbaş-kanının onayı gerekmektedir.

Hâlbuki Geçici dönemde Irak Devlet İdaresi yasasının 58 C maddesi Anayasa gereği yü-rürlüktedir ve ona başvurula-bilir. Oradaki mekanizma da Diyaloga işaret etmektedir ki Irak Türkmenleri hep buna inanmışlardır.

Irak’ta Bu kalıcı olduğu söylenen Anayasada, resmî silahlı Kuv-vetler dışında milis güçlerinin yasaklandığı bir ortamda Mil-let Meclisi kararıyla paralel güç kurulması, demografik ya-pıyı değiştirmenin yasaklandı-ğına rağmen iller arasında bu şekilde göçe teşvik ve yerleşim bölgeleri ihdası ana temanın doğru işlenmediğini göster-mektedir.

O bakımdan tüm Anayasa de-nemelerini geride bırakarak Devlet kurulduğunda çıkarılan Anayasaya geri dönmek düşü-nülebilir mi? Tabi ki oradaki re-jimin irsî kraliyet olduğu hük-mün Cumhuriyet şekline tadili yeterlidir. Onun dışında hiç ay-rım gözetmeden tüm Iraklıla-rın eşit olduğu ve seçimlerde kazananların aidiyet değil, li-yakat esası üzerine bina edildi-ği demokratik parlamenter bir sisteme odaklanmak mümkün olabilir.

Tabi bakarsınız Iraklılar Kraliyet sisteminin de geri getirilmesini ister. Ancak o zaman hararet-li bir tartışma da başlar. Kral Arap mı, Kürt mü, Türkmen mi, Şiî mi, Sünnî mi olmalı? Malez-ya usulü dönüşümlü Krallık ol-mayacağına göre yine Cumhu-riyette karar kılarlar.

Altay dağlarından parlayan ülküAsya’da şahlandı Oğuz’un TürküSelçuk’un Osman’ın Türkmen’dir kökü Şimdi yürek çağlar Türkmeneli’ye Türkmeneli’ye hey Türkmeneli’ye

Türkistan’dan aktı bilgeler seliSözün mihrabında oldu FuzuliErenler toyunda kopuzun teli Vurdukça der sağlar Türkmeneli’ye Türkmeneli’ye hey Türkmeneli’ye

Türkmen obaların Kerkük başkentiTelafer Mendeli sınırın bendi Şehitler yurdumun özü senedi Hak insanı bağlar Türkmeneli’ye Türkmeneli’ye hey Türkmeneli’ye

Serden geçeriz biz vatandan aslaTürkümüz şarkımız güzelle haslaDalgalanır bayrak gök inler kösle Açılın hey dağlar Türkmeneli’ye Türkmeneli’ye hey Türkmeneli’ye

Bize kutlu yolda rehberdir Kur’anŞahadeti bekler binlerce civan Dede korkut der ki ileri Turan Kurulsun otağlar Türkmeneli’ye Türkmeneli’ye hey Türkmeneli’ye

Türkmeneli Marşı

Kemal BEYATLI

Page 8: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

6 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Türkmeneli’nden Türk’ün dilinden

Mahir NAKİ[email protected]

Türkiye’nin Irak Politikasındaki Hataları

Geçmiş, Geleceği Belirler...Önceki yazılarımızda 1 Mart

Tezkeresi’nin doğurduğu olum-suz izleri ve 2011 yılında ABD askerinin Irak’tan çekilmesin-den sonra Irak’la ilişkilerimizin daha iyileşeceği yerine daha da kötüleşmesinin bıraktığı kötü sonuçları anlatmıştık. DAVU-TOĞLU Hükümeti ile İBADİ Hü-kümetinin 2014 yılında aynı dö-nemde kurulmuş olması, her iki ülke için bir şans telakki edilmiş ancak bu sefer Başika Kampı kri-zi bu yaklaşmaya gölge düşür-müştür. Kalabalık bir Türkmen heyetini uzun bir aradan sonra Sayın ERDOĞAN’ın kabulünün akabinde BİNALİ Hükümetinin attığı olumlu adım yeni bir fır-satı doğurdu ama bir basamak öteye geçemedi. Şu anda Irak’la olan ilişkimiz nötr bir çizgi üze-rinde seyretmektedir.

Şu anda Irak’ın siyasi bir fotoğra-fını çekmek gerekirse, DAEŞ’le mücadele hariç hiç bir iş daha iyi değildir. Seçimlere bir yıl kalmasına rağmen hâlâ bazı bakanlıklar bakansız, rüşvet ve yolsuzluklar diz boyu, maaşlar zaman zaman ödenemez du-ruma geliyor, işsizlik %20’lere ulaştı, patlamaların ardı arkası kesilmiyor, Kürt Yönetimi ile iliş-kiler iyi gitmiyor, temel belediye hizmetleri yok denecek kadar az ve en önemlisi can ve mal güvenliği hâlâ sağlanamamıştır. DAEŞ’la mücadelede bir başarı kaydedilmişse, bunun mimarı ne Irak Ordusudur ne de Peş-

merge kuvvetleri. Tamamen halktan oluşan ve din adamı Ali SİSTANİ’nin bir fetvası üzerine kurulan Haşd Şaabi’nin başarı-sıdır. Bu ordunun kuruluşunda ve sevk-idaresinde İran’ın rolü büyük olmakla beraber, kurtar-dıkları bölgelerde de çok adil hareket ettikleri söylenemez ve hatta beklenemez. Çünkü Irak halkının bütününde adalet, mürüvvet, merhamet kavram-ları silinmiştir. Dolayısıyla DAEŞ bitirildikten sonra Irak yeni bir sürece girebilir. Mesela Şii-Kürt hesaplaşması gündeme gelebilir ya da, Kürt Yönetimi kendi için-de bölünme yaşayabilir.

Türkiye Nerede Yanlış Yapıyor?Ortadoğu denilen suni coğrafya-

da üç millet devlet halinde yaşamakladır: Araplar, Farslar ve Türkler. Bunların içerisinde bölgesel güç olan Türkiye ve İran’dır. İran; Irak, Suriye, Yemen ve Suriye gibi ülkelerde çok açık bir şekilde Şiiciliğin hâmiliğini üstlenirken, bu kisve altında Fars egemenliğini de genişlet-mektedir. İran çekinmeden bu dış politikayı izlemektedir. Buna mukabil Türkiye ise uluslarara-sı hukuk çerçevesinde Irak ve Suriye’de politika geliştirmek istemektedir. Suriye politikasını bir kenara bırakırsak, Irak poli-tikasında 2011 yılından beri üç hata üzerinde devam etmekte-dir: World Population Review kaynak alınırsa1.

1 World Population Review, http://worl-dpopulationreview.com/countries/

1- Irak’ta toplam nüfusun sadece %21’i oluşturan Sünni Arapların hâmisi görünümünü vermekte-dir. Bu kütlenin tamamını temsil edemeyen Nüceyfileri muhatap kabul etmektedir. Bu kesim Su-udi Arabistan ve Katar’dan da ciddi yardım görmektedirler. Ancak Irak genelinde sevilen politikacılar sayılmazlar. Bu di-limi toplum, dindar bir kesim olmaktan çok Baas Partisi’nin uzantısı ve devamı şeklinde al-gılamaktadır.

2- Kürtler, toplam nüfusun %17’sini oluştururken, KDP (Barzani’nin partisi) bu nüfusun üçte birini; yani Irak nüfusunun (%17 x %33=) %6’sını oluştur-maktadırlar.

3- Türkmenler ise toplam nüfusun takriben %7’sini oluştururken2, yarısı Sünni yarısı Şii’dir. Her ne kadar Türkiye bütün Türkmen-leri kucaklamakta samimi ise de fakat yukarıda sıraladığımız iki sebepten dolayı Şii Türkmenler kendilerini dışlanmış addediyor.

4- Şii Araplar toplum nüfusun %46’sını oluşturmaktadır. Bu kesim her ne kadar dağınık gö-rünüyorsa da neticede hepsi tek Şii merci olan Ali Sistani’ye gönülden bağlıdırlar. Bu kesim Irak’ın takriben en çok okuma-mış kesimini oluşturur. Genel-de aydınları din adamlarıdır. Siyasete bulaşmamış Şii din adamı hemen hemen yoktur. Parlamentoda hatırı sayılır sa-

iraq-population/, Erişim Tarihi: 13 Ha-ziran 2017

2 Yukarıdaki kaynak Türkmenleri %3 ola-rak göstermektedir.

Page 9: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

7 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

yıda Şii din adamı vardır. DAEŞ 2014’te birkaç ay içerisinde Irak’ın %35’ini işgal ederken, bu bölgelerde görev yapan Irak as-kerlerinin önemli bir kesimi yine Şii idi ama hepsi görevlerini bı-rakıp kaçmışlardı. Ama DEAŞ’in işgalinden sonra Sistani bir ci-hat fetvası çıkararak Haşd Şaabi ordusunun kurulmasını önerdi. On binlerce Şii bu orduya gö-nüllü katıldı ve 3 yıl zarfında Irak topraklarının önemli bir kısmını DAEŞ’in elinden kurtardı. Bugün Musul’un yarısından fazlasını kurtarmış bulunmaktadırlar. Bugün DAEŞ’in elinde kalan bölge büyüklüğü %5’i geçmez. Irak Parlamentosu tarafından milli ordu olarak kabul edilen ve maaşları devlet tarafından ödenen Haşd Şaabi içinde sa-dece Şii Araplar yoktur. Binlerce Sünni Arap ve 3000 civarında Şii Türkmen’i de saflarında barındı-ran Haşd Şaabi, birçok haksızlık-lar ve yanlışlıklar da yapmış ve yapmaktadır. Neticede intikam almak üzere kurulmuş kontro-lü zayıf bir ordudur. İran’ın bu ordu üzerinde güçlü bir kontro-lü var, çünkü bu ordunun silah-landırılması, finansmanının bir kişi3 ve sevk-idaresi İranlı komu-tanlar tarafından yapılmaktadır. Bu sebepten dolayı Türkiye bu orduyu terör örgütü kabul et-mektedir.

Türkiye Ne Yapmalı? Irak heterojen bir ülkedir. Her ke-

simin mutlak bir dış destekçisi vardır. Bu da IRAK’I oluşturan parçaları birleştireceğine iyice dağıtıyor. Türkiye’nin de bu par-çalardan bir kısmına destek çık-ması, İran ve Suudi Arabistan’a benzemesine sebep oluyor ve örnek bir davranış olarak adde-dilmesi zor görünüyor. Neticede Türkiye’nin desteklediği Arap, Kürt ve Türkmen kesimlerini üst üste koysak Irak nüfusunun üçte biri bile yapmıyor. O zaman Türkiye’nin ciddi iç değişimleri yaşadığı bu günlerde Irak po-litikasını da gözden geçirerek, daha kucaklayıcı ve birleştirici

3 Kasım Süleymani

politikasına dönmesinde yarar vardır. Aslında Türkiye 2003-2008 yılları arasında zaten bu politikayı yürütmüş ve Arap kamuoyunu bu konuda ciddi et-kileyebilmiş ve örnek davranış olarak gösterilmişti. Doğru olan bu politikaya dönüş, gerileme değil ilerlemedir.

Bunun iki istisnası var. Biri PKK terör örgütünün sadece Kuzey Irak’ta değil, artık Kerkük, Tuzhurma-tu, Erbil, Süleymaniye, Sincar ve hatta Bağdat’ta bulunması Türkiye için kırmızı çizgi kabul edilebilir. Bu örgüt Irak’ın meşru bir partisi olan Kürdistan Yurt-severler Birliği ile ciddi dirsek temasında olup, Türkmeneli bölgesinde Türkmenleri tehdit eden ciddi bir milis gücü haline gelmiştir. Buna binaen Türkiye yeni politikası çerçevesinde bu örgüt ile mücadeleyi sadece Türkiye’de değil, gerekirse Irak topraklarına bile girerek bu şer odaklarını takip ederek ezebil-melidir. Bunun için gerekirse Fırat Kalkanı misali bir Dicle Kal-kanı projesi de bu maksatla yü-rürlüğe konulabilir. Bu meyanda Cumhurbaşkanının daha önce dile getirdiği ¨Bir gece ansızın gelebiliriz¨ beyanatı söylemde kalmamalı, uygulamaya geçil-melidir.

İkinci istisna Türkmen meselesi-dir. DAEŞ’ten önce bir türlü ve DAEŞ’tan sonra başka tür-lü mağdur edilen Türkmenler gerçekten sahipsiz ve giderek asimile olan bir halktır. Ne hikmetse DAEŞ’in işgal ettiği toprakların önemli bir kısmı Türkmenlere aittir; Kürt siyasi grupların ilan ettikleri ihtilaflı bölgelerin de çoğu yine Türk-men topraklarıdır. Türkmenler silahsız da olunca bu topraklar Türkmenlere ne geri veriliyor ne de göç eden Türkmenlerin bu topraklara dönmelerine izin çı-kıyor. Türkmen politikası devle-tin üst düzeyinde enine boyuna tartışılmalı, bugüne kadar veri-len insani yardım desteğin ya-

nında her türlü siyasi ve askeri destek de düşünülmelidir. Özel-likle Anavatan Türkiye’ye buruk duran Şii Türkmenlerin gönlü alınmalı ve gösterdikleri kahra-manlıklar takdir edilmelidir.

Sonuç21. Asır ‘da Ortadoğu’da haritalar

değişecek gibi görünüyor. Irak ilk namzet, Suriye de ikincisi. Her iki ülkenin de kaderi bizi birinci dereceden ilgilendiriyor. Bu değişimlerin lehimize ola-cağını beklemek safdillik olur. Onun için daha kararlı bir duruş ve hatta karar verici pozisyo-nunda olmamız kaçınılmaz gibi görünüyor. Sayın Cumhurbaş-kanımızın konuşmalarından, sözünü ettiğimiz tehlikeden haberdar olduğunu rahatlıkla anlayabiliyoruz. Nitekim konuş-malarının satır aralıklarındaki mesajlar çok açıktır.

Her iki ülkede de dört milyona ya-kın soydaşımız var. Bunlar biz-ler için birer kalkan iken, orada varlıklarını güçlü bir şekilde sür-dürmeleri bizim için olmazsa ol-mazlarımızdan olmalıdır. Özel-likle Irak Türkmenlerinin içinde bulundukları durum çok ciddi-dir. Kürt Yönetimi’nin 26 Eylül’ü referandum günü ilan etmesi ve Kerkük’ü de referandum kapsa-mına alması düşündürücüdür. Gerçi bu ilk referandum ilanı değildir. Ama bunun ötekiler-den en önemli farkı, Kerkük’te yaşanan bayrak krizi ile paralel gitmesidir. Bu referanduma kar-şı olanlar içinde Türkiye ve İran başta olmak üzere ABD de bu-lunmaktadır. Ama ABD’nin karşı oluşu surata olabilir. Çünkü bu karşı çıkış, ABD’nin Suriye poli-tikasında PYD’ye verdiği ölçüsüz destekle çelişmektedir.

Gelişen olaylar Irak’ta yaşayan Türkmenlerin boyunu aşmakta-dır. Türkiye, konuyu bütün bo-yutlarıyla ele almadıkça, Türk-men vekil, parti ve aydınlarıyla konuyu görüşmedikçe doğru bir çözüm üretmesi zor görünüyor.

Page 10: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

8 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Serhat ERKMEN*

Türkmeneli’nin Kanayan Yarası Telafer

Son üç yılda Irak ve Suriye’de Türk-menlerin yaşadığı birçok şehir, ilçe, kasaba ve köy harap oldu. Bayırbucak’ta köyler boşaldı, Halep’te mahalleler haftalarca kuşatma altında kaldı, Hama ve Humus göçlere ve yıkıma sahne oldu, Kerkük’e önce DEAŞ gir-meyi denedi, sonra peşmerge kontrolü altına aldı; Diyala’da ve Selahattin’de Türkmenler evlerine güçlükle ve aylar son-ra dönebildiler, bazıları hala dönemedi. Yani Bayırbucak’tan Mendeli’ye kadar Türkmene-li coğrafyasında birçok yerde Türkmenler doğrudan varlıkları-na kasteden tehditlerle karşılaş-tılar. Ancak hiçbiri Telafer kadar parçalanmadı ve yok edilmedi. Üstelik Telafer’in sorunları he-nüz sona ermedi. İlçeyi büyük bir demografik değişim ve çö-küş de bekliyor olabilir, yeni bir umut da. Bu nedenle, Telafer’i ve Telaferlileri yeniden hatırla-manın vakti geldi, hatta geçiyor.

Telafer’de ne olmuştu?Önce birkaç hatırlatma notu akta-

ralım: DEAŞ’ın Musul’u ele ge-çirmesinden önce Telafer Irak’ın en büyük ilçelerinden birisiydi. Musul’un batısında Irak ve Su-riye arasında kritik bir konum-da bulunan ilçenin merkezi ve bağlı köyleri Türkmenlerden oluşuyordu. Iyaziye’nin mer-kezi Türkmen, köyleri Arap ve Kürtlerden, Rabia’nın tamamı-na yakını Araplardan, Zummar

ise bazı bölgelerde Türkmenler bulunsa da çoğunlukla Araplar-dan ve Kürtlerden ibaretti. Şu-bat 2014 verilerine göre ilçenin toplam nüfusu 510 bin civarın-daydı. Bunun yaklaşık 300 bini Türkmenlerden geri kalanı ise Arap ve Kürtlerden oluşuyordu.

İlçe merkezi 2004-2008 yılları ara-sında Şii ve Sünni Türkmenler arasında bir iç savaşa sahne olmuştu. Bu nedenle ilçenin bazı sakinleri, Musul’un dış ma-hallelerine taşınmışlardı. Bu iç savaş yakın coğrafyadaki örnek-leri arasında belki de en şiddetli olanıydı. DEAŞ ilçeyi kontrol etmeden önce olaylarda yeni-den artış yaşanmıştı. Haziran 2014’te Musul merkezin düş-mesinden kısa süre sonra DEAŞ önce yine bir Türkmen nahiyesi olan Muhallebiye’ye, oradan da Telafer’e ilerledi. Bölge sakinle-rinin anlattıklarına göre yaklaşık 200 kişilik bir grup ağır silahlarla ilçeye saldırdı. Önceden hazırla-nan ve uyuyan hücre olarak ni-telenen gruplar gelen saldırgan-lara katıldı. İlçede çok kısa süreli bir çatışma yaşandı.

İç savaş nedeniyle o dönemde za-ten ayrışan Telafer’de Sünni ve Şii Türkmenler güvenlik gerek-çesiyle çoğunlukla ayrı mahal-lelerde yaşıyorlardı. DEAŞ’ın şehre gelmesiyle birlikte, Şii Türkmenlerin tamamı ve Sünni Türkmenlerin bir kısmı başları-na gelebilecek tehlike nedeniy-le kaçtılar. Sadece ilçe merkezi

değil, kasabalar ve köylerin bir kısmı ya DEAŞ’a katıldı ya da boşaldı. Kısa süre içinde Telafer, DEAŞ’ın en önemli kalelerinden birisi haline geldi. Bugün dahi, Ninova Vilayeti’nde DEAŞ’ın hala koruyabildiği az sayıdaki yerlerden birisi Telafer’dir. Bu hikayenin büyük bir kısmı daha önce yazıldı ya da anlatıldı. Bu nedenle kamuoyunda biliniyor, fakat bundan sonrası için ha-tırlatılmalı. Peki sonrasında ne oldu?

DEAŞ’ın hükmü altında Telafer ve Telaferliler

DEAŞ, Telafer’e girdikten sonra he-men hemen her şey değişti. Ama Telafer iki konuyla dünya-nın gündemine geldi: Ezidilere yapılan zulüm ve DEAŞ’ın üst düzey kadrosunda Telaferlilerin sayısı ve önemi.

Bu konulardan ilki Telaferlilere yö-nelik açık bir haksızlık içeriyor. DEAŞ’ın kendisinden görme-diklerine yaptıkları ortada. Bu zulümden Ezidiler gibi Irak ve Suriye’de yaşayan pek çok ke-sim de acı çekti. Bu anlamda Ezidilerin çektikleri küçümsene-mez. Ancak, insanların köleleş-tirildiği ve satıldığı yerlerin Te-lafer yakınlarında olması bunu Telaferlilerin yaptığı anlamına gelmiyor. Üstelik bu işin sorum-luları da belli ve elbette cezala-rını çekmeliler. Şurası kesin ki bu suça Musul’da herkes iştirak etmiş olabilir, fakat yapan aşi-retler dahi belliyken tüm suçun

* Doç.Dr., Ahi Evran Üniversitesi Uluslara-rası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi

Page 11: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

9 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Telaferlilerin üstüne atılması tam bir haksızlık.

İkincisi ise DEAŞ’ın üst düzey kad-rosunda Telaferlilerin varlığı. Bu, bambaşka bir araştırma ko-nusu. Fakat şunu kabul etmek gerekir ki Irak coğrafyasında dar bir alan olarak kalan Telafer’den DEAŞ’a bu kadar üst düzey isim çıktığı gerçeği bir kenara atıla-maz. Örgütün lideri olan Ebube-kir Bağdadi’den sonra başına en çok ödül konulan ismin, ayrıca örgütün bir dönem iki numara-sının, Musul valilerinden bazıla-rının, Şer’i Heyeti üyeleri ve ye-rel yetkililerinden bir kısmının ve bazı üst düzey askeri yetkili-lerinin Telaferli oldukları bilini-yor. Bu olgu ihmal edilmemeli, çünkü bu ilçede Türkmenlere gelecekte sağlıklı bir yaşam or-tamı yaratılması isteniyorsa, bu gerçeğin nedenleri incelenmeli ve bunu ortaya çıkaran sebepler ortadan kaldırılmalı.

DEAŞ’tan sonra Telafer dünyanın gündemine böyle gelmiş olabi-lir. Fakat bir de hikayenin anla-tılmayan, bambaşka bir kısmı var. Telaferlilere ne oldu? İlçede yaşayan 300 bin Türkmen bu-gün nerede?

DEAŞ’ın şehre girmesinden hemen sonra binlerce Telaferli yollara düştü. Şii Türkmenler, Irak hükü-metinin de yardımlarıyla başta Necef, Kerbala, Bağdat olmak üzere Irak’ın güneyindeki vila-yetlere yerleştiler. Sayıları 120 ile 140 bin arasında olduğu ifade edilen bu kesimin bu bölgelerde kendilerine yer gösterilmesine rağmen yaşam koşullarının iyi olduğu söylenemez. Yine de can güvenliği nedeniyle şu an için orada kalmayı tercih ediyorlar.

Sünni Türkmenler ise tamamen da-ğıldı. Çoğu ilk etapta yaşanan göç dalgası sırasında olmak üze-re 60 bin kadarı Türkiye’ye gel-di. Geri kalanı ise farklı yerlere dağıldı. Kabaca 3 bin 100 kadar aile Duhok, Süleymaniye ve

Erbil’e, 2 bin 500 kadar aile ise Kerkük’e yerleşti. Diğerleri ise Telafer’de kaldı. DEAŞ bölgeyi ele geçirince Telafer’de demog-rafik yapı değişti. Hem kasaba ve köylere hem de ilçe merke-zine Irak ve Suriye dışından ge-len kişiler ve aileleri yerleştiril-di. Yani üç sene öncesinde ilçe merkezinde Türkçeden başka bir dile ihtiyaç duymayacağınız bir yer olan Telafer’de demog-rafik yapı ciddi ölçüde değişti.

Göç edilen bölgelerdeki intibak so-runu

Telaferlilerin karşılaştığı ilk güçlük, yaşadıkları ani göçün ardından gittikleri yerlerdeki toplumsal yapıya uyum konusunda sorun yaşamaları. Başlangıçta yapılan yardımlar aileler için acil ihti-yaçların giderilmesinde kulla-nılıyordu. Fakat aradan geçen zaman zarfında nereye gider-lerse gitsinler ekonomik ve top-lumsal sorunlarla karşılaştılar. Türkiye’de zaman zaman sorun-lar yaşasalar da asıl sorunlarla Irak’ta yüzleştiler.

Irak’ta ister kuzeye ister güneye gitsinler yerel nüfus tarafından sıcak karşılanmadılar. Güneye doğru giden Telaferliler, Arap-ların arasında ikinci sınıf vatan-daş muamelesi gördüklerine inanıyorlar. Zor şartlar altında geçimlerini sağlamaya çalışsalar da çoğu tarım toplumunun ge-leneksel özelliklerini gösteren Telaferli Türkmenlerin güneyde-ki yaşama uyum sağlamaları zor oldu. Bazıları ekonomik bazıları da toplumsal ve psikolojik ne-denlerle binlerce Türkmen gen-ci Haşdi Şabi’ye katıldı. Üstelik Haşdi Şabi içindeki Telaferliler, ülkenin en zor cephelerine gön-derildi. Ülke genelinde 600’e yakın Telaferli Türkmen, Haşdi Şabi’de savaşırken öldü.

Sünni Türkmenlerin hali en az Şii Türkmenler kadar, hatta daha da kötü. Ezidilerin başına gelen-lerden sonra çok sayıda Kürt, bu durumdan Telaferlileri sorumlu

tuttu. Başta Erbil olmak üzere birçok yerde tüm suçların ‘ola-ğan şüpheli’si haline geldiler. Telaferliler bir süre Kerkük’e alınmak istenmedi. Sonra başta ITC olmak üzere çeşitli kurumla-rın girişimiyle girişlerine izin ve-rildi. Fakat imkanları çok kısıtlı. Kimliklerinde Telaferli oldukları yazan kişiler, sadece güvenlik güçleri nezdinde değil halk ta-rafından bile şüpheyle karşılanır hale geldi. Özetle, içine kapalı bir toplumsal düzene sahip olan Telaferli Türkmenler, ilk kez bu kadar büyük kafileler halinde dışa açıldılar ve karşılaştıkları tepki nedeniyle uyum sağlaya-madılar. Tersine, grup içi bağlılık daha çok arttı.

Geleneksel toplumsal yapı bozulduİkinci olarak, Telaferli Türkmenle-

rin toplumsal yapısı bozuldu. Geleneksel olarak aşiretlerin ve aşiretçiliğin güçlü olduğu il-çede aşiret yapıları aynı şekilde kalmadı. Şii Türkmenler daha çok bir arada kaldıkları için gö-reli olarak yapılarını korusalar dahi, onlar arasında bile gele-neksel liderliğin hükmü zayıf. Topluluğun lideri konumundaki kişiler, DEAŞ saldırılarında, göç yollarında ve yeni yerlere yer-leştikten sonraki ekonomik ve toplumsal yaşamda önderlik edemedi. Bunun yerini, milis gruplara dahil olan ve akraba-larını da dahil ettirenler almaya başladı. Yani geleneksel toprak ağalığının günümüze ulaşan son halleri de zemin kaybetti. Yerine yükselen ise kimliğini soybağın-dan ziyade mezhepsel köklerin-den alan siyasal oluşumlar.

Sünni Türkmenlerde ise geleneksel toplumsal yapı neredeyse ta-mamen ortadan kalktı. Gerek büyük şehrin yeni sosyo-eko-nomik koşulları, gerekse kamp yaşamının büyük çaplı liderliğe ihtiyaç hissettirmeyen mahiyeti eski ilişkiler ağını ve toplumsal dokuyu değiştirdi. Üstelik aşiret reislerinin çoğunun DEAŞ’a katı-lanları engelleyemediği ve hatta

Page 12: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

10 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

onlar yüzünden topraklarından kaçmak zorunda kaldıkları gö-rüldü.

Üçüncüsü, Telafer’in demografik yapısı dramatik biçimde değişti. Bugün artık eski Telafer yok. Irak ve Suriye’nin diğer bölgelerinde görüldüğü gibi boşaltılan alanla-ra geri dönüş, şartlara ve siyasal denklemlere bağlı. Türkmenler evlerine dönmek isteseler dahi kimlerin döneceğine hangi mer-cilerin karar vereceği tamamen belirsiz. Ayrıca şehrin yarısından çoğunun, özellikle de Türkiye’de ikamet edenlerin dönmek is-tediği de şüpheli. Bu nedenle, Telafer’in demografisi sadece ‘şimdilik’ değil, yakın gelecek için de değişmiş görünüyor.

Yakın gelecekte ne olabilir, ne ya-pılmalı?

Musul’da Irak ordusu ile DEAŞ ara-sındaki çatışmalar kısa bir süre sonra bitecek. Büyük olasılıkla DEAŞ yeraltına ve çöl alanlarına çekilecektir. Musul merkezdeki çatışmanın bitmesiyle Telafer daha fazla gündeme gelecek-tir. Halihazırda Telafer’in içinde yarısı yabancı, diğerleri de Tela-ferlilerden oluşan 2 bine yakın DEAŞ militanı olduğu düşünülü-yor. Telafer’in içinde ise yaklaşık 15 bin Türkmen kapana kısılmış bir vaziyette, oradan kaçamıyor. Irak’ın diğer yerlerinden getiri-len 500 kadar DEAŞ militanının aileleri de bu sayıya eklendiğin-de, ilçe merkezinde 17-18 bin civarında bir nüfusun bulundu-ğu tahmin ediliyor. Uzun bir sü-redir, Irak ordusu ve Haşdi Şabi ilçenin civarında sınırlı operas-yonlar yapıyor. Fakat burada kalanlar, kolay vazgeçecek gibi değil. Bu nedenle Musul bü-yüklüğünde olmasa da Telafer’i -yine- kanlı bir çatışma dönemi-nin beklediği öngörülebilir.

Bütün bu yaşananlar ve yaşanma-sı muhtemel olaylar arasında, ABD destekli Irak operasyonu-nun başlamasıyla ilçeyi terk etmek zorunda kalan binlerce

Telaferli Türkmen unutulma-malı. Musul operasyonu başla-dıktan sonra Irak’tan Suriye’ye kaçan Türkmenlerin sayısı 13 bine ulaştı. Bunların çoğu Azez civarında yaşasa da Cerablus, İdlib ve Cezire bölgesinde olan-lar da var. Güvenlik gerekçesiyle sınırın öte tarafından Türkiye’ye geçmelerine izin verilmiyor ve durumları son derece kötü. Bu bölgede onları ziyaret edenlerin anlattıklarına göre yaşadıkları alanlar insan yaşamı için hiç uy-gun değil ve çok güç koşullarda hayatta kalmaya çalışıyorlar.

Telafer’in stratejik önemiBunun dışında kaynaklarda Mu-

sul’daki aileler olarak geçtiğin-den dikkat çekmiyor olabilir ama doğu Musul’da hala bin 250 civarında Telaferli Türkmen ailesi var. Bunlara Muhallebi-ye civarındaki yaklaşık bin 200 aileyi de eklemek gerekiyor. Yani Telaferin içindekiler, Musul merkez ve bağlı kasabalarda-kilerle birlikte 40 bin civarında Türkmenin akibeti belirsiz. Ça-tışmaların bu şekilde sürmesi ve üstelik çoğunun potansiyel suçlu olarak görülmesi nedeniy-le binlerce insan tam bir insani krizle karşı karşıya kalabilir.

İkinci sorun Telafer’in yeniden stra-tejik önemini kazanmasıyla ilgili. Sonuçta ilçe DEAŞ’tan kurtarıla-cak. Ancak ilçenin stratejik öne-mi bundan sonrasında ortaya çıkacak. Telafer, Türkiye için son derece stratejik bir önem sahip. Bir kere Musul’un geleceğiy-le yakından ilgilenen Türkiye, Telafer’den vazgeçemez. İkincisi, Telafer bölgede Türkmenlerin son kalesi durumunda. Üçüncü-sü, Telafer-Sincar arasında kalan Türkmen köyleri Sincar bölge-sine giden yolun kontrolünde stratejik bir öneme sahip. Bu ne-denle Telafer’de ne olup bittiği sadece Türkmenler bağlamında değil Sincar’ı yeni bir üs durumu-na getirmek isteyen PKK terör örgütüyle mücadele bağlamında da son derece önemli.

Telafer’de ‘mülkiyet’ tehlikesiBöylesine bir öneme sahip ilçede

geri dönüşlerin sağlıklı bir uz-laşıyla yapılması hayati önem taşıyor. Eğer ilçenin Türkmen karakteri korunmazsa mevcut mezhep tabanlı ayrışma içinden çıkılamaz bir hal alır. Bu neden-le, geri dönüşlerin sağlanması sürecinde, yaşanan mağduri-yetlerin giderilmesi kadar DEAŞ zihniyetinin bölgede yeniden güçlenmesine neden olabilecek bir durumun oluşmasının engel-lenmesi de önemli. Bu nedenle, güvenilir kişilerden kurulacak komisyonlar şart. Telafer siyase-ti denilince yıllardır akla gelen isimlerin DEAŞ’ın gelmesi ve sonraki süreçte ne kadar etkin olabildikleri görüldü. Bu yüzden Telafer’de uzlaşmayı sağlayabi-lecek ve halkı gerçekten barışçı yönde etkileyebilecek yeni yüz-lerin ön plana çıkması gerekiyor.

Son olarak, Telafer’e dönüşlerin özendirilmesi gerekiyor. Mu-sul nasıl yıkıldıysa, Telafer de aynı akıbete maruz kalabilir. İlçenin imarının Irak hükümeti için ne kadar öncelikli olduğu tartışılır. Ancak ülke içinde iç göç sonucunda başka şehirlere yerleşmek zorunda kalanların geri dönüşleri mümkün olsa da başta Türkiye olmak üzere baş-ka ülkelere gidenlerin dönme isteği duyma ihtimali düşük. Bu dönme isteğinin şimdiden uyandırılmaya başlaması lazım.

Türkiye neden mi bununla ilgilen-meli? Sebebi basit. Toprakları-na dönme umudu kalmayanlar, çok ucuz fiyatlarla arazilerini satmak zorunda kalacak (bel-ki de bu süreç başlamıştır.) Bu toprakları ise Sincar ve civarın-da kimin stratejik planları varsa ya da Telafer’in demografisini kim değiştirmek istiyorsa o ala-cak. Bu nedenle Telafer sadece Türkmenlerin iç uyumu mese-lesi olarak değil, aynı zamanda Türkiye için birincil derecede önemli bir güvenlik meselesi olarak da görülmelidir.

Page 13: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

11 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Yılmaz [email protected]

Gördüğüm Kerkük

Biz, diasporadaki Türkmenler; Kerkük’ü her ziyaretimizde, belleğimize şehrin bir fotoğrafı yerleşir. Zaman zaman da bu fotoğrafları karşılaştırarak şeh-rin ne kadar tahribata uğradı-ğını anlıyor insan. Bazen bir evvelki Fotoğraflarla karşılaştı-rıyorsun, bir zaman dilimi için-deki değişimi gözlemliyorsun, bazen de ilk fotoğrafa dönü-yorsun, şehrin sana ne kadar yabancılaştığını görüyorsun. Kahroluyorsun.

Zihnimdeki ilk fotoğrafları karıştı-rırken, ister istemez üniversite yılları ağır basıyor. Yaz tatili için memlekete dönüş heyecanı içinde, üç günlük kara trende 3. derecede seyahat etmek! Üç gün Üç gece boyunca ah-şap banklarda vücut kaslarına yaptığı eziyetin üstüne, Mu-sul istasyonunda, sabahı bek-lerken, bir başka bankta kıv-rıldığını hatırlıyorsun. Ama sıla heyecanı bütün bu işkenceleri hoş görüp, istiflendiğin dol-muşta tangır tungur Kerkük’e yol alırken, heyecanın bir kar topu gibi, büyüyüp büyüyüp, taşıyamayacağın boyutlara ulaştığını anımsıyorsun. Ba-bagürgür ateşini görünce bir başka heyecan başlıyor. Şeh-re girerken ilk gördüğün ta-nıdık kişi kim olacak? nerede

göreceksin? Uzun zamanlar Kerkük’ün Erbil yolu girişi kadı evinden başlardı. Kerküklü yüklenici Süleyman Said’in yü-kümlendiği birkaç yüz metrelik çift şeritli yolla bugünkü ihvan Camisi göbeğine kadar ötelen-di. Ve tandık kişiyi kadı evine varmadan yakalamış olurdum! Şimdiki fotoğrafta ise, baba evine varıncaya kadar sürüyor bu arayış. Şehir benden ya-bancı, ama ben şehre yabancı değilim! Eski fotoğrafların bü-tün uyumsuzluklarına rağmen, şehrin bir kokusu, zaman tüne-li içinde bütün mesafeleri yok ediyor ve o ilk fotoğraftaki ha-vayı yakalıyorum ve giriyorum baba evine, ilk tanıdık kişiyle kavuşmak için!

Erbil’den Kerkük’e doğru koyulu-yoruz yola. Kafamı cama da-yayıp hiçbir şeyi kaçırmamak için, bir sağa bakıyorum bir sola. Erbil kontrol noktasını, Erbil’i il sınırına kadar ötele-mişler. Kuştepe’yi geçiyorsun. Nerdeyse inşaatlarda bir de-vamlık söz konusu. Kırsal alan-lar da tıpkı şehirlerin içi gibi, plan yok, düzen yok. Fabrika, benzinlik, konut, tarla. Herkes kafasına estiği gibi davranıyor. Şehir içi de böyle. Çok katlı binalar arasında villalar. Her türlü ticari ve sınai binalar yan yana ve iç içe. Bu belki de Irak-lıların demokrasi ve özgürlük

anlayışlarının bir yansımasıdır şehre ve ekonomiye; anarşi ve düzensizlik.

Erbil kontrol kapısından çıkmak girmekten çok kolaydır. Giriş tarafına gözüm takılıyor, Arap-ların araçları ve yolcuları uzun sıralarda giriş izni bekliyorlar. Ben ki birçok orta doğu ülkele-rine kara yoluyla seyahat yap-tım, böylesi uzun kuyruklarda bekleme görmedim. Oralar sınır kapısı ise, burası ırak top-rakları içinde bir şehre giriş yapmak. Hepsi bu! Öz yurdun-da garipsin.

Kontrol noktasını geçer geçmez Altunköpr’de buluyoruz ken-dimizi. Dükkanların önünde öbek öbek turp ve kümelen-miş marul! Hala bunlar turp ve marulla mı uğraşıyorlar diyorum kendi kendime yük-sek sesle. Şoförüm ilginç bir tespitte bulunuyor: Altunköp-rü halkı çok fakirler. Buranın

Kışlanın ayakta kalan yarısı

Page 14: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

12 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

zenginleri Türkmen’di. Hepsi Türkiye’ye gitti. Fakir halkın da turp ekmekten başka yapacağı bir şey yok!

Altunköprü ve sonrası da yeni fab-rika binaları ve işletmelerle dolup taşıyor. Hele Kerkük’e yaklaştıkça, inşaat işletmeleri artıyor: beton santralleri, bri-ket fabrikaları, beton borular vs. Irak’ta çoktan yürürlükte olan yatırım teşvikleri yanında, sanayi teşvikleri de başlamış durumda. Ama Türkmenlerin bu teşviklerden yararlanma oranı yüzde beş bile değil! Bunun da üç nedeni var. Ser-maye yetersizliği, teknik bilgi eksikliği ve güvenlik. Aklıma is-ter istemez tekrar yatırım ban-kası fikri geliyor. Bugün Irak’ta, her şehirde, her grubun bir yatırım bankası vardır. Bir tek Türkmenlerin yok! Böyle bir bankamız olsaydı ilk iki sorun çözülürdü. Banka Türkmenle-re hem sermaye temin ederdi hem de teknik bilgi ve yatırım yönlendirmesi yapardı. Gü-venliğe gelince ona da bir fon ayırıp eğitimli bir özel güvenlik

birimi ile bu sorun da aşılabi-lirdi. O zaman belki de yatırım yüzdemiz %50lere tırmanırdı diye düşünüyorum.

Babagürgür ateşi yine yanıyor. Değişen bir şey yok. Anlaşı-lan böyle yanması, değer-lendirilmesinden daha kolay. Kerkük’te petrol bulunalı, şehir planlamalarında şehrin kuzey kısmı, petrol araştırma sahası olup her türlü yapılan-maya karşı yasaklı bölge idi. Gel gör ki bu bölgelerde yapı-laşma almış başını yürümüş, belediye de her türlü altyapı hizmetini götürmüş onlara!

Kerkük’e giriyoruz. Kerkük gara-jının da yer aldığı Rahimava mahallesindeyiz. Belleğimde saklı 2005 senesindeki fotoğ-rafla hiç ilgisi yok. Eski sefaletli halinden eser kalmamış. Yollar genişletilmiş. Kaldırımlar kilit taşıyla döşenmiş. Yolun iki ta-rafında çirkin dekorasyonlu bi-nalar düzensiz bir şekilde yük-selmiş durumda. Mübalağalı bir ışıklandırma ve ciyak renk-lerle avazı yüksek müzik ses-

leri birbirine karışarak karma bir gürültü kirliliği oluşturuyor. Dikkatimi lüks balık lokantala-rı çekiyor. Bağdadın meşhur balıkçı lokantaları güvenlik nedenlerinden dolayı kuzeye göç etmiş durumdalar. Ba-lık diyorum. Evet diyor şoför, çok güzel balık lokantalarımız var, Özellikle Dilşat lokantası. Türkmenler hep oraya gelir-ler. Biliyorsunuz Türkmenler iyi yemek yapmayan yerlere gitmezler. Bu tespit çok ilgimi çekiyor. Demek ki üstün bir sosyal yapının izleri hala halkın belleğinde duruyor.

Bu beni Kerkük’ün eski fotoğrafla-rından birine götürüyor yine. Osmanlının mirasçıları şehir-li Türkmenlerin, şehir olarak Kerkük üzerinde bıraktıkları izler. Saddam döneminde her yıl en güzel şehir değerlendi-rilmesi yapılırdı. Yatırım ba-kımından adil davranılmayan Kerkük, her zaman başa güre-şirdi ve çoğu kez de ipi göğüs-lerdi! Bu tamamıyla Osmanlı şehir kültürünün, mimari, gör-gü ve temizlik anlayışının so-mut yansımasıydı şehrin yapı-sına. Onun içindir ki Saddam’ın bir Kerkük ziyareti dönüşünde geçtiği Türkmen köylerinden – Yayçı - kafasında yerleşen gö-rüntünün etkisiyle Şırgat kay-makamına patlayacaktı “ bir Türkmen köylüsünün evi senin makam odandan daha temiz” diyerek yüreğindeki acı gerçe-ği ifade ediyordu.

Her ne kadar politik oyunlarla Kerkük’ü doğal ortamından koparsalar da kültürel aidiye-tini yok edemediler. Hatta bu şehirli kültür öyle güçlüydü ki, türlü nedenlerle göç eden insanları de eğitti, şehirleştir-di ve kültürünü kabul ettirdi. Şehre yerleşen Arap ve Kürtler bu kültürü kabullendiler, dil-lerini öğrendiler ve folklorunu benimsediler. Bu olgu siyase-tin her türlü negatif oyunlarına

Kışlanın yıkılmaya başlayan tarafı

Page 15: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

13 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

rağmen etkisini sürdürdü. Ta ki Saddam rejiminin çöküşünden sonra, şehrin demografik yapı-sını değiştirmek için Kerkük’e sürülen yüz binlerce kürdün, şehir kültürüne entegre edil-mesinin imkansızlığı karşısın-da, şehir zıvanadan çıktı ve yeni yönetimin ülke çapındaki ilkelliğine, zorla etnik üstün-lük kurma çabaları eklenince, şehir işlevsel ve görsel olarak çekilmez oldu.

Şehrin yabancılaşmasını ilk önce sokağımızda hissediyorum. As-faltlanmamış sokakların her iki tarafındaki evlerin rengârenk cehennemi çiçekleri ve şeb-boy kokuları saçan bahçelerin içindeki mütevazi, temiz ve bakımlı evlerin huzur veren görünüşü yerine, asfalt sokak üzerinde ikiye, üçe bölünmüş küçücük parseller üzerinde yükselen 2-3 katlı double vo-lume evler. Tıpkı küçük çocuğa büyük elbisesi giydirir gibi. Kü-çücük mekân birimlerini mer-mer ve taşla kaplayıp eğreti Yunan sütunları üzerinde yük-selen balkon ve çatıların oluş-turduğu, ağaçsız, çiçeksiz ve ruhsuz çirkin mimari ucubeler.

Şehrin dokusu hunharca tahrip edilirken, şehrin mirası olan tarihi eserler de kasıt ve ihmal-den harabelere dönüşüyor ve ortadan kaldırılıyor. Bir şehrin kimliğini tarihi eserler oluştu-rur. Kerkük’teki tarihi eserle-rin tamamı bazı kiliseler hariç Türk eserleridir. Onun içindir ki değişik yönetimler tarafın-dan ihmal edildi ve ortadan kaldırılmak istendi. İşte kule; suç mekânı haline geldiği için kepçelerle yerle bir edildi! ve Kerkük kalesi, dünyanın gözü önünde inşaat makinalarının önüne atıldı. 850 binadan kala kala, yarı harabe 57 bina kaldı! bunlardan da yalnız 9’u kulla-nılır haldedir.

Tarihi eser bakım ister tamir ister ve bilimsel restorasyon gerek-tirir. Şehrin eski yapıları kaya (taş) ve kireçten yapıldığı için, hava şartlarından etkilenmesi kaçınılmazdır. Petrol zengini bir ülkede, tarihi eserin korun-ması ve tamiri için, bütçe yok, ödenek yok bahanesini öne sürersen, niyetini ayan beyan ortaya atmaktasın. İşte Kerkük Kışlasının hali. Yakın tarihe ka-dar kullanılan bu U şeklindeki iki katlı ve altı dönümlük bir araziye kurulmuştur- 1 dö-nüm = 2500 m2- bu bina, aynı yöntemle kaderine terk edil-mektedir. Binanın yarısı 1985 yılında Saddam ordusu tara-fından yıkılmış, diğer yarısı da oluşan çatlaklardan, sızan yağ-murlardan dolayı peyderpey yıkılmaktadır. Eserler müdür-lüğünün acil tamirat için talep ettiği ödenek ise, vali tarafın-dan ret edilmiştir.

Kerkük’te, şehrin ve halkın yakın-dığı her olumsuz şeyin altında valinin katkısı vardır! başlan-gıçta uzun zaman ertelenmiş hizmetlerin, Petro dolar para-sıyla karşılanması, halkta bir memnuniyet uyandırsa da, va-linin militanca davranması ve bilinçli bir şekilde şehrin etnik yapısı üzerinde projeler uygu-laması, halkın devamlı şikayet ettiği bir durum haline gel-miştir. Buna vilayetten gelen pis kokuların ve kirli ilişkilerin merkezindeki valinin, gelişme-miş şehir kültürünün ürünü olan projeler eklenince, şehir her gün biraz daha geriye gidi-yor ve can çekişiyor. Bunun da son ve en çirkin örneği, şehit-ler köprüsünün her iki yanına inşa edilen yatırım dükkanları! köprüyü geçerken, Hasasu’yun derinliğini göremiyorsun. Gör-düğün şey, köprünün sağında ve solundaki işportacı dükkan-ları!

Kalenin hazin halini gördükten

sonra Kayseri’ye iniyorum, alü-minyum vitrinler içine, kalite-siz uzak doğu mallarıyla doluş-turulan çarşının hiçbir esprisi kalmamış. Kalabalık ve kalite-siz. Durum büyük pazarda da aynı. Pis ve pejmürde. Devlet ve belediyeden eser yok. Taş-ra tarafından istilaya uğrayan şehrin buna ayak uydurmak-tan başka çaresi yok gibi!

Atlas caddesinden eski Ahmet ağa meydanından Korye pazarına iniyorum. Korye büyük pazara göre biraz olsun kendini koru-muş. Simalar tanıdık, dil aşina ve binalar büyük ölçüde kıyı-ma uğramamıştır. Şehir her ne kadar bana yabancılaşmışsa da köşe bucaklarından gelen doku kokuları beni mazinin şehrine götürüyor ve gözü-mün önüne eski fotoğrafları seriyor!

Türkmen siyasileri ve entelektüel-leri, Türkmen’e hizmet etme-nin yalnızca siyaset olduğunu sanırlar. Oysa ki siyaset alanın dışında halkın birçok beklen-tisi var ve yapma imkanları da daha geniş. Sosyal, kültürel, ekonomik ve eğitim alanların-da yapılacak çok iş var. Her biri bir araştırma konusu olan bu alanlara işaret etmekle birlik-te, halkın öncelikli olarak bir yatırım bankasına ve havaa-lanına ihtiyacı olduğunu düşü-

Hasasu üzerinde şehitler köprüsüne para-lel dükkanlar

Page 16: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

14 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Türkmen Dağarcığı

Şanlıurfa’nın sevilen tanınmış müzik adamı ve besteleri ile gönüllerde taht kuran Ab-dullah Balak aramızdan ayrıl-dı. Tedavi gördüğü Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştır-ma Hastanesi’nde 25 Şubat 2017 tarihinde hayata gözle-rini yuman Balak, 79 yaşında idi. Abdullah Balak, Şanlıurfa Yeni Aile Mezarlığı’nda sanat camiasından birçok ismin ka-tılımıyla sevenlerinin omuzla-rında son yolculuğuna uğur-landı.

Abdullah Balak Kimdir?Urfa’nın tanınmış eşrafından

Osman Vehbi’nin oğlu ola-rak 3 Şubat 1938 tarihinde Urfa’da doğdu. Lise öğrenimi-ni Urfa’da tamamladı. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi matematik bö-lümünü bitirdi. Urfa’da öğret-menliğe başladı. 1975 yılında Şanlıurfa Milli Eğitim Müdür Muavinliğine getirildi. 1976 yılında tekrar öğretmenliğe döndü, uzun yıllar öğretmen-lik yaptıktan sonra 1994 yı-lında Harran Üniversitesi’ne

geçti. Abdullah Balak erken yaşlardan itibaren müzikle dolu bir hayat yaşadı. Okul-dan önce olduğu gibi okul yıllarında da korolara girerek müzik etkinliklerinde yer aldı.

Daha sonra Urfa’da kurulan mu-siki derneğinde ünlü ustalar-la birlikte çalışmalar yaptı. Öğretmenlik yıllarında okul koroları kurdu, çoğu zaman bağlamasıyla onlara eşlik etti. Üniversite yıllarında musi-ki topluluklarında çalıştı. 11 Nisan kurtuluş gecelerinde Ankara radyosunda Şanlıur-fa Kültür Derneği korolarını yönetti. Şanlıurfa’ya geldik-ten sonra da müzikle iç içe yaşadı. 1969 yılında tenekeci Mahmut Güzelgöz’le ilgili bir jübile gecesi hazırladı. Gece çok ilgi gördü ve beğenildi.

Şanlıurfa’nın müzik kültürüne eş-siz değerler katan, yaşamını Şanlıurfa müziğine adayan; “Felek sen ne feleksen”, “Fa-dile”, “Eminem”, “Cemilem”, “Kardaş dala konaram”, “Cey-lan” gibi 28 besteyi müzik yaşamına sığdıran Abdullah Balak, İbrahim Tatlıses, Nuri Sesigüzel, Mahmut Tuncer, Selahattin Alpay ve Seyfettin Sucu gibi sanatçılara çok sa-yıda türkü yaptı. Birçok Urfa türküsünün repertuarımıza kazandırılmasında emeği geç-

Kerkük’ün Kadim Dostu Abdullah Balak’ın

ArdındanSuphi SAATÇİ

[email protected]

Page 17: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

15 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

ti. “Felek Sen Ne Feleksen” türküsünde Mahsun Kırmızı-gül ile düet yaptı.

Balak Kerkük’ün Can Dostuyduİstanbul’da öğrenci iken Abdul-

lah Balak’ın ismini duymuş-tum. Ankara’da tahsil yapan Kerküklü öğrencilerle dostluk kuran Balak, orada da Kerkük hoyrat ve türküleriyle ilgilenir-di. Ankara’da Tıp eğitimi yapan İmat Nakip ve bazen Ankara’ya giden Ümit Musa Akçay ile musiki meşk ederlerdi.

1970 yılında aziz dost Mehmet Özbek ile tanışınca, ondan da Abdullah Balak’ı daha ayrıntılı biçimde tanımaya başladım. Hele onun Fadile ve Kardaş Dala Konaram gibi bestele-rini duyunca ona karşı saygı ve sevgi beslemiştim. 1976 yılında görevli olarak gittiğim Urfa’da ilk aradığım kişi Ab-dullah Balak oldu. Onunla yüz yüze tanışınca, onun da sanki çok eski bir Kerküklü olduğu-nu sanmıştım. Öylesine yakın ve can dostu biri olduğunu anlayınca, samimiyet ve mu-habbetimiz daha da artmıştı.

Urfa’da beni rahmetli Tenekeci Mahmut (Mahmut Güzelgöz) ile o tanıştırmıştı. Urfa Mü-zesinde görevli olan Teneke-ci Mahmut’tan Urfa makam ve hoyratları hakkında uzun uzadıya bilgi alıp istifade et-miştim. Kendisiyle 1976 yılın-daki bu ziyarette bir hatıra fo-toğrafı da çektirmiştim. Urfa gazelleri üzerine de yaptığı-mız sohbette Râsih’in “Süz-me çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne” başlıklı gazeli okumuştu.

Balak’tan Urfa divanı hakkında da bilgi alırken, bunun enstrü-mantal bir parça olmadığını, aslında sözlerle okunduğunu

söyledi. O arada yoldan geçen bir taksi şoförüne “Mustafa” diye seslenerek arabayı dur-durdu. Bana da hadi atla ara-baya bin dedi. Bu arada şoföre “Mustafa arabanın camlarını kapat ve Kerküklü Kardaşımı-za bir divan patlat” dedi. O da başım üste diyerek Halilülrah-man Gölüne kadar okuduğu Urfa Divanı ile bizi mest etti. O günden beri, rastladığım her Urfalıya Mustafa (soyadı Şahin miydi acaba, tam hatır-layamıyorum) adlı divan usta-sını sorarım. Son zamanlarda mevlit ve dinî törenlerde oku-duğunu duymuştum. Allah uzun ömürler versin.

Balak Kerkük’e, Kerküklüle-re, Türkmenlere, bütün bir Türkmeneli’ne öylesine düş-kün ki, anlatmak mümkün değil. Yaşça benden büyük olmasına rağmen öylesine samimi davranışları vardı ki, sanki aynı yaşta iki kardeş gibi konuşuyorduk. Ona rağ-men kendisine her zaman “Abdullah Ağabey” diye hitap ederdim. Tevazuunu ve alçak gönüllüğünü hiçbir zaman el-den bırakmasa bile, o bizlerin ağabeyi idi.

Kerkük hoyrat ve türküleri dı-şında, Kerkük’ün yemekleri, Kerkük ağzı ile Urfa ağzının ve halk edebiyatı ürünlerinin benzer olduğunu söyler du-rurdu. Kerkük ile Urfa bir el-manın iki yarısı gibidir, derdi. Kerkük’te bir anonim dörtlü-ğümüz vardır:

Kerkük’e düştü yolumYar çekme çıkar kolumKesildi gelip gidenMen seni kimden sorum

Abdullah Balak ile sohbet eder-ken, Urfa’da Kerkük üzerine söylenmiş bir mâni vardır,

dedi. Ben de merak ettim doğrusu ve hemen sordum, nasıl bir mâni ağabey, dedim. Mâniyi okudu:

Kerkük’e düştü yolumYay çekmez oldu kolumKesildi gelip gidenBen seni kimden sorum

Bu dörtlüğü duyunca hayret et-tim ve galiba doğru olan dörtlük de Urfa’da söylenmiş olandır dedim. Çünkü “Yar çekme çıkar kolum” anlam-sız bir mısra idi; ancak Balak Hoca’nın söylediği “Yay çek-mez oldu kolum” mısraı doğru olan biçimidir. Bu mısra yol-dan gelenin yol yorgunluğunu ifade eder ki, doğrusu da bu-dur. Bunu daha sonra “Kerkük Musikisi Metinlerinin” tamiri konusunda verdiğim bir bildi-ride kullanmıştım.

Urfa’ya her gittiğimde de mutlaka Abdullah Balak’ı arar görüşür-dük. Çünkü Urfa’ya gidip de Balak’ı görmeden dönmek, Urfa’yı görmemiş sayılırız. Bir seferinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin öğ-rencileri ile yaptığım bir se-yahatte de bizlere her türlü samimiyeti gösterdi. Öğrenci-leri ağırlamak için kaldığımız otele, özel olarak yaptırdığı bir tepsi baklava ile gelerek, bizleri ziyadesiyle mahcup et-mişti.

Evet öylesine derin izler bırakan Abdullah Balak, kolay unutu-lan bir insan değildir. Hayatı-nı, bütün dünyasını Urfa’ya hasreden, sesini nefesini ve hevesini Urfa’ya adayan aziz Balak ağabeyi unutmak müm-kün değildir. O her zaman içi-mizde, sohbetlerimizde ve sözlerimizde anılan büyük bir değer olarak yaşayacaktır. Nur içinde yatsın…

Page 18: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

16 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Abdulhalik BAKIR*

Eski Çağlardan Günümüze Kadar Türkmen Şehri Kerkük - 3

IV. Kerkük’ün Ekonomik Yapısı A. Tarım, Ticaret ve SanayiKerkük’ün özellikle etrafındaki ilçe,

köy ve kasabalarda yaşayan Türkmenler tarım ve hayvancı-lıkla uğraşır. Büyük merkezler-de emlâkçılıkla geçinen kim-seler de vardır. Buğday, arpa, pirinç, narınç, kâbbat, kavun, karpuz, zeytin, nohut, darı pa-muk susam, fasulye başlıca tarım ürünleridir. Tuzhurmatu, Hanakîn1 de hurma, Kerkük ve Tuzhurmatu’da üzüm yetiştiri-lir. Halkın büyük bir bölümü de dokumacılık, demircilik, çöm-lekçilik, çinicilik, marangozluk, sepetçilik, dericilik zanaatlarıy-la uğraşmaktadır2.

1 Irak’ın Diyala iline bağlı Bakuba’nın kuzey doğusunda, buradan 108 kilometre uzak-lıkta yer alan bir kazadır. Burası aynı za-manda Bağdat’tan 167 kilometre uzaklık-ta yer alır. Kazada bir pasaport bir gümrük dairesi ile bir polis karakolu bulunmakla birlikte, karşı tarafında da Husrevi olarak adlandırılan İran polis karakolu vardır. Şehirde düzenli çarşılar, asfaltlı düzgün caddeler, süs ağaçları, sinamalar, güzel köşkler, çağdaş tesisiler, hükümet binaları, mescitler, camiiler, tekkeler, hamamlar, kahvehaneleri, parklar, kapalıçarşılar ve oteller bulunmaktadır. Havası güzel olan bu şehrin nüfusu 1947 nüfus sayımına göre 56769 insandan meydana gelmekte-dir. Burada yaşayan en önemli Türkmen aşiretleri ise Bacalan ve Caf’tır. Ekonomi-si ticaret ve petrol maddesine dayanan Hanakin’e bağlı nahiyeler şunlardır: Hev-rin Şeyhan, Karatu, es-Sa’diyye. Bkz. es-Seyyid Abdurrezzâk el-Hasenî, s. 210-212.

2 Aynı eser, s. 7. Ayrıca bkz. Şule Öztürk, Siyasi Olaylar Çerçevesinde Musul-

Kerkük Türkmenleri de dahil Irak Türklerinin ekonomik durum-ları hakkında değerli bilgiler sunan Haşim Nahit Erbil’in söz-lerine kulak verelim:

“Irak Türkleri iktisat sahasında meselâ İstanbul Türklerine na-zaran daha faik bir mevkide-dirler. Emlâk ve arazi, çiftlik, koyunculuk kamilen Türklerin elinde olduğu gibi, demircilik-ten saatçiliğe kadar bütün ma-halli sınaat şubeleri Türklerin elindedir. Bununla beraber mahalli ticaret ve hatta em-tianın ithalat ve ihracatı dahi Türklerin elindedir. Araplarla meskün olan Musul şehri is-tisna edilirse gösterilen bütün şehirler ve kasabalar ve ek-seri köyler kâmilen Türklerle meskûndur. Şimal-i Irak’ın garp hududunu tabii surette çizen Dicle nehrinin sol sahilinde ‘Cebur’, ‘Ali’, ‘hadidi’ gibi Arap aşiretlerine mensup ve nim bedevi (yarı bedevi) halde olan Arap nüfusu Türk ekseriyeti-nin yüzde beşini geçmez. Yine Musul’dan itibaren Dicle’yi takiben Bağdat’a, Bağdat’tan da Hanekin’e kadar olan saha dahilinde mevcut Süryani Hıristiyanlarla Museviler keza-lik Türk ekseriyetine göre ekal-liyet (azınlık) halindedir. Binaen aleyh Şimal-i Irak ismini ver-diğimiz ve Anadolu arazisine ıttısalı olan B üyük Irak’ta tesis edilmek istenilen Arap hükü-

Kerkük Petrolleri, s. 9.

metinden tefrik ile Anadolu’ya ilhakı, milliyet perverliğin em-rettiği bir zarurettir.”3.

B. PetrolIrak’ın en büyük petrol istihsal

merkezleri, Kerkük, Musul, Basara, Hanekîn, Telafer ve Aynzala4’dır. Buradaki petrol yatak ve kuyularının büyük kısmı Kerkük’te bulunmasına rağmen, bu bölgedeki petroller “Musul Petrolleri” olarak ad-landırılmıştır.

Musul-Kerkük dolaylarında petro-lün bulunduğuna dair bilgiler çok eskiye dayanır. Gerçekten bu bölgenin Sümerler, Asurlular gibi eski sakinleri zamanında yer yer kendiliğinden yanan ateşler bulunuyordu ve bun-lar buralarda yaşayan insanlar tarafından da kutsanıyordu. Kerkük’ün yakınında “Baba gürgür” denilen bir yerde pet-rol kaynaklarının bulunduğu bilinmekteydi. Ancak Osmanlı Devleti bu önemli madeni hiçbir zaman ciddi bir şekilde

3 Bkz. İzzettin Kerkük, s. 100.4 Türkmen şehri Telafer’in yakınında,

Musul Petrolleri Şirketi’nin çalıştırdığı ve Irak hükümetine önemli bir gelir sağlayan zengin petrol kuyuları vardır. İşte bu kuyulara Aynzala adı verilmek-tedir. 1952 yılında çapı 12 inc olan ve Beci yanındaki Aynzala petrol yatakla-rını, Kerkük’ten başlayıp da Lübnan’ın Trablus ve Suriye’nin Banyas şehirleri-ne kadar uzanan ana petrol boru hat-tı şebekesine başlanan bir boru hattı inşa edildi. Bunun sonucunda da bura-daki Musul petrolleri Akdeniz bölgesi-ne taşınmaya başlandı. Bkz. es-Seyyid Abdurrezzâk el-Hasenî, s. 261-262.

* Prof. Dr., Bilecik Şeyh Edebali Üniversi-tesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölü-mü Öğretim Üyesi

Page 19: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

17 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

araştırma yoluna gitmemiştir. Ancak çıkarılan fermanlarla buradaki petrolün imtiyazını özel kişilere vermiştir5. Sultan Abdulhamid Han Temmuz 1904 yılında, Memâlik-i Şahane’de Anadolu Demiryolları Şirketi’ne bir yıl için, Musul ve Bağdat vi-layetlerinde petrol arama izni verdi. 1890 tarihli fermanla bu arazilerin kendisine ait ol-duğu bir defa daha hatırlatıldı. Bir Alman şirketi olan Anadolu Demiryolları yönetiminde bu aramayı Dutche Bank’a aktardı. İran’da 1901 yılında petrol im-tiyazını elde eden William Knox D’arcy de İstanbul’daki İngiliz büyükelçisinin teşvik ve deste-ğiyle Türklerle görüşmeye baş-ladı. 1907 yılında başlayan gö-rüşmelere ayrıca Shell ve Royal Dutch şirketleri de ilgi gösterdi. Bu görüşmeler İstanbul’da sü-rerken, 1908 yılında Jön Türkler yönetime el koyarak Sultan Abdulhamid’in şahsi arazisi olan Memâlik-i Şahane, Maliye Bakanlığı’na devredildi6. Haşim Nahit Erbil, konuyla ilgili olarak şunları yazmaktadır:

“Milliyet meselesine bir ticaret işi rengi veren petrol menbaları (kaynakları) hakkında da bir iki söz söylemeye lüzum gö-rüyoruz; Irak’taki petrol men-balarının (bulundukları yerler şunlardır: Hammamali7, Erbil kazasının bir nahyesi olan

5 Yeşim Doğan, s. 7-8.6 Şule Öztürk, s. 12-13. 7 Musul halkının kullandığı bir ıstılahtır;

Musul ile Cüheyne (Musul’un güne-yinde bir köydür) arasında ve Dicle nehrinin batısında zift kuyularının yakınında yer alan bir yerleşim mer-kezidir. Suyu sıcak olup kükürtlüdür; Musul halkının anlattıklarına göre buradaki sular şifa vericidir. Bkz. Yakut el-Hamevî, c. II, s. 343. Günümüzde burası nüfusu 2450 olan ve Musul’dan 26 km. uzaklıkta yer alan bir yerleşim merkezi olup Hammamu’l-Alîl olarak adlandırılmaktadır. Burada insanların bazı deri hastalıklarından kurtulmak için ziyaret ettiği Safra, Fasusa ve Zehre olarak adlandırılan madensel su kaplıcaları bulunmaktadır. Bkz. Celmal Bâbân, s. 99.

Göyer8, Kerkük, Mendeli9, Hit.10 Hammamali menbaı Musul ci-varında ise de, Göyer, Kerkük ve Mendeli menbaları (yatak-ları) Türklerin kesafetle (yoğun-lukla) mevcut olan yerler mil-liyet prensibine göre Türklere terk edilirse Fırat sahilinde olan Hit menbaı (kaynağı) tabiatiyle

8 Bu nahiye tarımsal faaliyet gösteren 51 köyden meydana gelmektedir. Buranın merkezi ise Dicle nehrinin önemli kollarından olan Büyük Zap’ın sol kıyısında, Erbil’den 53 km. uzaklıkta yer alan Göyer köyüdür. Burası bölgedeki Mahmur köyüyle karşılaştırıldığında daha bayındır bir görünüm arz eder. Zira burada yüze yakın ev, bazı dükkânlar, hükümet merkezi, bir sağlık ocağı, bir okul ve bir veterinerlik merkezi bulunmaktadır. Nahiye topraklarının çok verimli olması ile birlikte havası sağlıklı değildir. Bkz. es-Seyyid Abdurrezzak el-Hasenî, s. 241.

9 Irak’ın Diyale şehrine bağlı bir kaza merkezi olup Bağdat’tan 115 km. uzaklıkta yer almaktadır. Nüfusu, 11262 olarak gösterilen bu kazanın, Cemik Beg, Büyük Çarşı, Mirhac Kalesi, Balâ Kalesi, Buyaka, Kübrat ve Düşeyh adında mahalleleri bulunmaktadır. Burada çok güzel nar, portakal, limon ve Hastâvî, Hadravî ve el-Ezraku’l-Ezrak denilen meşhur hurma çeşitleri yetişmektedir. Anlatılanlara göre, burası birçok bostana, güzel havaya, bol nüfusa (1947 nüfus sayımına göre sayısı 53518’dir), büyük bahçelere, şaşalı köşklere sahip bulunmaktadır. XII. yüzyıllarda Mendeli, Bendeniceyn olarak adlandırılıyordu. Adının kaynağı hakkında çok değişik görüşler yer almaktadır. En akla yatkın olan görüşe göre buranın adı şu değişmelerden sonra bugünkü halini almıştır: Verdenika, Erdenika, Erderika, Vendenikan, Bendenikan, Bendenic, Bendeniceyn, Mendeliceyn, Mendeli. Bkz. Yakut el-Hamevî, c. I, s. 592; Guy Le Strang, s. 88-89; es-Seyyid Abdurrezzak el-Hasenî, s. 14-15; Cemal Bâbân, s. 283-285.

10 Fırat’ın batısında yer alan, bir suru, bir kalesi ve bol miktarda hurma ağacı bulunan bir şehirdir. İbn Havkal ve el-Müstevfî gibi coğrafyacıların anlattıklarına göre, burası çok bayındır bir şehir olup, XIV. yüzyıllarda 30’un üzerinde köye, sıcak ve soğuk ülkelerin meyvesi olan bol miktarda ceviz, hurma, turunç ağaçlarına sahip bulunmaktaydı. Ancak aynı coğrafyacılar; yakınındaki zift kuyularından yayılan kötü kokulardan dolayı havasının kirli olduğunu söylemektedirler. Bkz. Guy Le Strange, s. 90.

Araplara kalmış olur. Milliyet şuuruna malik bir rubu (çeyrek) milyon insan kurunu vüstadaki (Ortaçağdaki) esirler gibi pet-rol menbalarına (kaynaklarına) merbut (bağlı) demirbaş eşya halinde başka bir millet idaresi-ne terk edilmesi Yirminci Asrın zihniyetinden doğan adalet prensibine münafi (aykırı) olur ve eğer bu adaletsizlik sulh ve sükûnu ihlal ederse bunu bir hata değil, adaletin intikamı addetmek icab eder.”11.

Kerkük Petrolleri, 14 Mart 1925 yılında 75 yıllığına bir İngiliz şirketine devredildi. Irak hükü-metinin bu petrollerden payı da, her yıl sonu ödenmesi şar-tıyla çıkarılan her bir ton petrol için 4 altın şilin olarak tespit edildi. Çalışmalar olanca hızıy-la devam ederken, 14 Kasım 1927‘de kuyulardan biri petrol fışkırmaya başladı ve etrafın-daki obalarla dereleri kaplaya-rak birçok insanın ölümüne yol açtı.

Mart 1931’de eski antlaşmanın birçok maddesi değiştirildi ve bunun sonucunda Irak hükü-metinin hissesi 200,000 İngiliz lirasına çıkarıldı. İmtiyaz sa-hibi petrol şirketi 1932 yılının başlarında, 10 milyon Irak di-narı harcayarak Kerkük’ten, el-Hadîse12’ye, oradan da iki boru hattı olarak Akdeniz’e petrol pompalamaya başladı. Bugünkü Lübnan’ın Trablus li-manına uzanan birinci boru hat-

11 İzzettin Kerkük, s. 100-101.12 Fırat Hadîse’si olarak bilinen bu

şehir, Âne’nin aşağısına doğru 35 km. uzaklıkta yer almakla birlikte, Dicle Hadîse’sinden ayırmak için Hadisetü’n-Nûre olarak da adlandırılmaktaydı. Yakut’un anlattıklarına göre, burada İslam fetihlerinden sonra Hz. Ömer döneminde inşa edilen Fırat’ın ortasında sarp bir kale bulunmakta, nehir suyu ise bu kaleyi çepeçevre sarmaktadır. Ancak el-Müstevfî, bu şehrin mevki olarak Tikrit’in karşısında yer aldığını belirtmektedir. Bkz. Guy Le Strange, s. 89.

Page 20: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

18 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

tının uzunluğu 610, bugünkü İsrail’in Hayfa limanına uzanan boru hattının uzunluğu ise 748 kilometredir. Bu iki boru hattı-nın yıllık petrol pompala kapa-sitesi ise 4 milyon ton’u bul-maktadır. Ancak bu kadar ciddi ve külfetli çalışmalara rağmen, 1948 yılında Hayfa’ya uzanan boru hattının faaliyetine son verildi. Ardından 1952 yılında Kerkük’ten, Akdeniz üzerindeki Banyas limanına kadar, yılda 14 milyon ton petrol pompalama kapasitesi bulunan muazzam yeni bir boru hattı inşa edildi13. Haşim Nahit Erbil, anılan petrol rezervlerin önemini ve boyutu-nu şu satırlarla dile getirmek-tedir:

“Nebat (bitki) ve hayvanın her nevini, en yüksek evsafı ile ihtiva eden bu yerin ziraî ka-biliyeti tabiî servetin yarısını teşkil eder. Bunun öbür yarısı da madenlerdir: Şimal-i Irak’ın (Kuzey Irak’ın) dağ kısmında altın, gümüş, ilâh… madenler vardır. Kışın sel sularının aktığı yerlerde, bu sular çekildikten sonra ince kumlar arasında Yahudiler’in altun kırıntıları topladığını kendi gözlerimizle gördük. ‘Irak Petrolleri’ sözü-nün şimdi bu kadar hararetle tekrar edildiğine hayret eden-ler, içimizde bile nadir değildir. Kim derdi ki cihanın siyaseti Irak’ın petrolleri etrafından dönsün… Bundan sekiz on sene evvel ‘Türk Yurdu’ mec-muasında Irak petrollerinden bahsettiğimiz zaman sözümüze kimse kulak bile asmadı. Bari bunu bir daha tekrar edelim: Irak’taki petrol madenleri o ka-dar zengin ve taşkındır ki, bazı noktalarda kendi kendine yerin dibinden fışkırıp su gibi akar. Amerikalı mütehassıslardan (uzmanlardan) birinin hiç unu-tamayacağımız bir mülahaza-sını (gözlemini) şimdi bir daha

13 es-Seyyid Abdurrezzâk el-Hasenî, s. 222.

tekrar edeceğiz: ‘Irak’taki pet-rol tabakaları, Batum’dakinden daha derindir. Batum petrol ta-bakası bir gün nihayet bulduğu halde bile Irak’ınki yine bâkidir, çünkü bu , daha derin, daha zengindir.’. Irak petrolüne ta-sarruf edenler, bütün dünyanın petrol piyasasına hâkim olacağı gibi, yine Amerikalıların verdiği hükümlerden biridir. Bu itibarla Irak, bir taraftan Nil Vadisi’ne yüz defa faik (üstün) olan bir ziraat kabiliyeti, bir taraftan da bütün petrol bezirgânlarının ih-tirasını tahrik edecek derecede zengin bir petrol servetini ihti-va ediyor. Ve işte bu tabiî ser-vettir ki, Irak Türklerinin siyasi mukadderatı üzerinde meş’um (belalı) bir tesir icra ediyor.”14.

1 Haziran 1972’de Irak hükümeti, 69 numaralı kanun çerçevesin-de, Musul-Kerkük petrollerini millileştirerek yabancı şirket-lerin malvarlıklarına el koydu. Bunlar şirkete ait binalar, kazı ve petrol çıkarma araç-gereç-leri, ham petrol ve doğal gaz üretimi ve petrolün arıtılması, toplatılması, depolanması, ta-şınması ana borulara ait şebe-kelerden meydana geliyordu. Aynı tarihte Irak hükümetine bağlı bir şirket kuruldu ve bu şirkete “Petrol Çıkarma İşlerini Yürüten Irak Şirketi” adı veril-di. Irak’taki petrol rezervlerinin miktarı kesin olarak bilinme-mekle birlikte, uzmanlara göre burada 1966’ya kadar olan pet-rol yataklarının toplam rezervi 3.365 milyon tondur. Bunun dı-şında da Irak’ın kuzey ve güne-yindeki bölgelerde fosfat ve kü-kürt yatakları bulunmaktadır15.

Kerkük’ten çıkıp Türkiye’nin Yumurtalık limanına kadar uzanan petrol taşıma hatla-rından birincisi 1977’de, ikin-cisi de 1987’de devreye girdi. Irak, Körfez bunalımı sırasında,

14 İzzettin Kerkük, s. 103-104.15 Şule Öztürk, s. 48.

kendisine karşı uygulanan eko-nomik ambargo ve yaptırım-lara karşılık olarak 6 Ağustos 1990’da buru hatlarından birini tümüyle kapatıp, diğerinin de kapasitesini düşürdü. Türkiye de, Birleşmiş Milletlerin almış olduğu ambargo kararına uy-gun olarak 7 Ağustosta ikinci hattı kapattı16.

C. Kerkük’ün Meşhur Çarşıları ve Hanları

Kale Çarşısı, Kayseriye (Kapalı) Çarşısı, Hasırlar Çarşısı, Helvacılar Çarşısı, Ahmet Ağa Çarşısı, Büyük Çarşı, Korya Çarşısı, Musalla Çarşısı, Kasaphane Çarşısı, Haraç Çarşısı, Asri Çarşı17.

Kerkük’ün Hanlarını ise şöyle sıra-lamak mümkündür: Gazi Hanı, Hurma Hanı, Esat Beg Hanı, Çukur Hanı, Nasih Beg Hanı, Gavur Hanı, Gümrük Hanı, Abdullah Hanı, Yoğurt Hanı, Belediye Hanı, Bilbani Hanı, Taha Beg Hanı, Dede Hamdi Hanı, Avkaf Hanı, Sadık Sarraf Hanı, Sait Ömer Hanı, Korya Hanı18. Suphi Saatçi anılan çar-şılardan bazılarını şöyle tanıtır:

“Kerkük’te Kale’nin dışında gezdi-ğimiz ilk yer Aşağıbazar veya Büyükbazar denilen çarşı oldu. Burası Kerkük’ün eskiden beri en işlek ticaret merkezi idi. Bu canlılık hâlâ sürmekte ve çar-şı öylesine kalabalıklaşmış ki, zaman zaman yürümekte bile zorluk çekilmektedir. Eskiden Cütkahve (Çiftkahve) denilen büyük kahve Kerkük Kalesi’nin yedikızlar girişinin hemen ağ-zında idi. Buraya Çiftkahve denilmesinin sebebi, eskiden iki bölümlü olan kahvenin bir tarafında okur yazar olan en-telektüeller, yani Kerküklülerin deyimi ile efendiler otururdu.

16 Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Kerkük Maddesi, İstanbul, (Trz.), c. XIII, s. 6639.

17 Cemal Abdullah Sait, s. 78.18 Aynı eser, s. 48.

Page 21: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

19 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Diğer bölüm ise esnaf takımına ayrılmıştı. Esnaflar arasında da en çok yapı ustaları ve kalfalar burada otururdu. Her akşam burada toplanan yapı ustaları, kalfaları ve işçileri ertesi gün için örgütler, malzeme ve prog-ram hazırlıklarını tamamlardı. Çiftkahve’den kuzey yönüne gidilirse Helvacılar’a, oradan da Ahi Hüseyin ve Zeve semt-lerine ulaşılır. Güney yönüne inilirse Kayseri denilen kapalı çarşıya ve hanların yer aldığı yoğun alışveriş noktalarına ge-linir. Kerkük’ün en renkli çarşı-sı olan Kayseri’ye halk Kanseri adını vermiştir. Geleneksel tip-te olan dükkanların sayısı 365 dolayında bulunan Kayseri’nin yedi kapısı vardır. Tonoz örtülü Kayseri’de her cins kumaş, ka-dın süs eşyaları, giyim kuşam malzemeleri, geleneksel ev eş-yaları satılır. Bu bölgedeki han-ların büyük bir kısmının restore edildiğini gördük. Mutafçılar Hanı, Kale Hanı, Nasıh Beg Hanı ve en güzellerinden biri olan Kırdarlar Hanı, kente canlılık ve zenginlik katan başlıca ticaret yapılarıdır. Kentin geleneksel dokularının gelişmesine öna-yak olan bu ticaret yapılarının üzerine yüksek lisans veya dok-tora tezleri gibi ciddî araştır-malar yapılsa keşke. Yeni kuşak arasından yetişen gençler, ciddî araştırmalar yapmağa teşvik edilseler, Kerkük’ün mimarî, zenginliği ve uygarlık tarihi de-ğişik boyutlar kazanabilir.”19.

D. Kerkük’ün En Eski Değirmenleri Ulular değirmeni, Yehudiler

Değirmeni, Saka Ahmet Değirmeni, Gelen Değirmeni, Ekşici Değirmeni, Şahbender Değirmeni, Hıdır Zında Değirmeni, Gavur Değirmeni, Şeydan Değirmeni, Cıfıt Değirmeni, Neftçizadeler Değirmeni, Tisin Değirmeni, Küçük Değirmen, Büyük

19 Suphi Saatçi, Hasretin Adı Kerkük, s. 43-44.

Karabaş Değirmeni, Büyük Molla Kasım Değirmeni, Cibrail Değirmeni, Mazı Değirmeni, Ömer Padişah Değirmeni, Silav değirmeni, Tendurlu Değirmeni, Zeynel Hindile Değirmeni, Zeytünlü Değirmeni, Kırmızı değirmen, Recep Değirmeni, Hacı Bekir Değirmeni, Orta Değirmen, Mikail Oğlu Değirmeni20.

V. Kerkük’ün Sosyal YapısıA. Kerkük’ün Meşhur Türkmen

Boy, Oymak ve AileleriEskiçağlardan beri Kerkük, Musul,

Erbil ve Diyale şehirlerinde ve bu şehirlere bağlı bazı ilçe ve köylerde yaşayan Türkmenlerin birçok boy, oymak ve aileleri bu-lunmaktadır. Habib Hürmüzlü ve Ekrem Pamukçu tarafından kaleme alınan “Irak’ta Türkmen Boy ve Oymakları” adlı eserde Kerkük ve Tuzhurmatu bölgele-rinde Yaşayan Bayat boyu hak-kında şu satırlara yer verilir:

“Kerkük şehri ve komşu köyler ile Tuzhurmatu ilçesi ve bu ilçeye yakın ya da bağlı geniş bölge-lerde Türkmen Bayat boyuna mensup bir çok topluluk, oy-mak ve aile ikamet etmektedir. Bu bölgelerin isimleri ve hakla-rında imkanlarımızın elverdiği kadar edindiğimiz özet bilgiler şunlardır:

1. Bastamlı: Bastamlı sakinleri-nin belirttiği gibi, Bastamlı’da ikamet eden Bayatlar, kuzey Irak’ta miladi 1411-1468 yılla-rında hüküm süren Türkmen Kara Koyunlu Devleti vatan-daşlarından arta kalanlardır. Bastamlı’da yerleşmiş olan Bayat oymakları şunlardır: Allı Ballılar, Kara Koyunlular, Mahmutlular, Celevliler ve İzzeddinliler.

2. Karanaz: Moğolların Bağdat’ı istilasından sonra Irak’a gelen ve orada yerleşen Bayat boyu-na bağlı en eski oymak Karanaz oymağıdır. Karanaz ile ilgili en

20 Cemal Abdullah Sait, s. 66-67.

eski bilgiler miladi 16. yüzyıl-da onaylanmış olan Osmanlı bölgelerinde bulunmaktadır. Bu oymağın bireyleri 16. yüz-yılda Musul’un iki bölgesinde yerleşmişlerdir. Karanaz bölge-lerinden gelen rivayetlere göre büyük Türkmen şairi Fuzuli Karanaz oymağına mensup-tur. Karanas soyadını taşıyan bu oymağın bir kısım bireyleri Kerkük ve Tuzhurmatu’ya göç edip oralarda yerleşmişlerdir.

3. Biravçılı: Bayat oymağının bir dalı ve bir köyünün adıdır. İran Azerbaycan’ından göç edip Dakuk (Tavuk) civarında bulunan Lasin köyüne yerleş-melerinin ardından değişik bölgelere dağıldılar. Bunlardan bir bölümü Bağdat’a, diğer-leri ise Keçikıran ve Aksu Irmağı’nın doğusunda bulunan Pir Ahmet köyüne yakın olan Kalacığ’a yerleşti. Bir diğer bö-lümü de Biravşılı’ya göç edip aynı adı taşıyan köyü inşa etti. Bayat dallarından biri olan bu dala mensup önemli aileler vardır: Avunçlar, Korcalılar, Dögerler, Karabegler, Hilavlılar ve İsmailliler. Anılan köyün ci-varındaki tüm bölgelerin isim-leri Türkmencedir; bunlardan bazıları şöyledir. Dombalan Degirmani, Dombalan Deresi, Kazım Tepesi, Anaç Ark, Bulker.

4. Hasadarlı 5. Fars Belgi 6. Ali Musalı 7. Abdullu8. Zenkullu9. Kalaylı10. Sayaldı11. Ketilli12. İsmail Belgi (Elbu Abbo-Elbu

Necim- Elbu Hüseyin-Elbu Hasan).

13. Amirli: Bir kısım Türkmen Bayatlılar, Tuzhurmatu’ya bağ-lı Amirli bucağında ikamet etmekte ve şu oymaklara ay-rılmaktadır: Begler, Zerbelli, Abuşli, Kehyeliler ve Keremli. Bu oymakların yaklaşık nü-fusları 5000 olup hepsi de Türkmen’dir.

Page 22: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

20 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

14. Ayışlı15. Keremli16. Bakdıli17. Zeynelli18. Muratlı: Irak’ın birçok bölge-

sine yayılmış olan Türkmen Bayat boyunun bir dalın-dan olan oymaktır. El-Amirî, eskiden bu oymağın ismi-nin ‘Kahyalar’ olduğunu, SONRADAN Tazehurmatu’da ikamet eden ve adı Murat olan oymak dedelerinin ismini ala-rak ‘Muratlılar’ olarak tanındık-larını belirtmektedir. Osmanlı döneminde Kahyalar’ın evlatla-rı o bölgenin önemli kişileri ve muhtarları idi.

19. Kalaylı20. Deli Veli21. Kuşçular: Kendine özgü ba-

ğımsız bir oymak iken Bayat bölgelerine yakın komşu ol-ması ve evlilikler yoluyla za-manla Bayat’ın bir oymağı olarak kabul edilmiştir. Bu oymağın mensupları eskiden Samarra’da yaşamış ve Ali el-Hâdi ravzasının mütevelli-liğini üstlenmiş ve sonraları Tuzhurmatu Karatepe ve Kifri yörelerine göç ederek Bayat boyundan olan oymaklarla birlikte ikamet etmiş, böylece Bayat’ın bir kolu olarak tanın-mıştır. Zaman içinde bunların bir kısmı Türkmen kimliğini yi-tirmiş, kalan kısmı ise Türkmen kimliğini korumuştur. Halen Tuhurmatu’nun Yengice köyün-den Karatepe bölgesine kadar uzanan alanlarda Karatepe’ye bağlı Çemençal, Sandiç, Büyük Kuşçu, Küçük Kuşçu köyleri ve birçok bölgede ikamet etmek-tedirler. Bazıları ise Musul ci-varındaki köylerde yaşamlarını sürdürmeye devam etmiştir. Kuşçu oymağının Türkiye ve Güney Azerbaycan dahil birçok ülkede kolları vardır.

22. Şahseven (Şahsuvar) Köyündeki Bayatlar: Türkmen Bayat boyu mensuplarının bir kısmı, Tuzhurmatu’ya bağlı olan bu köyde ikamet etmek-tedir. Şahseven kelimesinin

anlamı ‘şahın gözdesi’dir de-mektir. Burada kastedilen şah, Türkmen şahı İsmail es-Safavî’dir. Bu bölgede yaşayan Bayat boyunun oymakları ise Biravçılı ve Kelevent’tir.

23. Pir Ahmetli (Ali Nasır-Elbu Halit)

24. Kelavend: Tuzhurmatu’ya bağlı Kokes köyünde ikamet etmek-tedirler. Üç kola bölünmüşler-dir: Kuşkovan, Elbu Haydar, Elbu Can. Bu oymağın büyük bölümü Türkmen’dir.

25. Buveyzat26. Çayır27. Kanber Ağa28. Asaflı29. Saraylı: İlhanlı Tartan oy-

mağına komşu olan ve Azerbaycan’dan yüz yıllar önce göç edip Tuzhurmatu bölgesin-de yaşayan tanınmış Türkmen oymaklarındandır. Bu isimle adlandırılmalarının nedeni sie, Osmanlı sarayında jandarma kuvvetlerinde görevli olan de-delerinden kaynaklanmaktadır. Halen bu oymağın bireylerinin tümü mahalli Türkmen leh-çesini bulanmaktadır. Saraylı oymağının bazı kolarının bir kısmı ise, Türkmen Karatepe’de ikamet etmektedir. Ünlü araş-tırmacı ve büyük alim Mustafa Cevad’ın bu kola mensup oldu-ğu Türkmnen yazar Vahdeddin Bahaeddin’e göndermiş ol-duğu özel mektuptan anla-şılmaktadır. Mustafa Cevad burada şunları yazmaktadır: ‘Benim aslım Karatepe’dendir, atalarım Türkmen ve Saraylı oymağındandır, Saraylı ise, Türkmen’dir.’.

30. Gulamlı: Türk Oğuz kolların-dan birine mensup olan bu Türkmen oymağının bireyle-ri 17. yüzyılda Irak’a göç edip Tuzhurmatu bölgesine yerleş-mişlerdir. Adlarını başkanları olan Derviş Ali’den almışlardır. Bayat boyuna mensup diğer bazı oymaklar ise Salahaddin,

Tuzhurmatu ve Amirli’de ika-met etmektedirler. Bu oymak-lar şunlardır: Kaliliyye, Kertliye, Kehlar ve Zorbekiyye.”21.

Kerkük’te ikamet eden büyük ai-leler ise şöyle sıralanabilir:

Akkoyunlu, Aligöz Alagöz, Alemdar, Arslan, Askeri, Avcı, Balyemez, Başıkesük, Bayatlı, Celali, Comart, Çelebi, Dabbağ, Dede, Demirci, Dizdar, Ergeç, Gedik, Hamamcı, Hancı, Hasani, Hürmüzlü, Kadıoğlu, Karyağdı, Kasap, Kayacı, Kazancı, Kehye, Kemalzadeler, Ketene, Kocava, Koçak, Kölemen, Köprülü, Kuşçu, Küzeçi, Müderris, Müftü, Naip, Nakip, Nalbant, Neftçi, Ocuşlu, Ortakçı, Pamukçu, Pasvan, Saatçi, Sakallı, Salihi, Samancı, Saraç, Sarıkahya, Sarraf, Siyah Mansur, Silav, Şekerçi, Terzibaşı, Tikritli, Tisinli, Tokatlı, Tütünçü, Vaiz, Yahyaoğlu, Yakubi, Yüzügülmez22.

Yukarıdaki ailelerden bazıları hak-kında bilgi vermek mümkün-dür.

Arslan ailesi: Kerkük’ün en eski ve tanınmış ailelerinden biri-dir. Türkmenlerin milli müca-delelerinde bu ailenin büyük katkısı söz konusudur. Arslan Zade Sıdık bey Kerkük eşra-fından olup Osmanlı sonrası dönemde İngilizler tarafından zorunlu göçe tabi tutularak Irak’ın güneyindeki Basra şehri-ne gönderilmiştir. Büyük bir din alimi olan Hacı Mustafa Rıza Bey Arslan’ın halka açık zengin bir kütüphanesi ve her gün in-sanları ağırlayan bir divanha-nesi bulunmaktaydı. Hidayet Arslan, Krallıktan sonraki Cumhuriyetin ilanı esnasında Kerkük’te merkez komutanlığı görevini ifa ediyordu. Bu zat, Türkmenlere karşı yürütülen

21 Bkz. Habib Hürmüzlü-Ekrem Pamukçu, Irak’ta Türkmen Boy ve Oymakları, s. 31-36.

22 Aynı eser, s. 89-90

Page 23: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

21 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

baskı politikasının üzüntüsüne dayanamayarak 1958’de vefat etmiştir.

Avcı ailesi: Avcı ailesinin tanınmış mensupları Abdullah Avcı ve Hüseyin Avcı’dır. Onlardan bi-rincisi, kraliyet döneminde bir dönem millet vekilliği yapmış-tır.

Hürmüzlü ailesi: Bu ailenin men-supları Kerkük’e bağlı Türkalan köyünde ikamet etmektedir. En önemli şahsiyetleri ise İbrahim Paşa, Büyük Abdulaziz Ağa, Hacı Habib Ağa, Naci Bey ve Şakir Hürmüzlüdür. Onlardan Naci Bey, Kraliyet döneminde parlamento üyesi, Şakir Bey ise el-Afâk Gazetesi’nin kraliyet ve Cumhuriyet dönemlerindeki yetkilisiydi.

Kırdar ailesi: Bu ailenin en önemli mensupları, kraliyet dönemin-de parlamento üyesi olarak gö-rev yapan Emin Kırdar ve Nezir Kırdar’dır.

Neftçi Ailesi: Bu aileden iki kişi Parlamento üyeliği yapmıştır, birisi İbrahim Bey’dir, diğeri ise 14 Temmuz 1959 Kerkük katlia-mında şehit olan Kasım Bey’dir.

Salihi ailesi: Bu aileden Hüsamettin Salihi ve Nâzım Salihi Kerkük Belediye Başkanlı görevinde bulunmuşlardır.

Sarıkahya ailesi: Bu aile mensup-ları Kerkük şehir merkezi ile Bilava köyünde ikamet etmek-tedir. Oymakları, Ahmet Bey ve Davut Beg’dir. Oymağıon asıl la-kabı “Sarı” idi. Sultan Dördüncü Murat zamanında bu ailenin en büyük dedesi olan Muhammed Paşa Sarı’ya “Kahya” lakabı ve-rildikten sonra bu ailenin adı Sarıkahya olmuştur.

Vaiz ailesi: Bu ailenin en önem-

li mensupları, Molla Rıza Vaiz ve Cumhuriyet döneminde Belediye Başkanlı görevinde bulunan Nureddin Vaiz’dir.

Yakubi ailesi: Bu aileye men-sup önemli kişiler şunlardır: Irak devletinin Kerkük valisi Abdulmecid Yakubi ve Kraliyet döneminin sonlarında Kerkük Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Şamil el-Yakubi’dir23.

B. Kerkük’ün Önemli Mahalleleri: Sarıkahyâ, Begler, İmam Abbas,

Altuncular, Hadidiler, Hamzaliler, Gavurbaşı, Şaturlu, Hasa, Almaz, Eski Tis’in (Tisin), Yengi Tis’în (Tisin), Musalla, Çukur, Piryadi, Bulak, Çay, Kasaphane, Ağlık, Meydan, Hamam, Zindan, Avcı, Ahi Hüseyn, İmam Kâsım, Rahimava, Azadi, Tepe, Molla Abdullah, İskan, Şorca, Arafa, Mahatta, Bağdat Yolu24.

C. Kerkük’ün Eski ve Yeni Caddeleri:

Melik Gazi Caddesi, Melik Faysal Caddesi, Smü el-Vasi Caddesi, Saray Caddesi, el-Alemîn cad-desi, Korya caddesi, Musalla Caddesi, Ebu Uluk Caddesi, Piryadi Caddesi, Gurgur baba Caddesi, el-Meczere Caddesi, İmam Kasım Caddesi, Avkaf Caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Atlas Caddesi, el-Hamra Caddesi25.

D. Kerkük’ün Meşhur Kıraathane veya Çayhaneleri:

Ahmet Ağa Çayhanesi, Cüt (Çift) Kahve (Meyyas) Çayhanesi, Kara Kaymakçı Çayhanesi (İmam Abbas Mahallesi), Aslan Yuvası Çayhanesi (Musalla Mahallesi), Cirit Meydanı Çayhanesi (Cirit Meydanı Mahallesi), Şehit Züheyr Çayhanesi (Şaturlu Mahallesi), Altun Köprü Çayhanesi

23 Aynı eser, s. 90-91.24 Cemal Bâbân, s. 247; Cemal Abdullah

Sait, s. 63-64.25 Aynı eser, s. 61-62.

(Atlas Caddesi), Mahmut Casım Çayhanesi (Begler Mahallesi), Tisin Çayhanesi (Tisin Mahallesi), Abdullah Çayhanesi (Sinema Hamra Caddesi), Arap Çayhanesi (Çukur Mahallesi), Şebab Kahvehanesi (Cumhuriyet Caddesi), Nehreyn Kahvahanesi (Atlas Caddesi), Mecidiye Kahvehanesi (Mecidiye Caddesi), Köyusancak Çayhanesi (Mecidiye Caddesi), Eski Tren İstasyonu Çayhanesi, Babil Çayhanesi, Kör Bahaaddin Çayhanesi, Reşe Küle Rıza Çayhanesi, Musalla Çayhanesi, Kapahane Çayhanesi, Keçel Salih Çayhanesi, en-Nasr Çayhanesi, Kör Tarık Çayhanesi, Ferhan Çayhanesi26.

E. Kerkük’ün Ünlü Divanhaneleri: Abdulkadir Efendi Divanhanesi,

Hacı Ali Demirci Divanhanesi, Ali Beg Divanhanesi, Hacı Hasan Avcı Divanhanesi, Bekir Efendi Divanhanesi, Tevfik Ağa Kocaman Divanhanesi, Osman Ağa Piryadi Divanhanesi, Ali Efendi Derviş Kazancı Divanhanesi, Hacı Arif Çelebi Divanhanesi, Muhtar Mahmut Beg Tütüncü Divanhanesi, Salih Paşa en-Neftçi Divanhanesi, İzzet Paşa Divanhanesi, Hürmüzlü Baha Efendi Divanhanesi, Sıdık Beg Arslan Divanhanesi, İbrahim Ağa Boyağçı Divanhanesi, Molla Sıdık Terzibaşı Divanhanesi27.

VI. Kerkük’ün Dinî YapısıA. Kerkük’ün Meşhur Camileri:Halil Ağa Camii (Avcı Mahallesi),

Arslan Beg Camii (Şaturlu Mahallesi), Hacı Ahmet Ağa Camii (Ahi Hüseyin Mahallesi), Hasan Paşa Pakiz Camii (Meydan Mahallesi), Hasan Mekki Camii (Ağalık Mahallesi), Büyük Camii (Kale yakını), Tokatlı Camii (Piryadi

26 Aynı eser, s. 59.27 Aynı eser, s. 65.

Page 24: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

22 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Mahallesi), Molla İlyas Camii (Büyük Çarşı), Naip Camii (Ahi Hüseyin Mahallesi), Ali Beg Camii (Begler Mahallesi), Kral Mehmet Paşa Camii (Şaturlu Mahallesi), Danyal Camii (Kerkük Kalesi), Ulu Camii (Kerkük Kalesi), Nakışlı Minare Camii (Kerkük Kalesi), Büyük Kerkük Camii, Hacı Abid Camii, İbrahim Beg Camii, Hacı Abdurrezzak Camii, Şeyh Hüsameddin Camii, Molla Said Camii, Molla Kavun Camii28. Anılan son cami, bu satırları ya-zanın dedesinin babası olan ve Molla Kavun lakabıyla tanınan Molla Abdullah’ın oğlu Molla Muhammed Emin’in adını taşı-maktadır.

B. Kerkük’ün Din Eğitimi Veren Eski Okulları:

Şah Gazi Okulu (Kerkük’teki ilk Hıristiyan okulu olan bu okul, I. Yüzyılda Meryem Ana kilisesi ile birlikte kurulmuş olup, İslam çağında kilise camie dönüştü-rülünce, burada fıkıh ve Kur’an eğitimi verilmeye başlanmıştır. 1067 yılında Kerkük valisi Şah Gazi Şah Suvar tarafından yeni-den inşa edilince, bu sonuncu adıyla anılmaya başlanmıştır.), Saray Okulu (H. 1049 yılında Vali Mehmet Paşa tarafından yapılan bu okul, şimdiki Hanaka Cami’nin bir bölümünün yerin-de yapılmıştı.), Meydan Okulu (H. 1113 yılında Kerküklü Hasan Paşa Firarı-Kesici-tarafından kurulan bu okul, günümüze kadar Hasan Pakiz adıyla tanın-mıştır. M. 1205 yılında Ferhat Zade Hacı Mahmut Hal tarafın-dan yeniden inşa edilmiştir.), Eyyübî Ahmet Paşa Okulu (H. 1127-1136 yıllarında Kerkük Valisi Ahmet Paşa tarafından inşa edilen bu okul, vakfiye-si ve tedrisat görevi Sahranî ailesi tarafından yürütüldü-ğü için Sahranî Okulu olarak anılmaktadır.), el-Gavsiyye Okulu (H. 1173 yılında Hacı

28 Cemal Abdullah Sait, s. 44.

Mehmet Gavs Efendi tarafın-dan Kerkük’ün Helvacılar çar-şısında inşa edilmiştir.), Hacı Ahmet Okulu (H. 1223 yılında inşa edilmiş olan bu okul, H. 1301 yılında onarım geçirmiş-tir.), Müslim Okulu (H. 1256 yılında Neftçizade Kaymakam Ahmet Beg tarafından Müslim Camii ile birlikte inşa edil-miştir.), Tokatlı Okulu (Yapılış tarihi bilinmeyen bu okul, H. 1299 yılında Avcışlızade Molla Abdurrahman oğlu Hacı Salih tarafından onarılmıştır.)29.

C. Kerkük’ün Meşhur Mezar ve Makamları:

İmam Kasım mezarı (İmam Kasım Mahallesi), Üzeyir ve Danyal Peygamber mezarları (Kerkük Kalesi), İmam Zeynelabidin me-zarı, Yel İmam mezarı, Abu Uluk mezarı, Ocağ mezarı (Musalla Mahallesi), Gözlü baba meza-rı, Seyit kızı mezarı (Musalla Mahallesi), Ömer Mendan me-zarı, Molla Abdullah mezarı, Ali Beg mezarlığı, Şehitler me-zarlığı, Ahmet Ağa Mezarlığı, Gavurbağı mezarlığı, Musalla mezarlığı30.

VII. Kerkük’ün Kültürel YapısıA. Kerkük’ün Kütüphane ve Kitap

Satış Merkezleri: Umumi Şehir Kütüphanesi, Kerkük

Müzesi Kütüphanesi, Fikri Kitap Satış Merkezi (Evkaf Caddesi), Fikri Kitap Satış Merkezi (Begler Mahallesi), Fikri Kitap Satış Merkezi (Atlas Caddesi), Emel Kitap satış Merkezi (Mecidiye caddesi), Terakki Kitap Satış Merkezi (Büyük Çarşı), Asri Kitap Satış Merkezi (Asri Çarşısı), Kerkük Kitap Satış Merkezi (Cumhuriyet Caddesi), Aso Kitap Satış Merkezi (Cumhuriyet caddesi), Kardeşlik Kitap satış Merkezi (Atlas Caddesi), Asya Kitap sa-tış Merkezi (Sinema Hamra Caddesi), eş-Şaip Kitap Satış Merkezi (Cumhuriyet Caddesi),

29 Aynı eser, s. 107-108.30 Aynı eser, s. 46.

Seyit Abbas Kitap Satış Merkezi (Asri Çarşısı)31.

B. Kerkük’ün Ünlü Hamamları: Piryadi Hamamı, Bulak Hamamı,

Cüt (Çift) Hamam, Ali Beg Hamamı, Dede Hamdi Hamamı, Şor (Tuzlu) Hamam, Korya Hamamı, Saray Hamamı, Hacı Hasan Hamamı, Hacı Baki Hamamı, Kale Hamamı, Şorca Hamamı, Ferah Hamamı, Şifa Hamamı, Tokat Hamamı, Hacı Nuri Beg Hamamı32.

C. Kerkük’ün Sinemaları: Gazi Sineması, Sindibad Sineması,

Hamra Sineması, Hayyam Sineması, el-Alemeyn Sineması, Atlas Sineması, Salahaddin Sineması33.

SonuçÇalışmamızın giriş kısmında da

belirttiğimiz gibi, dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip olan ancak hiçbir dönemde bir türlü bu doğal nimetten ya-rarlanamayan Türkmen şehri Kerkük, ne üzücüdür ki, tarih-sel malzeme ve doküman yö-nünden aynı ölçüde zengin bir şehir değildir. Bu olumsuz tab-loya bu şehrin yüz ile yüz elli senelik son dönemleri hakkın-da gözle görülür ve elle tutulur bilimsel araştırmalar yapılma-ması da -bu dönemde şehir ile ilgili yazılanlar ise bilimsellik-ten ziyade ideolojik ve siyasî iddia ve başkalarının düşünce ve tezlerini çürütmeye yönelik yazılar niteliğini taşımaktadır- eklenince, durum büsbütün sıkıntı verici bir hal almakta-dır. Bütün ve olumsuzlukları göz önüne alarak bu çalışma-da Kerkük hakkında acizane bir şeyler nakletmeye çalıştık. Ancak dünyanın en eski ve en uygar ve günümüz itibariyle de dünyanın en zengin petrol re-zervlerine sahip olan Türkmen şehri Kerkük elbetteki bundan daha geniş çaplı ve kapsamlı

31 Cemal Abdullah Sait, s. 106.32 Aynı eser, s. 60.33 Aynı eser, s. 106.

Page 25: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

23 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

bilimsel çalışmalara layık bir şehir sıfatına haiz bir şehirdir. Çalışmamızda zaman dilimleri yönünden verilen bilgiler, da-ğınıklık arz etse de, okuyucuya bir nebze de olsa şehrimizin dünkü ve bugünkü siyasî, de-mografik, ekonomik, sosyal, dinsel ve kültürel özellikleri hakkında bir tablo çizmeyi ve zihinlerde bir olumlu kanaat oluşturmayı başarmış olsa ge-rektir. Ancak bu kadarı dürüst-lük ve mertlik ayarı, dünyaca tanınan maniler ve hoyratlar diyarı, candan kucaklayan ve seven dost ile ağyarı, Baba Gürgür ocağı, şehitler buca-ğı ve babasız ve annesiz kalan yetimler kucağı Kerkük için asla yeterli değildir. Ayrıca o güzel şehrin birkaç güzel hoyratını yad etmeden sonucu sonuç-landırmanın mümkün olmadığı da apaçık ortadadır. Kerkük’ün sevenlerini ve sevmeyenleri-ni uzunca düşündüren birkaç anonim hoyratı:

O yar gözünKim görmüş o yar gözünAslan gücünden düşseKarınca oyar gözün

Düşennen (düşenden) alYıkılıp düşennen alBir derdin dermanını O derde düşennen al

Oku yara Aç kitap oku yaraSinemde yer kalmadı Meğer ok oku yara

KAYNAKLARArnaût, Mahmûd T. D. V. İslam

Ansiklopedisi, Mustafa Cevâd Maddesi, İstanbul, 2006, c. XXXI, s. 289-290.

Bâbân, Cemal, Usûlu Esmâi’l-Müdün ve’l-Mevâki’l-İrâkiyye, Bağdad, 1989.

Bakır, Abdulhalik, Hz. Ali ve Dönemi, Ankara, 2004.

Bakır, Abdulhalik, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Basra Maddesi, İstanbul, 1992, c. V, s. 108-111.

Cevad, Mustafa, “Tarihte Kerkük”, (Çev. Ekrem Pamukçu), Kerkük

Dergisi, S. 1, Ankara, 1090, s. 14. Coşkun, Alptekin, T. D. V. İslam

Ansiklopedisi, Begteginliler Maddesi, İstanbul, 1992, c. V, s. 342-244.

Çubukçu, Asri, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, İyâz b. Ganm Maddesi, İstanbul, 2001, c. XXIII, s. 498.

Debbâğ, Takiyy el-Fihâru’l-Kadîm, Mecelletü Sumer, c. XX, S. 1-2, (1964), s. 88.

Dinçol, Ali. M. T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Ârâmîler Maddesi, İstanbul, 1991, c. III, s. 268, 270.

Doğan, Yeşim, Tarihte Kerkük, (Basılmamış Lisans Tezi) Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, Elazığ, 1992.

Emecen, Feridun, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Irakeyn Seferi Maddesi, İstanbul,1999, s. 16-117.

Gündüz, Ahmet, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Kerkük Maddesi, Ankara, 2002, c. XXV, s. 290.

Habib Hürmüzlü-Ekrem Pamukçu, Irak’ta Türkmen Boy ve Oymakları, Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Global Strateji Enstitüsü Yayınları, Ankara, 2005.

Hasenî, es-Seyyid Abdurrezzâk el-İrâk Kadîmen ve Hadîsen, Beyrut, 1971

Hürmüzî, Erşed Hakikatü’l-Vücûdi’t-Türkmâni fi’l-Irâk, Kerkük Vakfı, İstanbul, 2005.

Hürmüzî, Erşed, et-Türkmân ve’l-Vatanu’l-Iraki, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Mevsu’at, Beyrut, 2005.

İplikçioğlu, Bülent, Eskiçağ Tarihinin Ana Hatları, İstanbul, 1994.

Karaarslan, Nasuhi Ünal, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Hamdânîler Maddesi, İstanbul, 1997, c. XV, s. 446-447.

Kazvini, Asaru’L-Bilad ve Ahbaru’l-İbad, Beyrut, (Trz.)

Kerkük, İzzettin, Haşim Nahit Erbil ve Irak Türkleri, İstanbul, 2004.

Kınal, FüruzânMezopotamya Tarihi, Ankara, 1983.

Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Çaldıran Savaşı Maddesi, Milliyet Gazetesi Yayınları, İstanbul, (Trz.), c. V, s. 2547-2548.

Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Kerkük Maddesi, İstanbul, (Trz.), c. XIII, s. 6639.

Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Nasturiler Maddesi, Milliyet Gazetesi Yayınları, İstanbul, (Trz.), c. XVII, s. 8608.

Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Naymanlar Maddesi, Milliyet Gazetesi

Yayınları, İstanbul, (Trz.), c. XVI, s. 8564.

Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Parthlar Maddesi, Milliyet Gazetesi Yayınları, İstanbul, (Trz.), c. XVIII, s. 9203-9204.

Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Safeviler Maddesi, Milliyet Gazetesi Yayınları, İstanbul, (Trz.), c. XIX, s. 10048.

Komisyon, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Selevkos I Maddesi, Milliyet Gazetesi Yayınları, İstanbul, (Trz.),c. XX, s. 10332.

Küçük, Cevdet, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2005, c. XXX, s. 173-174.

Küzeci, Şemseddin Kerkük Soykırımları, Ankara, 2004.

Ma’lûf, Lewis, el-Müncid fi’l-A’lâm, Beyrut, 1976.

Öztürk, Şule, Siyasi Olaylar Çerçevesinde Musul-Kerkük Petrolleri, (Basılmamış Lisans Tezi), Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, Elazığ, 1995.

Pamukçu, Ekrem, Irak Türkleri Şairlerinden Nesrin Erbil (Hayatı, Kişiliği, şairliği ve Şiirleri), Ankara, (Trz.)

Saatçi, Suphi, Hasretin Adı Kerkük, İstanbul, 2004.

Saatçi, Suphi, Tarihten Günümüze Irak Türkmenleri, İstanbul, 2003.

Sait, Cemal Abdullah Kerkük Rehberi, Erbil, 2001.

Sami es-Sakkar, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Erbil Maddesi, İstanbul, 1995, c. XI, s. 272-273.

Strange, Guy Le., Büldânü’l-Hilâfeti’ş-Şarkıyye, (Trc. Beşîr Fransis-Gorgis Avvâd), Beyrut, 1985.

Sümer, Faruk, Karakoyunlular, Ankara, 1967.

Sümer, Faruk, Oğuzlar (Türkmenler), İstanbul, 1999.

Sümer, Faruk, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Karakoyunlular Maddesi, İstanbul, 2001, c. XXIV, s. 434-457.

Ürekli, Muzaffer, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Celâyirliler Maddesi, İstanbul, 1993, c. VII, s. 264-265.

Yakut el-Hamevî, Mu’cemu’l-Büldân, (Thk.Ferîd Abdulaziz el-Cündî), Beyrut, (Trz).

Yuvalı, Abdulkadir, T. D. V. İslam Ansiklopedisi, İlhanlılar Maddesi, İstanbul 2000, c. XXII, s. 102-103.

Yücel, Celaleddin, Dış Türkler, İstanbul, 1977.

Yücel, Mualla Uydu T. D. V. İslam Ansiklopedisi, Kıpçaklar Maddesi, Ankara, 2002, c. XXXV, s. 421.

Page 26: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

24 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Kaynaklar:Şairin hayatı hakkında edindiğim bilgiler, şahsıyla

yaptığım görüşmelere dayanır. Eserlerinden ver-diğim örnekler ise Değme Yarama adlı kitabıyla Kardaşlık dergisinin 1962-1971 yılları arasında çıkan çeşitli sayılarından alınmıştır.

Hayatı:Adı Reşit babasının Ali’dir. Şiirde mahlâsı ise

Dakuklu’dur. Uzun süre Dakuk’ta muhtarlık yap-tığından halkça hep Muhtar lâkabıyla tanılmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’nın başında, 1914 yılında Kerkük’e bağlı Dakuk ilçe merkezinde doğmuş ve büyümüştür. Sekiz yaşına bastıkta ilçenin ilkoku-luna girmiş, burada birkaç yıl okuduktan sonra Kerkük’e giderek bu şehirde altı sınıflı ilkokulu tamamlayarak orta (mütevassıta) okuluna devam etmiştir. Ama ne var ki tahsilini yarıda keserek Dakuk’a dönmüş, orada açtığı bir dükkânla geçi-mini sağlamaya çalışmıştır.

Bir ara kasabada yapılan tek muhtarlık seçimini kazanan şair, yirmi yıla yaklaşık bir süre bu mes-leği sürdürmüştür.

Öte yandan arzuhalcilikle de uğraşan Dakuklu, dilekçeleri Türkçe olarak yazardı. Hayatının sonla-rında böbrek hastalığına yakalanarak, İstanbul’da tedavi görüp iyileşmişse de, ikide bir kullandığı içkiden vazgeçmeyerek bir süre sonra hastalığının nüks etmesi üzerine bu kez felce duçar olarak ni-hayet 19.7.1975 tarihinde altmış bir yaşında iken Dakuk’ta ölmüştür.

Bektaşî tarikatine bağlı olan şair, bu alanda az çok söz sahibi idi. Kerkük’e geldiği vakitler, ziyaret ettiği dostları arasında bizim de yazıhanemize uğrar sohbet ederdik. Her zaman yerli kıyafetiyle do-laşır, başına koyduğu börkün (takke) etrafını yerli müşkî ile sarar, bunun üzerinden çivitli cümâdânî bağlardı. Üstlük olarak da sıhma (yerli yelek) ve zubun (üç etek) giyerdi. Yakışıklı güzel endâmıyla dikkati çeken, ehl-i işret, şen ve şuh bir kişi olan

Dakuklu, yumuşak ve tatlı sohbetleriyle halkın sevgi ve saygısını kazanmıştır.

Günlük yaşamında “Türkçe dilim, Irak yurdum, Ker-kük ilim” şiârını benimsemiştir. Bunu, kendisiyle bir görüşme yapan Mevlüt Taha Kayacı 1.4.1971 tarihli Kardaşlık dergisinde saptamıştır. Buna bir de şairin diliyle “Bektaşîlik yolum” sloganını ekle-mek yerinde olur.

Eserleri:

Dakuklu’nun çeşitli şiir ve hoyratları 1961 yılından beri hep Kardaşlık dergisinde yayımlanıyordu. 1973’te Tanıtma Bakanlığınca Bağdat’da basılan Değme Yarama adlı şiir kitabının yarısı, şairin düzdüğü hoyrat dörtlüklerinden, öbür yarısı da çokluk Kardaşlık’ta çıkan şiirlerinden oluşmuştur. Kitap, orta boy 77 sayfadan ibarettir.

Edebî Kişiliği: Dakuk’ta Bektaşî tarikatinin uydularından olan şair,

çocukluğundan beri bu ilçedeki Bektaşî tekkesine bağlı bulunarak burada söylenen dinî şiirleri izle-miş, Nesimî, Viranî, Harabî, Pir Sultan Abdal ve başkalarının nefes ve gülbânklarıyla etkilenmiştir. Fuzulî’yi kendilerine mâl eden bu kısım Bektaşîler gibi Dakuklu da ona taparcasına saygı besler, onun eşsiz şiirleriyle müteessir olduğunu söy-ler ve övünürdü. Ancak Fuzulî’nin şiirlerini kendi anladığı kadar değerlendirmişse de, divan edebi-yatının en üstte bir sanatkârı olan dâhi Fuzulî’nin hakikatine varamamış ve şiirde ona bir türlü pey-revlik edememiştir. Hattâ bir ara divan edebiyatı mutasavvıf şairlerinden Kerküklü meşhur Faiz’i de taklit etmek hevesine düşen Dakuklu, onun pek yaygın olan:

Ayâğından öpem ey sâki-i bezm-i safâ bir de Pür et bîmâr-ı çeşm-i mestinim ke’s-i şifâ bir de matlalı sofiyâne gazeline yazdığı:

Reşit Ali Dakuklu 1914 - 1975

Ata TERZİBAŞI

Page 27: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

25 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Gezdir güzelim bâde-i gülfâm-ı safâ bir de Gezdir içelim zevk alalım ke’s-i şifâ bir de

başlamalı naziresiyle bayağı bir örnek vermiş sayılır ki bunda ne vezin uyumu, ne ahenk düzeni ve ne de kavram güzellliği vardır.

Dakuklu daha çok yüzde kalan halk tipi koşmaları ve bir bakıma Bektaşî nefeslerini andıran manzume-lerinde belirli bir ölçüde başarı gösterebilmiştir. Bazı parçaları güzel ve parlak olan şiirlerinin bü-tün bölümleri aynı düzeyde değildir. Söz gelişi, değerli yazar Rifat Yolcu’ya ithaf ettiği manzume-sinin:

Yanar ışıklarımız nurdan olaydı Bezekler inciden dürden olaydı Gönül arzularımız birden olaydı Bu hâli göreydim andan öleydim

yollu başlaması zarif ve ince ise de öbür parçaları, dil zevki ve ahengine aykırı ve kafiye kurallarına uymayan biçimde yazılmıştır.

Düşüncesinde aşırı davranmayan şairin, öteki Bektaşî şairlerinki gibi şeriate aykırı, açık saçık, koyu ta-rikat manzumelerine rastlamıyoruz. Dakuklu’nun şiirlerinde daha çok yurtseverlik duygusu hâkimdir. O 1960’lardaki coşkulu çevresinin esiri olmuştur.

Çok sayıda yazdığı hoyrat dörtlüklerinde, halkın ezbe-re bildiği, kāili meçhul eski anonim hoyratlardaki heyecanı verememiştir. Çok kez eski hoyratların şekil ve kavramıyla oynayıp, bazı kanatlarını ol-duğu gibi tekrarlayarak düzdüğü dörtlüklerinde bediî sanat gücü zayıftır.

Her nasılsa… Şiirleri, umumiyetle kendi şahsının söylemesinden doğan muhabbetle halk tarafın-dan sevilip sayılmıştır. Bununla birlikte sade ve kolay anlaşılır temiz bir dille yazılan cana yakın bazı şiirlerinde tatlılık vardır. Hele çocuklara, öğ-rencilere yazdığı yaralı manzum fıkra ve öğütleri, oldukça güzeldir. Konuşur bir üslûpla yazdığı düz yazılarında ise yerli zevk hâkimdir. Ancak şair bu alanda yarayan ölçüde fazla bir mahsul veremedi-ği için nâsir sayılmamakta, sadece üstten bir mün-şi itibar olunmaktadır.

Nesrinden Örnek:Fuzulî’deki Âhlar1

1 Nisan 1962 tarihli Kardaşlık dergisinde, Fuzulî’nin âh’lı bazı beyitleri hakkında bir değerlendirme yazısı yayımlayan Dakuklu’nun, verdiğimiz nesir örneği o yazının sadece başlan-gıç bölümünü teşkil ediyor. Yazının sonunda şairin şu sanatlı hoyratı yer almıştır:

“Âh: İçten kopan inilti feryâdı Âh: Herkeste bir yeis alâmeti Âh: Bir enîn-i hasret Âh: Şikâyet yaşları Âh: İki harften müteşekkil yangın havası Âh: Yalnız dilimizde âh olarak değil, dünyada yaşayan

her millet ve kavmin dillerinde de aynı şekilde ve aynı lâfızda söylenen dünya çapında bir söz ve öz-leyiş duygusudur. Belki de tesadüf etmişsinizdir: Âh, hayvanlarda bile kendini âh olarak gösterir! Eziyet, sancıya hastalığa, yorgunluğa duçâr olan zavallı dilsiz hayvanlar iniltilerini, üzüntülerini âh olarak açığa vururlar. Âh bizlerde of, ah, ay sesle-riyle de ızhâr edilir. Âh, teessürümüzün miktarıyla ölçülür. Ama hiç de gönüllerimizi ḫālī bırakmaz; bitmez bir hazine, tükenmez bir elem, vücûd-ı be-şerde masdarı görülmeyen bir kaynaktan kopar, ruhlardan aşar. Âh, yaratılışta bizimle yaratılmış-tır. Bizimle yaşar, ölür. Giderken de son sözümüz olur. Sanki biz onlara muhtaç, onlar da bizlere müptelâ! Onlar gönül bağlarımızdan kurtulmak için tuzağa tutulmuş kuşlar! Bizler de onları yalnız acıklı anlarımızda istemeye istemeye salıveririz. Hâricî tesirât kalbimize intikal eder etmez içimiz-den kopan bu âhlara bazen ateşli gözyaşlarımız da katışır, ruhlarda birer fırtına başlar. Bu ateşîn havalı yağmurda ısınır, avunur, tesellileşiriz. Ne tuhaf şey?!

İşte bu âhlar, her olayda kendini göstermiş, müte-fekkir, şair, edip, duygulu insanlardan daha fazla kopmuştur…”

*Şiirinden Örnekler:

Şair Nâzım Refik İçin Ağıt2

Ne yaman vakitte ayrıldın bizden, Ayrılık zamânı değildi Nâzım! Parlak yıldızımız kaydı mı gözden, Yoksa gün gurûba eğildi Nâzım?!

Sen bize kardaştın ne ki arkadaş Hâtırda mı geçen o güzel demler? Ne için ayrıldın değerli yurttaş? Küsmek mi bu, yoksa taştı mı gamlar?

Daha genç denecek yaşlarda iken, Elemle geçmişti hayat çağınız!

Âh dedim…Âh işittim âh dedimÂh etme dedi felekHâ aksine âh dedim.

Buradaki hā “yalnız, sadece” anlamına gelen yerli he sözünün uzun sesle söylenişi olup bununla şair kelime oyunu yapmıştır.

2 Kardaşlık, Haziran 1963.

Page 28: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

26 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Yurda hizmet fikri başlarda iken Dâğ üzre dâğ koydu ölüm dâğınız…

Mest olduğun meyden bizlere içtir Eyvah! Neden oldun böyle mest-i hâbBu aksak hayat da bizlere hiçtir Gittiğin âleme eyleriz şitâb…

Sen şâirimiz idin, şakrak bülbülmüz, Ne güzel öterdin dostlar bezminde; Dilin de ne güzel! Öz Türk dilimiz… Üstâd idin şi‘rin her bir vezninde.

Her türlü nesriniz sec‘ile ikmâl; Her türlü nazmınız dürlerle manzum. Habersiz gitmek de nedir bu ihmâl? Sizinle gelmekti biricik arzum…

Zâyi‘ etti seni bu koca ülke; Fakat gönül senden ayrı değildir. Hayâlin kalbinde taşıyan gölge Dakukludur Nâzım! Gayrı değildir.

Hedef3

Tanrı pusudadır herkese karşı İşlerin düzene salabildin mi Hayat seferberdir, âlem anarşi! Korunmakçün mevzi alabildin mi?

Şu dünyâ cîfedir, tâlibi kerkes Ona konmağiçün koşuyor herkes Hırs u tama‘ ise olmuş bir heves Nefisini yendin olabildin mi?

Hakkını istekte sararıp solma Dil rüşveti verip kaltaban olma Akar sular gibi engine dolma Tevâzu‘ bahrine dalabildin mi?

Nefisine uyan yolundan sapar Tanrısın anlamaz gayrıya tapar Yetimin bîkesin malını kapar Bu âfetten âzat kalabildin mi?

Tekebbür gururdur, huylarda yaman Yalancı kimsede hiç olmaz îman Fitne de doldurur postuna saman Riyâyı taşlara çalabildin mi?

Dakuklu! Dâmına düşme dünyânın Çok iyi bilmişsin gāyesin ânın Bu çok köhne handa konan kervânın Hedef haberini alabildin mi?

3 Kardaşlık, Eylül 1963.

Nâçar Oldum4

Yürürken hayretle hayat yolunda İniş çıkışlardan ben geçer oldum Koştum ömür çiftin ektim belâlar Bâr verdi, sonunda gam biçer oldum

Geldim geleli bu köhne cihâna Daha tıfıl iken düştüm figāna Yaralandı gönül döndü al kana Sütten de memeden vazgeçer oldum

Tanıdım kendimi neyim, megerse Cennetten kovulmuş bir bedbaht kimse Bu yuva ile eş buldum n’ettimse Kemâle ėriştim söz seçer oldum

Bîzâr oldu gönül dürlü cefâdan Neş’eyâb olmadan düştüm safâdan Sâkî-i dehrin de bezm-i cefâdan Sunduğu şarâbı hem içer oldum

Güller açmıyor da bülbülller coşkun Doğmuyor feleğe bahtımız uygun Hâlimiz sorarsan bütün gün yorgun! Geceler göz yaşı çok saçar oldum

Yârdan ayrılalı gönüller âciz Rahatsız geçmekte şu ömr-i nâçîz Görmedim âsûde kimseyi hergiz Uzlet köşesini tėz açar oldum

N’olurdu görseydim gönlüm biraz şen Erseydim emele bir parça erken Dakuklu! Sâkîden özür dilesen Terk-I mey etmede ben nâçâr oldum

Gazel5

Gezdir güzelim bâde-i gülfâm-ı safâ bir de Gezdir içelim zevk alalım ke’s-i şifâ bir de

Doldur içelim neş’e alalım oldukça hayât Ne imiş bilmeyelim dünyâ ile ukbâ bir de

Bizleriz âşık-ı cânân satarız cânımızı Bir kadeh mey bedelinde isteyen olsa bir de

Deme sâkî içemem kanmamışım vallâhi ben Sun bir daha sun bir daha sun bir daha bir de

Hiç tereddüd etmeden terk eyledik aklımızı Gezeriz sahrâ-yı Leylâ’da Mecnûn âsâ bir de

4 Kardaşlık, Kânunuevvel 1963 - Kânunusani 1964.5 Kardaşlık, Kânunuevvel 1967 - Kânunusani 1968.

Page 29: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

27 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Biz bedende saklarız cânımızı cânân için Cân bile lâzım değildir okunu atsa bir de

Ben de düştüm Pîr-i Ken‘ân tek Yûsufumdan eyvâh Yetir Dakuklu’ya bûy-i cânândan sabâ bir de

Anarız Kerkük6 Hâsa’nı sularız bu akan yaşla Her dem ki biz seni anarız Kerkük Göğsünden fışkıran yanar ateşle Avunur, ısınır, yanarız Kerkük

Yüksektir şânımız Kal‘anız gibi Güzel o yaka bu yakanız gibi Parlarız âteşîn semânız gibi Toprağını cennet sanarız Kerkük

Garipler özlerler seni gurbette Yâdınla yaşarlar onlar elbette Uğrunda içtiğimiz semli şerbet de Kevserdir bize andan kanarız Kerkük

Üzülme hâdisâttan her derd u gamdanÜzülme dehrde her bir sitemden Bu çok güzel ismi aldığın demden Uğrunda cân u baş satarız Kerkük

Yüksel yükseklerde ey koca ülke Çevrene sevinçle genişlet gölge Dedeler yatağı bu kutsal ülke Şu‘leyiz ezelden yanarız Kerkük

Timsâlisin Kerkük sen vakarlığın Dillerde destandır fedâkârlığın Târîhni andıran yüce varlığın Müstakbel gençliğe sunarız Kerkük

Dakuklu! Bağlıyız candan vatana Hâdımız vatana gönül katana Bu vatan uğrunda kendin satana Kardaşız saygıyla anarız Kerkük

Sabr u Tahammül7

İki köylü bir aralık Uzun yollar aşıyordu Her biri de arkasında Birer yük de taşıyordu

Şehre taraf gidiyorlar Yüklerini satmak için Bir bir hesap ediyorlar Tatlı lokma tatmak için

6 Kardaşlık, Ağustos 1962.7 Değme Yarama, s. 7.

Fakat yolda biri, etek Tutar, diyer yoruldum ben Senin yükün benimki tek; Yorulmazsın, nedendir sen?!

O-birisi cevap verir: Tılsım bilen hiç yorulmaz Er geç maksûduna erer! Ettiğinden hiç sorulmaz.

Yorgun adam çok yalvarır: Öğret bana bu tılsımı Yorgunluk artık el vėrir N’olur öğrensem bu ismi?

Der ki tılsım iki sözdür: Biri sabır, bir tahammül! İbretlere bakan gözdür. Çene vurma yorultma dil

Haydi yürü himmetli ol Yük altında tahammül et Cevher gibi kıymetli ol Eken biçer teemmül et.

Derken yetişirler şehre Mal alırlar mal yerineArı gibi uçup dehreÇiçek emip bal yerine

İşte Dakuklu’dan size Ara sıra bir öğüt var Hizmetiniz borçtur bize Kalbimizde çok ümit var

Haydi birden çalışalım Çalışmaktır derde devâ! Bu tılsımı alışalım Tenbelliği kova kova

Cinaslı Hoyratlardan8 Bele dertten Ezildim bele dertten Gėvlim gam ma‘denidi Dolaydı bele dertten

Bele dertten Kurtulmam bele dertten Högürdü can ayrılmaz Kahırdan bele dertten

8 Kardaşlık, Şubat 1966. Bele: ‘Böyle’ ve ‘belâ’ demektir.

Page 30: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

28 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Irak Türkmen Ağızlarında Yemin Sözleri Üzerine

Önder SAATÇİ[email protected]

“Yemin” Arapça bir kelime olup “and” anlamında dilimizde sıklıkla kullanılmaktadır.1 An-cak Eski Türkçeden beri kulla-nageldiğimiz “and” kelimesi de dilimizden büsbütün düş-memiştir. Kerkük ağzında bu kelime yėmínd2 biçiminde söy-lenir. Yörede yine Arapçadan geçen bu anlamdaki bir başka kelime ḳessem (< ḳesem) de kullanımdadır: ḳessem bāşıva (Başına and olsun ki).3

Yėmínd kelimesinin sonundaki –d türemesi “and” kelimesinin sonundaki “-d” sesinin bulaş-masıyla ortaya çıkmıştır, dene-bilir. Arzı Kanber hikâyesindeki şu cümle bu yaklaşımımıza bir dayanak oluşturur, kana-atindeyiz. Hikâyede annesi Arzı’ya, gidip su getirmesini, ama Kanber’e asla uğramama-sını söyler. Aslı da annesine şu cevabı verir: “Yoḫ valla nene, bınca and, bınca yėmínd; tėz gellem.”4 Konuşma dilinde de sıklıkla duyulan, bınca and, bınca yėmínd söz kalıbı için-

1 “And” kelimesinin farklı Türk lehçelerin-deki karşılıkları için bkz.: Abdülkadir İnan, “Eski Türklerde ve Folklorda Ant”, Makaleler ve İncelemeler, 1. Cilt, 3. Baskı, Türk Tarih Kurumu yayın-ları, Ankara 1998, s. 317.

2 İlk hecedeki kapalı e ünlüsü uzun telaf-fuz edilir.

3 Bkz. Habib Hürmüzlü, Irak Türkmen Türkçesi Sözlüğü, 2. Baskı, Kerkük 2013, s. 208.

4 Ata Terzibaşı, Arzı-Kamber Matalı (Kerkük Ağzı), 3. Baskı, Fatih Matba-ası, İstanbul 1971, s. 21.

deki and, kendinden iki kelime sonra gelen yėmín kelimesini fonetik (ses) bakımından etki-leyerek onun da son sesinde, zamanla bir –d ünsüzünün tü-remesine sebep olmuştur.

Irak Türkmen ağızlarında yėmínd “and”a göre daha yaygındır. Hatta, deyimleşmiş birleşik fiiller şeklinde de Kerkük ağ-zında yėmínd iç-, yėmínd vėr- kalıpları vardır.5 Bu kalıp-lardan birindeki iç- yardımcı fiili eski bir Türk geleneğinden gelmektedir. Eski Türklerde, sulh yapmak için gerçekleşti-rilen sözleşme törenlerinde, tarafların bir kap içine kanla-rını akıtıp ona kımız, süt veya şarap karıştırıp kaptakini iç-meleri âdetinden kaynaklanır.6 Yeminlerin kültürümüzdeki yeri bununla sınırlı olmayıp bu söz kalıpları diğer bütün dil ve edebiyat ürünlerimiz gibi millî kültürümüzün, ahlakımızın ve örfümüzün derin ve silinmez izlerini taşır.7

Yemin etme günlük konuşmalarda sıklıkla başvurulan bir konuş-ma alışkanlığıdır. Yeminden maksat ya karşıdakini söyle-nene inandırmak veya söze samimiyet katmaktır. Yeminler daha çok, iddialı konuşmala-

5 Bkz. Habib Hürmüzlü, age, s. 326. 6 Abdülkadir İnan, age, s. 325. 7 Gazanfer Paşayev, Irak Türkmen Folk-

loru, Kerkük Vakfı yayınları, İstanbul 1998, s. 53.

ra eşlik eden söz kalıplarıdır. Yazı dilinden ziyade konuşma diline mahsustur. Bu yüzden Türkçemizde yöreden yöreye çeşitlilik arz eden pek çok ye-min sözüne rastlanır. Irak Türk-men Ağızları da bu bakımdan oldukça zengin bir birikime sahiptir. Yeminler konuşmanın süsü de sayılır.

Gazanfer Paşayev, Irak Türkmen Folkloru eserinde “Yeminler” alt başlığıyla bir bahis açmış ve and, yemin kelimelerinin etimolojisi (köken bilgisi) ile yemin üzerine yapılmış bazı çalışmalardan bahsetmiştir. Paşayev bu bölümde türlerine göre birkaç yemin örneği de vermiştir.8 Ancak Irak Türkmen ağızlarına ait yeminleri bir ara-ya getiren en önemli çalışma Necdet Yaşar Bayatlı’ya aittir. Bayatlı Irak Türkmen Folklo-runda Halk İnançları eserinde Irak Türkmenlerinin Allah’a, Hz. Peygamber’e, din büyükle-rine, ehl-i beyte, on iki imama, aile büyüklerine, çeşitli mane-vi değerlere yemin ettiklerini, bazen de kişinin kendisi hak-kında kargış (beddua) niteli-ğinde yeminde bulunduğunu bildirir ve bunları sınıflandıra-rak sistemli şekilde bir araya getirir.9

8 Gazanfer Paşayev, age, s. 52-54.9 Necdet Yaşar Bayatlı, Irak Türkmen

Folklorunda Halk İnançları, Atatürk Kültür Merkezi yayınları, Ankara 2012, s. 526-533.

Page 31: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

29 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Irak Türkmenlerinde en sık du-yulan yeminler Allah, Hz. Peygamber ve din büyükleri üzerine edilen yeminlerdir, denebilir. Bu cümleden olmak üzere, vallāhi, Alla vekil (Allah vekilim olsun), Ḳurʽen ḥeḳḳiyçi (Kur’an-ı Kerim hakkı için), péġember bāşıyçı (Peygam-bere kasdetmiş kadar suçlu olayım), İmam ʽĒli ḥeḳḳiyçin, İmam ʽĒlí’nín ḳilincine, İmam ʽĒlí türbēsine10 vb. yeminler İslam dininin temel değerleri-nin, fertlerin vicdanları üzerin-deki belirleyiciliğinin gösterge-leridir. Irak Türkmenleri diğer bütün Müslüman milletlerde olduğu gibi sadakat göster-mek için, dinlerine ve sözle-rine muhalif hareket ettikleri takdirde başlarına gelebilecek felaketlere katlanmaya hazır olduklarını bu sözlerle ifade etmiş olurlar. Bu sözlerde ge-çen “vallah, Kur’en, İmam ʽĒli, İmam ‘Abbas” gibi özel isimler muhatabın zihninde-ki çağrışımlar yoluyla kişinin inandırıcılığına dair önemli bir mesaj verir. Bu gibi yeminler aslında, yukarıdaki orijinal şe-killerin kısaltılmış hâlleridir ki bunlar hem dildeki en az çaba prensibinin bir yansıması hem de veciz söz söyleme yoluyla mesajı muhataba daha etkili iletmenin bir yoludur. Mese-la, yalnızca İmam ʽĒli diyerek yemin eden bir Türkmen, as-lında yukarıda Hz. Ali ile ilgili yeminlerden birini kasdetmiş olmaktadır.

Böylesi yeminlerin bir yönüne de burada değinmekte fayda var-dır. Hz. Ali, Hz. Abbas, on iki imam vb. üzerine yemin etme geleneği Şia mezhebine men-sup Irak Türkmenleri arasın-da daha fazla gözlenir. Ancak sözlü iletişimde, sünni ve şii mezhep mensupları arasında

10 Daha başka örnekler için bkz.: Necdet Yaşar Bayatlı, age, s. 528-529.

bu yeminlerin duygu değeri değişmez. Bir başka deyişle, şii bir Türkmenin bu değerler üzerine yemin etmesi sünni Türkmen kardeşince yadırgan-maz, inandırıcılığına şüphe dü-şürmez. Bu açıdan bakıldığın-da Irak Türkmenleri arasında kelime hazinesi üzerinde din kadar mezheplerin de tesirli olduğu söylenebilir.

Irak Türkmen ağızlarında gözle-nen yeminlerden bazıları da aile büyükleri, fertleri ve hısım akrabadan olan değerli kimse-ler üzerine edilen yeminlerdir. Bu tür yeminlerde baba, nene (anne), oğul kelimelerinin sonrasında veya bu kişilerin adlarının ardından “… canı için”, “… başı için”, ifadeleri kullanılır: babam bāşıyçı, de-dem cānıyçı, ‘Ednen cānıyçı, bāşıvcı (senin başın için), cānıvçı (senin canın içim) vb. Bu gibi yeminler eden kişi, eğer yalan söylüyorsa adını andığı yakınının veya muha-tabının ölümüne sebep olmuş gibi suçlu olacağını kabul etti-ğini ve Allah katında bundan sorumlu tutulacağının bilin-cinde olduğunu beyan etmiş ve böylece sözüne inandırıcılık katmış olur. Bazen péġember11 bāşıyçı da denerek bir Müslü-man için en sevgili kimsenin Hz. Muhammed (SAV) Efendi-miz olduğu da dolaylı yoldan ifade edilmiş olur. Böylesi bir yeminle, sadakatsizlik hâlinde, kişinin Hz. Peygamber’i (haşa) öldürmüş kadar vebal altına girmiş olacağı ifade edilmiş olur ki bu ifade tarzı inandırıcı-lığın en üst seviyede dile geti-rilmesinin göstergesidir.

Irak Türkmenlerinin yeminleri ara-sında kişinin kendisine beddua niteliği taşıyanlar da vardır: Ki gȫzím kôr ōssın, Ēlsíz kōlsız

11 İlk hecedeki kapalı e ünlüsü uzun telaf-fuz edilir.

ḳālım, ēlsíz ayāġsız ḳālım, lal ōlım gibi örneklerde kişi, sö-züne sadık kalmadığı takdirde veya yalan söylemesi hâlinde bir organının kaybına razı ola-cağını; ėvden çıḫmıyım, kôr ḳurşın vırsın, ȫlímímí göresen gibi örneklerde ölüme razı ola-cağını, nenem bācım arvādım ōssın, nenēmin/ babāmın/ reḥmetlínín türbēsín āçım, ‘es-ker kaçağı olım gibi örneklerde manevi değerlere karşı affedil-meyecek ölçüde bir saygısızlık etmiş kadar suçluluk duyaca-ğını, hatta imānım kâfırların ōssın, Yavdı (Yahudi) ōlım, kâfır ōlım, türbeye imānsız ením gibi örneklerdeyse İslam dininden çıkmak gibi büyük bir bahtsızlığa uğramayı göze aldı-ğını anlatmış olur.

Bütün bunlar söze inandırıcılık katmak içindir. Ancak Irak Türk-menleri arasında yemin etme geleneği yalnızca inandırıcılık kaygısından kaynaklanmaz. Aynı zamanda söz başında sık-lıkla tekrarlanan “valla, vallahi” gibi sözler daha çok anlamı pekiştirmek için, âdeta bir zarf gibi kullanılır. Mesela, şu farazi diyaloglarda olduğu gibi:

Neçe (kaç) uşāġıv (çocuğun) var? Valla ki dene.

Eḥmed hara (nereye) gėdip (gitmiş)? Valla bilmem.

Dikkat edilirse bu gibi konuşmalar-da kullanılan valla sözü daha ziyade anlamı pekiştirmek içindir. Bu türlü konuşmaların daha çok samimi ortamlarda geçtiğini de göz önüne aldığı-mızda “valla” sözünün yemin etme amacıyla kullanılmadığı daha iyi anlaşılır.

Irak Türkmenlerinde şakalaşma sırasında da bazı yemin sözle-rinin kullanıldığı gözlenir. Me-sela, kişinin söylediği bir söze inanılmadığı takdirde, o kişiy-

Page 32: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

30 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

le alay etmek veya şakalaş-mak için yō valla, sele valla, dînívde, imānıvda, şerēfivde, vb. sözler sarf edilir. Bu sözler birinci şahıs tarafından söylen-diğinde yemin özelliği taşırken ikinci şahıs kipiyle kullanıldı-ğında alay, istihza gibi anlatım-lar içerir. Yukarıdaki yemin söz-leri bu hâliyle daha çok ünlem olarak kullanılmıştır.

Irak Türkmenlerinin yeminlerinin büyük bir kısmı, diğer lehçe ve ağızlarda olduğu gibi kavram-laştırma bakımından mecaz-ı mürsel sanatının birer örne-ğidir. Bu durum kişinin kendi kendine kargışta bulunduğu yeminlerde daha iyi gözlenir. Mesela, Ki gȫzím kôr ōssın veya lal ōlım diye yemin eden

bir kişi yalan söylediği takdirde uğrayacağı sonucu söyleye-rek sözünün yalan olmadığını anlatmak istemiştir. Böylece sonuç söylenerek sebep kas-dedilmiştir. Aynı durum dinî değerler üzerine edilen ye-minlerde de vardır. Mesela, Péġember vırsın mēní, Ḳur’en ȫldírsín mēní gibi yeminlerde de sonuç söylenerek sebep kasdedilmiş ve mecazlı bir ifa-de elde edilmiştir.

Yemin sözleri duygu değeri bakı-mından çok güçlü sözler olup inandırıcılık ve daha başka maksatlarla sıklıkla kullanılan sözlerdir. Ağız araştırmala-rında yeminlerin de titizlikle derlenip çeşitli kılavuzlarda veya sözlüklerde toplanması

gereklidir. Irak Türkmenlerinin yeminlerinin Anadolu ağızları ve daha başka lehçelerdekiler-le karşılaştırılması da ilgi çekici sonuçlara gebedir.

İŞARETLER : ā : uzun aē : uzun eė : kapalı e (e-i arası ses)ġ : art damak g’si )غ) (gayın)ḥ : ha حḫ : hırıltılı h خ í : ı – i arası sesî : uzun i Ḳ- ḳ : art damak k’si قō : uzun o ȫ : uzun ö ‘ : ayın عˆ : inceltme

Bu sürgün kafile meçhule gider Kara gün hayattan payımız bizim

Ne alın yazısı ne baht ne kader Cürüm çekiyoruz vayımız bizim

Eskiden bu millet öyle değildi Amelimiz azdı sarpa gidildi

Birbirine kıydı düşman kesildi Konu komşu yeğen dayımız bizim Açmak zorundayım bu gizli sırrı Yedi derya yumaz yıllanmış kiri Kimse melek değil sürüden biri

Suça ortak yoksul bayımız bizim

Dilimizde küfür kalbimizde kin Kötülükten alıkoymaz bizi din

Malımız talandı ruhumuz rehin Keşke değişeydi huyumuz bizim

Belki sözüm doğru beni işidin Dilden düştü zulmü Haccac Reşid’in

Her evde bir matem yeri IŞİD’in Yasa döndü neşe toyumuz bizim

Üç beşin ardından ezildi binler Dudağı süt kokan çocuklar inler

Hayal meyal oldu o eski günlerYıllara karıştı ayımız bizim

Ufukta müjde yok gün günden beter Fakiri miskini her gelen dürter Hakkımız arada ortada yiterZırtiler1 elinde rayımız bizim

Acırım dul kalan yeni gelineÜst başı yamalı ayak yalına

Kırılan dökülen dönmez haline Boşuna hayımız huyumuz bizim

Çul çaputu kapı komşumuz çaldı Yurdumuzda Afgan Çeçen kürk saldı Ne Er Mahmut kaldı ne kale kaldı Pursuldu2 şehrimiz köyümüz bizim

1 Aşağılık2 Dağıldı

Tuzun tattık yine îbret almadık Vurulduk sürüldük adam olmadık

Gene hop hopumuz elden salmadık Eski kavan3 eski nayımız bizim

Burada gözdağı açık betikte Orada gür yalım kuru kütükte Şeytan işin görür eller tetikteHâlâ çekilmiyor yayımız bizim

Gügerdi acının kökü şirinde Harp marşı çalınır bayram yerinde Kırık ağır kırık yara derinde Çul altına geçmez zayımız bizim

Vatan çırpınıyor kanı gidiyorKimlerin borcunu kimler ödüyor

Yazık millet birbirini didiyor Kişner kısrağımız tayımız bizim

3 Plak

Yaralı Şehir... Sürgün Millet

Rıza ÇOLAKOĞLU

Page 33: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

31 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Kurunu’l-EmsalErbilli Hacı Kasım Ağa

Nazım TERZİOĞ[email protected]

Nadir Şah’ın (ö.1747) Musul bölgesinin bir kısmını istila edip Bağdat’ı ele geçirmek üzere yaptığı başarısız hamlelerin ardından Erbil idarî yönden tekrar Bağdat vilayetine bağlanmıştır. On sekizin-ci yüzyılın sonlara doğru Erbil’de yeniden ziraata başlanması, ticaret yollarının açılması ile yapılan imar çalışmaları sayesinde hayat canlanmıştı. Er-bil ahalisi zalim idareciye karşı başkaldırıp ayan Bağdat yolunu tutmuş, Kasım Ağa gibi dirayetli, azimli ve adil bir yönetici bekliyordu.

Hacı Kasım Ağa, yirmi seneyi aşkın din ve devlet hiz-metinde bulunan, uçsuz bucaksız Musul ovaları ile Revanduz’un sarp dağlarında at koşturmuş bir Osmanlı mütesellimidir. Ayrıca gözü pek, yi-ğitliği yanında Irak Türkmen şairlerinin arasında özel bir yeri olan, bugün bu soydan gelenlerin ismine isnaden Yakubî’ler olarak tanınan Yakup Ağa’nın babasıdır. Erbil’de 18. yüzyılın ortasında doğduğu tahmin edilen Hacı Kasım Ağa, Abdullah Ağa İsmail Ağa İbrahim Ağa Abdulkadir Ağa Yah-ya Ağa’nın oğludur. Rivayete göre büyük dedeleri Yahya Ağa Tuzhurmatu etrafındaki Bayat köyleri-nin halkından olup, Erbil-Kifri-Tuzhurmatu-Süley-man Beg arasında ticaretle uğraşan bir tüccarmış, daha sonra Erbil’i yurt edinmiştir.

Mütesellimliği savaş ve isyanların yoğun şekilde baş gösterdiği II. Mahmut dönemine (1808-1839) rastlar, özellikle Musul bölgesinde dinmek bil-meyen aşiret çatışmaları ve isyan olaylarına ta-nık olmuş, diğer ayan ve devlet adamlarıyla ha-reket ederek müşkül havadislerin üstesinden gelebilmiştir. Kasım Ağa’nın göreve başlanması tarihi kesin bilinmemekle birlikte, devrin müel-liflerinden Musullu Yasin Hayrullah Ömerî’nin السالم دار بغداد محاسن تاريخ في المرام Darüsselam“ غاية Bağdat’ın Güzellikleri Tarihindeki Gerçekler”1 adlı kitabında verilen bilgilere göre H. 1216-1220 (M.

.1 الشيخ ياسين خيرهللا العمرى الخطيب الموصلى، غاية المرام في تاريخ محاسن بغداد دار السالم، دار منشورات البصرى، بغداد 1968.

1802-1805) yılları arasında atanmış olması ge-rekmektedir. Ömerî’nin verdiği bilgilere göre, H. 1216 (1801/1802) yılında Erbil halkı mütesellim Mehmet Ağa’nın haksızlığı ve zulmüne karşı isyan ederek Ağa’yı şehirden kovmuş, ayrıca bunun gö-revden alınması için, Erbil’in ileri gelenlerinden oluşan elliye yakın bir heyet Bağdat valisine müra-caatta bulunmuştur. Ancak valinin Erbil heyetinin isteklerini geri çevirip heyeti de Basra’ya sürdü-ğü2 ifade edilmişse de, en son teklifleri kabul edip Mehmet Ağa’yı vazifesinden azletmiş olduğu an-laşılmaktadır. Nitekim yazarın adı geçen eserinin ileriki sayfalarında, Musul’da H. 1220 (M. 1805) yılında baş gösteren olayların bertaraf edilme-sinde Erbil mütesellimi Kasım Ağa’nın bölgedeki diğer devlet adamları ile önemli bir rolü olduğu kaydedilmektedir.3

Hacı Kasım Ağa, hem vazifesi gereği hem de şehrin bir hanedan ailesinin temsilcisi olarak Erbil’e ge-lip geçenlerden haberdar olmuş, misafirleri en iyi şekilde ağırlamıştır. Adana Başbuğu İbrahim Ağa tarafından Bağdat valisine gönderilen 17 Re-cep 1237 (9 Nisan 1822) tarihli raporda Erbil’de birkaç gün misafir edildiği, Erbil hâkimi Hacı Ka-sım Ağa’nın da kendisini ağırlamaktan zerrece kusur etmediği vurgulanarak memnuniyetini bildirilmektedir.4 İngiltere’nin Bağdat’taki devlet görevlisi ve Hindistan Doğu Şirketinin temsilci-si Claudius James RİCH, 1820 yılında Irak’ın bazı bölgelerini gezerek gözlemlerini bir kitapta top-lamıştır. 26 Teşrinievvel (Ekim) 1820 tarihinde Kuştepe’de Dizeyî aşiretinin reisi Faris Ağa misa-firliği kabul etmeyince Erbil’e yönelmiştir. Şehrin sınırına yaklaşılınca Kasım Ağa elliye yakın Türk atlısıyla Rich ve beraberindeki ekibi karşılayarak misafirperverliğini göstermiştir. Kervan Kasım Ağa Kehrizi yakınında çadır kurmuştur. Kitapta, Kasım

2 a. g. e., s. 198.3 a. g. e., s. 204-208.4 BOA, HAT 770/36177-D, 17 B 1237 (9 Nisan 1822).

Page 34: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

32 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Ağa Erbil ile kalesinin geçmişi ve yapıları hakkında Rich’i bilgilendirdiği, anlatılmak-tadır.5 Hac Kasım Ağa’dan söz eden bir di-ğer önemli kaynak ise Şehribanlı Abdülka-dir Hatîbî’nin telif ettiği “Tezkire-i Şuarâ-yı Bağdad” eseridir.6 Hatîbî, hemşerisi şair Ab-dullah Nâmi mebhasında Ağa ile aralarında çıkan anlaşmazlıktan bahsetmektedir.7

Erbil’in 1770-1775 yılları inşa edilen ve yakın tarihlere kadar kullanılan en eski yapıların-dan olan kale hamamının, Kasım Ağa’nın adamları tarafından zor şartlar altında ça-lışılarak güç bela onarıldığı rivayeti Erbil’de yaygındır.8

Buyruldu’da (1238) da anlaşılan, sarayda takdir görülmesi ve kendisi ile yol arkadaşlarını hi-latlerle mükâfatlandırılması Kasım Ağa’nın dinine ve devletine sadık kalarak uzun bir

الجزء ،1820 عام العراق في ريج رحلة ريج، جيمس يوسن كلود 5االول، نقلها الى العربية بهاءالدين نوري، طبع بمطبعة السكك الحديدية،

بغداد 1951، ص .245-242 6 Hatîbî, Tezkire-i Şuarâ-yı Bağdad (XIX. Yüzyıl Bağdad

ve Civarındaki Türk Şairleri), Hazırlayan: Mehmet Ak-kuş, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yay., İstanbul 2008, s. 323-325.

7 Bu konu, Ata Terzibaşı’nın Erbil Şairleri kitabında da nakledilmiştir. Burada tekrarlanmasına gerek duyul-mamıştır.

8 Hamamın temeli atan kişinin de babası Abdullah Ağa olduğu söylenir.

Sah Hâlâ Erbil vekîli kurûnu’l-emsâl el-Hâc Kâsım

Ağa İnhâ olunur ki sen hadd-ı zâtında yarar ve

sadâkatkâr olduğundan kat‘-ı nazar Er-bil vekâleti ‘uhde-i sâdıkâneye ihâle kılı-nandan berü her dürlü hali ve harekâtın visâl-ı hâne-i hizmetin ve rızâcûyâne etvâr u istikâmetinden ve vucüh-i beldenin seninle olan muvâfakatlerinden râzı ve hoşnûd olduğumuzdan hakkında envâr-ı inzâr-ı mürüvvet âsârımız zuhûra gelüp kârhâne-i lütf ü ‘inâyetimizde dûhta sana bir kât esbab-ı mefharet iktisâb ve seninle hizmet-i din ü devletde bulunan vücûha terfi‘-i kadar u ‘itibâr zımnında kaç kât esbâb-ı in‘âm ve Enderûn ağalarından kurûnu’l-emsâl İsmâil Ağa ile ba‘s u irsâl olunmakla bi-mennihi te‘âlâ vürûdunda

sana ihsân olunan libâs-ı ‘inâyetin ilbâsın ile tezyîn dûş-ı mübâhât u iftihâr ve di-ger elbise-i fâhireyi dâhi senin ve müba-şir mumaileyhin ma‘rifetiniz ile münâsib gördügünüz vücûha dilküşâ ve bu vücuha cümlenin istihbâb-ı ed‘iye-i hayriyelerine i‘tinâ birle senden melhûz olduğu veçhe üzere fi mâ ba‘d dâhi dâhilen ve hâricen hıfz-ı ser-rişte-yi nizâm-ı memleketin ve bast-ı mihâd-ı emniyet ü tayy-ı bisât …. esbâb-ı râhat ‘ibâde ibrâz-ı âsâr-ı gayret eylemek bâbında işbu buyuruldu tahrir ve ısdâr ve irsâl olunmuşdur bi-mennihi te‘âlâ vusûlünde ber minvâl-ı meşrûh her hâlde icrâi ser-rişte-i ve mûcib-i buyrulduyla ‘amel ü harekâtın eyleyesin deyü

Buyruldu

Fi 24 B Receb sene 1238 [6 Nisan 1823]

Page 35: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

33 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

müddet vazifesini hakkıyla ifa ettiğinin bir gös-tergesidir. Kasım Ağa, 1239 (1823) yılında Bağdat vilayet azalığına atanmış,9 1825 yılları civarında vefat ederek Bağdat’taki Şeyh Abdülkadir-i Geyla-ni mezarlığına defnedildiği rivayet edilmektedir.10

Kasım Ağa’nın da şair oğlu Yakup Ağa gibi selis ve iç açıcı güzel şiirler yazdığı söylenir. Ancak şiirleri, Ataullah Ağa’nın şiir mecmuasında tespit edilen aşağıdaki âşıkane gazeli dışında zayi olmaktan kurtulmamıştır. Kim bilir belki günün birinde şiir mecmuası, kültürüne yabancı kalan birinin kütüp-hanesinde bilinçli veya bilinçsiz olarak saklandığı tozlu raflardan ortaya çıkacaktır!

[- • - - / - • - - / - • - - / - • - Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün]

Bir nazar kıl hâlime dünya fenâdır sevdiğim ‘Âşıka bunca sitemler nârevâdır sevdiğim

Ayağa salma beni düşmenleri şad eyleme

9 Bu bilgi sağlıklı olmasa da arşivde bulunan bir belgeye göre (BOA, HAT 811/37219-C, 27 Ra 1239) 1823 yılında İsmail Ağa Erbil vekili olarak gösterilmektedir.

10 Vefatının yılı ve yeri kesin belli olmamakla birlikte Hatîbî’nin sözünü ettiğimiz tezkiresinde Hacı Kasım Ağa merhum diye anılmaktadır. Tezkire, 1245 (1829) yılında telif edilmiş olduğu-na göre bu tarihten önce vefat etmiş olması kesindir.

Ben ki senden umduğum bir merhabadır sevdiğim Yüzleri kara rakibler hakkıma çok söyledi Mushaf-ı hüsnün hakk-ı çok iftirâdır sevdiğim

Ne sana kalur güzellik ne bana bu zârlık Dünyada bâki kalan yalguz Hudâ’dır sevdiğim11

Müstahakdir Kâsıma hüsnün zekâtından umar Lütfla vergil zekâtın bî-nevâdır sevdiğim

KAYNAKÇA ERBİLLİ Ataullah Ağa’nın Şiir Mecmuası (Basılmamış el ya-

zısı). HATÎBÎ, Tezkire-i Şuarâ-yı Bağdad (XIX. Yüzyıl Bağdad ve

Civarındaki Türk Şairleri), Hazırlayan: Mehmet Akkuş, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yay., İs-tanbul 2008.

TERZİBAŞI, Ata, Erbil Şâirleri, Haz. Ali İhsan ÖBEK-Duygu DALBUDAK, Kerkük Vakfı Yay., İstanbul 2007.

جودت محمد على اليعقوبي، اربيل مدينتي )في بدايات القرن العشرين(، تدقيق و مراجعة وتعليق الباحثة: شرمين جودت اليعقوبي، الطبعة

االولى، مطبعة عالم الطباعة، درعا-سوريا 2011.الشيخ ياسين خيرهللا العمرى الخطيب الموصلى، غاية المرام في تاريخ

محاسن بغداد دار السالم، دار منشورات البصرى، بغداد 1968.كلود يوسن جيمس ريج، رحلة ريج في العراق عام 1820، الجزء االول، نقلها الى العربية بهاءالدين نوري، طبع بمطبعة السكك الحديدية، بغداد 1951.

11 Yalnız kelimesi yerine yerli ağızda telaffuz edilen yalguz şek-li yazılması ve manzumenin altında “Güya bu gazel Yakub Ağa’nın babası Kâsım Ağa’ya ait imiş” notu düşürmeyi gereği duyan Ataullah Ağa, gazeli yazılı değil sözlü olarak derlemiş ol-duğu tahmin edilmektedir.

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde

bulunan (HAT, 791/36812-F,

22 Şevval 1230), Kasım Ağa’nın

mühür ve imzasını taşıyan

tahriratından bir örnek.

Page 36: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

34 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Türkmen Albümünden

Kerkük Vakfı’nın kurucu başkanı İzzettin Kerkük mezarı başında anıldı. (3 Mayıs 2017)

Page 37: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

35 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Editörün Seçtikleri

Bağdat’taki Türkmen Konferansı’ndan görüntüler. (17 Mayıs 2017)

Page 38: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

36 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

KERKÜK VAKFI

Contents

QARDASHLIQREVIEW OF CULTURE ART LITRERATURE AND FOLKLORE

Year: 19 Issue: 74 April - June 2017

KERKÜK FOUNDATION

ISSN : 1302-2857

Iraqi Turkmens’ Conference in Baghdad and Its Evaluation 16-17 MAY 2017

Prof. Dr. Mahir NAKİP / 37

Section in Turkish / 01-36

Section in Arabic / 42-64

On behalf of the Kerkük Foundation Owner of the right and editor in Chief

Erşat HÜRMÜZLÜ

Editor and Genel CoordinatorSuphi SAATÇİ

Correspondence Address P. O. Box 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL

Tel. (0212) 584 00 75Fax (0212) 584 00 76

www.kerkukvakfi.comwww.kardaslik.org

email: [email protected]

Administrative OfficeHaseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı

Huzur Apt. No: 1/1Fındıkzade/İSTANBUL

RepresentavtivesHabib HÜRMÜZLÜ (Ankara)

Timur TAŞ (İzmir)Ali İhsan NAQIB (ABD)

Consulted by an Anditorial Referrence Counsul

Prof. Dr. Ziyat AKKOYUNLUProf. Dr. Yavuz AKPINAR

Prof. Dr. Abdülhalik BAKIRProf. Dr. Haşim KARPUZProf. Dr. Mahir NAKİPProf. Dr. Suphi SAATÇİ

Prof. Dr. Saim SAKAOĞLUProf. Dr. Abdüsselam ULUÇAM

Editorial BoardKemal BEYATLIKemal ÇAPRAZ

Aydil EROLErşat HÜRMÜZLÜHabib HÜRMÜZLÜ

İzzettin KERKÜKMahir NAKİPAcar OKAN

Ömer ÖZTÜRKMENSuphi SAATÇİ

Suphi SALT

QARDASHLIQ

Published quarterly in Turkish, English, and Arabic

by İzzettin Kerkük Culture and Research Foundation

(Kerkük Fondation)

Authors are responsible for the raticles and photographs published in this review. Articles and photographs published in the review

may be used elsewhere by indicating the source

Page 39: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

37 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Preparatory PhaseSince 2003, the United Nations

has secured the presence of a representative and an ac-tive official in Baghdad even in the most critical times, un-der the name of the United Nations Assistance Mission for Iraq (UNAMI). The UNAMI Representative in Baghdad is currently Ján Kubiš and he seems a little different. While all the former representatives met Turkmen officials, it is not possible to say that they were active in terms of Turkmens’ issue. However, as of April, Ján Kubiš held a series of meet-ings with Turkmen leading figures and has succeeded in forming a subcommittee in or-der to organize a comprehen-sive conference. Two of the members are from the Iraqi Turkmen Front, one of whom is Kirkuk Deputy Hasan Turan and the second is again for-mer ITF Diyala Deputy Hasan Ozmen. The other two mem-bers are National Alliance deputies and former minis-ters Jasim Mohammed Jaafar (Deputy Leader of Turcoman Islamic Union and Dawa Party member) and Muhammed Mehdi Beyatlı (Badr Organi-zation). The fifth member is Turkmen Commander of al-Hashd al-Shaabi and member of Turkmen Wafa Movement Yilmaz Shahbaz.

The committee performed two important duties. The first duty was to prepare a draft Turkmen declaration on which discussions would be possible and the second was to ensure that almost 60 prominent Turkmens would come together to discuss this declaration on 16 November 2017. These figures were se-lected from among the chair-men and deputy chairmen of all Turkmen parties, Turkmen intellectuals and certain na-tional-international Turkmen nongovernmental organiza-tions. Turkmen parties which are called “Signboard or Card-board Parties” by Turkmen intellectuals and which only carry out activities in Kurd-istan Regional Government

(KRG) were not invited to the meeting.

During the mentioned meeting, the participants expressed their opinions about the draft for 5-6 hours without enter-ing into any polemic or dis-cussion despite their different views and political tendency. They brought the problems of the region they were com-ing from to the agenda of the meeting and they demanded that these problems be in-cluded in the final declara-tion.

Opening SpeechesOn 17 May, more than 300 Turk-

men leading figures filled the biggest hall of al Rasheed Ho-tel in the Green Zone in Bagh-

Iraqi Turkmens’ Conference in Baghdad and Its Evaluation

16-17 MAY 2017

Mahir NAKİP

Page 40: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

38 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

dad. Besides, Iraqi Parliament Speaker Salim al-Jubouri, Leader of National Iraqi Al-liance Ammar al-Hakim and UNAMI Representative Ján Kubiš also attended the meet-ing. The conference was held under the auspices of Parliament Speaker Salim al-Jubouri and under the coordi-natorship of the UNAMI.

Having delivered the first speech as the most senior Turkmen deputy, Mosul Deputy of the Islamic Supreme Council of Iraq Taqi al-Mawla indicated that Turkmens defended the integrity of Iraq, they shed their blood for Iraq by always adopting it as homeland, they would resolutely object to the understanding of random re-venge after DAESH left Iraq, they owed a gratitude to all parties, notably Turkey, which welcomed Turkmen migrants leaving for different regions in Iraq or Turkey. Among the demands that al-Mawla enu-merated in general, the most important issues are as fol-lows:

1- Immediate liberation of Tal Afar, return of Sunni and Shi-ite Turkmens to their provinc-es.

2- As the Chief Commander, Iraqi Prime Minister Haider al-Abadi’s forming a special army of 1000 people which will include equal numbers of Sunni and Shiite Turkmens in order to liberate Tal Afar.

3- Immediate reconstruction of the province with the help of the countries in the vicinity af-ter the liberation of Tal Afar.

4- Granting special vacancies for Turkmens especially in terms of appointments to ministries and other highly ranking posi-tions.

5- Fair resolution of the prob-lem of Kirkuk which is an Iraqi

province and prevention of all parties from infringing the other’s rights.

The second speaker was Iraqi Parliament Speaker Salim al-Jubouri who undertook the organization of the confer-ence. Having underlined that Turkmens had lived faith-fully and devotedly in Iraqi territory for a millennium, Al-Jubouri stated that no one should try to undermine Turkmens’ weight by taking into account the current Turk-men population. Al-Jubouri said:¨Those who use certain constitutional articles as an excuse and want to disinte-grate and divide Iraqi terri-tory had better find another country for themselves¨. He implicitly criticized especially Kurdish political groups that want to be separated from Iraq. Having indicated that Turkmens should be granted with their rights, taking full account of the fact that they constitute the principal ele-ment and third nation of Iraq, al-Jubouri emphasized that Turkmens who left their ter-ritory because of terrorism should turn back to their own lands. Al-Jubouri underlined the necessity of maintaining the demographic structure in the provinces where Turk-mens live.

It was obvious that al-Jubouri targeted Kurdish politicians in his speech, without giving specific names. Al-Jubouri implicitly criticized especially Kurdish expansionism which trespassed on Turkmen ter-ritory. Indeed, one day later, two deputies of Kurdish po-litical wing Ashwaq Jaf and Hoshyar Abdullah made state-ments, criticizing al-Jubouri>s speech. While Jaf indicated

that al-Jubouri targeted and threatened Kurds, Abdullah stated that al-Jubouri talked as if he were the only owner of Iraq.

The third speaker was Shiite lead-er and Head of National Iraqi Alliance Ammar al-Hakim. Having started his speech by indicating that Turkmens con-stituted the principal element of Iraq, al-Hakim strongly praised Turkmens. Al-Hakim stated that he appreciated Turkmens> sacrifices and struggles before and even after 2003. Having said that Turkmens did not only defend their own regions but also the entire country against DAESH, al-Hakim indicated that Turkmens considerably shed their blood to this end. He expressed his gratitude and appreciation to Turkmens for choosing Baghdad but not any place in other countries in order to discuss the issues between different political parties. Having also touched upon the post-DAESH phase, al-Hakim emphasized that ev-eryone should act responsibly and attentively in order to prevent the emergence of any disorder or chaos. He under-lined that more realistic steps should be taken after DAESH and this should be observed not only in Baghdad but also in Kirkuk and KRG.

Iraqi President Fuad Masum also sent a representative to the meeting, who made a short speech, indicating that Turk-mens were the principal ele-ment of Iraq and they would have a bright future in a democratic Iraq. Iraqi Presi-dent Haider al-Abadi did not personally participate in the meeting but assigned Turk-men Deputy of Dawa Party

Page 41: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

39 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Abbas Bayatlı who began his speech by primarily prais-ing Turkmens> fight against DAESH in Amirli and Bashir. Having emphasized that Turkmens were not only the third nation in Iraq but also one of the fundamental na-tions that formed Iraq, Bayatlı said that Iraq would lose its meaning without Turkmens. Abbas Bayatlı indicated that it was not appropriate or fair for a nation to oppress and even neglect another nation and added that a solution in Kirkuk was possible only upon the willingness of all the par-ties.

The last speaker was UNAMI Rep-resentative Ján Kubiš. Kubiš congratulated Turkmen politi-cians and intellectuals for suc-ceeding in completing their works in a period of time as short as one and a half month and coming together around common grounds. Having stated that Turkmens served as a good example for the other divided political groups from all these aspects, Ján Kubiš emphasized that this unity would be an important source of meetings and dis-cussions which will be shaped in Iraq in post-DAESH period. He concluded his speech as follows: ¨The United Nations will always side with Turk-mens since they have gone through a very tough test in terms of Iraq>s unity and soli-darity. ¨

Content of Turkmen DeclarationPresident of Iraqi Turkmen Front

and Kirkuk Deputy Ershad Salihi read the joint declara-tion drafted by all Turkmen parties, organizations and intellectuals. The declaration contains the following issues in sum:

In the preamble of the declara-tion, it is emphasized that Turkmens who are the third fundamental element of Iraq have always remained as Iraqi citizens and made efforts for unity and solidarity in Iraq even though they previ-ously faced all kinds of injus-tice, tyranny, mass murders and seizure of their lands. Through this conference, it was declared that a step was taken to support the national unity project in Iraq and to combine it with Turkmens’ Iraqi National Reconciliation Project.

The basic declaration consists of four headings:

1- Turkmens’ demands with re-gard to the legislative power

2- Turkmens’ demands with re-gard to the executive power

3- Relations with KRG and Kurds4- Fulfillment of Turkmen proj-

ect

Under the first heading, four prin-cipal demands are expressed:

• Introducing the necessary legal regulations in order to return the regions reclaimed from Turkmens in Kirkuk, Tuz Khurmatu, Mosul and Diyala.

• Ensuring that Turkmens will also benefit from the oil and gas incomes which are the wealth of all people in Iraq.

• Enactment of the law regu-lating all the rights of Turk-mens, by the parliament.

• Parliamentary approval of the long pending Federal Parliament Draft Law which constitutes the national com-ponents of Iraq and its imple-mentation as soon as pos-sible.

Turkmens’ demands from the Iraqi central government are briefly as follows:

• Lifting unjust and unfair prac-tices against Turkmens while distributing the highly ranking positions such as ministries, undersecretaries, director-ates general and embassies.

• Ensuring that Turkmens who were forced to migrate from their regions can turn back and establishing a defense unit composed of the people of the region who were res-cued.

• Attaching required impor-tance to the education of Turkmens and meeting their needs, also removing the un-just allegations and falsifica-tions regarding Turkmens’ his-tory in all Iraqi course books.

• Erecting a monument sym-bolizing the tyranny that Turk-mens suffered previously.

• Restoring Turkmens’ historic places such as Kirkuk and Tal Afar Citadels.

• Supporting Turkmen units of al-Hashd al-Shaabi formed in proportion to the density of Turkmen population in order to defend their own regions, also affiliating other Turkmen forces to Iraqi official armed forces by supporting them.

• Allocating quota for Turkmen students in Iraqi military and police academies and for studying abroad.

Relations with KRGAll Turkmens participating in the

conference gave the following message to KRG: ¨Turkmens invite all political, ideological and cultural Kurdish institu-tions to open and construc-tive dialogue and to mutual respect, they refuse to attack or violate others> rights. ¨ It was also demanded that Turk-mens living in Erbil and Kifri could be protected and they could be assigned to perform highly ranking duties.

Page 42: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

40 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

Implementation of Turkmen Project

• A coordination board was es-tablished in order to follow the demands enumerated above.

• Communications between the parliament, the government, KRG, the parties and political groups will be enhanced and held more frequently in order to meet Turkmens’ demands.

• The relations with regional and global powers will be maintained, these will grant Iraq with its regional and global role again.

• Works will be conducted with the United Nations (UNAMI) in order to ensure that Turk-men project will be guaran-teed as part of Iraqi national reconciliation process.

EvaluationWhen the US proposal to enter

Iraq together was rejected in the Grand National Assembly of Turkey (GNAT) on 1 March 2003, Turkmens felt seriously alone and they were excluded from the political process for a long time. Turkmen politics continued through two chan-nels mostly for this reason. The first channel was the ITF which was established in Tur-key and intensified its nation-alist discourse and the par-ties inside it and the second channel was Islamic Turkmen parties inside the long-lasting Shiite opposition in Iran. In the political process after 2003, Shiite-Islamist Turkmen parties took part in the coali-tion formed by different Shi-ite fractions and they could both have 6-7 seats in the parliament and one minister in each cabinet. Since Nation-alist Turkmens did not have a similar roof, they could have at most 3 deputies in each parliamentary term and they

could take only one ministry under the second term of Maliki government. However, while there was not a serious conflict between two parties, the grassroots of Turkmen people neither basically ac-cepted the presence of such division nor lived it.

The first sectarian conflicts among Turkmens broke out during the incidents in Tal Afar in 2004. The problems were overcome through Tur-key’s support and Turkmens’ own internal dynamics. There were no such conflicts in the other Turkmen regions. How-ever, the sectarian segrega-tion across Iraq, especially the Shiite-Sunni showdown started to increase gradually in different regions of Iraq. After the US forces withdrew from Iraq in 2011; the con-flicts between two Turkmen segments started to be re-flected on the grassroots, if narrowly, for reasons such as the increase in Iranian influ-ence, DAESH invasion in Turk-men territory in Iraq in 2014, the relations that Turkey strengthened with some Arab groups in Iraq and eventually the outbreak of the Bashiqa camp problem between Tur-key and Iraq. Especially the re-fusal of Nationalist Turkmens, through a mistaken decision, to join al-Hashd al-Shaabi which was established to lib-erate Turkmen regions from DAESH widened the cracks of conflicts among Turkmens.

Both political circles took serious lessons from these negative developments since Turkmen society suffered deep atroci-ties after DAESH. 500 thou-sand Turkmens, that consti-tute one fifth of almost 2,5 million Turkmen population,

were deterritorialized; the only ministry they had under al-Abadi government was taken from them; Kirkuk was completely taken under KRG control; explosions occurred frequently in Tuz Khurmatu; Turkmen lands were not giv-en back to Turkmens in any regions. Such incidents awoke the national conscience of all Turkmens and forced them to come together around mini-mum common grounds de-spite the disagreements. It is possible to say that Turkmens generally come together around common victimiza-tions. As a consequence, it could be seen that Turkmens who became deputies from different lists held joint press conferences from time to time, by forming a Turkmen platform in the parliament. Indeed, when the afore men-tioned Turkmen Declaration is examined, it can be under-stood that almost all the de-mands are the result of a vic-timization and they are only the natural and constitutional rights of Turkmens. That is to say, it has been revealed that Shiite-Islamist Turkmen politi-cians were not pleased with Baghdad where Shiite popula-tion is denser and KRG, either.

Within this context, certain im-plicit compromises were achieved in the conference and the problems between Turkmen political groups seem to have been resolved by themselves. Based on this sentence, it can be said that:

1- the presence of the sky-blue Turkmen flag with star and crescent on banners, invita-tions and in the hall shows that the conflicts between the nationalist circle and the Islamist circle have been elim-

Page 43: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

41 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

inated or have at least fallen off the agenda. It is known that a part of Islamist Turk-mens who are close to the Shiite do not recognize any other flag than the Iraqi flag.

2- The presence of Turkish ver-sions with the Latin alphabet under Arabic explanations can also be seen as an impor-tant step which nationalist Turkmens succeeded in hav-ing accepted.

3- Turkmen national anthem can also be added to these.

4- It is registered that Turk-men Armed Forces which is planned to be established besides al-Hashd al-Shaabi can take place as well. On the other hand, it can be said that nationalist Turkmens have recognized the presence of Turkmen unit of al-Hashd al-Shaabi, which shows that a balance has been redressed.

A similar initiative was taken on 6-7 December 2014 and a declaration was published. However, that meeting was held neither under the aus-pices of Iraqi Parliament Speaker nor with the sup-port of the United Nations. Therefore, there were not many opportunities to imple-ment and follow the initiative, thus leaving the meeting un-successful. Nevertheless, it constituted the first step of this conference. It can be eas-ily said that this conference was much more successful and comprehensive than that meeting. In short, (as far as it was followed on the social media) Turkmen people were pleased with this conference.

There are several uncertain is-sues regarding the confer-ence and the declaration derived from the confer-ence. First of all, this decla-

ration finally consists of the demands of Turkmens from the relevant official authori-ties. The declaration is not a manifesto of compromise with respect to Turkmen dis-course or common values. Of course, it may be difficult to overcome the ideological seg-regation between two circles. However, this does prevent them from coming together around common discourses and all Turkmens should ab-solutely have common sacred values and sine qua non fac-tors. From this point of view, the declaration is not a tool which can be used to solve the ideological and rooted problems between Turkmen political organizations. In this sense, it is vital to address the headings of Turkmen declara-tion, indicated on the website of Kirkuk Association, under the roof of a(n) (advisory) council which should be es-sentially established in the future. These were classified under 11 subheadings:

1- Ideological line of Turkmen movement

2- Turkmens’ views on Iraqi citi-zenship

3- Turkmens’ views on the ethni-cal groups in Iraq

4- Turkmens’ views on the is-sues in Arab world

5- The views of Turkmen move-ment on the expectations of Kurdish people

6- The views of Turkmen move-ment on the regime issues in Iraq

7- The views of Turkmen move-ment on religious and sectar-ian differences

8- The views of Turkmen move-ment on the neighboring countries and the countries of the region

9- The views of Turkmen move-ment on women and family

10- The views of Turkmen move-ment on Turkmens’ education and the language of educa-tion

11- The views of Turkmen move-ment on economic issues

Of course, these subheadings cannot be easily settled. There will be no discussion platform without forming a Turkmen (advisory) council where these issues can be discussed since these sub-headings are really challeng-ing. However, it is obvious that a cooperation and cohe-sion between Turkmen politi-cal groups will not be healthy if there is no compromise on these matters. For example, will a cooperation be possible between the groups in the elections to be held in 2018, or how will the differences of opinions be removed in terms of distribution of ministries af-ter the elections?

In conclusion, it should be indi-cated that the conference was a historical breakthrough and Turkmen politicians such as Hasan Ozmen, Hasan Turan, Jasim Mohammed Jaafar, Mu-hammed Mehdi Beyatlı and Yılmaz Shahbaz played sig-nificant roles in this success. However, it should be clarified what the following steps will be. Therefore, two important issues should be addressed by the Coordination Board which is planned to be established:

1- The demands on which com-promise has been made should be pursued in a seri-ous, planned and disciplined manner.

2- The Coordination Board should also check out the cir-cumstances in order to take necessary steps for the estab-lishment of Turkmen (Advi-sory) Council.

Page 44: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

42 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

التعايش المجتمعي السلمي واللحمة الوطنية التلعفرية أيام زمان...

ذنون قره باش

من يتألفون تلعفر أهالي أن يعلم الكل ونسيجها العشائر، من كبير عدد باللحمة وتميزها الرائع االجتماعي ثورة وجسدتها الموحدة الوطنية قاج( )قاجا ب المعروفة العشرين تلعفر اهالي كافة فيها شارك التي عشائرها ورؤوساء بشخصياتها مع وبالتنسيق آنذاك المعروفة العربية، المنطقة عشائر بعض أسماء تحمل العشائر هذه وأغلب في توجد انه والمعلوم تركمانية. وعشائرية مجتمعية خلطة تلعفر أخوية ودية تآزرية دون النظر الى في توجد وال الموجودة، العقائد وال الطائفية، شوائب الخلطة هذه والحقد، والكراهية البغض مشاعر توافقا الخلطة هذه اظهرت بل ووئاما ومحبة، والكل يؤدي الشعائر بالمقولة: عمال الدينية وااللتزامات فديننا لمعتقداته، وفقا يحيا كل الدينية الحرية بمبدأ يقر الحنيف القيم واحترام الدين( في اكراه )ال المشتركة في مجتمعنا. وقد عاشت شامخة أياما تاريخها عبر تلعفر الضيافة وحسن الكرم حيث من والتآزر والتعايش المجتمعي السلمي والتبادل االجتماعي وكسب مشاعر أشار كما والمحبة، واالحترام الود الشاعر داود قبغ الى ذلك في ابياته:

تلعفر تبقى شامخةوضياءا مثل البدر التامتحكي لالجيال عصورا

معنى الجود ومعنى االقدامأن منذ طائفيا صراعا تلعفر تشهد لم وجدت على أرضها المذاهب اال بعد االحتالل االمريكي عام 2003 الذي جلب معه فايروس الفتنة أوالطائفية،

البلد واجوائه، واشعل ولوث تراب وتحرق الجميع لتاكل الفتن نار من يقال، كما واليابس األخضر خالل فتح صفحة النزاع والخصومة القتال, طابع وأخذت تطورت التي أشد االجتماعي النسيج ومزق تمزيق وشتت اللحمة الوطنية, وافسد بوسائله للجميع والمعيشة الحياة لدى وخلق المعروفة، التدميرية التعصبية النظرة الواحد البلد أبناء والرؤية االحادية والتمييز. ولألسف الشديد فقد حصلت ما حصل خالل هذا، يومنا والى االحتالل سنوات وبالمحصلة فان كل ذلك كان الهداف اطيافه، ولوحدة البلد لصالح ليست االحداث فاتورة الجميع دفع وقد بين القلوب، على القاسية االليمة هنا نقول ان ولنا وتهجير. تشريد متى يستفيق القوم كلهم وينأون عن التعصب والطائفية وتنفتح الخرائط نحو الذهنية والصورة االدراكية التسامح والوئام والصالح والتالقي على الخير واالنفتاح القلبي على قيم المحبة، ومن ثم يدركون أن استمرار النزاعات والخصومات واالتهامات وليست للجميع دمارا المتبادلة نتعلم ومتى اآلخر، دون لطرف ونستفيد من دروس األحداث ونعالج وواعية منفتحة بعقلية االخطاء ولقد النظر. ثاقبة واسعة وبآفاق حصل مثل ذلك في أوربا في سالف معتنقي بين الدماء اذ سالت األيام، والبروتستانت، الكاثوليك مذهبي اخطائهم الى انتبهوا القوم ان غير هذا استمرار في أن وادركوا النفسهم هالكا بينهم الصراع وتدميرا لمجتمعاتهم، فاصروا على

الى بهم يؤدي ما كل عن االبتعاد وتوجهوا وتوحدوا الخصومات الى النهضة التي أدت بهم الى افاق وبناء والتطور النماء في واسعة انجر الذي الوقت في الحضارت، واالنتكاس التراجع نحو اهالينا فيه والمحاصصة الطائفية جراء واالنسياق اآلخر ونبذ والتهميش وراء االغراءات والمصالح الفئوية جانبا، العليا البلد مصلحة تاركين أبناء من الكثير جعل الذي األمر تلعفر االبرياء ضحايا لهذا االنقسام من نداءنا نوجه واننا البغيض. كل الى المحترم المنبر هذا خالل إنسان وطني مخلص وكل مسؤول يخاف هللا والى كل شخصية مؤثرة خير قلبه في ومازال موقعها من تلعفر، وألهل تلعفر لبلده ومحبة أن يعدوا العدة لغد افضل من خالل التكاثف والتالحم وتاكيد قيم التعايش المجتمع اطار ضمن المجتمعي فان اآلخر، وقبول الواحد والبلد وكفانا بذلك، ينصحنا الحنيف ديننا كااليتام واصبحنا واالهانة التشرد الى نسعى وان اللئام، مائدة في ونلملم البعض بعضنا احتضان شتاتنا، والمثل يقول )تجمع الدجاجة فراخها تحت جناحيها( خوفا عليها يستطيع فمن القطط، هجوم من ويكون واألبناء، االهل يحمي أن المنجد، ونحن نعيش في بلد كثرت تجعل أن اسأل اللهم الذئاب. فيه السالم فيه تنشر وان آمنا بلدي والمحبة والتسامح لترجع االبتسامة

واألمل البناء تلعفر.

Page 45: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

43 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

أكثر من تفصيل الطبري.المعتصم خروج سبب كان 4ــ من الجيش إلبعاد القاطول الى عناصره العربية والديلمية، وإعادة تأسيسه بالعناصر التركية العتماده بسبب وليس وأخيرا، أوال عليهم في المزعومة األتراك تصرفات

بغداد.5ــ لم تعرف عن األتراك القسوة والغدر عنهم يعرف ما بقدر واإلعتداء، وحفظ النفس وضبط اإلنضباط األمن والتعايش مع الناس بمختلف

أجناسهم وأديانهم وطوائفهم. **الشعوبية حركة فكرية اجتماعية، عربية، غير جماعات بها قامت من العربي الكيان ضرب بهدف الحضاري، وإرثه ثقافته خالل العربي، التراث ومهاجمة مقابل العربية، بالقيم واإلستهزاء الحضاري باإلرث اإلعتزاز غير الثقافات وإحياء األعجمي، العربية. )ينظر: مباحث في الحركة

الشعوبية 8( ***تحريكها.

5ــ موجز تاريخ التركمان في العراق )مقدمة الضابط صابر لشاكر الدكتور مصطفى جواد 8(. والبيت الغواني )صريع الوليد بن لمسلم من ديوانه في 208هـ( توفي فيها يمدح بيت، مئة من قصيدة داود بن يزيد بن حاتم. وصدره فيه: “تجود بالنفس إذ أنت الضنين بها”الغواني صريع ديوان شرح )ينظر:

151ــ 171( * أمير الجيش اإلسالمي.

** خاقان الترك.6ــ ينظر: الكامل في التاريخ 5: 151ــ

1547ــ مناقب الترك 37. و)عار الفرس(: عن وتباعد وجهه، على ذهب صاحبه. و)يريغونه( من الروغان: لبة(: الحاجة. يحتالون عليه. و)الطو روغ و عير اللسان: )ينظر:

طلب(* كان أبوه )خاقان( من أوالد الملوك. وكان أخا(، )اتخذه المتوكل آخاه قتل أوالده. جميع على يقدمه تقدم. كما بالسيوف، قتل ليلة معه

116ــ :6 األدباء معجم )ينظر: )117

وينظر: 263 األذكياء أخبار ــ 8معجم األدباء 6: 116ــ 117 وفي ما المعتصم أن األخيرة الصفحة ألف نثر عليه مئة برح داره حتى

درهم.ـ مجلة الدليل )العدد 2 لسنة 1946(. 9ـ

358ــ الحوادث كتاب ينظر: 10ــ 359

11ــ ينظر: البداية والنهاية 17: 201 الكامل 10: 542، 604، 12ــ ينظر:

634المصادر والمراجع

الجوزي ابن األذكياء، أخبار 1ــ بسام عناية )ت597هـ(، عبدالوهاب، دار ابن حزم ببيروت

ــ 2003)ت كثير ابن والنهاية، البداية 2ــ عبدهللا الدكتور تحقيق 774هـ(، بن عبد المحسن التركي، دار هجر للطباعة والنشر بالقاهرة ــ 1998

السيوطي الخلفاء، تاريخ 3ــ محيي محمد تحقيق )ت911هـ(، الدين عبدالحميد، مطبعة وأوفسيت

منير ببغداد ــ د. ت)تاريخ والملوك الرسل تاريخ 4ــ الطبري(، محمد بن جرير الطبري أبو محمد تحقيق 310هـ(، )ت المعارف دار ابراهيم، الفضل

بمصر ــ 19645ــ التاريخ السياسي لتركمان العراق، )ط1(، الصمانجي، قادر عزيز

دار الساقي ببيروت ــ 1999واضح ابن اليعقوبي، تاريخ 6ــ عليه 292هـ(،علق )ت اليعقوبي المنصور، خليل حواشيه ووضع ــ بإيران مهر مطبعة )ط1(

1425هـمحمود الترك، لغات ديوان 7ــ )ط1(، 498هـ(، )ت الكاشغري ــ باستنبول العلية الخالفة دار

1333هـالغواني، صريع ديوان شرح 8ــ )ت208هـ(، الوليد بن مسلم تحقيق الدكتور سامي الدهان، دار

المعارف بمصر ــ 1985األثير ابن التاريخ، في الكامل 9ــ

صادر دار )ط7(، 630هـ(، )ت ببيروت ــ 2005

مجهول مؤلف الحوادث، كتاب 10ــ تحقيق الهجري، الثامن القرن من معروف، عواد بشار الدكتور ــ بقم شريعت مطبعة )ط1(

1426هـأدموندز، وعرب، وترك كرد 11ــ طبعة هللا، فتح جرجيس ترجمة

بغداد ــ 1971)ت منظور ابن العرب، لسان 12ــ صادر دار )ط1(، 711هـ(،

ببيروت ــ 2000الشعوبية، الحركة في مباحث 13ــ مطبعة عمر، فاروق الدكتور

المربد ببغداد ــ198714ــ مختصر تاريخ الترك في العراق، )مجلة جواد مصطفى الدكتور لسنة العدد2 ــ النجفية الدليل الذهب، مروج ــ 15 )1946تحقيق )ت346هـ(، المسعودي محمد محيي الدين عبد الحميد، دار

الفكر ببيروت ــ 1973ياقوت األدباء، معجم 16ــ بعناية الحموي)ت626هـ(، هندية مطبعة ،)2 )ط مرجليوث،

بمصر ــ 1925ـ مناقب الترك وعامة جند الخالفة، 17ـ مجموعة )ت255هـ(، الجاحظ الثانية، الرسالة الجاحظ، رسائل )ط1(، مطبعة التقدم بالقاهرة ــ د.

ت)ت الجوزي ابن المنتظم، 18ــ عبدالقادر محمد تحقيق 597هـ(، عطا ومصطفى عبد القادر عطا، ـ 1995 دار الكتب العلمية ببيروتـ التركمان تاريخ موجز 19ــ صابر العراق،شاكر في أوفسيت الضابط،)ط2(،مطبعة

المصطفى ببغداد ــ2007 تغري ابن الزاهرة، النجوم 20ــ بردي )ت 874هـ(، مطابع كوستا تسوماس )مصورة عن دار الكتب

المصرية العامة(.

Page 46: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

44 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

على ما وعليهم، حقوق، لغيرهم، غيرهم، واجبات.

هؤالء بكل التركي عالقة وكانت دون من ومواطنة، أخوة عالقة التركية الحكومات مناهج تلقي ان المتعاقبة وعقائدها ظال عليها بحال من األحوال. أو يقعوا في نزاعات عرقية أو دينية أومذهبية أوطائفية.

ولعل قدر التركي في اإلنسالخ من أرضه، ليستوطن أرضا بعيدة عن أخرى بأقوام واختالطه أصوله، زيادة والتصاهر، المصالح بحكم زانة بالر تاريخيا تطبع ما على هذه فيه زرع ما هو والعقالنية، من بها ليتمكن اإليجابية، العالقة تدبير أمره في أرض تمور بالعيون

واألطماع والتناقضات.أزكمت سلبيات وسط ايجابيا فعاش فأحبه عنها، بنفسه نأى أنوفا، األمير كمثل البالد، وطلبته العباد أحسن الذي البرسقي، سنقر آق

التصرف، أينما حل وارتحل.الباطنية وقاتل جاهد، قد وكان محمود السلطان واقطعه أميرا، السلجوقي )485ــ487هـ( شحنكية واسط على ر وأم رئيسا، بغداد والموصل واليا، فاحبه أهل ثالث « األثير: ابن قال . تلك المدن أهل لدى محبوبا البرسقي وكان وقال « فيهم. سيرته لحسن بغداد « وخمسمئة: عشرين أحداث في وفي هذه السنة قتل قسيم الدولة آق الموصل صاحب البرسقي سنقر الباطنية قتلته الموصل، بمدينة يصلي وكان بالجامع. جمعة يوم مملوكا وكان العامة.. مع الجمعة العلم أهل خيرا،يحب تركيا والصالحين، ويرى العدل ويفعـله، على يحافظ الوالة خير من وكان الصلوات في أوقاتها، ويصلي من

دا. » )12( الليل متجهالتركية الشخصية كانت الجملة وعلى تصنف العراق، في التركمانية أو في األخيار مع وتصطف ايجابيا، ، العادة، فما اشتكى أحد من تركيأو ا، مستبد أو ظالما، عرفوه وال وضعه مستغال أو غيره، رافضا موقعه مستثمرا أو العرقي،

جلدته أبناء لصالح اإلجتماعي األجناس من غيره حساب على

والطوائف.العكس صحيحا، حين يؤثر وقد يكون أو قومه، بني على غيره بعضهم أو جلدته، ابناء على غيره يقدم في إخوته نداءات عن أذنه يصم الملمات، أو يضع يده على يد غيره وأكثر عرقه. ابناء يتحاشى حتى دون من النخب عند ذلك يبدو ما

العامة. وقلوب بيضاء، أيد بعامتها عامتهم ضعيفة قلوب ولكنها رحيمة، عن الدفاع على تقوى ال مهتزة، أو الظلم، على فتسكت نفسها، تتفرج على الحدث في األقل، حتى بيوتها جوف فتلزم عليها، يزحف

لئال يراها أحد أو يذكرها أحد.لكن ضعف القلب هذا ليس صفة أصلية األصلية صفتهم تقدم. كما فيهم، وطبعهم الطبيعي وسليقتهم السليقة، الفروسية والجرأة واإلقدام، ولكنهم من انسالخهم طول بعد خسروها نواحي مساكنتهم وطول أرضهم، واصقاعا من غير ظهر وترحيب.

آل ما على كثيرا ألومهم ال وأنا بحكم العراق، في أمرهم إليه والتركمان الترك امهم حك إهمال المناطق في إياهم وتركهم لهم، من وحيدين سكنا، اتخذوها التي محاصرين معين، أو سند دون يريد ال بمن األربع الجهات من لهم األمن والعافية، فانصهروا في نواحيهم في المجتمعات التي سبقتهم منهم حفظتهم جدارة قلة إال إليها، وقوة وجودهم، وجدوى تاريخهم، قلوبهم، فاستمروا تركا أو تركمانا فوق أصولهم يحملون اآلن، إلى أكتافهم، غير مستعدين لإلفراط بها

ما دار الزمان عليهم.* استاذ األدب العباسي في كلية التربية

للبنات بجامعة بغداد، سابقا الهوامش

1ــ ديوان لغات الترك 1: 2922ــ ينظر: المنتظم 10: 148ــ 1493ــ ينظر: كرد وترك وعرب 255

لتركمان السياسي التاريخ ينظر: 4ــ العراق 68

* كان الطبري قد ذكر بسند المذكور :)18 :9( تاريخه في تقدم، فيما بن محمد بن جعفر حدثني وقد “خروج سبب أن الفراء، بوازة أن كان القاطول، الى المعتصم يزالون ال كانوا األتراك غلمانه منهم الواحد بعد الواحد يجدون أنهم وذلك ارباضها، في قتيال كانوا عجما جفاة يركبون الدواب، بغداد طرق في فيتراكضون الرجل وشوارعها،فيصدمون الصبي«فشكوا ويطئون والمرأة الى فاخرجهم المعتصم الى ذلك

ناحية القاطول.الى صاحبه والخبر عندي مردود

لآلتي من االسباب:بن جعفر شخصية أن لي يبدو 1ــ شخصية الفراء بوازة بن محمد لتسويق الطبري من وضع خيالية احد ذكرها أن يسبق لم إذ الخبر، من المؤرخين او أصحاب التراجم، أو هي شخصية مهلهلة غير متزنة، اليها أو اعتمادها ال يمكن الركون في تسويق خبر خطير بهذا الحجم المؤرخون فتجاهلها والمعنى، والمترجمون، وتشبث بها الطبري

وحده.الذهب مروج في: تجده ما 2ــ في: )ت346هـ( للمسعودي الجوزي البن والمنتظم 53 :4)ت597هـ( في: 11: 50 والكامل في التاريخ البن األثير )ت 630هـ( في: 452:6 والبداية والنهاية البن 191 :14 في )ت774هـ( كثير الزاهرةالبن تغري بردي والنجوم 2: 234 وتاريخ )ت 874هـ( في للسيوطي)ت911هـ(في الخلفاء الصفحتين 335، 336، نقل مباشر أحيانا بالحذافيرأحيانا،وباقتضاب انفرد الذي الطبري من أخرى العرب مؤرخي دون من بروايته اليمكن ما ومترجميهم.وهذا

اإلعتداد به أو التعويل عليه.الطبري قبل أحد الخبر يذكر لم ــ 3اليعقوبي )ت )ت 310هـ(. وهذا تاريخه في يذكره ال 292هـ( )332:2( بالرغم من ذكره لخروج بتفصيل القاطول الى المعتصم

Page 47: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

45 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

أديب وهو النميري، أشرس بن يتهم ال عربي مناظر، معتزلي العراق أتراك عن األخبار في ثمامة(: )أي قال )ت225هـ(، وهي القاطول مرة واردت «بغداد، من خارج وأنا المباركة، خراسان أهل من فوارس وأرى واألبناء وغيرهم من أصناف الجند لهم فرس، وهم على خيل قد عار على يقدرون فال يريغونه عتاق من يكن ولم تركي، ومر أخذه. منهم، القدر وذوي هيئاتهم ذوي وهو على برذون له خسيس، وهم فاعترض المطهمة، الخيول على الفرس اعتراضا، وفتله فتال وحيا، فوقف بشيء، زجره من وأتاه نظارة، وصاروا الجند، أولئك فقال بعضهم مما كان يزدري على التكلف وأبيك هذا التركي: ذلك أعجزهم قد فرسا إن والتعرض. وهم أسد البالد، وجاء هذا مع قصر أن فطمع دابته، وضعف قامته يأخذه، فما انقضى كالمه حتى أقبل لطلبته اليهم، ومضى ثم سلمه به، ثناءهم وال دعاءهم، وال ينتظر لم أراهم أنه قد صنع شيئا، وأتى اليهم

معروفا.” )7(.الجوزي ابن زكاهم ذكائهم وفي لدى الذكاء عالمات وجد لما خاقان بن الفتح التركي، الصبي في نشأ قد وكان غرطوج*. بن أن وبلغنا “ قال: المعتصم، قصر يعوده، خاقان الى ركب المعتصم له فقال يومئذ، صبي والفتح أمير دار أحسن، أيما المعتصم: إذا قال: ؟ أبيك دار أو المؤمنين أبي، دار في المؤمنين أمير كان ا في يده، فدار أبي أحسن. فأراه فصمن أحسن فتح يا رأيت هل فقال: التي اليد الفص ؟ فقال: نعم ! هذا

هو فيها. »)8(العراق صابرون. صبروا في والترك منذ بها مروا التي المحن على دخولهم الى البصرة وحتى انقضاء المدة العثمانية. الترك وجدوا الويل ألنفسهم أوجدوا حتى العراق في ونواحيه. مدنه في أقدام مواطئ فلم يكونوا فاتحين في كل مرة. بل

مصطفى الدكتور يقول كما كانوا أول مقهورين مملوكين جواد أمرهم ، ثم قال: “ ولم يأثر التاريخ انهم يكرهون العنصر العربي كما المغزوة األمم من غيرهم كان التاريخ في الثابت ومن المغلوبة. والتجارب والحوادث أن الترك من أصبر األمم ان لم يكونوا أصبرها بالطعن وأعلمها الحرب على

والضرب.”)9(.والترك في العراق مخلصون لألرض على ويعيشون يفلحونها التي خيراتها. انقطعوا تماما عن االرض التي هجروها، حتى لكأن تاريخهم بالد من ال العراق، من يبدأ تركستان الكبرى في آسيا الوسطى. ولوال بعض الباحثين القلة في الشأن القلة بعض تشبث ولوال التركي، لما بأصولهم، العراق أتراك من تحدث أحد من هؤالء بهذا األصل، غير عن ناهيك أصال. المنسي الترك، المحاول أساسا، قطع صلة التاريخية، بأصولهم العراق ترك لتذويبهم في بوتقاتهم العرقية، على مذهب وعلى تارة، المواالة نظام تارة تراب( من وآدم آلدم )كلنا أخرى. وكلتا المحاولتين كان لهما من كثر صهر في الخطير الدور الترك في مراجل العرب، بخاصة. ا ان قلت إن األتراك لما وال أخفيك سرنزلوه أمرهم، أول العراق نزلوا أرضا نزلوا ألنهم ذلك ضعفاء، وال فيها العم فيها، لهم العون خال، وال قادهم قائد ثابت الجنان، لمواجهة كفه، على روحه يضع فمسكوا واألهوال، األعاصير أغطية رؤوسهم لئال تطيرها أهوية العراق الشديدة، فارتكنوا في زوايا الدفاع عن أنفسهم، ال يقوون على بمن اخرون، عنهم يدافع وال وتلقوا فجبنوا جلدتهم، ابناء فيهم الضربات الموجعة هنا وهناك، في وتركية، تركمانية حكومات ظل كانت بل أساسا، تتجاهلهم كانت تمزقهم أحيانا في حروب المصالح العرب عراقي في واألنانيات

والعجم على حد سواء.ألول يبدو قد امرا، عليك اعرض ثم

أن وهو سلف، لما مخالفا وهلة بعض الضربات التي تلقاها األتراك في العراق، وال سيما القوية منها، قد أقوت بعضهم بدل ان تضعفهم، لهم فعادت األكثرية، كما أضعفت الغائب الشجاعة، ووعيهم روحهم

الذي افتقدوه.ومهما يكن، وكيفما آل إليه أمر الترك فسأعود العراق، في التركمان أو الى اخالصهم ألرضهم وعراقهم، خيرة من عشرات إن وأقول التتار، قتلهم العراق في قادتهم وقاتلوا، احتاللهم، رفضوا ألنهم والكرد، العرب اخوتهم جنب الى واستقالله. العراق عن مدافعين )10( كان منه أن أهل إربل أخلصوا

بوري، كوك الدين مظفر لملكهم لما للهجرة، وستمئة ثالثين سنة أثناء في مريضا، عنهم غاب الى المستنصرية العساكر سير من الخليفة عسكر فمنعوا إربل، الدخول الى المدينة إخالصا لملكهم

المريض الغائب.)11( بمن العراق اتراك عالقة ان ثم يشاطرونهم االرض والماء والثمر، فطيلة متوازية. متوازنة كانت لم المشتركة، المواطنة سنوات يحدث ما عكر صفو هذه العالقات، باستثناء ما كان يقع أحيانا بتدبيرات مرتبطين قادة تنسجها خارجية، تستهدف وطنية، غير بمشاريع من العامة، فتقع العراق، نسيج األطراف المتخاصمة، ضحايا تلك التدبيرات، من غير وعي منهم، أو لنقل من دون تقدير ناضج للمسائل المفجرة المطروحة، الخالفية

لألحداث. وفيما عدا مناهج الرؤوس العدوانية تلك، كانت العالقات الوطنية العامة عالقات العراقي، المجتمع في من عربي شكا فما جدا، طبيعية كردي، وال شكا كردي من عربي من تركي شكا وال تركي، او ذمي شكا وال كردي، أو عربي من مسلم، وال مسلم من ذمي. وال عرف المجتمع من السني فيه ومن الشيعي. كان الكل يعيش في اطار ما لهم، عراقيين. مواطنين الدولة

Page 48: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

46 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

وإن فيها، القائم الصراع ألن ما، لم يكن صراعا قوميا بالتمام، كان الفرد عرق اإلعتبار بنظر يأخذ يشترك من بون فيقر ولسانه، كان الصفتين، هاتين في معهم منه ان اتخذوهم رؤوسا في بعض األحايين، كما األمر مع فتاح باشا حين اتخذوه متصرفا على كركوك أو خورماتو)3( طوز من وأصله قادة وقيمين وحراسا على مصالح عامة في أحايين أخرى، كما األمر الطريق على أمناء اتخذوهم حين السلطاني الذي كان يربط استنبول استقروا قد التركمان كان ببغداد، القرن منذ واطرافه محيطه في ذات وهي الهجري، الخامس اآلن. إلى يسكنونها التي المناطق

)4(

يقابلوا لم العراق في فالترك أي وفي وضعف التركمانية، الدول إهمال نظر العثمانية إليهم بمثله. بل كانوا جزءا بوصفهم معهما مندمجين تبوءوا فلما الدول، تلك تاريخ من انفسهم مناصبها،عدوا بعض خير فخدموا الشرعيين، أصحابها

خدمة، وانتجوا أفضل انتاج برد وال يوما، عزائمهم هانت وما

حماسهم، وال هزلت شجاعتهم.ترك تصرف العالية األخالق وبتلك عظيم، بتاريخ محاطا العراق، أسس امبراطوريات ودوال عظمى جهات اربع في كبيرة وواليات يرفسوا ولم يشتطوا، فلم العالم، أحدا في شارع ولم يقتلوا امرءا في الطبري* عنهم اشاع كما ربض، العشرين احداث في )ت310هـ( سهوا، أو قصدا للهجرة، والمئتين بوارة بن محمد بن جعفر بسند الناس في المعروف غير الفراء،

والمؤرخين واصحاب التراجم.بالعظمة الشعور هذا أن لي ويبدو لم إذ ظل حبيس دواخلهم فحسب، يحاولوا أن يكشفوا عنه لخصوصية وال العراق، في عليه كانوا ما اسقطوا ذلك على مجمل تصرفاتهم واألقوام األجناس سائر مع واألديان والمذاهب والطوائف التي

يشاركونهم األرض في العراق.

لكن من جانب آخر، كان هذا الشعور حرك الذي هو األصل بعظمة العسكرية، نحو العراق أتراك ما وكل مهنتها واحبوا فاحبوها يمت اليها بصلة، وكأنهم يستعيدون بها ماضيهم العسكري المجيد، فكان هنا جيوشه العراق أتراك قاد ان وهناك، وكان ان انتظم االف منهم في جيوش العباسية بما فيها جيوش انتظموا ثم واألتابكية، السلجوقية والجالئريين التتار جيوش في في وبالتالي القوينلية، ودولتي كانوا التي العثمانية الدولة جيوش الحريص، العسكري مثال فيها الى جانب مقاتلي األعراق فرفدوا كرد وعرب من األخرى العراقية ضد القتال جبهات وغيرهما، في الفرنسي اإلنجليزي التحالف الحرب الكونية األولى باالالف من

مقاتليهم األشداء.التركي عالقة كانت المجمل وفي وأديانه أقوامه من بغيره العراقي فيهم من تكاد ال تجد عالقة ودية، أو الدينية أو القومية في يتحدث الواحد الطائفية. وكان أو المذهبية غيره، عن يستفسر عندما منهم يقول فلما ؟ األخ أين من يقول: من أربيل أو كركوك أو السليمانية أو البصرة أو النجف أو بغداد او وفي الناس، خير يقول: غيرها، الناس( هذا، تواصلت وعاء )خير العراقي مع سائر التركي عالقات رعايا العراق على أفضل ما يكون. عرقا، وال تجاوز عرق فال همش مذهب رفض وال دين، على دين في « الجملة على كانوا مذهبا. وكان )اآلية(. ..« إخوانا نعمته الحسنة األخوة دائرة في األتراك، يأخذون منصفين، ودودين تلك، بيد المظلوم، ما كان لسانه او دينه أو طائفته، حتى يسترد حقوقه، أو يأخذوا له حقوقه إن ضعف في أمر

أو حاجة.وكانوا رحماء فيما بينهم ومع غيرهم. رقاقا متعصبين. غير متسامحين قواعد يهملون ال خشان، غير والوقار، السكينة يحبون األخالق. يزعجوا. لم أحدا ما يزعجون وال

متبجحين. غير النفس، عزيزي وال حشرة، أعداءهم يرون ال ون يعتز فجرة، خصومهم انتماء يقفزون على بانتمائهم، وال شعوبين**، غير كانوا غيرهم. محبون البتة. شعوبية فيهم ليس ال أوفياء للباطل. مكرهون للحق

يغدرون.ر الدكتور مصطفى جواد في وفائهم ذكبوفاء الفتح بن خاقان التركي لمواله « قال: )232ــ247هـ(، المتوكل المتوكل جليس التركي الفتح كان وقال: “ ومعينه ومساعده ونديمه » ولما فتك األمراء بالمتوكل سنة ليقيه بنفسه عليه الفتح ألقى ،247فقتلوه السيوف، *** مصع من بقوله: أراده الشاعر وكأن معه...

]من البسيط[بها البخيل ضن إذ بالنفس يجود والجود بالنفس أقصى غاية الجود)5(

وفي أمانتهم ذكر ابن األثير )ت 630هـ( ومئة عشر سنة كمرجة وقعة في بلدان أعظم من وهي للهجرة، المعركة انتهاء بعد أنه خراسان، جرى تبادل األسرى بين الطرفين، مقابل اسيرا يطلق طرف فجعل الثاني، الطرف من اسير اطالق النعمان بن بقي سباع فلما قال: » * مع الترك ورجل من الترك عند العرب، وجعل كل فريق يخاف من خلوا سباع: فقال الغدر، صاحبه سباع وبقى فخلوه، الترك، رهينة مع الترك، فقال له كور صول**: وثقت قال: ؟ هذا على وما حملك الغدر، بك، وقلت ترفع نفسك عن فوصله كور صول وأعطاه سالحه

وبرذونا وأطلقه. “)6(.يوفون العراق، أتراك هم هؤالء يخونون. وال يغدرون فال بالعهد، يحبون اإلستقرار، ويجتهدون حتى يكونوا فعلة فعالين، وفلحة فالحين، وكسبة كسابين، أو قادة مخلصين، شعراء أو مجتهدين، علماء أو

مبدعين ,ولسانهم بعرقهم يتقدموا لم وهؤالء تفكيرهم، بمتقن تقدموا ما بقدر الجاحظ ذكرهم ذكائهم. ومجمل ثمامة لسان على 255هـ( )ت

Page 49: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

47 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

الشخصية التركمانية العراقية في صفاتها وطبائعها

)55ــ 1337هـ(أ . د . حسام داود خضر اإلربلي

مذ البتة، العراق في الترك تسترح لم نزلوا أرضه، أي مذ جلبهم األمير عبيدهللا بن زياد الى البصرة، سنة منصرفه للهجرة، وخمسين خمس عليها واليا وكان خراسان، من لمعاوية بن أبي سفيان. أقول ما نزل ألفين العراق، وكان عددهم الترك بخارى، ونشابة مقاتلي خيرة من حروبه من جزءا اصبحوا حتى ثم والعباسية، األموية جانب الى انتظموا في اإلدارة السلجوقية، وما واألتابكية، الزنكية من منها تفرع واستحجبوا واستكتبوا فاستوزروا

وقادوا جيوشا وعساكر.كذا اندمجوا في الحياة العراقية العامة، وطببوا ونظموا سوا ودر بنوا لكنهم وقتلوا، وقاتلوا وهندسوا في السيما المآل، في يخرجوا لم التركية المغولية الحكومات ظل التركية، والعثمانية والتركمانية عن يتميزون ال كمواطنين إال من الرغم على انملة، قيد غيرهم األرض في الكبيرة جهودهم كل اليهم تلتفت لم إذ تلك، الجديدة إال المتعاقبة التركية الحكومات بقدر حاجتها إليهم. وباستثناء بعض 227هـ( )218ـ المعتصم محاباة لهم بوصفهم أخواله، لم تتعامل كل تلك الحكومات من بعده معهم، إال بقدر جهودهم وشجاعتهم وفطنتهم خلق منهم أبيد ولطالما إال. ليس حكامهم، تقديرات في لغلط جم ولطالما سحقت مطالباتهم، وقطعت الى النظر دون من استحقاقاتهم، مشتركات من عليه يجتمعون ما ان والدين، كان منها واللسان الدم

الغزنويين، الخوارزميون سحق والتتار الخوارزميين، والسالجقة التتار، والجالئريون السالجقة، واآلق الجالئريين، قوينلية والقره والصفويون قوينلية، القره قوينلية اآلق قوينلية، والعثمانية الصفويين،

وكلهم أتراك تركمان.لم تنظر الحكومات التركية في العراق أتراكا، بوصفهم أتراكه، الى يجتمعون معهم في الدم واللسان كما سلف، إنما فرض التركي العراقي التركية وغير نفسه على حكوماته ولطيف أعماله بدقيق التركية حتى األولى األموية فمنذ أخالقه، انقضاء العثمانية، قدم هذا المواطن الجديد لمجتمعه نفسه العراقي بصفات معجونة تركية شخصية عن فضال محمود، وطبع حميدة الحنيف، دينه بقواعد التزامه وتمسكه بلغته التركية وما نتج عنها من أدب وعلم وفن، على أن أوقف من وطبعه على صفاته هنا بحثي دون غيرها من عناصر شخصيته، وقت في فيها البحث أمل على

الحق. صفاته وطبائعه

ومن هذه الصفات، شجاعته. وشجاعته آتسز « أمثالهم: بعض في تقرأها تجد ال بمعنى بلماس«)1( ترك تركيا إال والفرس معه، تأكيدا على اشارة في للفرس، الترك مالزمة

واضحة الى فروسيته.والترك في العراق لم يتخلوا يوما عن ركبوا بل ، قط اجدادهم فروسية األهوال شجعانا بواسل، لم يضعفوا يهنوا ساعة. كانوا، كما يوما، ولم

سلف، إما قادة على رأس الجيوش الجانب، مهيوبي مهرة، جندا أو قدما، وضع أين الغدر، يطاردون

ومتى أخرج رأسا,الشجاعة، البغداديون يرون هذه وكان مناسباتهم. في أحيانا ويذكرونها أنه )ت597هـ( الجوزي ابن ذكر المستنجد العهد، لولي خطب لما غرة الجمعة يوم المقتفي، بن واربعين سبع سنة من الحجة ذي بغداد احتفلت للهجرة، وخمسمئة ترشك أن منه كان المناسبة، بهذه على منه واقرارا بغداد، شحنة على قبة علق قد الترك، شجاعة صور تماثيل عليها داره، سطح

اتراك يرمون بالنشاب.)2(العراق في كانوا الجملة، وعلى وفق على الصفوف، يتقدمون وفائهم وفق وعلى تلك، شجاعتهم للتربة التي نزلوا عليها، وليس على وفق كونهم اتراكا، وحكوماتهم، في والقوينليتين، والجالئرية المغولية وحكومة اتراك انهم أو تركمانية، التركمانية، الحكومات هذه بعد ما

عثمانية تركية.ال جنسيا، العراق في حالهم كانت تختلف عن حال األجناس األخرى، بل لم يكن من اهتمامات تلك الدول، الجنس، اساس على بهم اإلعتناء ألن تلك الدول، باستثناء العثمانية، األرض، تقود صراعا على كانت ال يدخل العرق طرفا في منازعاتها العراق ترك فليس وخصوماتها، لم إن خردل، حبة عندهم يساوي

يكونوا طرفا في مصالحهم.نوعا مختلفا األمر كان العثمانية في

Page 50: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

48 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

والبيانات المجمعة. المؤلف تعريف يربط اتجاه وهناك باإلبتكار فهو المبتكر أو الذي ابتكر أيا نتاجا ذهنيا انتج الذي أو انتاجا كان نوعه وأيا كانت طريقة التعبير عنه وأيا كانت االهمية، طالما كان

على قدر من اإلبتكار.ورد ما فان االتجاه، بهذا اخذنا واذا يعدون الموسوعة، في ذكرهم الجزء تصفح وعند مؤلفين، سجلنا الموسوعة من االول ان نرجو التي المالحظات بعض من وهدفنا المعد، صدر لها يتسع وتدعيم تقويم المالحظات، هذه يطبع ان امل على التجرية هذه المعجم طبعة جديدة بعد تالفي هذه

المالحظات:وتاريخها الوالدة محل يذكر لم ـ 1

للعديد من المؤلفين.المعلومات ـ هناك تكرار في بعض 2 2 تسلسل 94 الصفحة في مثال

والصفحة 100 تسلسل 14 عن كافية معلومات تذكر لم ـ 3 99 الصفحة في كما المطبوع

تسلسل 11 رقم 2 كمافي المؤلفات عناوين تذكر لم ـ 4الصفحة 143 تسلسل34 والصفحة تسلسل 38 والصفحة 154 144تسلسل 4 والصفحة 155 تسلسل 5 والصفحة 156 تسلسل 9 والصفحة 163 والصفحة 12 تسلسل 157

تسلس 5 .من الثاني بالجزء يتعلق وفيما الذي صدر عام 2015 الموسوعة مع صفحة )458( في ويقع من االول الجزء على المستدرك صفحة. )108( في ويقع المعجم من حجما اكبر الجزء هذا ويعد اسماء وغطى الثاني، الجزء عام من الممتدة للمدة المؤلفين المعد سجل ،وقد ـ2014 2004حيث الجزء، هذا على مالحظته صدرت التي المؤلفات ان تبين عدد على تزيد 2004 عام بعد المؤلفات التي صدرت خالل الفترة االول)1730 الجزء غطاها التي ـ2003(، مما يدل على ان المثقفين بعد فكرية ثورة عاشوا التركمان

سقوط النظام البغيض عام 2003، وقد سجلنا بعض المالحظات على

هذا الجزء:في تكررت قد االسماء بعض ان ـ 1والثاني، وفي حالة الجزئين االول واصدار تنظيم في النظر اعادة المفضل من يكون فقد المعجم من لعدد االول الجزء تخصيص وتخصيص الهجائية الحروف الجزء الثاني لما تبقى من الحروف

الهجائيةالمالحظات الجزء هذا ترد على ـ 2للجزء بالنسبة اوردناها التي ذاتها

االول. 37 تسلسل 44 الصفحة في ـ 3هللا عبد )احمد المؤلف اسم ذكر قصاب(، وورد في الهامش رقم)1( احمد الحقيقي اسمه مستعار االسم خورشيد قصاب، وبموجب قوانين يجوز المؤلفين حقوق حماية مستعار، اسم استخدام للمؤلف اما اسمه، عن الكشف له ويحق االسم كشف له يجوز فال الغير

المستعار اال اذا كان مخوال بذلك.وتالفي النواقص اكمال ان ـ 4يتطلب المعجم في المالحظات تضافر الجهود من الجميع، سواء من عوائلهم من أو التركمان المؤلفين ومعارفهم)بالنسبة واقربائهم للمؤلف الذي انتقل الى رحمة هللا( بل فرديا عمال ليس المعجم فعمل عمل جماعي ومن واجب المجتمع بالمعلومات المعجم معد يمد أن هذا النجاز الضرورية والبيانات

العمل المهم.وطبع تنظيم اعادة الى ندعو ـ 5من واالستفادة اجزاء في المعجم التي والموسوعات المعاجم تجرية معجم ومنها، العراق في صدرت القرنين في العراقيين المؤلفين والعشرين)1800 عشر التاسع عواد كوركيس تأليف ـ1969( بغداد عام 1969 في ثالثة اجزاء، ومعجم المؤلفين والكتاب العراقيين 1970ـ2000 صدر في عدة اجزاء المرزوك، نوري صباح للدكتور والقضاء القانون اعالم وموسوعة والمعاصر الحديث العراقي في

للدكتور المحامي عبد الرحمن عبد هللا محمد الصراف عام 2015 م، وموسوعة اعالم العراق في القرن المطبعي، حميد للكاتب العشرين اجزاء، بعدة بغداد في صدر العراقية المطبوعات وفهرست ـ1972 اجزاء/1856 ثالثة في الرحمن. عبد الجبار عبد للباحث

ونشرة ، ـ1982 1978 بغداد العراقية، للمطبوعات االيداع 1971 االعالم وزارة - بغداد ثم )13(عددا منها صدر ـ1976 صدر الفهرس الوطني للمطبوعات العراقية والنشرة العراقية، الوطنية المكتبة للمطبوعات،

وزارة االعالم.بالترتيب تميزت المصادر وهذه أسماء على واحتوت والتنظيم والمؤلفين الكتاب من كبير عدد

التركمان.6ـ ندعو الى اعداد كشاف يحصر النتاج الفكري التركماني في العراقي، أي التركمان عن كتب ما كل يحصر والقضية التركمانية في العراق من

كتب وبحوث ودراسات ومقاالت.وردت التي المالحظات فان وأخيرا الجهود تمس ال المقال هذا في حسين االستاذ بذلها التي الصادقة اعداد في ساعده ومن سوزلو المعجم، فجهده واضح وقيم وعمله ابداع بكل في هذه الكلمة من معان، للمؤلفين معجم اعد ان يسبق فلم الذي المعجم هذا قبل التركمان، سيسد نقصا كان واضحا في المكتبة

التركمانية.والحق يقال ان هذا المعجم قد فتح الطريق الصدار معاجم وموسوعات اخرى حيث مهمة، تخصصات في اعداد في جديا التفكير اآلن يمكن والمهندسين لالطباء اخرى معاجم واالدباء والشعراء والتربويين والمذيعين والفنانين والكتاب والنحاتين والرسامين والصحفيين والموسيقيين وغيرهم من اصحاب التركمان، المواهب والكفاءات من الذين يحق البناء التركمان ان يفخر وبناء الثقافة في فمساهمتهم بهم،

الحضارة واضحة وجلية .

Page 51: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

49 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

معجم المؤلفين التركمان

معجم االخيرة السنوات في صدر اعداد من التركمان،وهو المؤلفين الباحث حسين سوزلو، وطبع المعجم في شركة فضولي للطباعة والنشر بمدينة كركوك، وذلك في جزئين، عام االول الجزء صدر حيث الجزء اما صفحة، )371(2013 )458(2015 عام فصدر الثاني الجزء على المستدرك مع صفحة صفحة. المعجم)108( من االول ويضم الجزء االول اسماء المؤلفين مطبوعة، آثار لهم الذين التركمان أم المطبعة في الطبع أكان سواء المواضيع جميع وفي بالرونيو مدينة أية وفي كانت لغة وبأية طبعت خالل المدة الممتدة من عام االسماء ورتبت ـ2003 1730ذكر مع االبجدية الحروف حسب العسكري أو الديني المؤلف لقب الوالدة ومحل المدني المنصب أو حالة في الوفاة وسنة وتاريخها المطبوع. صفحات وعدد وفاته، من عدد اكبر الجزء هذا وضم من وبالرغم التركمان. المؤلفين التمكن يتم فلم المبذولة الجهود الى اعداد اخرى من الوصول من الى رجاءه المعد ووجه المؤلفين، المتوفرة بالمعلومات لمده القراء ونتاجاتهم المؤلفين حول لديهم الذهنية بغية تغطية هذه المعلومات المعجم. من الثاني الجزء في والشك ان هذا العمل الببليوغرافي الى ويحتاج ومتعب، شاق عمل حيث لسنوات، تمتد مضنية جهود موسوعة صدرت ان يسبق لم التركمان، بالمؤلفين معجم أو

الى االولى بالدرجة يعود وهذا التي القاسية السياسية الظروف العراق، في التركمان بها مر المتعاقبة الحكومات تسمح لم اذ للتركمان العراق في الحكم على ال وكيانهم، وجودهم عن بالتعبير بل كانت تواجههم بالسجن واالعدام وتغيير االنفاس وكتم والتشريد مدن الى التعسفي والنقل القومية اقسى واستخدام ومالحقتهم بعيدة انواع االساليب القمعية والبوليسية، للمؤلفين معجم صدور عدم وان يعني الماضية، ال للفترة التركمان ان التركمان ال يؤلفون وال يكتبون الشعب ان لربما بل والينشرون، ضمن الناس اثقف من التركماني المجتمع العراقي، ففيهم نسبة كبيرة من المثقفين والمتعلمين والمتنورين المعرفة فنون شتى في واالساتذة والشعراء واالدباء االنسانية آثار لهم صدرت وقد والكتاب. يتصفح ومن التاريخ، عبر فكرية « التركمان المؤلفين معجم «بجزئيه، يجد عددا كبيرا من اسماء صدرت الذين التركمان المؤلفين لهم مؤلفات عبر السنوات الماضية. المالحظات بعض نبدي ان وقبل التجربة هذه تقييم تستهدف التي كتبه ما نذكر ان من بد ال الفذة، من كل يتوق : الدكتور)جنسن( من اما المديح، الى كتابا يؤلف ينجو ان فحسبه قاموسا يصنف من اللوم(. ولنا ان نتساءل من هو اسمه ادراج ينبغي الذي المؤلف ضمن الموسوعة، يقصد بالمؤلف، بأية اليه، ينشر مصنفا منسوبا من

طريقة من الطرق المتبعة في نسبة المصنفات لمؤلفيها، سواء كان ذلك بذكر اسم المؤلف عليه أو بذكر اسم تدع ال خاصة عالمة أو مستعار مجاال للشك في التعرف على حقيقة القرينة وهذه المؤلف، شخصية غير قاطعة فهي تقبل اثبات العكس. وتولت القوانين تعريف المؤلف فقد قانون )138/3(من المادة نصت رقم المصري الفكرية الملكية )82( لسنة 2002 ان المؤلف هو : الشخص الذي يبتكر المصنف، ويعد مؤلفا للمصنف من يذكر اسمه عليه باعتباره نشره عن اليه ينسب أو مؤلفا له ما لم يقم الدليل على غير المادة)1/2(من وعرفت ذلك(. قانون حق المؤلف العراقي رقم)3( )يعتبر بانه المؤلف 1971 لسنة مؤلفا الشخص الذي نشر المصنف بذكر ذلك كان سواء اليه منسوبا اسمه على المصنف أو باية طريقة اخرى، اال اذا قام الدليل على عكس ذلك. ويسري هذا الحكم على االسم المستعار بشرط اال يقوم ادنى شك

في حقيقة شخصية المؤلف(.حقوق حماية قوانين وبموجب المصنفات الحماية تشمل المؤلف، أو الكتابة بطريق عنها المعبر التصوير أو الرسم أو الصوت الحاسوب وبرامج الحركة أو شفهيا عنها المعبر والمصنفات والخطب والدروس كالمحاضرات المسرحية والمصنفات والموعظ والمسرحيات الموسيقية والمصنفات الفوتوغرافية والسينمائية والخرائط العلمية والمجسمات والمخططات

اوميد يشار

Page 52: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

50 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

واالستفتاء واإلحصاء التطبيع ،2007 األول كانون 31 لغاية ونظرا لعم تنفيذ ذلك لحين االنتهاء سقط فقد المذكورة المدة من الحكم الخاص إأال أن الحكم العام الفقرة ج المادة 58، في والوارد العراقية الدولة ادارة قانون من في والواردة االنتقالية للمرحلة دائمة باعتبارها الدستور حكم هذه وتشير نافذا، بقي قد النفاذ النهائية التسوية تأجيل إلى المادة لألراضي المتنازع عليها ) وليس المناطق المتنازع عليها كما ورد صالحيتها( المنتهية المادة في لحين كركوك ضمنه ومن في الوارد االجراءات استكمال المادة نفس من ب و أ البندين عادل سكاني إحصاء وإجراء وشفاف وإلى حين المصادقة على التسوية الدائم، وأن هذه الدستور يجب أن تتم بشكل يتفق مع مبادى العدالة، آخذا بنظر االعتبار إرادة يعني مما األراضي. تلك سكان

التوافق والحوار بطبيعة الحال.المادة أن فكرة يدافع عن وهناك من كانت وإذا نافذة تزال ال 140هناك مطالبة بتنفيذها فيجب تعديل المادة وحذف التاريخ المحدد منها دستورية مادة في التعديل ولكن

صادر بقرار أو بقانون يتم ال بتعديل وإنما النواب، مجلس من

دستوري.الدستور هذا في المحددة واآللية منصوص الدستوري للتعديل عليها في المادة 126 والتي نصت يقتضي أنه الثالثة فقرتها في عالقة ال بما الدستوري للتعديل العامة والحريات بالحقوق له موافقة األول الباب في الواردة ثلثي أعضاء مجلس النواب عليه، وموافقة الشعب باالستفتاء العام، الجمهورية رئيس ومصادقة أن حين في أيام. سبعة خالل في المذكورة 58 المادة أحكام القانون المنوه عنه ال زالت نافذة في وتشير إليها الرجوع ويمكن آلياتها الى التوافق والحوار، وهذا

ما يطلبه تركمان العراق.المسمى الدستور فإن بدء عودا على حظرتشكيل على ينص بالدائم إطار خارج عسكرية ميليشيات ولكن العراقية المسلحة القوات كما اآلن يمكنه النواب مجلس خاصا قانونا يصدر أن حدث نص وما موازية، قوات بتشكيل السكن حظر من الدستور عليه الديمغرافي التغيير ألغراض المنظمة الهجرة بتشجيع يخرق

وانشاء المحافظات بين المستوطنات غير الشرعية.

يمكن هل نتساءل، المنطلق هذا من التخلي عن كل ما صدر في العقود الماضية من دساتير مؤقتة ودائمة الذي الدستور الى والرجوع الدولة؟ تشكيل بداية في صدر تعديل ينبغي الحال وبطبيعة الحكم أن على تنص التي المادة في العراق ملكي وراثي واستبدال خالف الجمهوري. بالنظام ذلك وإن سواسية العراقيين فإن ذلك االنتخاب وأن مشاربهم اختلفت لتمثيل الشعب يجري وفق مبادى اللياقة والكفاءة وليس العائدية لهذه الجهة أو تلك في نظام جمهوري

ديمقراطي برلماني.العودة يختاروا أن للعراقيين وهل للنظام الملكي؟ لكننا سنرى قطعا حول حادا نقاشا الحالة هذه في أم عربيا الملك يكون أن أحقية كرديا أم تركمانيا، سنيا أو شيعيا؟ النظام تبني نستطيع ال أننا وبما على المبنية بالملكية الماليزي الواضح من فإن التناوب أساس النظام سيختارون العراقيين أن

الجمهوري.!

غيمة عاهرة

فريد عاصم الهرمزي

غيمة عاهرةعكرت صفو ايامنا

بشرتنا انها حبلىبامطار العسل

و بامواج االرجوانوبغابات من نهود

و بحور غيد حسانصفقنا لها الف عامانتظرناها الف عام

و اشاعت اسراب الغيوم

انباء عن حورو عن مطر مستنسخلكننا لم ننهل اشعارا

و لم نر امطارانذق اال مرارا ولم ال حورا وانكشف الزيف في لمح البصر

صاد صياد اسرارهارحلت حاملة معها اوزارها

و استذكرناها العنينانها لم تكن اال غيمة عاهرة

Page 53: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

51 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

نقــد ذاتـيهل يتحتم الرجوع الى دستور عام

1925 في العراق؟ارشـد الهرمزي

اخوتي من اعتذاري خالص مع الممكن من ليس ألنه العراقيين التصويت تم بدستور القبول عدم فإنني المواطنين قبل من عليه أقول بأن التصويت بالقبول تحت وطأة ظروف غير طبيعية ال يعني الذي الدستور اعتبار بالضرورة تم التصويت عليه بالقبول دستورا

دائما ال يمكن التراجع عنه.خذوا مثال تركيا، فقد تم سن الدستور بعد االنقالب العسكري الذي حدث عام 1980 وذلك في عام 1982 تعديله تم الدستور هذا ولكن عشرون مرة حيث حصل التعديل الذي التعديل قبل مادة 112 في باستفتاء عليه التصويت جرى المواد فإن وللحقيقة عام 2017، المعدلة تبلغ 87 مادة وسبب ذكر 112 بكونها التعديالت اجمالي للمرة عدلت قد المواد بعض أن

الثانية أو الثالثة.وهناك الدستور المصري، فقد استبدل 1923 عام الصادر الدستور 1964 عام صدر آخر بدستور البلد الشعبية في هذا الثورة وبعد فقد صدر دستور جديد عام 2012 قبل من تعديله تم أن لبث ما ثم لجنة الخمسين في عام 2014 وتم التصويت عليه ، إال أن األصوات المنادية بتعديل هذا الدستور أيضا قد تعالت بسبب بعض المواد التي

ال يتم االجماع عليها.العراقية التجربة وبنظرة شاملة على األول الدستور صدور تم فقد للدولة العراقية في 21 آذار 1925

وتم ايقافه وصدور دساتير مؤقتة متعاقبة بعد كل انقالب عسكري، وبعد انهيار نظام صدام حسين تم الدولة ادارة قانون إصدار أوال العراقية للمرحلة االنتقالية بتاريخ الدستور سن ثم 2004 آذار 8وتم بالدائم سمي الذي العراقي التصويت عليه وقبوله بتاريخ 15

تشرين األول 2005.نص قد الدستور هذا بأن والمفارقة في مادته 142 على تشكيل لجنة في المقتضية التعديالت تدرس مدة أمدها أربعة أشهر إثر صدور ونظرا عليه، والموافقة الدستور إليها المشار المدة هذه لمرور ذلك في شأنها حكمها انتهى فقد زمنية بفترة المحددة 140 المادة تم انقضاؤها واعتبرت غير قابلة

للتنفيذ.اكتسب فقد التشبيه على وعذرا اجتماع محضر صفة الدستور وقانونا دائما دستورا وليس بشكل التوافق تم فقد أساسيا، طلبات تضمين على بآخر أو المختلفة والكتل المجاميع المكاسب أكثر على للحصول الدستوري النص تضمن بحيث مواد ليس من المعتاد أن ترد في

الدساتير الوطنية.التصويت على من عام وبعد حوالي لي محاضرة في قلت الدستور العراقيين من العديد حضرها عاصمة واشنطن، في أيضا ما األمريكية المتحدة الواليات

يلي:

عام دستور بين رهيب فرق “هناك الذي الحالي والدستور 1925صدر بعد ثمانين عاما من صدور اضطر فقد األول. الدستور االشارة إلى الحالي الدستور والمذهبية العرقية المكونات الى خمسا الطبقية والفوارق والدينية يقول، فالدستور ، مرة وعشرين وكرد وعرب وشيعة سنة أننا وتركمان وكرد فيليون, ويقول أن البلد مسلمون ومسيحيون في هذا مندائيون وصابئة ويزيديون ويستطرد وآشوريون، وكلدان أن هناك اللغات العربية والكردية والتركمانية والسريانية واألرمنية.

قد المواطنة مفهوم أن ذلك يعني االنقسام محلها ليحل اضمحل بكل أشكاله وتفرعاته. في حين أن وفي 1925 لعام العراق دستور فرق ال أنه يقول السادسة مادته أمام الحقوق في العراقيين بين القومية، في اختلفوا وإن القانون

والدين، واللغة.النصين من أي تحكموا، أن ولكم الحضارية المفاهيم مع يتطابق

والمدنية؟”ما على باالبتسام الحضور اكتفى وكانت المفارقة هذه بسبب أذكر

ابتسامة ألم. ويجب أن أذكر أن من أهم المعوقات في ورد ما الحالي الدستور في المادة 140. فكل حقوقي يعلم أن العام، على يتقدم الخاص الحكم في ورد الذي الخاص والحكم هذه المادة ينص على إتمام عملية

Page 54: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

52 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

بل نخشى هذا ونخاف من ذاك فال وال الوطن هذا في ال لنا مستقبل شعبا نحيا أن أردنا إذا سواه، في يحترمنا اآلخرون وال بد أن نبرهن اآلخرون- يعمل -كما قادرون أننا على صعود الجبال بدال من العيش وبين الوديان في مهانين أذالء أن -وبحرارة- أؤيد أنا الحفر.. ليس “عصمت وصبحي” لوحدهما يجب أن ينخرطا في هذه المحاولة إستمالة ضباط عليهما بل فحسب، “بغداد” في آخرين تركمان وخارجها كي يكون لهم ثقل ووزن فيكون باإلنقالب، القائمين لدى قادة على رأيهم فرض بإقتدارهم وعودهم في تراجعوا إن اإلنقالب )الحق إخوان يا التركمان... بحق بالدعاء واألمنيات... الحق يأتي ال يؤخذ بالقوة... هكذا يقول التأريخ(.

العميد عبدهللا:- ما رأيكما يا “عصمت وصبحي”؟؟؟

الدين” “نجم الكبير األخ عصمت:- وأنا الحياة، واقع سوى يتحدث لم في وجسدي روحي لبذل مستعد وكالنا ومستقبلهم، التركمان سبيل واإلقدام، الشجاعة تنقصنا ال أعظم موقع في و”صبحي” منصب وأي موقعي من حساسية آخر... ولكن الخطة ضعيفة وركيكة النجاح إحتماالت من تحتمل ال سوى %10 إذا سارت األمور على

ما يرام.به تفضل ما إلى أضيف أنـا:- -في خالد” “أبا أن “عصمت” المعترك هذا يدخل لم قناعتي- يمثل تركمانيا ضابطا بصفته إستثمر ربما إنما العراق، تركمان بإتقانه أو تركمانية ذا جذور كونه إلى يستميلنا كي التركمانية للغة “الهيأة لدى عضوا ويصبح جانبه في لي وإسمحوا للثورة”... العليا

الختام أن أقول:-لما مغايرا موقفا قررتم لو )أنكم أوضحناه لـ”أبي خالد” -إن كان فيه اآلن لهرعت قومي- لبني صالح إليه وإعتذرت منه ألنخرط في هذا

المعترك مهما كانت النتائج(.القرار النهائي

األخ بيننا فمن إذن، عبدهللا:- العميد “نجم الدين” هو المعارض الوحيد منكم فهل إليه... ذهبنا ما في في السابق رأيه عن تراجع من

معارضة اإلنقالب؟؟الحضور من أحد يحرك لم ولـما “العميد أنهى عندئذ ساكنا... عبدالرحمن” عبدهللا المتقاعد

اإلجتماع ببضع عبارات مركزة:-)يا إخوان:-

لم . 1 -إن التركمان لمعظم أن أعتقد من إيجابي موقف جميعهم- نقل الرئيسين “عبدالسالم وعبدالرحمن

عارف”.الملكي . 2 العهد إلى “العراق” عودة

كان”، “خبر في أضحى ربما إلى ترجع ال الساعة فعقارب

الوراء.بقاء “صبحي وعصمت” في خدمة . 3

من للتركمان بكثير أفضل الجيش يفيدان ال إنقالب في إنخراطهما أقصاها بسيطة مناصب سوى منه أن يكون أحدهما “مرافقا عسكريا” المناصب أصحاب أحد يخدم باب ويفتح الكبرى العسكرية

سيارته الرسمية ويداري عائلته.وعصمت” . 4 “صبحي إستمالة

من تزيد آخرين تركمان لضباط الطين بلة ويورطهم.

المزمع . 5 اإلنقالب إنكشف ما وإذا )صفعة بمثابة فسيكون التنفيذ قبل كبرى( في حق التركمان، ال سيما من مسيسا )تنظيما أن سيقال وأنه الضباط التركمان( قد إنخرط فيه... ومن الـمسلم به أن يقال أن “تركيا”

ومخابراتها تقف وراءهم.ال ضمان مطلقا أن يجني التركمان . 6

هذا في ضباطهم إنخراط من شيئا من كل أدى لو حتى اإلنقالب، “أبي مع وعصمت” “صبحي وأخطرها األدوار أعظم خالد”

ضمن الخطة العامة.-نحن . 7 فإننا ذلك، كل من واألهم

الخيانة نعرف ال قوم التركمان- رغم الغدر، شيمتنا من وليس ممن ثأراتنا أخذ على إقتدارنا الرئيس يكن لم ولما بنا... يغدر “عبدالرحمن عارف” من غدر بنا

وآذانا، فمن المعيب أن نخونه.تحدث . 8 ما أن أرى ذلك لكل

-وقد وعصمت” “صبحي به عدم ضرورة في أيدتموهما- التورط مع “أبي خالد” هو قرارنا ألخينا اإلعتذار مع األخير.... عزالدين” الدين “نجم الحبيب كونه وإندفاعه بشجاعته المعروف

صاحب رأي مخالف(.ما بعد القرار

إنقطعنا عن “أبي خالد” ولم نزره بعد ذلك، ولم يحاول هو التقرب مجددا من “عصمت” أو مهاتفته... وأكبر الثالث لقائنا منذ أحبط أنه ظننا شيء على يجرأ يعد فلم واألخير في ضابطا -بصفتي إنسحابي بعد خطة تتمحور الجمهوري الحرس وجودي ضرورة على اإلنقالب الجمهوري- القصر في خافرا كونه “عصمت” تراجع وكذلك في عليه يعتمد مظليا ضابطا الرشيد” “معسكر على السيطرة ألهداف إقتحامات مع بالتزامن

عالية الحساسية.لواء مقر يبلغ أن األقدار وشاءت نقلي ألمر الجمهوري الحرس مقر إلى طلبي( وحسب )المؤجل )حزيران/1966( أواسط فوجنا ألتهيأ -بعد إنتهاء دورنا في حماية -بعد أللتحق والتلفزيون- اإلذاعة إستالم راتبي الشهري- إلى “اللواء المدرع السادس” المنتشر في بقاع

قضاء “جمجمال”.أن لي شاء قد كذلك القدر سوء ولكن أنتظر ألعيش ساعات عصيبة من محاولة “عميد الجو الركن عارف التي الثانية اإلنقالبية عبدالرزاق” دارت أدهى وقائعها وسقطت أخطر مبنى في رؤوسنا على نيرانها عصر ذاته والتلفزيون اإلذاعة )1966 30/حزيران/ )الخميس-الجديدة وحدتي إلى ألتحق أن قبل في ناحية “آغجاالر”... ولكن لهذا الحديث فرصة أخرى ألنشرها في

قادم األيام بعون هللا تعالى.

Page 55: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

53 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

اإلدارية لنادي اإلخاء التركماني”- في مسكنه بحي الضباط/اليرموك- قادتنا أبرز أحد نعتبره كنا والذي التركمان، وعرضت على مسامعه نبذة إنفراد وبصوت خافت- -على تلقيناه مختصرة عن العرض الذي للمشاركة في هذا اإلنقالب المخطط له، ومن عظم ثقتي بالعم “عبدهللا” فقد بحت له وصفا عن شخص “أبي خالد” وعنوان مسكنه القريب ليتأكد من تركمانيته وأصالته وماضيه في

الجيش.إجتماع فوق العادة مع قادة تركمان

“عبدهللا” العم هاتفني الثاني اليوم في زيارته وجوب مني ليطلب مساء بيته في “عصمت” بصحبة

)اإلثنين-30/مايس/1966(.ولـما حضرنا فوجئنا بجلوس العديد من القادة التركمان في غرفة اإلستقبال، منهم جاء من “كركوك” والبعض

لهذا الغرض... وكانوا:-السيد كركوك تجارة غرفة رئيس •عم الصالحي- عباس سيد محمد

والدتي.نوري سيد ناظم سيد المحامي •

الصالحي- خالي.حمدي أحمد ناجي الطبيب المقدم •بمستشفى األخصائي دميرجي-

الرشيد العسكري.دميرجي- محمود رضا الدكتور •

األستاذ في كلية الزراعة.السيد نجم الدين عزالدين- من كبار •

موظفي دائرة الكمارك.إحتماالت المشاركة من عدمها

كان الجلسة أشبه ما تكون بمؤتمر رسمي عبدهللا” “العم وتلمست وسري، العسكرية خدمته إلى عاد وكأنه المرؤوسين... ضباطه مترئسا

وأدار الحديث كما يأتي:-من بيتي أفرغت لقد عبدهللا:- العميد العائلة كي نتحدث بحريتنا داخل هذه الغرفة بدال من الحديقة أو “النادي الموضوع كون التركماني”، خطيرا أجله من إستدعيتكم الذي وحقوقهم بالتركمان ومتعلقا للغاية عزيزينا ومصير ومستقبلهم “المظلي-عصمت المالزمين الجمهوري- و”الحرس صابر” عرض واللذين ناظم”، صبحي

عليهما المشاركة في حركة مسلحة العراق وإرجاع الحكم نظام لقلب لـمنح وعد مع الملكي عهده إلى في منها حرموا حقوقا التركمان وطنهم األصل منذ )1921(... ولما الخطورة غاية في الموضوع كان نجتمع أن إرتأيت لذلك واألهمية، كي نناقشه من كل جوانبه قبل إتخاذ مع عدمها... من بالمشاركة قرار

التركيز على النقاط اآلتيات:-لقد هاتفت األخ “النقيب الركن سيد •عزيز سيد قادر” بوجوب حضوره كثيرا تأخر أنه إال اإلجتماع، لهذا فإضطررنا لبدئه من دونه... ولربما إنشغل بأمور وظيفية لم يقتدر على

تركها.ليبقى أرجوكم أن داعيا أرى ال •صدورنا في دفينا سرا الموضوع

فكلنا نقدر خطورة البوح به.سنناقش أمورا عديدة، ومنها موقفنا •أزاء التركمان- –نحن السياسي عارف” “عبدالرحمن الرئيس

ونظام حكمه؟؟ثم هل نتمنى أن يعود “العراق” إلى •

النظام الملكي؟؟المالزمين للشابين نسمح وهل •“عصمت وصبحي” بالمشاركة في

محاولة إنقالبية بإسم التركمان؟؟آخرين تركمانا ضباطا نقحم وهل •نكتفي أم )المعمعة(؟؟ هذه في

بـ”عصمت وصبحي”؟؟التركمان- -نحن الذي سنجنيه وما •وما اإلنقالب؟؟ نجح لو فيما

الضمان في منحنا حقوقا؟؟مناقشة في الخوض قبل ولكن •“عصمت فليعرض الفقرات، هذه عن نبذة مسامعنا على وصبحي”

مجريات األمور.مداخالت الحضور

وفيما ساعة، نصف غضون وفي جميعا الحضور السادة وضعنا الثالثة لقاءاتنا عن وافية بصورة الصريح وموقفنا خالد” “أبي مع معه في اللقاء الثالث قبل يومين، فقد تسلسل الحديث على الوجه التالي:- العم سيد محمد الصالحي )غاضبا(:- ما صبحي- ولدي -يا )ورطك( الذي ال فتربيتك األمور، هذه مثل في

تسمح بالخيانة والغدر؟؟

أنـا:- القدر -يا عمي العزيز- الذي قذفني إلى “الحرس الجمهوري” هو الذي نأيت أني علما ذلك... في تسبب كثيرا عن المؤامرات التي عرضت

علي طيلة سنتين إنصرمتا.نحن الصالحي:- ناظم سيد الخال للرئيس ممتنون التركمان أخذ كونه عارف” “عبدالسالم الذين خططوا المجرمين من ثأرنا ونفذوها، كركوك” لـ”مجزرة المناطق في األوضاع هدأ كما الرئيس حكم وما التركمانية، “عبدالرحمن عارف” سوى إمتداد أن أرى ال حين في أخيه... لعهد إذا أفضل شيء للتركمان يتحقق ما نجح هذا اإلنقالب وعاد العراق للعهد الملكي، وما الوعد الذي أطلقه ترغيب سوى خالد” “أبو المدعو يشتركا كي وعصمت” لـ”صبحي معه، لذلك أؤيد إنسحابهما من أوله ربما التي األمور تتطور أن قبل فيصبحا في موقف محرج تنكشف

ومخجل ال يحسدان عليه.كلما أؤيد دميرجي:- ناجي الدكتور فإذا ناظم”، “سيد األخ إليه ذهب إنكشف اإلنقالب المزمع فال بد أن وصبحي”، “عصمت مع يحقـق إعترافاتهما من يظهر قد عندئذ بصفتهما فيه )تورطا( أنهما يجعلنا ما تركمانيين، ضابطين على باإلنقالب متهمين جميعا الرئيس “عبدالرحمن عارف” الذي

نكن له جل اإلحترام والتقدير.كذلك وأنا دميرجي:- رضا الدكتور الذين اإلخوان جانب إلى أقف أؤيد وال الموضوع، عن تحدثوا في وعصمت” “صبحي توريط تتحقق ربما وآمال وسراب أحالم للتركمان فيما إذا نجح هذا اإلنقالب والضعيفة الركيكة الخطة ذو ال أن وباألخص والالواقعية،

ضمان في هذا الشأن.إسمحوا عزالدين:- الدين نجم األستاذ كل في جميعا أعارضكم أن لي هناك إخوان يا إليه... ذهبتم ما كان من باللذات )فاز يقول:- مثل جسورا(... فنحن التركمان إن بقينا نتصارع وال نتالكم ال حالنا على

Page 56: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

54 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

والتي األفعى(!!! )رأس على مقر على السيطرة مع تتزامن وفوجه الجمهوري الحرس لواء بغداد قوات وقيادة الحرس/2 إلى والداخلية الدفاع ووزارتي

جانب أهداف أخرى أقل أهمية.هذه بكل سيكلف ومن عصمت:- •

المهمات؟؟؟عن الحديث فلنترك خالد:- أبو •-نحن فمهمتنا األخرى، األهداف العليا “الهيأة حددتها الثالثة- والحرس القصر في للثورة”

الجمهوري، وعلى الوجه اآلتي:-واجبه . 1 حددنا “صبحي” األخ

بوضوح... فاألسبقية األولى القضاء تحقيق قبل األفعى( )رأس على

سيطرتي الكاملة على القصر.الحرس . 2 لواء مقر يخص بما أما

والثاني، الجمهوري وفوجاه األول مع ستنسق عصمت- -يا فأنت الثالثة المقرات وتقتحم “صبحي” عليها، وتسيطر المظليين بجنودك معهم ستتفق عمن عن فضال لإلستحواذ على أهداف محددة وسط

معسكر الرشيد.كذلك . 3 “صبحي” األخ وعلى

منازل لمواقع بمخططات تزويدك آمري لواء الحرس وفوجيه كي تتم معالجتهم إن لم يكونوا في دوائرهم.

نفاد صبرنامع اإلستغراب نظرات تبادلت وهنا فلم صبري نفد فقد “عصمت”

أتحمل السكوت:-أنـا:- ما هذا الكالم يا “أبا خالد”:- •

أنت “عقيد متقاعد” من صنف فني . 1يستخدم ال )المخابرة( مقاتل غير

السالح إال نادرا.بمجرد . 2 تنتهي ال األمور هذه مثل

الحرس لواء آمري إستهداف في -سواء وفوجيه الجمهوري مكاتبهم أو بيوتهم- وإقتحام مقراتهم، المرؤوسين ضباطهم من فالعديد -عند سراياهم بتحريك مكلفون الطوارئ- وفقا لخطة عامة ممارس

عليها.“كتيبة . 3 عن ذكر ألي تتطرق لم

دبابات الحرس الجمهوري” وثكنتها الجمهوري، القصر مع المتقابلة فلديها عشرات الدبابات وقوة نيران هم الذين ومعظم ضباطها مدمرة،

أصدقائي وزمالئي )قوميون(.المشاة . 4 “فوج على تأتوا لم كما

“داوود المقدم –بقيادة اآللي/2” “معسكر في المتمركز مجيد” بقابلية يتميز والذي الوشاش” بعشرات لإلنتشار سريعة حركة

المدرعات وقوة نارية هائلة.عن . 5 شيئا خطتكم تنص لم وكذلك

القوة الجوية التي إن لم يكن لديكم ما أهداف على جوية ضربات يحقق /14( يوم جرى -مثلما محددة األقل على أو رمضان/1963(- إقحام وعدم الجوية القواعد تحييد

طائراتها ضد )ثورتكم(. يبديه . 6 محتمل موقف أي فاتكم كما

عدد من قادة فرق الجيش الخمسة، تالميذ أو أصدقاء من فكلهم كان والذين عارف” “عبدالرحمن شهر قبل إيجابي موقف لديهم رئيس منصب يتبوأ أن في واحد الجمهورية... لذلك يحركوا وحدات من فرقهم لوأد )ثورتكم( في مهدها.

لذلك أرى أن خطتكم تتميز بأحالم . 7وردية غير واقعية لم تحسب حسابا

يذكر ألبسط اإلحتماالت سوءا.في . 8 أني ذلك كل من األهم ولكن

بأي فيه أتحسس ال الذي الوقت جبن أو تراجع أو تردد في ذاتي إذا لإلقدام على عمل ما إتخذت قرارا الشجاعة ببعض أستشعر بل ما،

المتواضعة، إال أني:-أستسيغ ال المبدأ، حيث من أوال. عبدالرحمن “اللواء تسمي أن كونه األفعى( بـ)رأس عارف” إنسانا وديعا في غاية األدب وسمو عن جذريا مختلف وهو األخالق، “عبدالكريم قاسم” وحتى عن شقيقه

“عبدالسالم”.اإلقدام مطلقا يمكنني ال أنا ثانيا. لرئيس الخاص الحرس قتل على الجمهورية قبل إقتحامي جناحه في ساعات نومه -معتمدا علينا- إللقي القبض عليه وربما أقتله إذا قاوم... ليس أعتبره التصرف هذا ألن والثقة لي المناط للواجب خيانة الموضوعة في شخصي، إنما أعده من ليست ودناءة( وخسة )غدرا

أخالقياتي.ثالثا. وكذلك سوف ال أفتح أبواب القصر كي خافر، وأنا أمامك الجمهوري

المسلحة مجاميعك مع تقتحمه وسريتي فصيلي جنود مع فتشتبك ويقتل عدد منهم، فهذا كذلك )غدر

وخسة ودناءة(.أجد المذكوريتين الحالتين في رابعا. والدناءة الخسة مع متطابقا نفسي من عدد أبداها التي والسفالة الذين خانوا الملكي ضباط الحرس األمانة صبيحة )14/تموز/1958(

المشؤوم ونكثوا بالقسم.ردة فعل “أبو خالد”

ت وبه قبالتي خالد” “أبو تبسمر في يتلعثم وبات ريقه وتيبس لونه

الكالم متحدثا وكأنه يترجاني:-أبو خالد:- يبدو أنك قد نأيت عنا!!! •أرغب فال وبصراحة، نعم أنـا:- •بـ”طه األيام قادم في أشبه أن أبدا الملكي” الحرس في البامرني” العائلة قاتل السبع” و”عبدالستار أوسخ من التأريخ وأدخل المالكة

أبوابه.أبو خالد:- ولكن الذي أترجاه منك •-يا أخ صبحي- أن ال تخبر أحدا بما عدم قررت لو حتى ألجله نخطط

اإلشتراك معنا.ألن وأطمئنك تماما، أعدك أنـا:- •ولكني أخالقياتي... من ليس هذا حتى أتعاون ال سوف أني أؤكد بأي عصمت” “المالزم أخي مع معكم، تواصل ما إذا يطلبه شيء من بصحبتك ومن سأقاومك كما عن مسؤوال كنت ما إذا مجاميع حماية القصر الجمهوري عند تنفيذ

إنقالبكم.أخي أن أقول وأنا عصمت:- •اإلنسحاب، قرر ما إذا “صبحي”

فسأنسحب عنكم.قطع الشك باليقين

مصحوب بغضب خالد” “أبا ودعنا بإحباط وإرتباك بائنين على مقلتيه.

في شك أي قطع ولغرض ولكن، مع إتفقت فقد صائبا قرارنا كون هو من إلى نلتجئ أن “عصمت” أقدر منا رؤية في خوض مثل هذه لصالح جدواها ومدى المخاطر كي لطالحهم، أو التركمان قومنا

نتخذ قرارا إجماعيا نسير بموجبه.عصر )السبت - 28 / مايس / 1966( زرت السيد “الزعيم/العميد المتقاعد الهيأة -رئيس عبدالرحمن” عبدهللا

Page 57: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

55 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

العالقات مع دول الجوار والمنطقة وعموم العالم.

نعم... فما زلت من المعجبين بالعهد . 2الهاشمية العائلة وشخوص الملكي “العراق” حكم على توالوا التي الرقي وسط حكم يتسلق كان الذي األحزاب متعدد دستوري ملكي والسلطات الثالث بهدوء وخطوات سنوية وخطط ومدروسة موزونة ظالل تحت وعشرية وخمسية أدمغة وذوي متميزين دولة رجال متدرجين عالية وشهادات جبارة في ومؤهالتهم جبينهم بعرق

الدرجات والرتب والمناصب.ورغبة . 3 إستعداد على فأنا إذن...

للمشاركة المبدأ- عميقة -من حيث في أية محاولة إنقالبية تبتغي إعادة إلى العراق وإرجاع الملكي الحكم

سابق عهده.من . 4 عدد إستمالة بإمكاني ربما

وسط العاملين التركمان الضباط العسكرية الوحدات من البعض

ببغداد أو خارجها لهذا الغرض.-على . 5 ضابطان فوجنا في هناك

إلينا نقل تركماني أحدهما األقل- من “داغستاني” وآخر مؤخرا، أقرباء “اللواء الركن غازي محمد أن يحتمل الداغستاني” فاضل نحو ميالين لكونهما إلي ينضما

العهد الملكي. ولكن... ماذا عن الثقة التي وضعها . 6

في شخصي القائم السياسي النظام حرسه في ضابطا إنتقاني منذ عن عن مسؤوال الجمهوري والقصر الجمهورية رئيس حماية حساسية ذات ومبان الجمهوري

عالية للغاية؟؟؟ما . 7 حركة في مشاركتي يعتبر أال

لقلب نظام الحكم خيانة للعهد والثقة أقسمت الذي العسكري والواجب

على الوفاء به؟؟؟ماذا سيطلب مني “أبو خالد”؟ وما . 8

دوري في الخطة الموضوعة؟؟الخطة األولية لإلنقالب

كنا )الخميس-26/5/1966( مساء ضيفين على “أبا خالد” للمرة الثالثة عن مستفسرين أسبوعين، خالل فيها على ودورنا اإلنقالبية الخطة

الوجه اآلتي:-فلندخل في حيثيات - يا سيدي أنـا:-

األمور... ما خطتكم العامة؟؟إلطالعكما حاجة ال خالد:- أبو •بالكم وإشغال العامة الخطة على مخول غير وأنا بتفاصيلها، باإلفصاح عنها... ولكني أؤكد لكما أنها رصينة وفي غاية اإلتقان، وأن ضباطا من ذوي الرتب والمناصب “بغداد” داخل للغاية العالية تنظيمنا إلى منضمون وخارجها

وينسقون معنا بكل ثقة.ال - فلماذا حسنا... عصمت:-

تتوكلون على هللا وتباشروا؟؟أبو خالد:- أقولها بصراحة، أنه لم •يكن ينقصنا شيء بشكل مطلق سوى أحد ضباط فوج الحرس الجمهوري يا بإنضمامك تشرفنا وقد األول، ونحن إلى صفوفنا، “أخ صبحي” من آخرين أن من تامة ثقة على للوطن المحبين وزمالئك أقرانك جانبك... إلى إستمالتهم ستستطيع له حددنا فقد عصمت” “األخ أما ضمن سواء اإلقتحامية واجباته “معسكر الرشيد” أو السيطرة على

أهداف معينة في “بغداد”.سيتحقق الذي وما عصمت:- •للتركمان إذا ما نجحنا؟؟ وهل هناك

أشخاص تركمان معك؟؟الوحيد التركماني أنا خالد:- أبو •في “الهيأة العليا للثورة”، وسأحقق منذ منه إنحرموا ما كل للتركمان ولحد المشؤوم )14/تموز( إنقالب

يومنا هذا.أنـا:- التركمان كانوا محرومين من •كل شيء ليس في العهد الجمهوري فحسب، بل وحتى في العهد الملكي.أبو خالد:- ال يا أخي “صبحي”... •الراقي، العهد ذلك على تتعدى ال فقد كان فيه وزراء تركمان وضباط ألوية ومتصرفو عالية برتب بمناصب ومدنيون )محافظون(

رفيعة.وزير أي فيه يكن لم عصمت:- •أي على ...)1921( منذ تركماني أن في الضمان ما نتساءل:- حال إذا يذكر شيء للتركمان يتحقق

نجحت ثورتكم؟أبو خالد:- أنا الضمان... وسوف ال •العليا لـ”الهيأة قرار يمرر أن أدع فيها- أنا عضو مهم -التي للثورة”

ما لم أحقق للتركمان حقوقهم.

-نحن اللحظة هذه في أنـا:- •ولكنك مكانتك، نعرف ال اإلثنان- المشهورة العبارة جيدا تعرف )الثورة الفرنسية:- الثورة منذ بعد ذلك ثبت وقد تأكل رجالها(... إنقالب )14/تموز( وحركتي )14/فما و)18/تشرين(.... رمضان( في ويمحوك( )يأكلوك أن المانع

هذه المرة؟؟؟!!!أبو خالد:- أنتما ال تتصورون ثقلي •والناهي اآلمر فانا الهيأة... لدى

وصاحب الكلمة األخيرة.أنـا:- “عبدالسالم عارف” هو الذي •)14/تموز/1958( إنقالب نفذ العليا، المناصب من العديد وتبوأ أفرغه قاسم” “عبدالكريم ولكن منها وقذفه -بعد شهرين- سفيرا في “السجن في ينهيه أن قبل “بون”

رقم-1”.فهذه رجاء لي إسمحوا عصمت:- •في فلندخل ستطول... المناقشة توقيت لنعلم الموضوع صلب من رأسنا و)نعرف المباشرة

رجلينا(؟؟يوم تحديد نستطيع ال خالد:- أبو •يكن لم ما الصفر وساعة التنفيذ توفيق” ناظم صبحي “المالزم حماية عن مسؤوال بشخصه خافرا ويكون الجمهوري القصر إليه ننظر أننا أي داخله... في لـ)ثورتنا القالب” “المحور بمثابة لكون المباركة( بعون هللا سبحانه، باألخ مرتبطة الخطة تفاصيل

“صبحي” ومعتمدة عليه.أنـا:- وما الذي يدور في خلدك -يا •أكون وقتما أؤديه أن من سيدي-

ضابطا خافرا في القصر؟؟أبو خالد:- نعم... فالمهمة والمفصل •األعظم في ثورتنا ستقع على عاتقي وعاتقك بإستثمار جنودك لمحاصرة جناحه داخل الجمهورية رئيس يجب الذي الوقت في الخاص، مجاميع- -وبصحبتي لي تمهد أن إجتياز بوابات القصر إبتغاء تحقيق

السيطرة الكاملة على أروقته.تتصور هل يا سيدي... عصمت:- •القصر على السيطرة مجرد أن

الجمهوري سينجح )الثورة(؟؟!!ولكنها بالطبع، كال خالد:- أبو •القضاء في تكمن األعظم العملية

Page 58: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

56 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

وأتى الدور علي أخيراوالقوميين/ البعثيين عن وفضال

بتنظيمات المتمتعين الناصريين قوية داخل القوات المسلحة العراقية والمؤسسات المدنية -وهم مسندون على الحاقدين أن يبدو خارجيا- بعودة والحالمين الجمهوري العهد الحكم الملكي قد راق لهم أن يبادروا وبذلك باآلخرين، أسوة بالتحرك

أتى دوري.مع الحميمة عالقتي توطدت أن فبعد المظلي “المالزم عمري صديق كان الذي عمر” صابر عصمت من )1965( أواسط في عاد قد بعد األمريكية المتحدة الواليات الصاعقة دورتي هناك إجتيازه والقفز/اإلسقاط )RANGERS(الحر )FREE FALL( بالمظالت “فريق يرأس معلما وأضحى العراقي العسكري الحر القفز المظليين مدرسة لدى بالمظالت” نلتقي مرة أو في “بغداد”، فقد كنا عام حوالي طيلة باألسبوع إثنتين كامل، ولكن من دون أي حديث ذي ولكننا بالسياسة ومصائبها، مغزى على الخاصة جلساتنا في نعرج رؤيتنا- -حسب العراق أصاب ما والمجازر والمصائب الويالت من إثر واإلنقسام والتأخر والمذابح إزالة العهد الملكي الراقي واإلتيان بالعهد الجمهوري على يد حفنة من الضباط الذين لم يستقم نظام الحكم إنقضاء رغم سلطتهم ظالل تحت /14( يوم على أعوام )7-8(

تموز/1958( المشؤوم.ووقعت في البئر!!!

“سرية ضمن كنت وبينما ولكن، والتلفزيون” اإلذاعة مبنى حماية ينقض ولم “الصالحية”، حي في مصرع على واحد شهر سوى عارف” “عبدالسالم الرئيس وتسلـم أخيه “عبدالرحمن عارف” ظهر بعد وتحديدا الحكم، سدة فاجأني )الخميس-12/5/1966(، موعد دون -من “عصمت” ين لدى )ضابط مسبق- بكوننا مدعو“عقيد” برتبة متقاعد( تركماني حي في بمسكنه خالد” “أبو إسمه

التعارف يود الضباط/اليرموك معي!!!؟؟؟

بعد يذكر ظن ببالي يدر ولم أمانع لم -المتميز “عصمت” أتحفني أن كثيرة شرائح مع الواسعة بعالقاته من الشخصيات التركمانية والعربية وسواهم- والمسيحية والكردية مع صالت توثيق من ومكـنني

العديد منهم.خالد” “أبو إستقبلنا منزله مدخل في باب قرب ملحوظ بترحاب لوحده الحديقة، وفيما إحتضن “عصمت” فقد صافحني بحرارة قبل أن يدعونا وأبدى الواسعة، اإلستقبال لغرفة لـ)تشرفه( النظير منقطع فرحا بزيارتنا، وإعتزازه بكلينا ضابطين -مع سيواصالن تركمانيين شابين أقرانهم- مسيرة أسالفهم المخلصين العراقي الجيش خدموا الذين العظيم منذ تأسيسه على أيديهم عام بالتعارف )1921(، وكونه فخورا أسابيع منذ ف( )تشر أن بعد معي وأصر “عصمت”؟؟؟!!! بمعرفة لدعوة تلبيتنا بإلحاح على ضرورة مساء بيته حديقة في عشاء طعام من القادم )الجمعة-20/5/1966( دون أن يسمح ألي منا ألي إعتذار

أو تراجع؟؟؟!!!بنظرة لعينيه عيناي مخاطبة بعد في األولى -وللمرة عميقة عتاب مصداقية بعدم إستشعرت حياتي- بعد أصراره رغم “عصمت” هذا بأن خالد”، “أبو مغادرتنا )ضابط سوى يعدو ال الرجل التواصل يروم متقاعد( تركماني

مع الضباط الشباب.لقاؤنا الثاني مع “أبي خالد”

من بخجل أحسست الثاني لقائنا في على المفروشة المأكوالت فخامة “أبي بمسكن العشاء منضدة الحديقة نتسامر في أن قبل خالد”، ويالت على ويتعرج منفردين الجمهورية ومصائبها بحق العهود ساللم يتسلق كان الذي “العراق” الملكي العهد ظالل تحت الرقي بعزفه إستشعرت حيث الراقي، على وتر عودي الحساس في حديثه بطروحاته إستهواني الذي اللبق

وباألخص ومكنوناتي، كنفاتي في )مظلومية( على عرج وقتما تعرضهم ومدى التركمان وحرمانهم واإلعتقاالت للمجازر والمناصب العالية الوظائف عن الجمهورية، العهود في الوزارية وقد خالد” بـ”أبي إستشعرت حتى يتقرب أن قبل سراريره إنفرجت متسائال جنبي إلى فيجلس مني مدى عن ملحوظة- -بحرارة إحداث في لإلنخراط إستعدادي البالد حكم يعيد عسكري إنقالب وجذور أصول أصحاب هم للذين السلطة سدة إلى عنوة ويرجعهم براثن من “العراق” ويخلص وخونة والسفلة الحثاالت هؤالء إسترساله أوقفت حتى الوطن، األيام قادم في أفكر كي مستأذنا إتخاذي قبل الخطير الشأن بهذا قرارا أطرحه في لقائنا الثالث مساء

)الخميس-26/5/1966( المقبل.صراع مع النفس

لـما مبتسما “عصمت” ظل وفيما ليال عودتنا طريق في عاتبته “اإلذاعة إلى الفاخرة بسيارته بفخر إستشعرت فقد والتلفزيون”، وزهو وبعض الغرور كون جماعة تقربوا قد أفكارهم تروقني سياسية مني ألمر خطير للغاية رغم كوني وبرتبة العمر مقتبل في يافعا شابا

صغيرة.الليلة تلك في النوم طعم أذق لم لكني حتى والشمال اليمين ذات متقلبا دوامة في الصباح شمس أشرقت أخطر إلتخاذ مسبوقة غير معاناة وسط حياتي في شخصي قرار نحو تسابقا المريرة الصراعات المبتلى، “العراق” في السلطة قناعات العديد ناظري أما واضعا يقابلها وقلبي عقلي في مترسخة

أسوأ اإلحتماالت:-نعم... أنا من الحاقدين على إنقالب . 1

إياه معتبرا )14/تموز/1958( حيث من “العراق” على شؤما مجلبته محدودية اإلستقرار السياسي واألمن واإلجتماعي واإلقتصادي المجازر من والعديد واألمان واإلعدامات الجماعية والقبور تدهور عن فضال بالجملة، والقتل

Page 59: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

57 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

قوائم رأس على ظلوا الضباط المستهدفين، لـما لتلك الصنوف من لإلنقالب التخطيط أثناء كبير دور المباشرة عند الفوري التأثير أو على القبض بمهمات ما بحركة شخصيات محددة أو إلقتحام أهداف ومفارق ساحات مسك أو معينة طرق ذات أهمية أو السيطرة على

طرق أو شوارع ذات شأن.ضباط الحرس الجمهوري هم األهم

ولكن األهم-األهم من كل أولئك هم ضباط وباألخص- الجمهوري، الحرس

الحرس فوج ضباط نحن األخص األول، لكوننا المسؤولين المباشرين الجمهوري القصر حماية عن ونقاط مبانيه بتفاصيل والعارفين حمايته، وذوي إطالع مضمون عن تحركات رئيس الجمهورية وعاداته نومه وساعة مبيته ومكان اليومية دراية وعلى الخاص، جناحه في به المحيطين الشخصيات أهم عن وأماكن تواجدهم على مدار الساعة، المخولين كوننا عن فضال وذلك الوحيدين لقطع الطرق المؤدية إلى والتجوال بواباته وإجتياز القصر ومن حرية بكل أروقته جميع في دون إستئذان أو سؤال أو إستفسار، إلصدار مخولين كوننا عن فضال من األسلحة نيران بفتح األوامر منها، الجنود تجريد أو عدمه ناهيك عن مهمتنا الثانية في حماية في والتلفزيون اإلذاعة محطات “الصالحية” حيث ينبغي اإلستحواذ ألية األول البيان تالوة قبل عليها ويضاف مباركة؟؟!!(، )ثورة لمسكن حمايتنا واجب إليهما حي في الجمهورية رئيس عائلة شعبي حي وسط “األعظمية” الرئيس فإن لذلك بالسكان، مكتظ هدفا يكون عارف” “عبدالسالم الطرق قطع أو محاصرته يسهل أو منزله مغادرة من ومنعه نحوه القبض عليه أو إغتياله لدى زياراته المتكررة لعائلته خالل أيام األسبوع

وفي ظالل حماية بسيطة.لكل ذلك فقد كانت أنظار الطامعين -نحن علينا مسلـطة السلطة في الجمهوري الحرس فوج ضباط

واحد أي إعتبروا بشكل األول- وعزيزة( نادرة )عملة بمثابة منا ورق بـ)جوكر نكون ما وأشبه عدد إستمالة يجب الذي اللعب( ألي التخطيط قبل جانبهم إلى منا الحذر التنسيق ووجوب إنقالب، والمعمق معنا قبل القرار المشترك وأسلوبه، التنفيذ يوم تحديد على ناهيك عن الدقة المتناهية في تحديد

“ساعة الصفر”.لمهنتهم منا المخلصون كان لذلك حذرين لمسؤوليتهم وتقديرهم هذا مع اإلختالط من الحذر كل وعزائم دعوات وقبول وذاك تتوسطها أرقى المشروبات المعتقة منازل وسط المجون ومختلف أثرياء شخوص يمتلكها وبساتين أمور خشية مفاتحتنا لإلنخراط في

السياسة المقيتة.الحرس ضباط من البعض ولكن كانوا )اللعوبين( الجمهوري اإلهتمامات تلك لمثل مستأنسين محاولين اللعب على أكثر من حبل سياسي كي يحققوا لذواتهم “خطوط وقتما إفادة” “مجاالت أو رجعة” يمسك أحد من أولئك السياسيين أو المسيسين بشآبيب السلطة... ولذلك الخدمة في متواصلين رأيناهم عهد إبان الجمهوري الحرس لدى )شباط-ت2/نوفمبر/1963( البعث عهد في )18/ت2/1963( وبعد تبوء بعد ثم عارف”، “عبدالسالم السلطة مقاليد “عبدالرحمن” أخيه كذلك وظلوا ،)1966-1968(/17( البعثيين إنقالب بعد حتى متالحقات ولسنوات تموز/1968(

عديدات!لماذا لم أنخرط؟

يئس فبعدما شخصيا، يخصني ما أما إستمالتي إحتماالت من وذاك هذا إعارتي لعدم وتلمسهم جانبهم إلى باكورة من ألمورهم إهتماما للخمور ميلي وإنعدام أحاديثهم والليالي الحمر، فقد أداروا ظهرهم نحوي فلم يعد أحدهم يكترث بي منذ سنة حوالي وطيلة )1965( أوائل

ونصف.في مضافان سببان هناك كان ولربما

أولهما الحساس، المضمار هذا مشاعر أمتلك ال )تركمانيا( كوني أم كانت قومية/ناصرية عروبية بعثية تمكنهم بإستثمارها من إختراق األهم- -وهو وثانيهما ، أحاسيسي والعسكريين السياسيين القادة أن المسيسين كانوا قد إخترقوا الحرس الدبابات ووحدات الجمهوري والمشاة اآللي والمظليين والطيارين )خاليا طريق عن الكفاية فيه بما تحريكها بإقتدارهم وجاهزة( نائمة عمل على لإلقدام هونها يوج وقتما شخصي إطالع على -وكنت ما بحكم منهم العديد مسارات على الصداقة- فلم يعد أولئك السياسيون ضابط إلى بحاجة والمسيسون الحرس لدى وحيد تركماني الجمهوري يسهل تحديد حركته أو

إعتقاله عند الحاجة.بعض الهدوء يسود العراق

إنقضى عام )1965( على هذا المنوال الهدوء بوافر من وتمتع “العراق” واألمان األمن وإستتباب والسكينة وسطوة الدولة والقانون في أوضاعه واإلجتماعية واإلقتصادية األمنية عن كثيرا النظام وإبتعد والثقافية، المتشنجة والمواقف العساكر حكم سنوات خالل الوطن سادت التي ،)1958-1963( الثوري الغليان -في حظه سوء من كان حتى نظري الشخصي ورؤية المعتدلين- أن توفي الرئيس “عبدالسالم محمد عارف” -المعروف بصالبته وقوة في وسطوته ويقظته شخصيته طائرته بسقوط السلطة- ممارسة ،)13/4/1966( مساء الهليكوبتر “اللواء عبدالرحمن أخوه وأنتـخب للجمهورية رئيسا عارف” محمد تميز والذي )16/4/1966( يوم األخالق وسمو والرصانة بالهدوء للعنف... الميل وإنعدام والتسامح من العديد جعل قيس” “أبا ولكن يتسابقون الحكم في الطامعين السلطة على للقفز محمومين يستقر أن قبل ممكن وقت بأسرع لسلبيات وينتبه حكمه كرسي على سارعوا الذين الجدد المسؤولين

لإلحاطة به.

Page 60: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

58 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

لماذا إبتعد الضباط التركمان عن اإلنقالبات؟

د. صبحي ناظم توفيق

تـمـهــيــــــدالعراقي الملكي بالعهد اإلطاحة منذ تنفيذ بها تم التي السهولة بتلك فقد )14/تموز/1958( إنقالب طامعا كان من كل ذلك إستهوى الحكم، وكراسي السلطة في فتعددت المحاوالت وتالحقت حتى عبدالكريم “الزعيم بعهد أطيح /14( يوم دموي بإنقالب قاسم”

رمضان-8/شباط/فبراير/1963( العربي البعث “حزب قادة ليجلس اإلشتراكي” على سدة الحكم لـ)9( أشهر فقط حتى أطاح بهم “المشير بإنقالب عبدالسالم عارف” الركن عسكري سريع كان أقرب ما يكون بـ)حركة تصحيحية( في )18/ت2/

بعد ينقلب أن قبل نوفمبر/1963( رفاقه على أسابيع عدة إنقضاء تعاضدوا الذين البعثيين القادة من من الحكم بشآبيب ليمسك معه، األمن إستتباب محاوال جوانبه كل من يغلي ظل بلد في واألمان السياسية والتعاكسات التضاددات بين العديد من الطامعين للقفز على

السلطة بأي أسلوب كان.إنتسابي للحرس الجمهوري

الكلية في الطالب -نحن ذقناه ما وبعد العسكرية- من معضالت عقيمة بين “الزعيم أيام الـمسـيسين الطالب عبدالكريم قاسم” من عدم اإلستقرار قبل أن واإلنذارات واليقظة والحذر )14/رمضان( إنقالبي مع نتعايش من القيناه وما و)18/ت2/1963( كليتنا طالب خسارة من بعدهما وقد وزمالء أصدقاء من العسكرية وسواهم أحجموا وآخرين فـصلوا

ممن لم يتم تخريجهم أو لم يمنـحوا إلى وظائف رتبة “مالزم” وأحيلوا

مدنية.السياسية األوضاع تلك خضم وفي شاء فقد المستقرة، وغير المقلقة مقاالت في أسلفت -كما قدري ال حيث -من أنتـقى أن سابقة- أدري ولم أعلم ولم أرغب- ضابطا في فوج الحرس الجمهوري األول )24( مجموع من واحدا ألكون المسؤولية إليهم مناطة ضابطا حكم نظام على للحفاظ األساس الرئيس “عبدالسالم محمد عارف”، العسكرية شئت مهمتي تلك فكانت أم أبيت، وسواء إتفقت في توجهاتي ومعتقداتي ومشاعري وأحاسيسي

أو تعاكست.تسييس الضباط

ورغم تشبث “الزعيم عبدالكريم قاسم” فوق )الجيش الدائب شعاره على كان فقد واإلتجاهات( الميول عقد في السياسية األحزاب قادة الستينيات من القرن/20 -وجميعها قادة إليهم يضاف مرخصة- غير العاملة المسيسة العسكرية الكتل المسلحة، القوات تشكيالت وسط يركزون على بطالن أحقية “قاسم” قاد من هو دام ما الشأن هذا في ضباطا كانوا مسيسين منذ )1956( الضباط “تنظيم مسمى تحت في إنقالبا أحدث الذي األحرار” هؤالء واصل لذلك ،)1958(وخططوا الخفاء في تحركاتهم بكل جد بعد أن راق لهم القفز على المسلحة القوة بإستخدام السلطة من متنوعة وحجج شعارات تحت

خط عن “فالن” إنحراف قبيل “الشعوبية”، نحو وميله الثورة األخوة، لمباديء “عالن” وخيانة وعدم تطبيق “فلتان” لقيم العروبة، وضرورات الكفاح للقضاء على هذا وذاك للصعود بالعراق إلى األعالي من للتخلص العرب وإستنهاض إبتغاء واإلمبريالية اإلستعمار والحرية المنشودة الوحدة تحقيق األمة حلمت طالما التي الناجزة بون ضباط العربية بهما، فباتوا يرغالجيش والقوات المسلحة لإلنضمام إلى صفوفهم سواء بترسيخ أفكارهم برتب بترغيبهم أو ذواتهم في عالية وإغوائهم بمناصب فورية ال يحلمون بها وهم في ريعان شبابهم في توفقوا وقد أعمارهم... ومقتبل مستقبل على الخطير الشأن هذا

البالد.ألغراض المستهدفون الضباط

اإلنقالباتضباط أولى بأسبقية المستهدفون كان صنفـي )سالحي( الدبابات بالدرجة األولى إلى جانب زمالئهم من ضباط المجهز )الميكانيكي( اآللي المشاة بعجالت القتال المدرعة، وباألخص وحدات في يخدمون الذين أولئك وتشكيالت تنتشر معسكراتها داخل وكذلك ضواحيها، في أو “بغداد” في العاملون الطيارون الضباط أسراب الطائرات المقاتلة والهجوم الجوية القواعد وسط األرضي من نسبيا القريبة أو المتاخمة الضباط إليهم ويضاف العاصمة، بالشجاعة المعروفون المظليون وقابليات اإلقتحام، لذلك فإن هؤالء

Page 61: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

59 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

بطاقات الدعوة، وتعليقه في قاعة حل على يدل ذلك ان المؤتمر. الخالفات بين االحزاب االسالمية القومية الحزاب وبين التركمانية إزالة االقل على او التركمانية، االحداث من الخالفات تلك االحزاب بعض ان ذلك اليومية. تعترف ال التركمانية االسالمية

باي علم غير العلم العراقي .والبوسترات اللوحات كتابة -2والمنشورات الدعوة وبطاقات اي الالتينية بالحروف التعريفية وهذه التركية. اللغة بحروف لالحزاب مهمة خطوة تعتبر

القومية.مسلحة قوات انشاء المقرر من -3للتركمان الى جانب قوات الحشد الشعبي، في المقابل تقبل االحزاب القومية التركمانية الحشد الشعبي في التوازن من نوع يحقق مما

القوة.ديسمبر االول/ كانون 7-6 بتاريخ 2014 حدثت محاولة مماثلة لهذا المؤتمر، وانتهى بنشر بيان حول الموضوع. غير ان ذلك االجتماع البرلمان رئيس برعاية يكن لم المتحدة، العراقي وال بدعم األمم لتنفيذ امكانية هناك تكن فلم ولذا االمر االجتماع، اعمال ومتابعة الذي اصبح جعله عديم الجدوى، الوقت نفس وفي انه غير االولى الخطوة بمثابة اضحى يعتبر الذي الحالي المؤتمر لعقد اوسع امكانية وذات نجاحا اكثر السابق. االجتماع الى بالقياس له متابعتنا بقدر اي وباالجمال، االجتماعي، التواصل وسائل في التركماني الشعب بان اقتنعنا

مسرور من هذا المؤتمر.

على ان هناك بعض النقاط الغامضة التي افرزها المؤتمر والبيان الذي البيان ان غير نهايته. في صدر مطالب عن عبارة مجمله في الرسمية الجهات من التركمان بيان كونه من اكثر العالقة ذات

التركماني للخطاب المصالحة للتركمان. المشتركة للقيم او الخالفات إزالة الصعب من نعم غير الطرفين، بين االيديولوجية يكون ال المشترك الخطاب ان مانعا لعقد لقاءات ومن الضروري قيم للتركمان يكون ان ايضا مقدسة. وفي هذا االتجاه ال يعتبر هذا البيان وسيلة إلزالة الخالفات الموجودة وااليديولوجية العميقة السياسية المؤسسات بين فان االطار، هذا وفي للتركمان. اإلعالن في الرئيسة المواضيع عليه االطالع )يمكن التركماني لمؤسسة االلكتروني الموقع في ذاتها بحد تعتبر كركوك( وقف يجب التي المهمة المواضيع من المجلس سقف تحت مناقشتها في تشكيله المزمع االستشاري في ذلك اجمال ويمكن المستقبل.

11 موضوع اساسي:

لحركة 1. االيديولوجي الخط التركمان

المواطن 2. الى التركمان نظرة العراقي

الجماعات 3. الى التركمان نظرة العرقية في العراق

نظرة التركمان الى مشاكل العالم 4. العربي

الى 5. التركمان حركة نظرة مطالب الشعب الكردي

نظرة حركة التركمان الى مسألة 6. النظام في العراق

الى 7. التركمان حركة نظرة في والمذهبي الديني االختالف

العراق نظرة حركة التركمان الى الدول 8.

المجاورة والى الدول في المنطقةنظرة حركة التركمان الى المرأة 9.

والعائلة نظرة حركة التركمان الى تعليم .10

التركمان ولغة التعليم الى التركمان حركة نظرة .11

المشكل االقتصادية

تعتبر ال النقاط هذه ان والواقع بل السهلة، المواضيع من الشائكة، المواضيع من هي نؤسس ان نستطيع ال انه بحيث وجود بدون لمناقشتها ارضية للتركمان مجلس)استشاري( نفس وفي االمر. هذا يتولى حدوث وبدون فانه الوقت، هذه حول وتوافق مصالحة المواضيع ال يمكن تحقيق التعاون السياسية الفئات بين والتماسك التركمانية، مثالهل سيكون هناك في السياسية الفئات بين تعاون انتخابات سنة 2018؟ كيف يمكن إزالة الخالفات في وجهات النظر الوزارية المناصب تحديد اثناء

بعد االنتخابات. هذا ان المحصلة، في نفيد ان ولنا تاريخيا نجاحا حقق المؤتمر حسن لألخوة كان وانه بارزا، جاسم توران، حسن اوزمن، محمد جعفر، محمد مهدي البياتي، من كثير وغيرهم شهباز يلماز كبير دور التركمان السياسيين المؤتمر. هذا انجاح في وفعال بضرورة القول الى يجرنا وهذا ما اي التالية، الخطوة توضيح الذي يجب فعله بعد هذا المؤتمر. ولقد علمنا بأن من المقرر تشكيل تهتم ان يجب التي التنسيق لجنة

بموضوعين اثنين هما :

تم التي المطالب متابعة يجب -1جدي بشكل حولها االجماع

ومخطط ومنظم. قيام لجنة التنسيق في نفس الوقت -2المناسبة االرضية باستطالع الالزمة الخطوات اتخاذ حول االستشاري )المجلس لتشكيل

التركماني(.

Page 62: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

60 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

التركمان حقوق مراعاة ايضا تقليد وكذلك وكفري اربيل في

التركمان المناصب الرفيعة .

تنفيذ مشروع التركماناجل • من تنسيق لجنة تشكيل تم

تم التي المطاليب تنفيذ متابعة ذكرها سابقا

تكثيف االتصاالت مع البرلمان، • والجماعات ،االحزاب الحكومة مطالب دعم اجل من السياسة

التركمان.القوات • من العالقة استمرار

هذا وفي والدولية، االقليمية العراق دور زيادة المضمار

االقليمي والدولي .من اجل تامين وضمان مشروع •

من جزء هو الذي التركمان العراقية الوطنية المصالحة بعثة مع العمل استمرار يجب

األمم المتحدة )يونامي(

تقييم بتاريخ 1 اذار 2003 رفض البرلمان التركي السماح للقوات االمريكية ، ارضيها عبر العراق دخول ومنذ ذلك الحين اصبح التركمان استبعاد تم بحيث كبير فراغ في من طويلة لفترة التركمان كبير. حد الى السياسية العملية في التركمان اتبع الفترة هذه في السبيل وكان سبيلين، سياستهم التركمانية الجبهة تاسيس االول والتي معها المؤتلفة واالحزاب ركزت بحيث تركيا في تشكلت بشكل كبير على الخطاب القومي التركماني بشكل مكثف، والسبيل الثاني المعارضة الشيعية المتمثلة في االحزاب التركمانية االسالمية في طويلة لفترة عاشت التي شاركت 2003 وبعد . ايران التركمانية االسالمية االحزاب الشيعية في االئتالف الذي شكلته الفصائل الشيعية حيث استطاعت ان من االسالمية االحزاب تلك كل في مقاعد 7-6 بين ما تاخذ

تشكيلة كل في ووزيرا برلمان، القومية االحزاب ولكن وزارية. هذه مثل يملكون ال التركمانية الخاصية المماثلة ولم يكن لهم في كل برلمان غير ثالثة نواب على االكثر، وكان لهم وزير واحد فقط الوزراء رئيس حكومة فترة في على المالكي. نوري السابق بين كبير اختالف يوجد ال انه التركماني الشعب الطرفين، وان ال يقبل التمييز ولم يعش مثل هذه االختالف ان على التمايزات. ظهر التركمان بين المذهبي ضمن 2004 سنة في للعيان خالل من ولكن تلعفر، احداث استطاع للتركمان التركي الدعم الموجودة المشاكل التركمان حل في مقوماتهم الداخلية نسبيا. وفي لم فان مثل هذه االحداث المقابل التركمانية المناطق بقية تشهدها االختالف ولكن العراق، في المذهبي في عموم العراق بدأ في الصعود بشكل ملموس خصوصا في والشيعة السنة بين المواجهة

مناطق مختلفة من العراق .

من االمريكية القوات انسحاب بعد النفوذ ازداد 2011 سنة العراق وبدخول العراق، في االيراني 2014 سنة في للعراق داعش التركمانية، المناطق بعض احتل بعض مع تركيا عالقة ولكن الجماعات العربية وظهور مشكلة معسكر بعشيقة بين تركيا والعراق بين خالفات ظهور الى اديا التركمانية االسالمية الجماعات التركمانية القومية واالحزاب ،وعلى الرغم من انها بدات بشكل انتشرت ما فانها سرعان ضيق، بشكل كبير. ولكن يمكن القول ان كال الطرفين اخذ الدروس والعبر السلبية. التطورات هذه مثل من المكون ان ايضا يخفى وال التركماني تضرر بشكل كبير من اعمال داعش، وان خمس مجموع 5.2 حوالي البالغ التركمان

تركمان الف 005 يعني مليون وبدون مأوى بدون اضحوا اخذ تم اخر جانب ومن وطن. للتركمان الوحيد الوزير منصب في حكومة رئيس الوزراء حيدر كما التركمان، ايدي من العبادي ان ادارة اقليم كردستان سيطرت الى اضافة كركوك، عموم على حدوث تفجيرات كثيرة في ناحية استرجاع وعدم طوزخورماتو، المغتصبة التركمانية االراضي في كل مكان. وأدت هذه االسباب القومي الشعور ايقاظ الى للتركمان ، وعلى الرغم من هذه قواسم توجد هناك فانه الخالفات يؤكد الذي االمر بينهم مشتركة ضرورة تكثيف عقد اللقاءات بين

الطرفين.

ونستطيع ان نقول ان التركمان اجتمعوا وتكاتفوا بسبب الظلم الذي حل بهم. بعض فان االحداث لهذه ونتيجة الى المنتمين التركمان النواب احزاب مختلفة دعوا في مناسبات صحفي مؤتمر عقد الى عديدة منصة انشاء ضرورة اجل من للتركمان موحدة )platform(.وعند البرلمان داخل في المنو التركماني البيان تمحيصنا به اعاله، نالحظ ان هذه المطالب التركمان مظالم عن تعبر االولى الدرجة في وتعكس للتركمان المشروعة الحقوق بوضوح يعني وذلك . اال ليس االسالمية التركمان ساسة ان الشيعية االغلبية وخاصة الشيعة اقليم عن راضين غير بغداد في يفوتنا وال العراق. كردستان بعض حدوث ايضا نذكر ان المصالحات في المؤتمر، يبدو ان السياسية بين الجماعات المشاكل التركمانية حلت تلقائيا. ومن هذا

ذي التركماني العلم وضع -1والهالل السمائي االزرق اللون وفي البوسترات في والنجمة

Page 63: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

61 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

البياتي لحضور االجتماع. وابتدأ كالمه بالثناء على دور التركمان عن والدفاع داعش محاربة في واشار والبشير. امرلي ناحية في حديثه الى ان التركمان ليسوا هم بل العراق في الثالثة القومية ساهم الذي االساسي المكون من العراق، بناء في فعالة مساهمة وان العراق اليكتمل بدون وجود واضاف التركماني. المكون يمكن سحق حقوق انه ال البياتي انكار العدل من وليس القوميات القوميات من قومية اية وجود وانه العراق، في الموجودة من كركوك مسألة حل يمكن خالل التفاهم المشترك بين جيمع

المكونات في كركوك.

االجتماع في االخير المتحدث وكان ممثل بعثة األمم المتحدة لمساعدة يان السيد )يونامي( العراق السياسين بارك الذي كوبيش إلكمالهم التركمان والمثقفين هذا وعقد االستعدادات جميع االجتماع خالل مدة شهر ونصف. يشكلون التركمان ان وقال الوحدة في االيجابي النموذج المتنازعة الطوائف ببقية مقارنة في العراق، وان التركمان سوف يلعبون دورا في مناقشات وجهات النظر حول مستقبل العراق ما بعد مرحلة داعش. واضاف السيد يان المتحددة األمم ان قائال: كوبيش جانب الى دائما تكون سوف اعطوا التركمان الن التركمان، اختبارا مهما للوحدة والتكاتف في العراق. وبهذا الكالم انهى كالمه

في االجتماع.

محتوى البيان التركماني الذي المشترك البيان تالوة تمت حضره جميع االحزاب والمثقفين قبل من التركمانية والمؤسسات رئيس الجبهة التركمانية العراقية ارشد السيد البرلمان في والنائب

الصالحي.

احتوت ديباجة البيان على انه بالرغم من ان التركمان هم العنصرالثالث ومن الرغم وعلى العراق في الماضية الفترات في تعرضهم الى الظلم والقهر والقتل الجماعي اال ارضيهم، االستيالء على وتم من جزء انهم على اكدوا انهم من عملوا التركمان وان العراق البلد. هذا وتماسك وحدة اجل واشار البيان الى ان المؤتمر يدعم وان العراق، في الوطنية الوحدة التركماني هو مشروع المشروع

المصالحة الوطنية في العراق .اربعة من االساسي البيان وتكون

مواضيع:-

الجانب في التركمان مطالب التشريعي

مطالب التركمان في الجانب التنفيذيالعالقة مع االكراد واقليم كردستان

تنفيذ مشروع التركمان

على يحتوي االول الموضوع ان ثالثة مطالب هي :

القيام 1. او قانون تشريع اجل من الالزمة باالجراءات التركمان االراضي استرجاع عليها االستيالء جرى التي الموصل، كركوك، في ووضع وديالى طوزخورماتو

هذا المشروع حيز التنفيذ.التركمان 2. استفادة حق ضمان

ايضا من ثروات الشعب المتمثلة في عائدات النفط والغاز.

على 3. النواب مجلس موافقة القوانين التي تنظم حقوق المكون

التركماني المجلس 4. قانون مسودة ادارج

والمتعلقة العالقة الفيدرالي بتشكيل مكونات الشعب العراقي النواب مجلس اعمال ضمن

ووضعه حيز التنفيذ.

من التركمان مطالب وانحصرت الحكومة المركزية في ما يأتي:-

واإلجحاف • الظلم على القضاء في بالتركمان لحق الذي موضوع توزيع المناصب العليا المستشارين، الوزراء، مثل

المدراء العامين، والسفراء.الى • والمساعدة العون يد تقديم

تهجيرهم من تم الذين التركمان امر في قسري بشكل بيوتهم العودة الى منازلهم، وتشكيل قوة دفاع من مواطنين المناطق التي

تم تحريرها.التركماني • للتعليم اهمية اعطاء

الى اضافة احتياجاته، وتلبية نسبت التي التشوهات إزالة تاريخ بحق عادل غير بشكل الكتب جميع من التركمان

المدرسية .يرمز • تذكاري نصب إقامة

لها تعرض التي المظالم إلى التركمان في الماضي.

المناطق • بعض إعمار إعادة قلعة مثل للتركمان التاريخية

تلعفر وقلعة كركوك.التركماني • الشعبي الحشد دعم

االغلبية من يتكون الذي بالدفاع عن التركمانية والمكلف التركمانية وغيرها من المناطق تلك وربط التركمانية القوات القوات بالقوات المسلحة العراقية

الرسمية.لطالب • حصة تخصيص

الشرطة كليات في التركمان واعطاء العراقية، والحرب خارج التعليم في لهم حصة

العراق.

العالقة مع اقليم كردستان العراق التركمانية االطراف جميع ان ارسلت المؤتمر في المشاركة مفادها كردستان القليم رسالة السياسة المؤسسات جميع ان التركمانية والثقافية والفكرية الكردية للمؤسسات امام مفتوح االحترام نطاق في البناء للحوار والتجاوز التسلط المتبادل، وعدم وطالبت االخرين. حقوق على

Page 64: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

62 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

اقليم في نشاطها ينحصر التي يصفها والتي العراق كردستان المثقفون التركمان بانها »احزاب كون من وبالرغم كارتونية«. االجتماع هذا في المشاركين االنتماءات مختلف يمثلون السياسية، ولهم رؤى مختلفة، فقد استمر النقاش حول مسودة البيان حوالي 5-6 ساعات دون الخوض المجتمعون ونقل مماحكات. في مشاكل المناطق التي جاءوا منها الى االجتماع وطلبوا ان تاخذ تلك المعاناة مكانها في البيان النهائي .

المتحدثون في الجلسة االفتتاحية 2017 مايو ايار/ 17 بتاريخ لفندق الكبيرة القاعدة إمتألت الرشيد في المنطقة الخضراء في زعماء من 300 بحوالي بغداد االجتماع في وشارك التركمان. العراقي النواب مجلس رئيس التحالف ورئيس الجبوري سليم وممثل الحكيم عمار الوطني بعثة )يونامي( يان كوبيش، وكان مجلس رئيس برعاية المؤتمر الجبوري سليم العراقي النواب بعثة مع التنسيق اطار وضمن

)يونامي(.

المجلس نائب االول المتحدث كان األعلى اإلسالمي في العراق من محافظة نينوى محمد تقي المولى سنا. االكبر النائب يعتبر الذي الى حديثه في المولى وتطرق وحدة عن يدافعون التركمان ان ضحوا التركمان وان العراق، بأنفسهم من اجل الوطن، وانه ضد عمليات االنتقام التي من المحتمل حدوثها بعد القضاء على داعش، جميع نشكر اننا قائال: واضاف نازحي استضافت التي الجهات تركمان تلعفر وعلى راسهم تركيا واننا مديونون لهم. وتطرق السيد المؤتمر في حديثه اثناء المولى الى بعض المطالب وكان اهمها:-

تحرير قضاء تلعفر بشكل عاجل 1. والمكون السني المكون واعادة

الشيعي الى تلعفر. نطلب من رئيس الوزراء حيدر 2.

العام القائد بصفته العبادي جيش تشكيل المسلحة للقوات بشكل شخص 0001 تعدده من والسنة الشيعة من متساو

اجل تحرير مدينة تلعفر.مساعدة الدول المجاورة للعراق 3.

مدينة إعمار إعادة اجل من تلعفر بعد تحريرها.

للمكون 4. خاصة حصة اعطاء التركماني في تعيينات المناصب التعينات في وخاصة العليا

الوزارية.حل مشكلة كركوك بشكل عادل 5.

اي حقوق على التجاوز وعدم من المكونات الموجودة فيها.

المؤتمر في الثاني المتحدث وكان العراقي النواب مجلس رئيس الذي الجبوري سليم الدكتور اكد حيث المؤتمر، استضاف الجبوري في حديثه بان التركمان منذ العراق ارض في يعيشون للعراق اوفياء وهم سنة 1000التضحيات، من الكثير وقدموا وجود الى حديثه في وتطرق الوقت في العراق في التركمان الحاضر، وقال: ال يمكن السماح وجود من بالنيل جهة الية التركمان وجود من التقليل او :ان قائال واضاف العراق، في يحاولون الذين االطراف بعض الدستورية المواد بعض استخدام البلد تقسيم اجل من كذريعة لهم دولة اخرى. يجدوا ان يجب غير بشكل الجبوري انتقد وقد السياسة االطراف بعض مباشر في يرغبون الذين الكردية التركمان ان واضاف االنفصال. من العناصر االساسية في العراق وهم المكون الثالث ويجب اعطاء يتم وان كامل، بشكل حقوقهم للمناطق السكانية التركيبة حفظ

من التركمان فيها يعيش التي التغيرات .

الثالث فقد كان الزعيم اما المتحدث االعلى المجلس ورئيس الشيعي الذي الحكيم عمار االسالمي ان عن حديثه بداية في اعرب االساسية العناصر من التركمان التركمان اثنى وقد العراق، في بشكل كبير في المؤتمر. واضاف في حديثه الى اننا نقدر التضحيات العراق في للتركمان الكبيرة ان ذلك . 3002 سنة وبعد قبل داعش ضد حاربوا التركمان ليس من اجل الدفاع عن مناطقهم جميع دافعوا عن هم وانما فقط االراضي العراقية وقدموا الكثير من التضحيات في هذا المضمار. واننا نقدر ونشكر في نفس الوقت التركمانية السياسية االحزاب اجل من بغداد اختاروا الذين ولم العالقة المسائل مناقشة المجاورة. الدول بعض يختاروا ما مرحلة الى الحكيم وتطرق مسؤولون اننا وقال داعش بعد الفوضى ظهور عدم من جميعا الجميع وعلى واالضرابات، وبشكل بمسؤولية التصرف تلك مراعاة ويجب دقة. اكثر وبغداد كركوك في المسؤولية وجميع العراق كردستان واقليم

مناطق العراق .

رئيس ممثل االخر، المتحدث وكان الجمهورية العراقية فؤاد معصوم الى عنه ممثال ارسل الذي المتحدث تطرق حيث المؤتمر، في المؤتمر الى ان التركمان من العراق، في االساسية العناصر مستقبل في دورا لهم وان جانب ومن الديمقراطي. العراق حيدر الوزراء رئيس فان اخر، العبادي لم يستطيع المشاركة في النائب كلف انه غير المؤتمر، الدعوة حزب عن التركماني عنه ممثال ليكون البياتي عباس

Page 65: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

63 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

مؤتمر بغداد لتركمان العراق

ا. د. ماهر النقيب

المرحلة التحضيرية األمم بعثة تملك 2003 سنة منذ المتحدة لمساعدة العراق )يونامي( في بغداد كادرا يعمل بشكل فعال التي االزمات اصعب في حتى مرت على العراق. ويختلف ممثل بعثة األمم المتحدة لمساعدة العراق عن كوبيش يان السيد )يونامي( بقية ممثليي)يونامي( الذين عملوا الممثلون كان حيث العراق. في في )يونامي( لبعثة السابقون المسوؤلين من يلتقون ال العراق يحاولوا حل مسألة ولم التركمان يان ولكن فعال. بشكل التركمان كوبيش واعتبارا من شهر نيسان/ خالل من تميز 2017 ابريل لقائه مع الممثلين التركمان الذين

المناطق مختلف من حضروا من لجنة لتشكيل التركمانية الممثلين التركمان والتي اصبحت حجر االساس لعقد مؤتمر موسع. حيث كان عضوان من اللجنة من ممثلي الجبهة التركمانية العراقية التركمانية الجبهة واحد منهم من توران حسن السيد كركوك فرع التركمانية الجبهة من والثاني حسن السيد ديالى فرع العراقية اوزمن. وكان العضوان االخران الوطني التحالف من اللجنة في محمد جاسم السابقين( )الوزراء لرئيس العام االمين نائب جعفر لتركمان االسالمي االتحاد الدعوة حزب وعضو العراق البياتي من منظمة ومحمد مهدي

في الخامس العضو وكان بدر. الشعبي الحشد القيادي في اللجنة الوفاء حزب وعضو التركماني

التركماني يلماز شهباز.

اللجنة مهمتين رئيسيتين وقد انجزت : االولى تحضير مسودة مشروع للنقاش، القابلة التركماني البيان والثانية اختيار حوالي 60 شخص مكان في التركمان زعماء من بتاريخ البيان هذا لمناقشة معين الثاني/نوفمبر2017. تشرين 16االشخاص هؤالء اختيار تم وقد االحزاب ونواب روؤساء من منظمات بعض ومن التركمانية المجتمع المدني في داخل العراق وخارجه، ولم تتم دعوة االحزاب

Page 66: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KERKÜK VAKFI

64 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 19 السنة Sayı/Issue 74 العدد Nisan-Haziran/April-June 2017 نيسان - حزيران

السنة 19 العدد 74 نيسان - حزيران 2017

مجلة ثقافية فنية ادبية تراثية

صاحب االمتياز باسم وقف كركوكالمدير المسوولارشاد هورموزلو

رئيس التحريرصبحي ساعتجي

العنوان البريديP.K. 20 Cerrahpaşa / İSTANBUL

Tel: )0212( 584 00 75

العنوان االلكترونيwww.kerkukvakfi.com

المقر العامHaseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı

Huzur Apt. No: 1 / 1Fındıkzade / Fatih / İSTANBUL

الهيئة العلميةا.د. زياد اققيونلو / ا.د. ياووز اقبنار

ا.د. عبدالخالقباقر / ا.د. هاشم قاربوز / ا.د. ماهر نقيب ا.د. صبحي ساعتجي/ ا.د. صائم سقااوغلو

ا.د. عبدالسالم اولوجام

الممثلونحبيب هورموزلو )انقرة(

علي احسان نقيب )الواليات المتحدة(

هيئةالتحريركمال بياتلي / كمال جابراز / ايديل ارول ارشاد هورموزلو / حبيب هورموزلو

عزالدين كركوك / ماهر نقيب / اجاراوقانعمراوزتوركمن / صبحي ساعتجي / صبحي صالت

صبحي ناظم توفيق

قارداشلقمجلة محكمة

تصدر عن وقف كركوك باللغات التركية واالنكليزية والعربية مرة كل ثالثة اشهر

*ترجع مسوولية المقاالت التي تم نشرها الى كتابها ويمكن

اعادة نشر الصور والمقاالت شريطةاالشارة الى مصدرها

قارداشلق

مؤتمر بغداد لتركمان العراق63ا. د. ماهر النقيب

لماذا إبتعد الضباط التركمان عن اإلنقالبات؟58د. صبحي ناظم توفيق

نقــد ذاتـي هل يتحتم الرجوع الى دستور عام192551 في العراق؟ • ارشـد الهرمزي

غيمة عاهرة50فريد عاصم الهرمزي

معجم المؤلفين التركمان49اوميد يشار

الشخصية التركمانية العراقية في صفاتها وطبائعها 47)55ــ 1337هـ( • أ . د . حسام داود خضر اإلربلي

التعايش المجتمعي السلمي واللحمة الوطنية42التلعفرية أيام زمان... • ذنون قره باش

36-41 النجيلزيا لقسما لتركيا لقسما

1-35النجيلزيا لقسما

لتركيا لقسما

Page 67: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

KARDAŞLIKKültür Sanat Edebiyat ve Folklor Dergisi

Yıl 19 Sayı 74 Nisan-Haziran 2017

Fiyatı : 10 TL (KDV Dahil)

Kerkük Vakfı Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

Erşat HÜRMÜZLÜ

Editör ve Genel KoordinatörSuphi SAATÇİ

Yazışma adresi P. K. 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL

Tel. (0212) 584 00 75www.kerkukvakfi.com

İdare Merkezi:Haseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı

Huzur Apt. No: 1/1Fındıkzade/İSTANBUL

TemsilcilerHabib HÜRMÜZLÜ (Ankara)

Timur TAŞ (İzmir)Ali İhsan NAQIB (ABD)

Bilim KuruluProf. Dr. Ziyat AKKOYUNLU

Prof. Dr. Yavuz AKPINARProf. Dr. Abdülhalik BAKIRProf. Dr. Haşim KARPUZ

Prof. Dr. Mahir NAKİPProf. Dr. Suphi SAATÇİ

Prof. Dr. Saim SAKAOĞLUProf. Dr. Abdüsselam ULUÇAM

Yazı KuruluKemal BEYATLIKemal ÇAPRAZ

Aydil EROLErşat HÜRMÜZLÜ

Habib HÜRMÜZLÜİzzettin KERKÜK

Mahir NAKİPAcar OKAN

Ömer ÖZTÜRKMENSuphi SAATÇİSuphi SALT

KARDAŞLIKKerkük Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç ayda bir yayınlanır hakemli bir dergidir. Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahiplerine

aittir. Dergide yayınlanmış yazılar ve fotograflar kaynak gösterilerek alınabilir.

Abone yurtiçi yıllık 40 TL, yurtdışı yıllık 50 $ veya 40 Euro Posta Çeki No: 5325057 Cerrahpaşa/İstanbul veya

İş Bankası İstanbul, Fındıkzade Şubesi Hes. No: 1068 840492

EUR Hes. No: 1068 3312429Dolar Hes No: 1068 3312415

Tasarım Ercan ŞİMŞEK

BaskıŞenyıldız Matbaacılık

Zeytinburnu Mah. Gümüşsuyu Cad. No:3 K:2 Zeytinburnu, İstanbul

Tel: +90 212 483 47 91

Türkmen Kardeşlik Ocağı‘nın yeni

yayınlarını Kerkük Vakfı’ndan

isteyiniz.

Ata Terzibaşı’nın 4 kitap halinde yayımlanan ve Irak Türkmenkültürünün başyapıtı sayılan

Kerkük Şairleri’ni Kerkük Vakfı’ndan isteyiniz.

KERKÜK VAKFI

Page 68: QARDASHLIQ KARDAŞLIK 74 QARDASHLIQ KARDAŞLIK€¦ · sayi/issue yil/year 19 kÜltÜr sanat edebİyat ve folklor dergİsİ nİsan - hazİran review of culture art literature and

SAYI/ISSUE

YIL/YEAR 19

KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ NİSAN - HAZİRAN REVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE APRIL - JUNE 2017

KARDAŞLIK 74

QA

RD

ASH

LIQ

QA

RD

ASH

LIQ

KA

RD

AŞL

IK

7419

İzzettin Kerkük Anıldı(3 Mayıs 2017)(17/05/2017)

Irak Türkmenlerinin Bağdat Konferansı

مؤتمر بغداد لتركمان العراق

2017 نيسان - حزيران

KERKÜK VAKFIKERKÜK VAKFI

ISSN

130

2285

73-0

العدد

السنة