OSIAD_AFRIKA Raporu

59
Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies AFRİKA

description

Antalya OSIAD, Organize Sanayici ve İşadamları Derneği'nin AFRİKA Raporudur.

Transcript of OSIAD_AFRIKA Raporu

Page 1: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

AFRİKA

Page 2: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

FAS Kuzey Atlas Okyanusu ve Akdeniz kıyısında yer alan Fas Krallığı, Kuzey Afrika’da 32°00‟ kuzey enlemi ve 5°00‟ doğu boylamında yer almaktadır. Cezayir, Batı Sahara, İspanya (Ceuta ve Melilla) ile sınır komşusu olan ülkenin başkenti Rabat’tır. Fas’ın nüfusu 31,968,361 kişi, yüzölçümü ise 446.550 km2 ‘dir. Tarih Fas’ın tarihi üzerinde stratejik konumunun büyük etkisi olmuştur. İlk olarak M. Ö. 2000’li yıllarda Berberilerin bölgeye gelerek yerleştiği görülmektedir. M.Ö. 200’lü yıllarda da Fenikeliler, Romalılar, Vizigotlar, Vandallar, Hititler, Yunanlılar, Asurlular ve Bizans’ın bölgede var olduğu görülmektedir. VII. yüzyılda Fas’ın bulunduğu bölgeye Arap güçleri gelmeye ve böylece bölgede aynı zamanda İslam yayılmaya başlamıştır. VIII. yüzyılda Sultan Birinci İdris Fas’ta İslama dayalı hanedanlığı kurmuştur. XI. Yüzyılda Büyük Fas Devleti kurulmuş fakat daha sonra Portekiz ve İspanya işgaline uğramıştır. 1830’lu yıllarda Fransa, Fas ile ilgilenmeye başlamış ve 1904’te İngiltere’nin tanıması üzerine 1906’da Fransa ile İspanya, Fas’ın ortaklaşa etki alanlarında olduğu konusunda bir konferans düzenlemişlerdir. 1912 yılında imzalanan Fez Anlaşması ile Fas Fransa’nın kontrolüne geçmiştir. Aynı anlaşma ile İspanya da kuzey ve güney Sahra bölgelerinde kontrolü eline almıştır. Fas Fransa’dan bağımsızlığını 1956 yılında kazanmıştır. Coğrafi Yapı 446.550 km2 olan yüzölçümünün 446.300 km2’si kara, 250 km2’si ise sulardan oluşmaktadır. Toplam kara sınırı 2.017 km, kıyı boyu ise 1.835 km uzunluğundadır. Toprakların %19’u tarım için ayrılmış, %2’si daimi ekinler ve %79’u da diğer işlerde kullanılmaktadır. Ülkede Akdeniz iklimi hâkim olup, kuzey kıyıları ve iç kesimleri dağlıktır. Cebelitarık Boğazı ülkeye stratejik önem kazandırmaktadır. Fosfat, demir, magnezyum, tuz, kurşun ve balık Fas’ın en önemli doğal kaynaklarıdır. Nüfus ve Toplumsal Yapı Ülke nüfusu 2011 verilerine göre 31.968.361 kişi ile dünya nüfus sıralamasında 38. sıradadır. Ülke nüfusunun 3,245 milyonu ülkenin en kalabalık şehri olan Kasablanka şehrinde yaşamakta olup, başkent Rabat’ta ise 1,77 milyon kişi yaşamaktadır. Nüfusun %99’u Arap-Berberi, geriye kalan %1’i ise diğer etnik kökenlerden oluşmaktadır. Ayrıca nüfusun yaklaşık %99’u Müslüman olup, geriye kalan %1’i Hristiyan’dır. Bu rakamların içinde yaklaşık olarak 6.000 Yahudi de yer almaktadır. Ülkede resmi dil olarak Arapça kullanılmaktadır. Ancak Arapça’nın yanı sıra Berberi lehçeleri, Fransızca ve İspanyolca da kullanılmaktadır.

Page 3: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Siyasi Yapı 2011 öncesi Mutlak Monarşi ile yönetilen ülke, Arap ayaklanmalarından etkilenmiş ve yönetim şeklini Anayasal Monarşi olarak değiştirmiştir. 2 Mart 1956’da Fransa’dan bağımsızlığını almış olan Fas, milli bayramını “Taht Günü” olarak adlandırılan Kral 6. Muhammed’in 1999’da tahta çıkışının yıldönümü olan 30 Temmuz tarihi olarak ilan etmiştir. Kral 6. Muhammed halen Fas Kralı olarak ülkeyi yönetmektedir. Ülkenin şu anda yürürlükte olan anayasası 10 Mart 1972 tarihinde oluşturulmuş, bu anayasanın üzerinde Eylül 1992’de ve Eylül 1996’da değişiklikler yapılmıştır. Yasal sistemi, İslam Hukuku ve Fransız-İspanya Hukuk sistemine dayalı sivil hukuk sistemidir. Ekonomi 2010 resmi verilerine göre, Fas bir önceki yıla oranla %3,2’lik bir artışla 151,4 milyar dolara yükselen gayri safi yurtiçi hasılası ile dünya sıralamasında 58. sırada yer almaktadır. Gayri safi milli hasılanın %17,1’ini tarım, %31,6’sını endüstri, %51,4’ünü de hizmet sektörü oluşturmaktadır. Nüfusun 11,44 milyonu işgücü kapasitesindedir. Bununla beraber işsizlik oranı 2010 verilerine göre %9,1’e tekabül etmektedir. Bütçe hasılatı 2010 verilerine göre 22,92 milyar dolar iken bütçe harcamaları 27,21 milyar dolardır ve ciddi bir bütçe açığı mevcuttur. Bu açık gayri safi yurtiçi hasılanın %4,1’ine karşılık gelmektedir. Enflasyon oranı 2010 rakamlarıyla %1 ile dünya sıralamasında 23’üncüdür. Arpa, buğday, narenciye, şarap, sebze, zeytin, canlı hayvan en önemli tarım ve hayvancılık ürünleridir. Fosfat madenciliği ve üretimi, gıda maddeleri, deri ürünleri, tekstil, inşaat ve turizm faaliyet gösterdiği en önemli endüstri sektörleridir. Ülke 2010 yılında yaklaşık 17,58 milyar dolar ihracat ile dünya sıralamasında 73. sırada yer almıştır. Giysi, balık, inorganik kimyasallar, mineraller, petrol ürünleri, transistör, gübre, meyve ve sebze ve fosfat en önemli ihracat ürünleridir. %19,7’lik oranla ihracatının büyük kısmını İspanya ile gerçekleştiren Fas, ihracatının %17,8’ini Fransa ile, %5,8’ini Hindistan ile, %4,2’sini ABD ile, %4,1’ini de Brezilya ile sağlamaktadır. İthalatına bakıldığında ise ülkenin 2010 yılında yaklaşık 32,65 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiği görülmektedir. İthalatının büyük kısmını mazot, mensucat ürünleri, telekomünikasyon ekipmanları, buğday, gaz ve elektrik, transistor ve plastik ürünleri oluşturmaktadır. En büyük ithalat partneri %16,9’luk oranla Fransa’dır. Bu oranı, %14,2 ile İspanya, %7,9 ile Çin, %6,2 ile ABD, %6,1 ile Suudi Arabistan, %5,9 ile İtalya ve %5,4 ile Almanya takip etmektedir. Ülkenin dış borcu ise 26,56 milyar dolardır. Dış Politika Tarihte Fransa ve İspanya’nın kontrolünde olan Fas’ın dış politikasına yön veren en önemli unsurlar din ve toprak bütünlüğüdür. Toprak bütünlüğü konusunda, bağımsızlığını kazanmasına rağmen, hala İspanya işgalinde olan toprakları Fas için en önemli dış kaynaklı sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Kuzeyinde bulunan Sebte ve Melilla şehirlerinin nüfusunun büyük kısmı Müslüman olmasına rağmen İspanya bu topraklardan çıkmamaktadır. ABD’nin de bu konuda İspanya yanında yer almasıyla Fas etkin bir politika izleyememektedir.

Page 4: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Türkiye ile İlişkiler Osmanlı İmparatorluğu idaresi altında hiç bulunmamış olan Fas’ın Türkiye ile ilişkileri önyargılardan arınmış bir temele oturmuştur. 2005 yılında Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Fas’a ziyareti sırasında, Fas Kralı 6. Muhammed’in “Türkiye’yi örnek alıyoruz” sözleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlemesi yönünde istekli olunduğunun göstergesi sayılabilir. Türkiye ile Fas arasında 1984 yılında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Anlaşması, 1997 yılında da Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması imzalanmıştır. İki ülke 7 Şubat 2000 tarihinde Rabat’ta, üst düzey yetkililerinin yılda bir kez bir araya gelmesini öngören Siyasi Danışmalar için İşbirliği Protokolü’nü imzalamıştır. 6-7 Nisan 2004 tarihlerindeki Fas Dışişleri Bakanı Driss Jettou’nun Türkiye’yi ziyareti sonrası ise, Türkiye-Fas Serbest Ticaret Anlaşması ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması imzalanmıştır. Bu tarihten sonra iki ülke arasındaki ticaret yükseliş göstermiş ve 2010 yılında yaklaşık 1 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hesaplanmıştır. İki ülke arasında vize uygulaması olmamakla beraber, 2015 yılında gümrük vergilerinin kaldırılması öngörülmektedir. Türkiye’den Fas’a yapılan toplam yatırım 1,4 milyar doların üstündedir.

Page 5: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

MISIR Bölgesinde önemli bir ülke olan Mısır Cumhuriyeti, Kuzey Afrika’nın doğusunda, Nil nehri boyunda yer almaktadır. Güneyde Sudan, batıda Libya, kuzeydoğuda ise İsrail ile sınır komşusu olan ülke, kuzeyde Akdeniz, doğuda Kızıldeniz ile çevrilidir. Başkenti Kahire, nüfusu 82.079.636 kişi, yüzölçümü 1.001.450 km2’dir. Tarih Antik Çağ’ın en büyük ve en eski medeniyetlerinden biri olan Mısır, yaklaşık 7000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Mısır uygarlığı, etkilendiği Mezopotamya uygarlığı ile beraber sadece Ortadoğu’nun değil, aynı zamanda dünyanın da ilk yerleşik topluluklarının tarihine sahiptir. Mısır medeniyetinin avantajı, Nil Nehri kıyısında kurulmuş olmasından kaynaklanmaktadır. Nil Nehri’nin çevresini kaplayan çöller, göçebelerin geçmesini engellemiş, Nil’i ele geçirmelerini zorlaştırmış, bu nedenle Mısır’ın yerleşik düzenini ve siyasal birliğini sağlaması ve sürdürmesi çok zor olmamıştır. Öncesinde kentsel devletlerin olduğu bölgede, M.Ö. 5000 yıllarında Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır Krallıkları, Mısır’ın ilk siyasal birlik deneyimi olarak kabul edilmektedir. 30 kadar hanedandan oluşan ve Firavunlar Dönemi olarak adlandırılan bu dönem, M.Ö. 525’te Persler’in işgali ile son bulmuş, ardından bölgede Menes Hanedanlığı ve Pers hâkimiyeti başlamıştır. Bu dönem, M.Ö. 332 yılında İskender’in Mısır’ı işgali ile son bulmuş, İskender’in ölümüyle bölge Ptolemy Krallığı’nın yönetimine geçmiştir. Krallık daha sonra Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyetine geçmiş; Mısır, Roma İmparatorluğu hâkimiyetinde Hristiyanlığı benimsemiş ve 395’te Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu hâkimiyeti altında varlığını sürdürmeye devam etmiştir. 640 yılında Hz. Ömer tarafından fethedilen Mısır, bu tarihten itibaren Müslümanların kontrolüne geçmiştir. Ülke toprakları sırasıyla Emeviler, Tolunoğulları, Abbasiler, İhşidoğulları, Fatımiler, Eyyubiler’in hâkimiyetine girmiştir. 1250 yılında Eyyubi soyundan gelen son yönetici ölmüş ve Türk tutsak askerlerin yönetimi ele geçirmesiyle Memluklar ülkeyi 1517’deki Osmanlı İmparatorluğu’nun Mısır seferine kadar yönetmişlerdir. 1798 yılında Napolyon Bonapart, İngiltere’nin Hindistan yolunu kesmek amacıyla Mısır’a bir sefer düzenleyip bu ülkeyi işgal etmiş, fakat 1799 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa kuvvetleri karşısında direnemeyip tekrar geri çekilmiştir. Osmanlılar tarafından Vali olarak atanan Kavalalı Mehmet Ali Paşa yönetiminin ardından 1882 yılında İngiltere Mısır’ı işgal ederek biçimsel bir özerklik ile yarı sömürge haline getirmiştir. İngiltere, 15 Mart 1922'de ülkeye resmî olarak bağımsızlık tanımışsa da, 1955'e kadar kanal bölgesinde kalarak hâkimiyetini sürdürmeye devam etmiştir. 1952 yılının Temmuz ayında Mısır’da askeri bir darbe yapan General Cemal Abdülnasır iktidara geçmiş ve ülkede İngiliz hâkimiyetini yok etmeyi başarmıştır. Şubat 1958’de Mısır, Suriye ile birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti adını almıştır. 1959’da Yemen de bu cumhuriyete katılmış fakat Eylül 1961’de Suriye, Aralık 1961’de ise Yemen birlikten çekilmiştir. Mısır 1971’de ülkenin adını değiştirerek Mısır Arap Cumhuriyeti adını almıştır.

Page 6: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Coğrafi Yapı 1.001.450 km2’lik yüzölçümünün 995.450 km2’si karadan, 6,000 km2‘si ise sulardan oluşmaktadır. Toplam kara sınırı 2.665 km olup, kıyı boyu ise 2.450 km’dir. Petrol, doğalgaz, demir, fosfat, magnezyum, çinko, kireç taşı, alçıtaşı, ve kayalifi en önemli doğal kaynakları arasındadır. Ülkede sıcak ve kurak olan çöl iklimi hâkim olup, Nil vadisi ile kesilen geniş çöl platoları yer almaktadır. Nüfus ve Toplumsal Yapı Ülke 2011 verilerine göre yaklaşık 82.079.636 kişilik nüfusu ile dünyanın en kalabalık 15. ülkesidir. Nüfusun %99,6’sı Araplardan, %0,4’ü ise diğer etnik kökenlerden oluşmaktadır. Ayrıca nüfusun %90’ı ağırlıklı Sünni olmak üzere Müslüman, %9’u Mısırlı Hristiyan ve kalan %1’i diğer Hristiyanlardan oluşmaktadır. Arapça resmi dil olup, ülkede İngilizce ve Fransızca da kullanılmaktadır. 10,902 milyon kişiyle başkent Kahire ülkenin en kalabalık nüfusa sahip şehirlerinden biridir. Siyasi Yapı Cumhuriyet yönetim şeklini benimsemiş ülkenin başkenti Kahire’dir. Ülke, idari bakımdan “muhafaza” adında 27 vilayete ayrılmıştır. 28 Şubat 1922 tarihinde İngiltere’den bağımsızlık almış olsa da, ancak 1956 yılında İngiliz kuvvetleri tam anlamıyla ülkeden çekilmiştir. Milli bayram devrimin gerçekleştiği 2 Temmuz (1952) tarihinde kutlanmaktadır. Halk ayaklanmaları sonrası 30 Mart 2011 tarihinde geçici anayasa kabul edilmiştir. Ülkede sivil hukuk ve İslami hukukuna dayalı karma bir hukuk sistemi mevcuttur. Ekonomi 2010 yılı resmi verilere göre Mısır’ın gayri safi yurtiçi hasılası 497,8 milyar dolar ile dünya sıralamasında 27. dir. Gayri safi milli hasılanın %14’ünü tarım, %37,5’ini endüstri, %48,3’ünü de hizmet sektörü oluşturmaktadır. Nüfusun 26,2 milyonu işgücü kapasitesindedir. Bununla beraber işsizlik oranı 2010 verilerine göre %9’dur. Bütçe hasılatı 2010 verilerine göre 47,66 milyar dolar iken bütçe harcamaları 65,05 milyar dolardır. Bütçe açığı gayri safi yurtiçi hasılanın %8’ine karşılık gelmektedir. Enflasyon oranı 2010 rakamlarıyla %11,1’dir. Pamuk, pirinç, mısır, fasulye, meyve ve sebzeler en önemli tarım ürünleridir. Tekstil, turizm, kimya, ilaç, hidrokarbon, inşaat ve hafif sanayi en önemli sanayi sektörleridir. Ülke 2010 yılında yaklaşık 25,02 milyar dolar ihracat ile dünya sıralamasında 65.’dir. Petrol ürünleri, pamuk, tekstil, metal ürünler ve kimyasallar en önemli ihracat ürünleridir. %7,6’lık oranla ihracatının en büyük kısmını ABD ile gerçekleştiren Mısır, ihracatının %7,3’ünü İtalya, %6,1’ini Hindistan, %5,4’ünü İspanya, %5,4’ünü Suudi Arabistan, %4,7’sini Fransa, %4’ünü ise Libya’ya gerçekleştirmiştir.

Page 7: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

İthalatına bakıldığında ise ülkenin 2010 yılında yaklaşık 51,54 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiği görülmektedir. İthalatının büyük kısmını makine ekipmanları, kimyasallar ve petrol ürünleri oluşturmaktadır. En büyük ithalat partneri %11,8’lik oranla ABD’dir. Bu oranı, %10,4 ile Çin, %6,5 ile Almanya, %6,4 ile İtalya ve %4,1 ile Suudi Arabistan takip etmektedir. Ülkenin dış borcu ise 35,03 milyar dolardır. Dış Politika Mısır’ın dış politikasını belirleyen en önemli faktör jeopolitik konumudur. Mısır’ın Akdeniz ve Hint Okyanusu gibi iki önemli suyolu arasında bir köprü niteliğinde olması, Nil Nehri gibi kendisi için hayati önem taşıyan zengin bir su kaynağına sahip olması, ülkenin güvenlik ve dış politika alanına büyük önem vermesini gerektirmektedir. Konumu gereği Afrika, Arap ve İslam dünyasının ortasında yer alan Mısır’ın dış politikası kuşkusuz bu konumdan etkilenmektedir. Afrika içinde aktif ve öncü bir rol oynamaya çalışan Mısır, üçüncü dünya kampının da öncüsü durumunda olmuştur. Afrika’nın dışında dış politikasını belirlemede en önemli unsur da Arap milliyetçiliğidir. Batılı güçler karşısında anti-emperyalist bir politika uygulayan Nasır döneminde Mısır, Süveyş Kanalı’nı millileştirmiş, Batı’dan uzaklaşmış ve Sovyetler Birliği ile yakın ilişkiler içerisine girmiştir. Nasır’ın ardından Sedat döneminde ise Mısır’ın Batılı kampa yakınlaşması söz konusu olmuştur. Sedat döneminin ardından iktidara gelen Hüsnü Mübarek döneminde de Mısır’ın Batı ile olan sıkı ilişkileri devam etmiştir. Türkiye ile İlişkiler Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler IX. yüzyıla kadar dayanan tarihsel ve kültürel kökenlere dayanmaktadır. IX. yüzyılda başlayan ilişkiler XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu döneminde tabi olarak devam etmiştir. Mısır ile diplomatik ilişkiler 1925 yılında Maslahatgüzar düzeyinde kurulmuş ve 1948 yılında Büyükelçilik seviyesine yükselmiştir. Hem Ortadoğu’da hem de Doğu Akdeniz’de öne çıkan iki ülke olan Mısır ve Türkiye’nin özellikle Arap Baharı süreciyle birlikte yakınlaşma ihtiyacı ve bu yöndeki çabalar artmıştır. Bu doğrultuda 3 Kasım 2007 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Mısır Dışişleri Bakanı Aboul Gheit’in imzaladığı “Türkiye-Mısır Stratejik Diyaloğu Çerçeve Muhtırası” iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir adımdır.

Page 8: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

İki ülke arasında geliştirilmek istenen ilişkilerdeki asıl itici güç ekonomik ilişkiler olarak ortaya çıkmaktadır. İki ülke arasında 2007 yılında Serbest Ticaret Anlaşması yürürlüğe girmiştir. Anlaşmanın kapsamı; gümrük vergileri, miktar kısıtlamalarının kaldırılması, bitki ve hayvan sağlığ, hizmetler, yatırımlar ve genel hükümler alanındaki düzenlemelerdir. Bu anlaşmanın ardından iki ülke arasındaki ticaret hacmi iki buçuk katına yükselmiştir. Otomobil, demir, petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar Türkiye’nin Mısır’a yönelik ihracatında ilk sıraları almaktadır. Pirinç, kömür çeşitleri, bakır teller, petrol gazları ve diğer hidrokarbonlar ile kimyasal ürünler ise Mısır’ın Türkiye’ye ihracatında en önemli ürünlerdir. Son beş yıla bakıldığında Türkiye’den Mısır’a yapılan yatırımlar 60 milyon dolardan 1,5 milyar dolara yükselmiş, bu rakamın büyük kısmını da tekstil ve konfeksiyon yatırımları oluşturmaktadır. Yatırımların yanı sıra iki ülke arasındaki ilişkilerde turizmin de yadsınamayacak ölçüde büyük bir önemi vardır. 2010 yılının ilk 8 ayında iki ülke arasındaki turist sayısı 44.000 olarak belirlenmiştir. Bu rakama ulaşılmasında 2009 yılında imzalanan Türkiye, Mısır ve Suriye Hükümetleri arasında Turizm Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı’nın etkisi vardır.

Page 9: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

SENEGAL Atlantik kıyısında yer alan Senegal Cumhuriyeti, Afrika’nın batısında 12°19‟-16°42‟ kuzey enlemleri ile 11°22‟-17°32‟ batı boylamları arasında Senegal Nehri’nin güneyinde yer almaktadır. Moritanya, Mali, Gine, Gine Bissau ve Gambiya ile sınır komşusu olan ülkenin başkenti Dakar’dır. Senegal’in nüfusu 12.643.799 kişi, yüzölçümü ise 196.722 km2’dir. Tarih Tarihsel kalıntılardan Senegal’in Paleolitik ve Neolitik dönemden beri yerleşim yeri olduğu anlaşılmıştır. Gana, Mali ve Songhai Krallıkları bölgede imparatorluk kurmuş olsalar da, bugünkü Senegal üzerindeki ilk krallık IX. yüzyılda Tukoların yönettiği Tekrur Krallığı’dır. Bölgenin en eski ve büyük etnik gruplardan biri olan Tukoların, Zenega Berberileri ile ilişkileri sonrası 1049 yılında İslamiyeti kabul ettikleri bilinmektedir. Senegal isminin de o tarihte Moritanya ve güney Senegal’de varlığını sürdüren Zenega Berberlerinden geldiğine inanılmaktadır. XIII ve XIV. yüzyıllarda Tuko Krallığı, Mali Krallığı’nın etkisi altına girmiştir. Mali’den göç eden Volofların bölgede kurduğu Jolof Krallığı da yine bu dönemde kurulmuş ve XVI. yüzyıla gelindiğinde Jolof Krallığı Jolof, Walo, Cayor, Baol, Sine ve Saloum Krallıkları olarak ayrılmıştır. 1444 yılında Portekizliler Senegal nehri kenarına gelerek, köle, altın ve demir ticareti yapmışlardır. Daha sonra bölgeye Hollanda, İngiltere ve Fransızların da gelmesiyle Avrupalılar bölgeye artık hâkim duruma gelmişlerdir. 1659 yılında Fransızlar Saint-Louis’e yerleşmişler ve böylece Senegal toprakları üzerinde Fransız hâkimiyeti başlamıştır. 1859 yılında Senegal’i resmi sömürgesi haline getiren Fransa, 1904’te bu ülkede tam hâkimiyet kurmuş, önce Dakar’ı ardından da Fransız Batı Afrika’sını başkent yapmış ve Senegal’i askeri üs olarak kullanmıştır. 24 Ocak 1959 yılında kabul edilen anayasa ile ilk olarak Mali ile birleşerek Mali Federasyonu’nu kuran Senegal, 4 Nisan 1960 yılında, 300 yıl Fransız idaresinden sonra bağımsızlığını kazanmış ve 20 Ağustos 1960 tarihinde Mali ile kurmuş olduğu federasyon dağılmıştır. Kurulduğu 1960 yılından 1981 yılına kadar Senegal Sosyalist Partisi başkanı Leopold Sedar Senghor Devlet Başkanı olarak görev yapmıştır. 1981 yılında Senegal ile Gambiya birleşerek Senegambiya Konfederasyonu’nu kurmuş fakat bu konfederasyon 1989’da dağılmıştır. Coğrafi Yapı 196.722 km2 olan yüzölçümünün 192.530 km2’si kara, 4.192 km2’si ise sulardan oluşmaktadır. Toplam kara sınırı 2.640 km, kıyı boyu ise 531 km uzunluğundadır. Ülkenin %19’u tarım alanlarından, %33’ü orman ve savandan, %48’i de çöllerden meydana gelmektedir. Kuzeyde çöl iklimi kıyılarda ise yarı tropikal iklim hâkimdir. Ülke genellikle alçak düzlüklerden oluşmaktadır. Ülkede Atlantik Okyanusu’na dökülen dört nehir mevcut olup bunlar en önemlisi 1.641 km uzunluğundaki Senegal Nehri olmak üzere Saloum, Gambiya ve Casamance’dir.

Page 10: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Balık, fosfat ve demir Senegal’in en önemli doğal kaynaklarıdır. Fosfat, ihracatının %10’unu oluştururken, ülke topraklarında 100 milyon ton kalsiyum fosfat, 60 milyon ton alüminyum fosfat olmak üzere toplam 160 milyon ton fosfat rezervi bulunmaktadır. Nüfus ve Toplumsal Yapı Ülke nüfusu 2011 verilerine göre 12.643.799 kişi ile dünya nüfus sıralamasında 71. sırada yer almaktadır. Ülke nüfusunun 2,777 milyonu Dakar şehrinde yaşamakta olup, başkent Dakar ülkenin en kalabalık şehridir. Nüfusun %43,3’ü Volof, %23,8’i Pular, %14,7’si Serer, %3,7’si Jola, %3’ü Mandinka, %1,1’i Soninke, %1’i Avrupalı ve Lübnanlı olup, kalan %9,4’ü ise diğer etnik kökenlerden oluşmaktadır. Ayrıca nüfusun %94’ü Müslüman, %5’i (çoğunluğu Roman Katolik) Hristiyan olup, %1’i de yerel dinlere mensuptur. Ülkede resmi dil olarak Fransızca kabul edilmiştir. Fransızca’nın yanı sıra Volof, Pulaar, Jola ve Mandinka dilleri de kullanılmaktadır. Siyasi Yapı Cumhuriyet yönetim şeklini benimsemiş ülkenin başkenti Dakar’dır. Ülke; Dakar, Diourbel, Fatick, Kaffrine, Kaolack, Kedougou, Kolda, Louga, Matam, Saint-Louis, Sedhiou, Tambacounda, Thies, Ziguinchor olmak üzere 14 bölgeden oluşmaktadır. Bu bölgelerde yerel idari yönetim hâkim olmasına karşın ülke genel olarak başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. 4 Nisan 1960 tarihinde Fransa’dan bağımsızlığını almış olan Senegal ayrıca bu tarihi bağımsızlık günü olarak kutlamaktadır. Ancak tam anlamıyla bağımsız olması 20 Ağustos 1960 tarihine tekabül eder ki, bu tarih Mali ile ayrıldıkları tarihtir. Senegal’in Devlet Başkanı yedi yılda bir seçilir ve günümüzde, ilk olarak 1 Nisan 2000, ikinci olarak da 2007 yılında seçilen Abduolaye Wade başkanlık görevini yürütmektedir. Ülkenin şu anda yürürlükte olan anayasası 7 Ocak 2001 tarihinde oluşturulmuştur. Yargı sistemi, Fransız Hukuk sistemine dayalı hukuk sistemidir. Ekonomi 2010 yılı resmi verilerine göre Senegal 23,88 milyar dolar gayri safi yurtiçi hasılası ile dünya sıralamasında 114. sırada yer almaktadır. Gayri safi milli hasılanın %15,9’unu tarım, %21,7’sini endüstri, %62,4’ünü de hizmet sektörü oluşturmaktadır. Nüfusun 5,532 milyonu işgücü kapasitesindedir. Bununla beraber işsizlik oranı 2007 verilerine göre %48’e tekabül etmektedir. Bütçe hâsılatı 2010 verilerine göre 2,849 milyar dolar iken bütçe harcamaları 3,519 milyar dolardır. Bütçe açığı gayri safi yurtiçi hasılanın %5,2’sine karşılık gelmektedir. Ülke ekonomisi bütçe açığı nedeniyle ağırlıklı olarak dış yardıma bağımlıdır. Enflasyon oranı 2010 rakamlarıyla %1,2 ile dünya sıralamasında 29.’dur. Yerfıstığı, sorgum, darı, bezelye, pirinç, domates, yeşil sebze ve pamuk en önemli tarım ürünleridir. Fosfat en önemli maden ürünü iken, tarımsal hafif sanayi, balık konservesi, süt ürünleri, bira ve alkollü içecekler, işlenmiş tütün ve tekstil en önemli ürün dallarıdır. Ağır sanayi olarak ise bir tek Dakar’da bulunan petrol rafinerisi mevcuttur. Tarım ve sanayinin yanı sıra Senegal gelişmekte olan turizm sektörü ile dikkat çekmektedir.

Page 11: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Ülke 2010 yılındaki yaklaşık 2,062 milyar dolar ihracatı ile dünya sıralamasında 133.’dür. Balık, yerfıstığı, petrol ürünleri, fosfat ve pamuk en önemli ihracat kalemleridir. %21,6’lık oranla ihracatının büyük kısmını Mali ile gerçekleştiren Senegal, ihracatının %9,6’sını Hindistan’a, %4,5’ini Fransa’ya, %4,2’sini ise Gambia’ya yapmaktadır. İthalatına bakıldığında ise ülkenin 2010 yılında yaklaşık 4,444 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiği görülmektedir. İthalatının büyük kısmını yiyecek, içecek, sermaye malları ve petrol ürünleri oluşturmaktadır. İthalattaki en büyük paya sahip ülke %15,9’luk oranla Fransa’dır. Fransa’yı, %13,6 ile İngiltere, %8,6 ile Çin, %8,6 ile Nijerya ve %5,2 ile Hollanda takip etmektedir. Ülkenin dış borcu ise 3,858 milyar dolardır. Dış Politika 1960 yılına kadar Fransız sömürgesi olarak kalan Senegal’in, resmi dilinin hala Fransızca olması ve bu ülke ile ekonomik, siyasal ve kültürel alanlardaki üst düzey ilişkiler Senegal dış politikası üzerinde Fransa’nın yadsınamayacak etkisini göstermektedir. Senegal Afrika’da bölgesel bir güç olarak ortaya çıkma gayretindedir. Fakat yüksek bütçe açığı, kötüye giden ekonomi ve özellikle Moritanya ve Gine Bissau ile yaşadığı sınır sorunları, Senegal’in bölgesel güç olma potansiyelinin önüne geçmektedir. Senegal’in ekonomik alan dışında en büyük sorunu güneydeki Casamance ayrılıkçı hareketidir. Söz konusu Casamance bölgesi Gambiya ile Senegal toprakları arasında coğrafi bir engel gibidir. Ayrılıkçı hareket olarak ortaya çıkan Casamance’ye dış destek sağladığı gerekçesiyle İran ile diplomatik ilişkilerini önce 1984 yılında daha sonra da 2011 yılında kesmiştir. Aynı zamanda Gine Bissau’nun ayrılıkçı güçlere destek verdiği iddiaları yüzünden bu ülke ile sık sık sorun yaşamaktadır. 1980’li yıllarda petrol rezervlerinin de bu bölgede olması sebebiyle iki ülke arasındaki gerginlik yükselmiştir. Ancak Senegal, Gine Bissau’nun ayrılıkçı harekete verdiği desteği kesmesi için bölgedeki egemenliğinin tanınması karşılığında petrol paylaşımını öngören 12 Haziran 1995 tarihli protokole imza atmış ve böylece iki ülke arasındaki ilişkiler yumuşamıştır. Türkiye ile İlişkiler Senegal’in 1960 yılında bağımsızlığını kazanmasının hemen ardından Türkiye tarafından tanınmıştır. 1962 yılında Türkiye Dakar’da, 2006 yılının Ağustos ayında ise Senegal Ankara’da büyükelçiliklerini faaliyete geçirmiştir. Birleşmiş Milletler ve İslam Konferansı Örgütü kapsamında işbirliği faaliyetlerinin artıran iki ülke arasındaki en üst düzey resmi ziyaret ise Şubat 2008’deki Senegal Cumhurbaşkanı Abdoulaye Wade’nin Türkiye ziyaretidir. İki ülke arasında yapılan anlaşmalar aşağıdadır:

Kültür Anlaşması - 20 Nisan 1968 Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşması - 3 Aralık 1992 Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması - 1 Aralık 1998 Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması- 1 Aralık 1998 Jandarma Eğitimine İlişkin Protokol ile Eğitime İlişkin İşbirliği Konusunda Anlaşma - 1

Aralık 1998

Page 12: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Tarım Alanında İşbirliği Protokolü – 19 Şubat 2008 Kültürel İşbirliği Anlaşması – 19 Şubat 2008 Hava Ulaştırma Anlaşması - 19 Ağustos 2008 Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması - 15 Haziran 2010 Türk Standartları Enstitüsü ile Senegal Standartlar Teşkilatı (ASN) Arasında

Standardizasyon Alanında Teknik İşbirliği Mutabakat Zaptı - 15 Haziran 2010 Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Senegal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında

Diplomat Eğitimine İlişkin İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı - 15 Haziran 2010 Siyasi ilişkilerin yanı sıra iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler de son dönemde artış göstermektedir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2000 yılında 10 milyon dolar iken 2009 yılında 96 milyon dolar ile büyük bir artış göstermiştir. 2010 yılı verilerine göre, Türkiye’nin Senegal’e ihracatı 83 milyon dolar iken Senegal’den ithalatı ise 1,4 milyon dolardır. Türkiye, Senegal’e gıda malzemeleri, demir-çelik ürünleri, kozmetik, hazır giyim, elektrikli makine ve cihazlar, seramik, porselen, dokumacılık ürünleri, otomotiv sanayi ürünleri ihraç ederken, Senegal ise Türkiye’ye pamuk, balık ve yağlı tohumlar ihraç etmektedir. 26 Nisan 2009 tarihinde TUSKON çatısı altındaki 120 Türk işadamının yatırım amacıyla Senegal Cumhurbaşkanı’nı ziyareti ekonomik ilişkilerin gelişimine katkı sağlamıştır. İki ülke arasındaki ilişkilerde öne çıkan bir diğer önemli konu da TİKA’nın Dakar’da açtığı Program Koordinatörlüğü’dür. TİKA, Afrika’da yürüttüğü Tarımsal Kalkınma Programı çerçevesinde Senegal’in de içinde bulunduğu 13 ülkede projelerini faaliyete geçirmiştir. Ayrıca TİKA, çevre, sağlık ve eğitim alanında 2010 yılında Senegal’e 3,1 milyon dolar yardımda bulunmuştur.

Page 13: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

TANZANYA Resmi adı Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti olan Tanzanya Afrika’nın Orta Doğu bölgesinde yer alan bağımsız bir ülkedir. Ülkenin doğusunda Hint okyanusu bulunmaktadır. Ülkenin komşuları kuzeyde Kenya ve Uganda, batıda Ruanda, Burundi ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti, güneyde ise Malavi, Zambiya ve Mozambik’tir. Ayrı siyasi varlık olan Tanganyika ile Unguja ve Pemba adalarını yönetiminde bulunduran Zanzibar 1964 yılında birleşerek Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır. Tarih Bugünkü Tanzanya toprakları insanların yaşam sürdükleri bilinen en eski bölgelerdendir. Yaklaşık iki bin yıl öncesinde batı Afrika’dan göçen ve Bantu dilini konuşan grupların yaşadığı bir yer olan bu coğrafyada insanlar genellikle avcı-toplayıcı gruplar halinde yaşıyorlardı. Gelmiş geçmiş en önemli teknolojik başarılardan olan çeliğin bulunuşu Tanzanyalılara atfedilir. Hint okyanusu kenarında bulunması tarih boyunca Tanzanya’nın farklı medeniyetler ve halklarla karşılaşmasını kaçınılmaz kılmıştır. Arap Yarımadası, Basra Körfezi ve Hindistan’dan gelen gezginler ve tüccarlar için doğu Afrika sahilleri en bilinen uğrak yerlerinden biriydi. Türkiye’de çok bilinmese de Kilva Sultanlığı da bugünkü Tanzanya topraklarında yaşamıştır. Kilva Sultanlığı X. yüzyıl sonlarına doğru kurulmuş ve neredeyse bugünkü tüm doğu Afrika sahillerini ve iç kesimleri hükmü altına alarak geniş alanlara hükmetmiş bir sultanlıktı. Hint okyanusu ticaretinde etkin bir konuma gelerek refah seviyesi yüksek bir yönetim inşa eden sultanlık 1505 yılında Portekiz işgaline uğramasının ardından dağılmıştır. XIX. yüzyılın sonlarına gelindiğinde sömürge yarışında nispeten geri kalan Almanya, doğu Afrika’da Tanganyika (sadece anakara), bugünkü Burundi ve Ruanda’nın olduğu bölgeyi sömürgeleştirerek Alman Doğu Afrika’sını kurdu. I. Dünya Savaşı’nda yenilen Almanya, bu sömürgelerini İngiltere’ye bıraktı ve Afrika’nın doğusu farklı statülerde neredeyse tamamen İngiliz yönetimi altına girdi. 2. Dünya Savaşı sonrasında oluşan siyasi şartları ve sömürgelerde artan bağımsızlık taleplerini değerlendiren Büyük Britanya yönetimi sömürgecilik politikasını gözden geçirmeye karar verdi. Britanya yönetimi döneminde siyasi partiler yasak olduğu için Tanganyika’da önemli bir kabile reisinin oğlu olan ve İngiltere’de eğitim alan Julius Nyerere Tanganyika Afrika Ulusal Birliği’ni (TANU) kurdu ve 1960 yılında Britanya yönetimindeki Tanganyika bakanı oldu. Bağımsızlık taleplerini daha yüksek sesle dile getiren Tanganyika halkının baskısı sonucunda Britanya hâkimiyeti sorunsuz şekilde 9 Aralık 1961 tarihinde sona erdi.

Page 14: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Avrupa’da coğrafi keşiflerin başlamasıyla XVI. yüzyıl başlarında Portekizlilerin hâkimiyeti altına giren Zanzibar yaklaşık iki yüzyıl Portekizliler tarafından yönetildikten sonra 1698 yılında Umman Sultanlığı’nın hâkimiyetine girdi. Umman Sultanı Seyyid Said 1840 yılında sultanlığın başkentini Zanzibar’a taşıdı ve burası XIX. yüzyılda Asya’ya dönük ticaretin önemli bir noktası haline geldi. Ada ülkesi 1890 yılında İngilitere’nin mandası oldu ve 1963 yılında bağımsızlığına kavuşana kadar İngiliz yönetimi altında kaldı. Unguja ve Pemba adalarından oluşan (toplam yüzölçümü 2.643 km2) ve bağımsızlık sonrası resmi olarak Zanzibar ve Pemba Cumhuriyeti olarak bağımsızlığını ilan eden ülke 26 Nisan 1964’te üç sene önce bağımsızlığına kavuşan Tanganyika ile birleşerek Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti’ni kurdular. Federal yapı içinde Zanzibar iç işlerinde bağımsızlığını muhafaza ederken adaların yönetimi seçimlerle oluşan Zanzibar parlamentosu tarafından sürdürülmektedir. Coğrafi Yapı 947.300 km2 yüzölçümü ile dünyanın en büyük 31. ülkesi olan Tanzanya’nın nüfusu 42.746.620 kişidir. Hint okyanusuna sınır olan ülkenin 1.424 km sahil şeridi bulunmaktadır. Afrika’nın çatısı olarak adlandırılan Kilimanjaro dağı da (5.895 m.) Tanzanya sınırları içindedir. Ülkenin kuzeyinde Afrika’nın en büyük gölü olan Viktorya Gölü, batısında Tanganyika Gölü ve güneybatısında Malavi Gölü bulunmaktadır. Arazi yapısı olarak sahil boyunca ovalar hâkimken orta kesimlerde platolar, kuzey ve güneyde ise dağlık alanlar daha hâkimdir. Zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklara sahip olan ülkede fosfat, nikel, kömür, elmas, altın, değerli taşlar ve doğal gaz bulunmaktadır. Nüfus ve Toplumsal Yapı Yüzölçümü olarak doğu Afrika’nın en büyük ülkesi olan Tanzanya 42 milyonluk nüfusu ile dünyanın en kalabalık 30. ülkesidir. Nüfusun neredeyse tamamını siyahi Afrikalıların oluşturduğu Tanzanya toplumunda Asya, Hindistan ve Avrupa kökenli yabancıların toplam nüfusa oranı %1’in altındadır. Diğer Afrika ülkelerinin aksine Tanzanya’da birçok etnik grup bulunmasına rağmen bir veya birkaç etnik grubun toplum üzerinde hâkimiyet kurması gerçekleşmemiştir. Her ne kadar Chagalar gibi bazı etnik gruplar hala kendi dillerini konuşsalar da Tanzanya vatandaşlığı bilinci şimdiye kadar etnik bilinçten daha kuvvetli olmuştur. Bunda hiçbir etnik grubun sayıca çok olmayışının da payı vardır. Zanzibar’ın nüfusu ise yaklaşık 1 milyondur. Zanzibar’ın nüfusunu sayıları az da olsa Araplar, Afrikalı siyahiler ve asıl çoğunluğu oluşturan Arap Afrikalısı diyebileceğimiz melez gruplar oluşturmaktadır. Her ne kadar insanların etnik kökeni ten renginden belli olsa da Zanzibar toplumu içinde etnik bölünme yoktur. Zanzibar’ın neredeyse tamamının Müslüman olduğu bilinse de Tanzanya’nın ana karası için aynı netlikte bilgi mevcut değildir. Tanzanya nüfusunu Hıristiyanlar, Müslümanlar ve yerel inanç mensupları oluşturmaktadır fakat toplumun dini kompozisyonu konusunda kesin bir şey söylemek zordur. Hıristiyan ve Müslümanların ülke nüfusunun yüzde kaçını oluşturdukları net olarak bilinmemektedir. Bunun en büyük sebebi XIX. yüzyılda başlayan misyonerlik faaliyetlerinin ardından bağımsızlık sonrası yapılan nüfus sayımlarında insanlara dinlerinin sorulmamış olmasıdır. Batılı kaynaklar ülke nüfusunun %50 Hıristiyanlardan, %30

Page 15: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Müslümanlardan ve %20 yerel inanç mensuplarından oluştuğunu söylerken Müslümanlarca çalışılan kaynaklarda Müslümanların ve Hıristiyanların oranı tam tersi olarak verilmektedir. Doğu Afrika’nın en yaygın ve yaklaşık 150 milyon kişi tarafından konuşulan Svahili dili ile İngilizce ülkenin resmi dilleridir. Devletin ilköğretim okullarında Svahili eğitim dili iken ilköğretim sonrasında (üniversiteler dâhil) özel ve devlet okullarında eğitim dili İngilizcedir. Halk arasında Svahili daha çok kullanılsa da ülkenin resmi işleri için İngilizce kullanılmaktadır. Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti anayasası da İngilizcedir. Siyasi Yapı Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti’nin yönetim şekli cumhuriyettir ve başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Bağımsızlık sonrası Nyerere’nin 1964’te başlattığı sosyalist tek parti yönetiminin 1995’te iktidardan kendi rızasıyla çekilmesiyle sorunsuz şekilde çok partili sisteme geçilmiştir. Ülkede 1995’ten beri çok partili seçimler uluslararası gözlemciler eşliğinde yapılmaktadır. Ülkenin başkenti önceden Darüsselam iken 1996 yılında ülkenin orta kesimlerinde yer alan Dodoma şehri başkent ilan edilmiştir. Tanzanya Milli Meclisi Dodoma’da bulunmaktadır, ancak yürütme, bakanlıklar ve diplomatik temsilcilikler halen Darüsselam şehrindedir. Başkanlık sistemiyle yönetilen Tanzanya’da devlet başkanı Milli Meclis’te hükümet grubunun liderliğini yapacak bir başbakan atamaktadır. Tek kamaralı sisteme sahip ülkede kazananherşeyi- kazanır şeklinde ifade edilen bir seçim sistemi uygulanmaktadır. Bakanlar kabinesi devlet başkanı tarafından milletvekilleri arasından atanır. Her beş yılda bir yapılan genel seçimlerde seçilen devlet başkanı hem Federal devleti hem de anakara (Tanganyika) hükümetini temsil etmektedir. Genel seçimlerde Zanzibar ise kendi devlet başkanını seçmektedir. Zanzibar devlet başkanı, Zanzibar’ın iç meseleleri ile ilgilenen hükümetin de başkanı durumundadır. Siyasi olarak, Zanzibar dâhil 26 idari birime (region) bölünmüş olan Tanzanya bu birimlerin nüfusu ile doğru orantılı olacak şekilde meclise temsilci göndermektedir. Tanzanya Milli Meclis’inde 324 milletvekili bulunmaktadır. Zanzibar’ın ayrı parlamentosu (Temsilciler Meclisi) bulunmaktadır ve sadece Zanzibar iç işlerini düzenleyen yasalar çıkarma hakkına sahiptir. Dodoma’daki meclis ise sadece anakarayı bağlayan yasalar çıkartabileceği gibi tüm Birlik Cumhuriyeti’ni bağlayan yasa çıkartma yetkisine de sahiptir.

Page 16: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Ekonomi Ekonomik gelişmişlik bakımından Tanzanya dünyada en geri kalmış ülkelerden birisi olmasına rağmen GSYH’ sının son on yılda ortalama yılda %7 büyümesi dikkat çekicidir. 2009-2010 mali yılında yıllık GSYH’daki %6’lık büyüme artan altın fiyatlarına ve turizm gelirlerine bağlanmaktadır. Özellikle son yıllarda ekonomideki olumlu gelişmeler kişi başına düşen milli gelire de yansımaktadır. Kişi başına düşen gelir 2000 yılında 300 ABD doları iken 2010 yılında 1.400 ABD dolarına yükselmiştir. Ülke ekonomisi temel olarak tarıma dayalıdır. Tarım sektörü GSYH’sının %40’ını, ihracatın %85’ini ve ülke iş gücünün %80’ini oluşturmaktadır. Ülke GSYH’nda sanayinin payı %24 ve hizmetlerin payı %47’dir. Tanzanya’da kahve, çay, keten, pamuk, tütün, fıstık, karanfil, mısır, muz ve diğer sebzelerin yanı sıra önemli miktarda altın, elmas ve demir üretilmektedir. Yurt dışına daha çok altın, elmas, kahve ve pamuk ihraç eden Tanzanya yurt dışından ise en fazla petrol, tüketim ürünleri, ulaşım araçları ve makine ithal etmektedir. Dış Politika Bağımsızlığından bugüne Tanzanya uluslararası siyasette saygın bir aktör olmuştur. Şüphesiz kazanılan bu saygınlığın arkasındaki en büyük etken ilk devlet başkanı Julius Nyerere’nin karizmatik ve entelektüel kişiliğidir. Soğuk Savaş döneminde Bağlantısızlar Hareketi’nin kurucu üyelerinden olan Tanzanya, Afrika Birliği Örgütü’nün (şimdiki Afrika Birliği) kuruluşunda ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 1994’e kadar süren Apartheid rejiminin sona ermesinde önemli rol oynamıştır. Nyerere’nin diğer Afrikalı ülkeler nezdindeki saygınlığını değerlendirerek mirasını bugün değerlendiren Tanzanya, komşuları Burundi ve Demokratik Kongo Cumhriyeti’ndeki sorunlarda arabulucu rolü üstlenmekte ve diğer çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi için yoğun çaba sarf etmektedir. Idi Amin döneminde Uganda ile yaşanan siyasi kriz ve kısa süreli savaş dışında komşularıyla iyi geçinen Tanzanya, Doğu Afrika Topluluğu ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu gibi üyesi olduğu bölgesel örgütlerde aktif rol oynamaya çalışmaktadır. Tanzanya kendi içinde hâkim olan barış atmosferinin aksine komşularında yaşanan savaşlar yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalan mültecilere kapılarını açan ve bu nedenle Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği nezdinde önemli bir üyedir. Tanzanya halen Mozambik, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Burundi ve Ruanda başta olmak üzere birçok ülkeden mültecinin barındığı yirmiden fazla mülteci kampına ev sahipliği yapmaktadır.

Page 17: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Türkiye ile İlişkiler Türkiye ile Tanzanya arasında diplomatik ilişkiler 1963 yılında kurulmuştur. Türkiye’nin Ekim 1979’da açılan Darüsselam büyükelçiliği bütçe mülahazalarıyla 1984 yılında kapatılmış, ancak 18 Mayıs 2009’da tekrar faaliyete geçmiştir. Tanzanya’nın Türkiye’de diplomatik temsilciliği bulunmamaktadır. Özellikle 18-21 Ağustos 2008 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen 1. Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi sonrasında iki ülke arasında resmi ziyaretler artmıştır. Her iki ülkenin devlet başkanları karşılıklı ziyaretler düzenlemiş ve bu ziyaretleri bakan ve müsteşar seviyesinde heyetlerin karşılıklı ziyaretleri takip etmiştir. Karşılıklı yapılan ziyaretler sonucunda 2000 yılında 6,4 milyon dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2010 yılında 104 milyon dolara çıkmıştır. Yine son on yıllık dönemde Türkiye’nin Tanzanya’ya yaptığı ihracat 5 milyon dolardan 90 milyon dolara, ithalat ise 2 milyon dolardan 14 milyon dolara yükselmiştir. Türk Hava Yolları’nın, 14 Haziran 2010’da Darüsselam’a İstanbul’dan doğrudan uçuşlar başlatması ilişkilerin geldiği noktayı göstermesi açısından önemlidir. İki ülke arasında yapılan önemli anlaşmalar şunlardır: 1. Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaport Hamilleri İçin Vizelerin Karşılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair Anlaşma (18 Şubat 2010, Ankara) (2 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete’de onay kararının yayınlanmasıyla yürürlüğe girmiştir.) 2. Dışişleri Bakanlıkları Arasında Siyasi İstişare Mekanizması Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası (18 Şubat 2010, Ankara). 3. Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (18 Şubat 2010, Ankara). 4. Hava Ulaştırma Anlaşması (18 Şubat 2010, Ankara). 5. Tarım Alanında Teknik, Bilimsel, Ekonomik ve Ticari İşbirliği Mutabakat Muhtırası, (23 Şubat 2009, Darüsselam). Bunlardan başka iki ülke arasında imzalanan ancak onay süreci devam eden anlaşmalar da mevcuttur. Bunlar; 1. Tanzanya Cumhurbaşkanı Jakaya Kikwete’nin 17-21 Şubat 2010 tarihlerinde ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret sırasında imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması, 2. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın 22-23 Şubat 2009 tarihleri arasında Tanzanya’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında imzalanan Tarım Alanında Teknik, Ekonomik ve Bilimsel İşbirliği Mutabakat Muhtırası’dır. Türkiye Cumhuriyeti, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) üzerinden çeşitli alanlardaki kalkınma yardımları ile Tanzanya’nın kalkınmasına destek olmaktadır

Page 18: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

TÜRKLERE SEMPATİ

Türklere sempati ölçeği başlığı altında verilen cevaplara bakıldığında Mısır verilerinin oldukça olumlu olduğu görülmektedir. Fas’ta, Senegal’de ve Tanzanya’da ise Mısır kadar yüksek olmasa da verilen cevapların büyük bir kısmı ölçeğin orta noktası olan “5” ve üzerinde toplanmaktadır.

Page 19: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

TÜRKLERE SEMPATİ

Senegal ve Tanzanya’da bu soruya cevap vermeyenlerin oranının %16-17’lerde seyretmesi, bu ülkelerin Türklerle tarihsel bağlarının ve dolayısıyla algı kaynaklarının diğer ülkelere kıyasla daha az olmasından kaynaklanmaktadır.

Page 20: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Araştırma çerçevesinde yöneltilen soruların cevaplarında ortaya çıkan Türklerin kişilik özellikleri konusundaki genel olumlu eğilimin, Mısır, Fas, Senegal ve Tanzanya halkında beklendiği üzere aynı yönde Türkler sempati düzeyine de yansıdığı görülmektedir. Bu ülkeler arasında Türklere sempati düzeyi %81 ile en yüksek oranda Mısır’da iken, %58 ile en düşük oranda Tanzanya’dadır. Senegal ve Fas’ta Türkiye sempatisi ise %70 ve 61 ile orta düzeydedir.

Page 21: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

TÜRK ÜRÜNLERİNE BAKIŞ

Çalışmada Türk ürünlerine kalite çerçevesindeki bakışlar da sorgulanmıştır. Genel olarak Mısır ve Senegal’de yüksek oranda kabul gören Türk ürünleri ile ilgili kalite imajı yine %50’nin üzerinde orta düzeyde olumlu olmakla birlikte Tanzanya ve Fas’ta göreceli olarak daha düşüktür.

Page 22: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

TÜRK / TÜRKİYE ALGISININ KAYNAKLARI

Bu dört ülkede halkın Türkler ve Türkiye ile ilgili algılarının kaynakları sorgulandığında, yukarıda grafikte verilen değerlerden de anlaşılacağı üzere, Mısır dışındaki üç ülkede Türkiye ile ilgili olarak tanıtım ve algı yönetimi konularında problemler olduğu görülmektedir.

Page 23: OSIAD_AFRIKA Raporu

Kaynak: Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi / İstanbul Wise Men Center For Strategic Studies

Genel olarak bakıldığında dört ülkede de Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine bakışın olumlu olduğu görülmektedir. Bu konuda %60’lar düzeyinde olan olumlu bakış Senegal’de %74,3 ile en yüksek düzeydedir. Türklerin Avrupa Birliği dışında ittifaklar araması konusundaki görüş ise dört ülkede de Türklerin Avrupa birliğine girmesi görüşünden daha fazla destek bulmaktadır.

Page 24: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Genel Ekonomik Durum

Yönetimde 1994 yılından sonra başlayan önemli değişimler çerçevesinde ülkede 9 bölgesel hükümet oluşturulmuştur. GAC ekonomisinin en önemli eyaleti Gauteng’in endüstri, ticaret ve madencilik merkezi olarak toplam GSYİH içindeki payı %40 oranını bulmaktadır. Eyalet nüfusu yaklaşık 9 milyon civarındadır. Ekonomide ikinci önemli bölge Kwazulu-Natal toplam 9,6 milyon nüfusu ve Durban şehri limanı odaklı yapısı ile turizm, tarım ve ağır sanayiye dayalı bir ekonomiye sahiptir. Üçüncü olarak Western Cape bölgesi 4,6 milyon nüfusu ile önemli eyaletler arasında yerini almakta, daha sınırlı endüstri ve maden kaynağına sahip olmasına rağmen diğer eyaletlere göre daha tutarlı ekonomik performans göstermektedir. Bu bölgede tarım (özellikle şarap endüstrisi) ve turizm konuları iyi işletilmekte olan alanlardır.

GAC bölgede komşu ve diğer Afrika kıtası ülkelerini de etkisi altına alan örnek bir ülke konumuna gelmiştir. GAC Başkanı Mbeki öncülüğünde Afrika Rönesans’ı yaşandığı ifade edilmektedir. GAC’ın diğer ülkeler ile ilişkilerinin son yıllarda derinlik ve yoğunluk kazandığı gözlenmektedir. Kıtada siyasi ve ticari alanda önemli uluslararası örgütlenmeler (AU African Union, South African Development Community-SADC gibi) de hız kazanmış olup GAC’ın bu alanlarda önemli yeri ve rolü bulunmaktadır. Ancak GAC’nin bu baskın konumunun iş dünyasında çekimser tartışmalara yol açtığı da belirtilmektedir.

GSYİH'nin Sektörlere Göre Dağılımı Kaynak: Indexmundi , 2011

Sektörler GSYİH %

Tarım 2,5

Sanayi 30,8

Hizmetler 66,7

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Ekonomi Politikaları

Yönetimin önemli bölümünü kontrolüne almış olan siyahi yerel halk ülkede yaygın bir hakimiyet kurmuş durumdadır. Günümüzde GAC’da ırk ayırımı dönemi sonrası radikal değişimler yaşanmaktadır. 2002 yılından itibaren de ekonomide siyah rengin güçlendirilmesi (Black Economic Empowerment) kavramı ile oldukça önemsenen bir program sürdürülmektedir.

GAC yönetimi 2010 yılında bu ülkede yapılacak olan Dünya Kupası Futbol finallerini bir referans tarih olarak kabul etmiş durumdadır. GAC dünya ekonomisinde ağırlığı bulunan gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerden geniş çaplı ilgi görmektedir. FİFA’nın da büyük desteği ile birlikte Afrika kıtasında ilk kez düzenlenecek dünya çapındaki bu büyük organizasyon bu ilgi ve desteği yansıtmaktadır. FİFA’nın 3,2 milyar dolar yardım ve idari desteği tarihindeki en üst seviye durumundadır. Henüz anılan tarihe 2,5 yıl olmasına rağmen ülkedeki uluslararası iş trafiğinde büyük hareketlilik başlamış durumdadır.

Page 25: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

Ekonomi programında ülkenin orta vade planı (Accelerated and Shared Growth Intiative for South Africa-ASGISA) önemli yer teşkil etmektedir. Bu programa bağlı olarak büyüme hızının 2004–09 arası için %4,5 ve 2010–2014 arasında da özellikle yoksulluk ve işsizlikle mücadele hedefleri nedeniyle asgari %6 olması gerektiği belirtilmektedir. Programa göre pazar ekonomisine dayalı olan GAC ekonomisinin bu yapısının süreceği ve kamu-özel sektör ortaklıklarının da özendirilmeye devam edeceği vurgulanmaktadır. Fakat özelleştirmenin eski popülaritesini yitireceği ifade edilmektedir. Bunun ulaştırma ve enerji alanlarında önemli kamu yatırımlarının devletçi yaklaşım ile programda yer almasından kaynaklanacağı belirtilmektedir. GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Ekonomik Performans

Güney Afrika Cumhuriyeti (GAC) ekonomisi dünyadaki en ‘açık’ ekonomilerden birisidir. GAC’nin dünya ekonomisiyle bütünleşmesi 1994 yılında barışçıl ve başarılı bir şekilde demokrasiye geçişiyle birlikte gerçekleşmiştir. Ülkede dış ticaretin GSYİH’deki payı 2006 yılındaki % 46 oranı ile birçok Afrika ülkesinde olduğundan daha fazladır. Bu durum GAC ekonomisinin başlıca ticari ortaklarının eğilimi ve ülkedeki diğer gelişmelere bağlı görülmektedir.

GAC’nin ekonomisi gelişmiş bir yapı sergilemektedir. Fakat aynı zamanda nüfusun büyük bir kısmı da yoksulluk içerisinde bulunmaktadır. GAC’nin gelir dağılımında büyük bir farklılık yaşanmaktadır. Ülkede tüketici profili zengin ve yoksul olarak uç noktalara yığılmış durumdadır. Dolayısıyla tüketici eğilimi ve davranışları da farklı olabilmektedir. Nüfusun azınlığı yüksek kalite ve standartta ürün tercih eden bir kitle oluşturmaktadır. Büyük bir bölümü oluşturan kitle ise yoksulluk sınırlarında yaşamını sürdürmektedir. Bu konu son yıllarda küresel anlamda ele alınmaya başlanmıştır. BM tarafından Millenium Development Goals (MDG) içinde de yer almıştır. GAC’da yoksulluğun azaltılması uğraşlarının tüm Afrika kıtası için örnek teşkil edeceğine değinilmekte ve gelişmelerin diğer Afrika ülkeleri tarafından da yakından izlendiği belirtilmektedir. GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Maliye Politikaları

Mali politikada; enflasyonun %3–6 arasında tutulması ve faizlerin kısmen artırılarak aşırı hızlı büyümenin frenlenmeye çalışılması beklenmektedir. Reel GSYİH’nın 2008 yılında 2010 yılı hazırlıkları doğrultusunda özel ve kamu kesiminde hızlanması ve yeni yatırımlarla %5,2’ye yükselmesi beklenmektedir. Bu hazırlıkların ekonomiye güç kazandıracağı ve tüketici talebinin artmasını sağlayacağı öngörülmektedir.

Mali kesimde parlak bir süreç yaşanırken 2007–08 dönemi için bütçenin, güçlü ekonomik büyüme ve kamu geliri artışıyla %0,6 fazla vermesi, 2008 yılı yatırım planlarına bağlı olarak da %0,3 oranında açık beklenmektir. Artan gelirlere bağlı olarak 2007–10 dönemi için bütçeye 12,2 milyar $ daha harcama eklenmiş ve ana odak alanı 2010 Dünya Kupası finalleri altyapı hazırlık çalışmaları ile sosyo-ekonomik yapının iyileştirilmesi olarak belirtilmiştir.

Page 26: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Hayat Standardı ve İşsizlik

BM’in bin yıl kalkınma hedefleri (yoksulluğun ve işsizliğin azaltılması, sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve Afrika ülkelerinin dünya ticareti ile daha fazla bütünleşmesi) paralelinde uluslararası görüşmeler sonucunda; özellikle 2002 yılında Mbeki dönemindeki gayretler sonuç getirmiş ve G-8’ler başta olmak üzere küresel destek sağlanmıştır. Örneğin 2010 yılında dünyanın en büyük küresel organizasyonlarından birisi olan Futbol Dünya Kupası Finalleri’nin bu ülke tarafından organize edilmesinin kararlaştırılması ve FIFA’nın tarihindeki en büyük mali desteğin yanı sıra sınırsız teknik desteği de temin etmiş olması bunun çarpıcı bir göstergesidir.

Ülkede BEE (Black Economic Empowerment) adı altında siyahların ülke ekonomisinde güçlendirilmesini ve istihdamının artırılmasını hedefleyen kapsamlı bir program yürütülmektedir. GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Bölgesel Eğilimler

Bölgesel Görünüm ve Katılımlar

Bölgesel görünüm açısından Afrika ve özellikle Sub-Sahara bölgesi dünyadaki diğer bölgesel gelişmelerden oldukça farklı durumdadır. Uzun yıllar sosyal ve siyasi çalkantılar, anlaşmazlıklar ve iç savaşlar hüküm sürmüş olup 1960’lı yıllarda 54 adet savaş yaşanırken bugün bu sayı 4’e inmiş durumdadır. Ekonomik ve sosyal açıdan dünyanın en az gelişmiş bölgesi olarak yoksulluk, güvenlik ve sağlık sorunları ile mücadele edilen bölgeye dünya ekonomisinde ağırlığı olan (G8 ülkeleri başta olmak üzere) gelişmiş ülkelerin destekleri ve GAC’ın kendi iç dinamikleri ile bölgede bir süredir hızlı bir değişim süreci başlamıştır.

“New Partnership for Africa’s Development” (Nepad)

GAC’da ekonominin nispeten daha iyi olması ve apartheit döneminin sona erip siyahların BEE hareketi içinde dünya ekonomisiyle bütünleşmesi gayretleri tüm bölgeyi etkilemiştir. Bu çerçevede kıtada AU (Afrika Birliği) kurulması yönünde adımlar atılmaya çalışılmıştır. Ekonomik güçlükler bu etkinliğin çapını doğrudan etkilemekle birlikte dünyadan önemli destek temin edilmektedir. Örneğin; 2010 yılındaki futbol dünya kupası finallerinin tüm sorunlara rağmen GAC’da düzenlenmesine karar verilmiş ve FİFA’nın tarihinde en büyük mali ve teknik desteği bu ülkeye sağlamıştır.

Afrika Birliği’nin ilk resmi toplantısı devlet başkanlarının da katılımıyla Temmuz 2002’da Durban-GAC’da gerçekleştirilmiştir. Örnek olarak Avrupa Birliği formatı üzerinde durulmakta, gündemde ortak parlamento kurulması, merkez bankası ve tek para birimi, adalet divanı ve yatırım bankası kurulması gibi konular yer almaktadır. Gündeminde ortak savunma politikası, dış ve iletişim politikaları gibi hususlar üzerinde de çalışmakta olan AU’nde halen Tanzanya devlet Başkanı Gertrude Mongella dönem başkanlığını sürdürmektedir. Ancak koordinasyon faaliyetlerinin maliyetlerinin yüksek gelmesi nedeniyle Temmuz 2004 yılında dönem başkanı Konaré, liderler zirvesinde her ülkenin GSYİH’sının %0,5 oranında mali katkı ile fon sağlanması için sunduğu program “New Partnership for Africa’s Development” (Nepad) yürürlüğe konarak

Page 27: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

ortak personel giderleri ve diğer masrafların sağlanması yoluna gidilmiştir. Bu program GAC yönetimi tarafından özellikle önemsenmekte ve AU faaliyetlerinin merkezinin GAC’da kalması üzerinde durulmaktadır.

AU tarafından bugüne kadar Fildişi Sahilleri, Togo ve Comoros’da önemli siyasi adımların atılmış olması, politik krizlerin çözülmesinde yararlı olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. 2003 yılında kurulan AU Barış ve Güvenlik Konseyi BM modelini örnek almakta; soykırımı, anayasaya aykırı durumlar ve insan hakları ihlalleri gibi konularda hizmet vermeyi hedeflemektedir.

Güney Afrika Gümrük Birliği (SACU)

Bölgede Botswana, Lesotho, Namibya, Swaziland (the "BLNS" states) ve GAC’ı kapsayan SACU olarak bilinen en eski anlaşma olup 1910’lardan bu yana devam etmektedir. GAC’ın gümrük vergileri son yıllarda AB ile serbest ticaret anlaşması ve DTÖ ile yapılan anlaşmalar doğrultusunda düşürülmüştür. Ancak söz konusu ülke grubu aralarındaki bazı imtiyazları yine devam ettirmektedir. ABD ile Haziran 2003’ten itibaren görüşmeler başlatılmış, ancak henüz pek önemli bir gelişme kaydedilmemiştir. Bu ülkeler zaten ABD pazarına “African Growth and Opportunity Act” ile gümrük vergisi olmaksızın erişebilmektedir. Bu ülkeler Latin Amerika ve Hindistan ile de ticaret anlaşmaları imzalamanın üzerinde durmaktadır. Bunların dışında GAC’ın içinde yer aldığı diğer bölgesel örgütler; Güney Afrika Gelişme Topluluğu (SADC) ve Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı (Comesa) şeklindedir. Comesa’nın mevcut 20 üyesi; Angola, Burundi, Comoros, Kongo, Cibuti, Mısır, Eritrea, Etopya, Kenya, Libya, Madagaskar, Malawi, Mauritius, Rwanda, Seychelles, Sudan, Swaziland, Uganda, Zambia ve Zimbabwe’dir.

Toplam 374 milyon kişiden oluşan Comesa alanı, 203 milyar ABD dolarını aşan GSYİH’ya sahiptir. Lesoto, Mozambik ve Tanzanya 1997’de Comesa’dan ayrılmıştır. Namibya da SADC faaliyetlerine ağırlık vermek üzere 2003 yılında ayrılmıştır. Bunda GAC’ın Comesa yerine SADC içinde yer almasının önemli rolü bulunduğu ifade edilmektedir.

BRICS

Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi yükselmekte olan ekonomilerden oluşan bir politik entegrasyondur. GAC bu gruba 2010 yılında dahil olmuştur. BRICS ülkeleri birarada düşünüldüğünde 2011 verilerine göre dünya nüfusunun 1/3 ünü oluşturmaktadır. Toplam 13,6 trilyon ABD doları GSYİH ve toplam 4 trilyon ABD doları rezerve sahiptir.

Page 28: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ’NDE PAZARIN ÖZELLİKLERİ:

Afrika’daki en güçlü ekonomiye sahip olan Güney Afrika Cumhuriyeti’nde gelişmiş ve modern bir

ekonomi ile azgelişmiş bir ekonomi yan yana yaşamaktadır. Güney Afrika’da finansal, ticari

standartlar ve gümrükler Amerika, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerinkiyle aynı düzeydedir. Zengin

doğal kaynakları, çok iyi alt-yapısı ve gelişmiş bir finans sektörü ile ülke sahra altı Afrika ülkelerine

ihracat ve yatırım için bir dağıtım merkezi ve giriş kapısı niteliğindedir. Madencilik, imalat ve

perakendecilik sektörleri Avrupa, Amerika ve Asya’dakilerle karşılaştırılabilecek düzeydedir.

Güney Afrika ekonomisi serbest girişim ve piyasa ekonomisi prensiplerine dayanmakla birlikte bazı

önemli sektörlerde (ulaştırma, haberleşme ve elektrik gibi) kısmen veya tamamen devlet mülkiyeti

ve kontrolü mevcuttur. Devlete ait belirli işletmelerin ticarileştirilmesi, yeniden yapılandırılması ve

özelleştirilmesi çalışmaları devam etmektedir.

Diğer taraftan, 1994 öncesinde Apartheid döneminde kaynakların ve ekonominin kontrolünün

beyazların elinde toplanmış olması nedeniyle mağdur edilmiş olan siyah kesimlerin kaynaklardan ve

ekonomik aktivitelerden eşit şekilde yararlandırılması ve güçlendirilmesi için “siyahların

güçlendirilmesi” (black empowerment) politikası devam etmekte ve devlet ihalelerinde ve

alımlarında, kumarhane, cep telefonu, piyango, radyo vb. lisansları verilmesinde ve bazı finansal ve

başka tür destek ve yardımlar suretiyle siyah kesimler etkin bir şekilde desteklenmektedir.

Gelişmiş bir örgütlenme yapısına sahip, gerekli dağıtım mekanizmaları oluşturulmuş, düzenli bir

piyasa düzenine sahip olan Güney Afrika’da yasalar ve ticari uygulamalar Kuzey Amerika ve

Avrupa’dakilerle benzerlik taşımaktadır. Kuralları, prensipleri oluşmuş bu piyasada ihracatçıların

pazara girişte kullanabileceği seçenekler yeterli çeşitliliktedir. Modern ve güçlü bir ulaşım ve iletişim

altyapısına sahip olan, bankacılık ve finans sektörünün gelişmiş olduğu GAC’de piyasa aktörleri

olarak büyük zincir mağazaları, acenteler, genel ithalatçılar, ithalatçı toptancılar, imalatçılar, ihtisas

firmaları, toptancılar ve perakendeciler mevcuttur. İthal mallarının ülkeye girişinden nihai tüketiciye

ulaşmasına kadar uzanan zincirin halkaları her ülkede olduğu gibi sektöre ve ürüne göre

değişmektedir.

Güney Afrika pazarının yapısı, piyasadaki ürünlerin kalitesi, piyasa fiyatları, gelir seviyesi ve geçmiş

yıllara ait ihracat rakamları ve ihraç malları yelpazesinin değerlendirilmesi sonucunda Güney Afrika

Cumhuriyetine ihracatta aşağıdaki malların avantajlı olduğu ve ihraç potansiyeli taşıdığı

düşünülmektedir.

Page 29: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

PAZARA GİRİŞ STRATEJİLERİ:

Güney Afrika pazarına giriş stratejileri, diğer yeni Pazar stratejileri ile aynıdır; pazarın gezilmesi,

pazarda araştırma yapılması, ilgili iş çevreleri ile görüşülmesi ve ürüne uygun bir pazar olup

olmadığına karar verilmesi.

Pazara girişte kullanılabilecek seçeneklerden biri olan acenteler, sürekli ve büyük miktarlarda satış

hedefleyen ihracatçılarımız için uygun bir tercih olabilecektir. Bu tür firmalarımız için müşterinin

bulunması, bağlantıların düzenli ve tatminkar şekilde kurulup sürdürülmesi, pazardaki güncel veya

konjonktürel gelişmelerden zamanında haberdar olunabilmesi, sevkiyat ve teslimat işlemlerinin

tamamlanması gibi konularda acenteler GAC’de önemli görevler üslenebileceklerdir. Şüphesiz

acente ile yapılacak temsilcilik sözleşmesinin diğer ülkelerde de olduğu gibi iyi bir şekilde

düzenlenmesi gereklidir.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yaşayan ve sayıları 100 civarında olduğu tahmin edilen Türk

işadamları pazara giriş için bir başka seçenektir. Burada yaşayan Türk işadamları ile işbirliği özellikle

küçük ve orta ölçekli işletmeler için daha uygun bir yoldur.

Ürün tanıtımı ve potansiyel müşterilerle tanışma, pazar hakkında bilgi edinme ve rekabet gücünün

tesbiti açısından GAC’de yapılan ulusal ve uluslararası fuar ve sergilere iştirak etmek piyasaya

girecek firmalarımız için bir başka imkan sunmaktadır. Bu amaçla genel fuarların yanısıra, ihtisas

fuarlarına katılım mümkün bulunmaktadır. Bunun dışında franchising sistemi de pazara girişte bir

başka alternatif olarak kullanılabilecektir. Diğer taraftan, hipermarketler, çok şubeli büyük

mağazalar etkin bir pazarlama için uygun birer piyasa kanalıdır.

Ancak, uzun vadeli pazarlama stratejileri ile pazara giriş önem taşımaktadır. İthalatçılarla ilişkilerde

dikkatli ve özenli davranılması, (düzenli çalışma, taahhütlerin zamanında ve eksiksiz yerine

getirilmesi, siparişlerin düzgün bir şekilde gönderilmesi) gerekmektedir. Ayrıca, toplumun, tanınmış

marka ve ürünleri tercih eden yüksek gelirli üst kesim ve yoksulluk sınırında yaşamını sürdüren alt

kesim şeklinde ikiye ayrılmış olması nedeniyle ürün kalitesi ve fiyat açısından hedef kitlenin doğru

belirlenmesi zorunluluk arz etmektedir. Ambalajlama, etiketleme ve paketlemeye dikkat edilmesi,

talebe ve standartlara uygun hareket edilmesi, gerekli bilgileri içeren etiketlemenin ihmal

edilmemesi yararlı olacaktır. Ülkenin dış ticaret mevzuatı, ithalat rejimi, gümrük oranları, gümrük

tarifeleri ve diğer vergiler, ithalat için gerekli belgeler ve kambiyo rejimi konularında gerekli ön

araştırmaların yapılması da daha sonra ortaya çıkabilecek sorunları asgariye indirecektir. Güney

Afrika ile ticaret yaparken farklı grupların (siyahlar, beyazlar, hintliler) kültürel özelliklerine dikkat

edilmesi yararlı olacaktır. Düzgün yürüyen, ancak yavaş işleyen bir sisteme sahip olan GAC ile iş

bağlantılarında sabırlı olmak gerekmektedir. Güney Afrika’yı bir Afrika ülkesi olarak değil, gelişmiş,

tüketicinin korunduğu, mağazalar zincirinin çok güçlü ve kurallarının katı olduğu bir ülke olarak

değerlendirmekte fayda vardır.

Page 30: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

İHRAÇ POTANSİYELİ OLAN ÜRÜNLER :

-Otomotiv ürünleri, yedek parçaları ve aksesuarları

-Otomobil, otobüs, kamyon dış lastikleri

-Traktörler, aksam ve parçaları

-Çeşitli pompa ve valfler

-Hijyenik kağıt ürünleri (hijyenik havlu, tampon, çocuk bezi, tuvalet kağıdı, mendil,

kağıt havlu vb.)

-Camdan ev ve mutfak eşyaları

-Paslanmaz çelik ev mutfak eşyası

-Mermer

-Bakır cevherleri ve konsantreleri

-Ponza taşı

-Ev tekstil ürünleri (battaniye, çarşaf, masa örtüsü, havlu, perde, mefruşat)

-İplik, mensucat

-Denim dokuma

-Akrilik iplik

-Yünlü kumaş

-Suni elyaftan kumaş

-Halı, kilim

-Örme kumaşlar

-Tekstil ve konfeksiyon ürünleri (eşarp, şal)

-Deri ürünleri (deri konfeksiyon, çanta, terlik, kemer, cüzdan)

-Ayakkabı

-Kozmetik ürünleri ve tuvalet müstahzarları (parfüm, sabun, şampuan)

-Yapı malzemeleri (seramik, fayans, karo vb.)

-PVC, plastik boru

-Elektrikli ev aletleri, aksam ve parçaları (Buzdolabı, çamaşır makinası, televizyon vb.)

-Ocaklar, fırınlar

-Demir-çelik mamulleri

-Kablo

-Mobilya

-Çeşitli makine ve teçhizat

-Çeşitli kimyasallar

-Gıda işleme ve paketleme makineleri

-Gıda

-Zeytin -Zeytin yağı -Yemeklik yağlar

-Bakliyat ürünleri (Mercimek, nohut, fasulye, bezelye)

-Fındık

-Kuru incir - Kuru kayısı

-Kekik, defne yaprağı

-Makarna

-Şekerleme ve şeker mamulleri, bisküvi, gofret vb.

-Domates konserveleri - Baharat

-Güvenlik sistemleri ve ürünleri

Page 31: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

CEZAYİR Ekonomik Yapı

Cezayir, büyük doğal gaz yataklarına ve diğer hidrokarbonlara sahip, alt orta gelirli bir ülkedir. Hidrokarbonlar sektörü ülkenin ihracat gelirlerinin %98'ini ve GSYİH'nın %46'sına yakınını sağlamaktadır. Cezayir, AB'nin en büyük doğal gaz tedarikçisi olup, ülkenin petrol ve gaz gelirlerini önümüzdeki on yıl boyunca arttıracak olan projeler ülke ekonomisini olumlu etkileyecektir. Tarım, yağışların normal olduğu yıllarda GSYİH'nın %11-12’sini, kurak yıllarda ise % 8'ini oluşturmaktadır. Ayrıca tarım sektörü, işgücünün %15'ini istihdam etmektedir. Hizmetler sektörüü, GSYİH’nin % 31,8’ini, sanayi ise % 56,5’ini oluşturmaktadır.

Devletin en önemli uğraşlarından biri, hidrokarbonlar dışında kalan sektörlerde özel yatırımın teşvik edilerek ekonominin çeşitlendirilmesi ve kronik işsizlik sorununun çözülmesidir. İşsizlik, genel olarak 30 yaşın altındaki genç Cezayirliler arasında daha yaygındır.

Büyük şehirlerde hizmet sektörünü çoğunlukla küçük perakendeciler oluşturmakta ve buralarda hafif sanayi üretimi yapılmaktadır. Ancak, ekonominin en önemli yapıtaşı hidrokarbon üretimidir. Petrol üretimi ve rafinasyon ise Sahra’da özellikle Hassi Messaoud’da yoğunlaşmıştır. Doğal gaz üretimi, ağırlıklı olarak başkentin 400 km güneyinde yer alan Hassi R’mel bölgesinde yapılmaktadır. Hidrokarbon sektörünün getirdiği zenginliğin eşit olarak paylaştırılamaması bazı sosyal rahatsızlıklara neden olmuş ve hükümet altyapıyı geliştirmek amacıyla bir harcama programı ortaya koymuştur. CEZAYİR Ekonomi Politikaları

Cezayir'in bağımsızlıktan sonraki ekonomisi hem tarım hem de sanayide katı ve verimsiz olarak gözlemlenmiştir. Bu dönemde, devletin önderliğindeki kalkınma planlaması tarzındaki ekonomi politikasına önem verilmiştir. Petrol endüstrisi, 1971'de millileştirilmiş ve tarım kolektif mülkiyete alınmıştır. Hükümet, hızla yükselen petrol gelirleri ve dış borçla finanse edilen ağır sanayinin kalkındırılması projesine yönelmiştir.

1980’lerin ortasında düşük petrol fiyatları ve artan dış borç yükü, 1989 yılında Cezayir hükümetini IMF ile stand-by anlaşması görüşmeleri yapmaya zorlamıştır. 1995 yılında 3 yıllık 1,8 milyar ABD Doları tutarında IMF kredisi almıştır. Bu kredi Cezayir’in makro ekonomik düzeyde beklenmedik bir başarıya ulaşmasını sağlamıştır. 2004 yılı sonrasında uluslararası piyasalarda hidrokarbon fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanan gelir artışı nedeniyle genişlemeci mali ve para politikalarına yönelinmiş olup ortaya çıkan bütçe fazlasının büyük kısmı dış borcun finansmanında kullanılmıştır.

Devlet kaynakları, işsizlik ve konut sorunu gibi kronikleşmiş yapısal problemleri büyük kamu yatırım projeleriyle aşmaya ayrılmaktadır. Bu yatırımın temelini 2005 yılında ilan edilen, 5 yılık büyümeyi destekleme programı oluşturmaktadır. İlk önce 2005-2009 periyodu için 60 milyar ABD Doları kapsaması beklenen program, ülkenin güneyindeki High Platau Bölgesindeki yeni projelerin eklenmesiyle 160 milyar ABD Doları’na çıkmıştır.

2010-2014 yılları arasında uygulanacak programda öngörülen kamu harcamalarının başlıca sektörlere göre dağılımı aşağıda sunulmaktadır;

Page 32: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

- 5000 okul, 400.000 kişilik yurt, 300 eğitim ve meslek edinme kurumu, 1500 sağlık kurumu, 1,2 milyonu 5 yıllık program sırasında teslim edilmek üzere 2 milyon konut, 35 baraj ve 25 su nakil hattı ile tüm deniz suyu arıtma tesislerinin tamamlanması, taşradaki 220.000 konuta elektrik, ülke genelinde 1 milyon konuta doğalgaz bağlanması için program bütçesinin %40'ı,

- Bayındırlık ve ulaştırma sektörleri için 3 trilyon 100 milyar DA,

- Toplu taşıma, şehir içi tramvay-metro hatları ile havayolu taşımacılığının geliştirilmesi için 2 trilyon 800 milyar DA,

- Sanayi sektörünün geliştirilmesi için 2 trilyon DA tutarında devlet kredisi,

Hükümet, bütçe gelirleri ile projeksiyonlarında petrol gelirini varil başına 19 ABD Doları olarak hesaplamaktadır. Varil başına 19 ABD Doları’nın üzerindeki petrol gelirleri ise bir fona aktarılarak (Fond de Fregulation des Recettes) kamunun borç stokunu finanse etmek için kullanılmaktadır. CEZAYİR Ekonomik Performans

Cezayir'de ekonomik büyüme, büyük oranda petrol fiyatlarına ve yağış düzeyine bağlıdır. Hidrokarbonlar sektörünün istikrarlı büyümesinden dolayı, gaz ve petrol fiyatlarındaki artış ile mahsuldeki artış nedeniyle, 2003 yılında GSYİH % 6,9 oranında büyümüştür. Bununla birlikte, IMF verilerine göre, GSYİH 2004-2005 yıllarında ufak bir düşüş göstermiş ve 2006 yılında bakım programından kaynaklanan hidrokarbon üretimindeki gerilemeye bağlı olarak büyük bir düşüş gerçekleştirerek % 2’ye inmiştir. 2011 yılında GSYİH’nın % 2,5 seviyesinde büyümüştür. Merkez Bankasının aşırı likiditeyi piyasadan çekmesiyle ve dış borç ödemelerini zamanından önce yapması nedeniyle 2005 yılında enflasyon, düşüş trendine girerek % 1,6’ya gerilemiş ancak 2006 yılında % 2,6’ya çıkmıştır.

EIU verilerine göre, 2011 yılında enflasyonun % 4,56 düzeyinde olduğu belirtilmektedir. CEZAYİR Bölgesel Eğilimler

Arap Devletleri Birliği

Söz konusu birlik 1945 yılında Arap devletlerinin politikalarını koordine etmek ve Arap devletleri arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmek amacıyla kurulmuştur. 22 üyesi vardır. Anılan Birlik, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda gözlemci statüsündedir. Merkezi Kahire’dedir. Son yıllarda, Arap dünyası arasındaki bölünmüşlük Birliğin etkisini sınırlamıştır.

OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Organizasyonu)

1960 yılında dünya petrol fiyatlarını kontrol etmek ve belli başlı petrol ihraç eden ülkelerin petrol politikalarını kontrol etmek amacıyla kurulmuştur. Üyeleri Cezayir, Endonezya, İran, Irak, Kuveyt, Libya, Nijerya, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Venezüella ve Angola’dır.

Page 33: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

OAPEC (Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Organizasyonu)

Organizasyon, 10 Arap petrol üreticisi ülkeyi bir araya getirir ve OPEC üyesi olmayan Bahreyn, Mısır ve Suriye’yi de kapsamaktadır.

Arap Para Fonu

Merkezi Abu Dabi’de olup, 1977 yılında 20 Arap ülkesi tarafından kurulmuştur. Arap ekonomilerinin entegrasyonunu amaçlamakta olup, bu konudaki başarısı sınırlı olmuştur. Ancak, ödemeler dengesi desteği amacıyla üye ülkelere kredi sağlamaktadır.

Page 34: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

ETİPYOPYA Ekonomik Yapı

Ekonomik Durum

Dünyanın ve Afrika’nın en fakir ülkelerinden birisi olan Etiyopya’da 1990’lı yılların başından itibaren serbest pazar ekonomisine dayalı stratejiler izlenmeye başlanmış ve yapısal reformların uygulanmasına öncelik verilmiştir. Bu çerçevede, iç fiyatların yeniden düzenlenmesi, dış ticaretin liberalizasyonu, devlet işletmelerinin özelleştirilmesi ve iç ve dış özel yatırımların desteklenmesi hükümetlerin öncelikli hedefleri arasında yer almıştır.

Hükümet yollar, elektrik santralleri ve telekomünikasyon gibi ülkenin altyapısını geliştirmek amacıyla yoğun bir yatırım sürecine girmiştir. Bunun yanısıra, hükümet kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi programını da yürürlüğe koymuştur. Özelleştirme süreci her ne kadar yavaş olsa da son on yıl içerisinde bir çok küçük ve orta ölçekli kamu iktisadi kuruluşu özelleştirilmiştir.

Hükümet elektrik santralleri ve telekomünikasyon gibi sektörlerde yabancı yatırımları ülkeye çekmeye çalışmaktadır. Etiyopya’da tarım sektörü, tekstil ve deri gibi tarıma dayalı sanayilerde ve turizm sektörünün gelişiminde de yabancı sermayeye büyük ihtiyaç duyulmaktadır.

Yabancı ve yerli özel sektör yatırımlarını teşvik etmek amacıyla, 1992 yılında Yatırım Kanunu (Investment Code) çıkarılmış ve bu güne kadar bu Kanunda bir kaç kez değişiklik yapılmıştır.

Etiyopya’da 2010 yılının Ağustos ayında 2010-2015 dönemini içeren beş yıllık kalkınma planı yürürlüğe girmiştir. Söz konusu plan Etiyopya’da sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve yoksulluğun giderilmesi için önemli tedbirleri içermektedir. Bu kalkınma planından önce 2006-2010 döneminde yürütülen gelişme ve değişim planı (GAP) da son kalkınma planının uygulanmasında esas teşkil etmiştir. Söz konusu planlarda tarım, sanayi ve altyapı öncelikli konuları teşkil etmekte olup, ülkedeki yaşam standartlarının yükseltilerek yoksulluğun giderilmesinin hizmetler sektöründen ziyade özellikle bu sektörlere önem verilerek sağlanabileceği hususu benimsenmiştir.

Son kalkınma planına göre Etiyopya ekonomisinin yıılık ortalama minimum %11 ve maksimum %14,9 oranında gelişme göstermesi beklenmekte olup, tarım sektörünün ekonominin lokomotif sektörü olmaya devam edeceği ve 2015 yılına kadar tarım sektörünün yıllık ortalama minimum %8 ve maksimum %14,5 oranında gelişme göstermesi hedeflenmektedir. Plan hedeflerine ulaşmak için tarım sektöründe yeni arazilerin tarıma açılması, girdi kullanımının artırılması, alt yapının iyileştirilmesi ve elde edilen üretimin daha iyi koşullarda pazarlanmasının teşvik edileceği belirtilmektedir. Özellikle ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan hububat, kahve ve çay gibi ürünlerin üretimlerinin artırılması da hedeflenmektedir.

Page 35: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

ETİYOPYA Ekonomik Performans

Ekonomik Performans

Etiyopya’daki son ekonomik veriler ülke ekonomisinin global ekonomik krizin olumsuz etkilerinden kurtulmaya başladığını göstermektedir. Global resesyon Etiyopya’nın hem ihracatını hem de yatırımlarını olumsuz etkilemiştir. Tarım sektöründe son yaşanan gelişmeler ümit verici olup, olumsuz iklim koşullarına rağmen ekilen arazilerdeki ve gübre kullanımındaki artış, son yıllarda tarımsal üretimin beklenenden yüksek gerçekleşmesini sağlamaktadır. Ülkede enerji üretimi ise 2009 yılında faaliyete geçen üç hidroelektrik santrali sayesinde ikiye katlanarak 2 milyar megawata yükselmiştir. Bu santrallerin tam kapasite ile çalışması durumunda enerji üretiminin %50 artış göstereceği belirtilmektedir.

Etiyopya’da önümüzdeki yıllarda GSYİH’nın hızlanarak artması beklenmektedir. Tarım sektöründe ve tarıma dayalı sanayi sektörlerindeki gelişmeler genel ekonomiyi olumlu yönde etkileyecektir. Etiyopya’da kullanılabilir enerji üretiminin artması ve pazarlama altyapısının gittikçe iyileşmesi neticesinde ülkede daha fazla üretici pazar için üretim yapmaya başlamış olup, bu sayının önümüzdeki yıllarda da gittikçe artış göstermesi beklenmektedir.

Gerçekleştirilen kurumsal reformlar, yeni düzenlemeler ve altyapının giderek iyileşmesi Etiyopya’daki ticari faaliyetleri de daha kolay ve daha ucuz hale gelmeye başlamıştır. Ancak, gerek altyapı ve gerekse mevzuat açısından halen ülkede yapılması gereken bir çok eksiklik söz konusudur.

Ülkede enflasyon giderek azalma göstermiş olup, 2009 yılında %8,5’e gerilemiştir. Bu rakam 2004 yılından beri erişilen en iyi enflasyon oranıdır. Sıkı para politikası ve yüksek tarımsal üretim, özellikle gıdalardaki fiyat artışlarını engelleyerek enflasyonun yüksek çıkmasını engellemektedir. 2010 yılında da tarımsal üretimin yüksek çıkması beklenmekte bu yüzden 2010 yılı enflasyonunun da en azından tek rakamlı çıkması büyük ihtimaldir. Tarım ve gıda dışı sektörlerdeki yüksek fiyat artışları, gıda fiyatlarındaki düşük artışla deflate edilmekte ve enflasyonun yüksek çıkması engellenmektedir.

Page 36: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

LİBYA Ekonomik Yapı

Libya’da, 2007-2010 yıllarında da etkisini hissettiren küreselleşmenin ve iletişim sektöründeki modernleşmenin etkisiyle devleti idare edenler kontrollü ekonomik faaliyetlerden yavaş yavaş uzaklaşmaya çalışmaktadırlar. Henüz serbest piyasa şartları oluşmamıştır ve en az 3-5 yıllık geçiş dönemi gerekecektir. İleriye dönük sanayileşme çabalarını destekleyenler ile petrol rantını bölüşen ve muhafazakâr sistemden beslenenler arasındaki çekişmeler 2010 yılında devam etmiştir. Bu durumun 2011 yılındaki ekonomik faaliyetleri de etkilemesi beklenmektedir.

Hükümetin 2010 yılındaki uygulamaları ve üst düzey bürokratların yıl içindeki konuşmalarına göre; uluslararası kuruluşların IMF gibi teknik desteğiyle birlikte, Libya petrole dayalı hantal ekonomik yapısını devlet kontrolündeki özel sektöre dayalı sanayileşmeye kaydırmaya çaba sarf etmektedir. 2009 da % 2,1 (real GDP growth) olarak gerçekleşen büyüme oranı petrole dayalı ekonominin dışında başlayan diğer sektörlerdeki büyümeyi göstermektedir. 2010 yılında büyüme oranı % 5,2 civarında beklenmektedir. Libya’nın uluslararası ekonomik ortama katılımının artması ve sürdürülen özel sektör yaratmaya dönük çabalar, iyileştirilen ancak yetersiz kalan ticaret kanunu, yatırım kanunu, 2011 de petrol dışı sektörlerin % 6 civarında büyüme gösterebileceğine işaret etmektedir.

Bankacılık sektörünün dışa kapalı olması ve petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi Libya’yı uluslararası finansal krizin olumsuz etkilerinden korumuştur. 2010 yılı sonu itibarıyla döviz rezervleri 139 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Hiç bir dış borcu olmayan Libya için, kredi kuruluşları AAA- notunu vermektedirler. Birçok yeni yatırım projeleri ilan edilmektedir.

Yıllarca sürdürülen millileştirmenin ve devlet kontrollü ekonominin Libya’yı, kontrol ettiği parasal güce rağmen beklenen ekonomik ve siyasi güce kavuşturamadığını gören Lider ve kadrosunun yeni yaklaşımı; perakende sektörü başta olmak üzere “devletin kontrol ettiği özel sektörü” teşvik etmektir. Ancak bunu gerçekleştirirken eski alışkanlıklarından kurtulamadıkları için oldukça kontrollü bir şekilde yapmaktadırlar. Bu da, bildiğimiz serbest piyasa şartlarının oluşmasını engellemektedir. Örneğin yatırım teşvik edilirken, üretim izni verilmekte, dağıtım kanalları, Libya içi ve dışı ticaret kontrol altında tutulmaktadır.

Toplam nüfusu 6,5 milyon civarındadır. En kalabalık şehri ve başkenti olan Trablus’un nüfusu yaklaşık 1,8 milyon civarındadır. Şehirleşme oranı hızla artmaktadır. Serbest Piyasa Ekonomisinin işlemesine müsait bir eğlence ve sosyal hayat, siyasi yönetim ve halk tarafından benimsenmediği için, sektör olarak gelişmediği gibi, kısa zamanda ortaya çıkması da beklenmemektedir. Sonuç olarak, işadamlarımıza çeşitli fırsatlar sunan Libya, organize ve serbest bir bayilik-dağıtım kanalları sistemine sahip değildir. Özel sektör çok küçük ölçeklidir. Serbest piyasa mantığına göre organize olmuş işadamları grupları, sektör temsilcileri beklenilen düzeyde değildir. İşadamları sıfatıyla karşılaşılan kişiler aslında; bir şekilde kamu bütçeli kuruluşların uzantıları veya onların denetimindeki firmaların yöneticileri veya onlarla bağlantılı aracılardır. 2005 yılından itibaren kontrollü şekilde küçük ölçekli özel girişime izin verilmektedir. Bu durumun 2011 yılında da artarak devam edeceği beklenmektedir. Pazarda tutunmak zor

Page 37: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

olmakla beraber, Türkiye – Libya siyasi ilişkilerinin olumlu seyretmesine paralel olarak pazar payımızın artması beklenmektedir.

Libya’nın 2011 bütçesinin 28 milyar LD (1 USD=1.250 LD) olarak tespit edildiği kamuoyuna duyurulmuştur. 2009 yılında ise 29 milyar LD idi. 2011 bütçesinde temel alt yapı inşaat projelerinin sanayi ve turizm projeleri bazında ağırlıklı olacağı ifade edilmiştir. Çeşitli inşaat projelerine 2010 yılındaki bütçede 21 milyar LD’nın harcandığı/kullanıldığı açıklanmıştır.

Libya petrol ve gaz gelirleri dışında yatırım ve kalkınmaya pay ayırmak için 6 adet büyük fon kullanmaktadır. Bunlar; 1) Libyan İnvestment Auothority, 2) Economic and Social Development Fund, 3) Social Security Investment Fund, 4) Libya Africa Investment Portfolio, 5) Libyan African Investments Company, 6) Libyan Foreign Investments Company.

GSYİH'nin Sektörlere Göre Dağılımı

a: Gerçekleşen, b: Tahmin, c:Projeksiyon

Kaynak: EIU, Country Forecast, Şubat 2012

2009a 2010b 2011b 2012c 2013c 2014c 2015c 2016c

Tarım 2,9 2,5 3,5 2,2 2,2 2,1 2,1 2,1

Sanayi 71,2 60,8 57,6 50,4 50,9 49,7 52,4 55,2

Hizmetler 25,9 36,7 38,9 47,3 46,9 48,3 45,5 42,7

LİBYA Ekonomi Politikaları

Libya’ya uygulanan yaptırımların kalkması ile birlikte hükümet yeni petrol ve gaz projelerini yabancı yatırıma açmıştır. Tarım, ağır ve hafif sanayi, enerji ile turizm yabancı yatırıma açılan diğer alanlardır. Ekonomide diğer sektörlerin tersine, petrol sektörü ihtiyatlı yönetim biçiminden fayda sağlamıştır. Libya petrol sektörünün gelişimi için yabancı katkısının hayati olduğu hususunu göz ardı etmemiştir. Yabancı petrol şirketlerine ödemelerde gecikmeden kaçınmıştır.

Yüksek Planlama Konseyinin 2006 yılı başında yayınladığı ulusal ekonomik stratejide 2015 yılına değin üretimin önemli ölçüde artırılması için mevcut alanlara yatırım yapılması yerine, yeni alanların kullanıma açılmasına önem atfedilmektedir. Bununla birlikte Libya’nın petrol pazarlama ve fiyat politikası oldukça ılımlıdır. Libya ham petrol fiyatları Brent piyasa fiyatına yakın veya biraz üzerindedir.

Libya tüm petrol zengini ülkelerin klasik problemleri olan ekonomide hidrokarbonlar dışında sektörel çeşitliliği gerçekleştirememe ve yabancı işgücüne bağlı kalma sorunları ile karşı karşıya bulunmaktadır.

Page 38: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

“Petrol dışında ekonomide çeşitliliği sağlama politikası” ekonomik politika ve yeni yatırım programlarında temel amaç olmakla birlikte bu konuda sınırlı başarı sağlanmıştır. Tarım sektörünün performansı hayal kırıklığına neden olmuştur. Üretim, ekilebilir toprakların ve yerli işgücünün sınırlı olmasından olumsuz etkilenmiştir. Sanayi işletmeleri düşük kapasite sorunu ile karşı karşıyadır.

Diğer taraftan ülkede yurtiçi fiyat değişimlerini gösteren güvenilir veriler olmadığı için enflasyon oranlarının belirlenmesi oldukça güçtür. Libya 1990’lı yılların başından bu yana resmi enflasyon rakamlarını açıklamamış olmasına rağmen, yaptırımların kalkması ile birlikte çoğu tüketim mallarının fiyatında düşüş olmuştur. Bu husus IMF tarafından da doğrulanmıştır. Libya’da hükümet tarafından uygulanan yaygın devlet destekleri nedeniyle fiyat hareketlerini değerlendirmek zordur.

Libya’da gizli işsizlik sorunu olduğu tahmin edilmekle birlikte, diğer petrol zengini ülkelerde olduğu gibi burada da yabancı işçi çalıştırılmaktadır. Yerel halkın isteksiz ya da işe uygun niteliklere sahip olmaması ülkede yabancı işçi istihdamını zorunlu kılmaktadır. Tahminen 1 milyon yabancı işçinin varlığı, yerli halk üzerinde bir noktada baskı oluşturmakta ve zaman zaman gerilimlerin yaşanmasına neden olmaktadır.

İşsizliği önlemek amacıyla Libya vatandaşı işçi çalıştırma ve mesleki eğitim verme zorunluluğu, bu alanda bazı önlemlerin alındığını göstermektedir. Alınan bu önlemler ülkede faaliyet gösteren yabancı firmaları doğrudan ilgilendirmektedir.

Diğer taraftan, üretimde petrol dışı sektörlerin zayıflığı da, istihdam olanaklarını sınırlamaktadır. Libya’da işsizliğin çözümüne yönelik tedbirlerin kalıcı olabilmesi için işgücü kalitesinde gelişme sağlanması ve petrol dışı sektörlere yatırım yapılması hedeflenmektedir. 2007 Şubat ayında Ekonomik Kalkınma Kurulu (EDB) kurulmuştur. 12 üyeli, uluslararası nitelikte danışma kurulu ile desteklenen Kurulun başkanı başbakandır. Görevi, önemli ekonomik gelişme ve reform önlemlerinin gerçekleştirilmesine yönelik kampanyaları tasarlamak ve uygulamaktır. Kurul, normal bürokratik kanalların dışında olduğundan, kritik ekonomik konularda hızlı karar alabilmekte ve uygulayabilmektedir. EDB ayrıca ülkenin iş ortamını, ekonomiyi uluslararası camiaya açacak ve büyük miktarlarda yabancı yatırım çekecek şekilde geliştirmekle de görevlidir.

Ayrıca, Afrika Fonu ve Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu gibi, devlet yatırım kuruluşlarını yeniden yapılandırmak amacıyla Libya Yabancı Yatırım Şirketi (LAFICO)’de kurulmuştur.

Page 39: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

LİBYA Ekonomik Performans

Güncel veriler Libya’nın global ekonomik krizden görece etkilenmediğini göstermektedir. Bu duruma tek istisna ülkenin petrol gelirlerini etkilemiş olan, düşük petrol fiyatları olmuştur. Bununla birlikte GSYİH 2008 yılında % 2,7 oranında büyümüş iken bu oran “Economist Intelligence Unit-EIU” verilerine göre 2009 yılında % 0,7 oranında gerilemiştir. Bu durum Libya ekonomisinin global petrol pazarına bağımlılığını göstermektedir.

Ülkenin ihracat gelirleri 2008 yılında 62 milyar dolar iken 2009 yılında küresel finansal krizin etkisiyle 37 milyar dolara gerilemiştir. Ülke ekonomisinde, hidrokarbonlar sektörü ağırlıklı bir yere sahiptir. 2009 yılında toplam ihracat gelirlerinin % 96’sını hidrokarbonlar oluşturmuştur.

Page 40: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

NİJERYA Ekonomik Yapı

Nijerya 155 milyon nüfusu, 923 773 km2 yüzölçümü ve sahip olduğu petrol kaynakları ile Afrika kıtasında önemli bir ülke konumundadır.

Nijerya ekonomisinde petrol sektörü ile geleneksel tarım ve sınırlı düzeyde imalat sanayi şeklinde bir yapı mevcuttur. Sömürge zamanında ticari tarım ürünleri üretilmeye başlanmış; liman, demiryolu ve yol yapımı gerçekleştirilmiştir. Bu zamanda, tüketici ürünleri için bir pazar oluşmaya başlamıştır. Bağımsızlığın kazanıldığı 1960 yılında tarım ihracat gelirlerinin ana kaynağı olmuş ve GSYİH’nın yarısından fazlasını oluşturmuştur.

1970’lerde petrol sektörünün hızlı gelişimi büyümenin lokomotifi olmuştur. Resmi tahminlere göre, petrol sektörü federal devlet gelirlerinin %70- 80’ini, ihracat gelirlerinin %90 ’ını ve GSYİH’nın % 25’ini oluşturmaktadır.

2010 yılı verilerine göre Nijerya’da tarım sektörü (hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık dahil) GSYİH’nın %41,8’ini oluşturmaktadır. Sanayi sektörü (petrol dahil) GSYİH’nın % 29,6 sını hizmetler sektörü ise GSYİH’nın %28,6’ sını oluşturmaktadır.

Ülkede nüfusun önemli bir kısmı açlık sınırının altında bulunmakta son verilere göre nüfusun %45’i açlık sınırının altında gelire sahiptir.

Page 41: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

KENYA Ekonomik Yapı

Kenya Doğu Afrika’daki en büyük ekonomidir. Kenya bölge içi rekabet ile karşılaşmakta olup, bu rekabet son yıllarda önemli ekonomik büyüme gösteren Uganda ile piyasa ekonomisi yolunda ekonomik reformlar yapan Tanzanya’dan gelmektedir. Ancak, Doğu Afrika Topluluğu (EAC) üyesi bu üç ülke ekonomileri 1 Ocak 2005 tarihli gümrük birliği nedeniyle birbirlerine daha bağımlı hale gelmektedir.

Tarım sektörü 2009 yılı tahminlerine göre GSYİH’nın %21,4’ünü oluşturmaktadır. Tarım doğrudan ve dolaylı olarak istihdamı sağlamaktadır. Kenya’nın verimli tarım alanları ülkenin orta ve batı kısmında yer almaktadır. Hayvancılık ise ülkenin yarı kurak kuzey ve doğu bölgelerinde yoğunlaşmıştır.

Ülkede 2009 yılı tahmini verilerine gore GSYİH içinde sanayinin payı %16,3 ve hizmetlerin payı da %62,3 şeklindedir. Ekonomideki bu yapıda Kenya’nın diğer Afrika ülkelerinin tersine doğal zenginlikleri arasında madenlerden ziyade verimli toprakların bulunması ve turizm sektörünün canlı olması önemli rol oynamaktadır. Hizmetler sektörünün payının büyük oluşunda önemli rolü olan iki alan iletişim ve bankacılık sektörü şeklindedir. Ticaret ve taşımacılık da yine hizmetler sektörüne katkı sağlayan önemli alt sektörlerdir.

Sanayileşme yönetimin önemli hedeflerinden birisi olmakla birlikte, ülke bağımsızlığından beri bu alanda önemli bir ilerleme sağlanamamıştır. Enerji ve su sektörlerinin GSYİH’daki payı %4, madencilik sektörünün GSYİH’daki payı ise %0,5 oranındadır. Sanayi sektörü üç büyük kent olan Nairobi, Mombasa ve Kisumu’da yoğunlaşmıştır. İmalat sanayinde değirmencilik, bira üretimi, süt ve şeker rafinasyonu gibi gıda işleme sanayi ön plandadır. Kenya Mombasa’da rafineri yoluyla petrol ürünleri üretmekte olup, önemli bir çimento üretim kapasitesine de sahiptir. Hizmetler sektöründe ise; ticaret, taşımacılık, turizm ve haberleşme hizmetleri önemli yer tutmaktadır. KENYA Ekonomi Politikaları

Sürekli olmayan reformlar ve borç veren ülkelerle kesintili ilişkiler, 1990’lar ve sonrasında ekonomik performansın potansiyelin altında kalmasına neden olmuştur. Yatırım eksikliği ve hızlı çıkar sağlama ve düzensizlik eğilimi fiziksel altyapıyı zayıflatmıştır. İstihdamı yüksek kamu kesimi de hazineyi tüketmiştir. Yoksulluk artmış, kişi başına gelir düşmüş ve HIV/AIDS bir sağlık problemi olarak ortaya çıkmıştır. Nüfusun %56’lık kısmı günde 1 $’ın altında gelir ile yaşamaktadır.

Yolsuzluğu önleme konusunda hükümetçe bazı yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen, sorun devam etmektedir. Fakat, gelişmelere bağlı olarak International Transparency (IT) uluslararası yolsuzluklar endeksinde “vahim ve geniş çaplı” ülke kategorisinden çıkararak, “yüksek yolsuzluklar”ın olduğu ülke kategorisinde sınıflandırılmaktadır.

Page 42: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

Mali konsalidasyon reform programının temel öğesidir. Vergi tabanının genişletilmesi ve gelir idaresinin vergi toplama kapasitesinin arttırılması ile faiz ödemeleri ve ücretler kalemindeki harcamaların azaltılması yoluyla gelirlerin arttırılması amaçlanmaktadır. Harcamalar sosyal hizmetlere yönlendirilmektedir. Kenya Gelir İdaresi 2005/2006 döneminde vergi gelirlerini arttırmış GSYİH’nın %3,9 oranında açık öngörülmesine rağmen, harcamalardaki azalış ve vergi toplamadaki başarılı sonuç neticesinde GSYİH’nın %0,5’i oranında fazla verilmiştir.

Memur ücretleri harcama kalemi içinde önemli bir yer tutmaktadır. GSYİH’nın %8’ini oluşturmaktadır. Bu harcama kaleminde indirim planlanmaktadır. Reform programında özelleştirme gelirlerinde artış öngörülmektedir. Kenya Havayollarının özelleştirmesini müteakiben süreç yavaşlamış bulunmaktadır.

1996 yılında Hazine Merkez Bankasına para politikaları konusunda daha fazla kontrol yetkisini bırakmıştır. Merkez Bankasının amacı kur istikrarını ve düşük enflasyonu sağlamaktır. KENYA Ekonomik Performans

İmalat sanayi Sahra’nın güneyindeki Afrika ülkelerinden gelen ihraç talebi ve artan krediler nedeniyle büyüme göstermiştir. Ancak, imalat sanayi ucuz Asya mallarının rekabetinden, Kenya Şilini’nin değer kazanmasından ve yüksek petrol fiyatlarından olumsuz etkilenmiştir.

Kenya - Ekonomik Göstergeler Projeksiyonu Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Country Report 2010

2006 2007 2008 2009 2010 2011

GSYİH (milyar $) 22,7 27,5 29,1 31,9 34,5 37,1

GSYİH Büyümesi (%) 6,1 7,0 1,7 2,0 3,4 5,3

Enflasyon (% yıl sonu) 15,6 9,6 27,7 16,9 6,2 6,0

Nüfus (milyon) 36,6 37,8 38,8 39,8 40,9 41,9

İhracat (milyon $) 3.502 4.132 5.040 4.471 5.047 5.509

İthalat (milyon $) 6.768 8.388 10.689 9.031 9.708 10.641

Carî Denge (milyon $) -526 -1.134 -1.978 -1.579 -1.663 -1.911

Vergi idaresinde gerçekleştirilen reformlar sayesinde GSMH’nın % 21,5’u oranında gelir performansı elde edilmiştir. 2005/06 mali yılı GSMH’nın % 3,5’u oranında bütçe açığı ile sona ermiştir. Vergi idaresinde gerçekleştirilen reformlar sayesinde GSMH’nın % 21,5’u oranında gelir performansı elde edilmiştir. 2006/07 mali yılında da tahmini olarak GSMH’nın % 21’i seviyesinde gelir elde edilmiştir. Sağlık ve alt yapıya yapılan harcamalardaki artış nedeniyle, toplam kamu harcamalarının GSMH’nın % 26’sına ulaştığı tahmin edilmektedir. Kenya’nın borcu azalma eğiliminde ve sürdürülebilir niteliktedir. Borçlanmayı etkileyen etmenler, oynak faiz ve büyüme oranına rağmen kontrol altındadır.

Artan gıda ve enerji fiyatları yüzünden, 2006 yılı enflasyonu % 15,6 seviyesinde gerçekleşmiş, 2007 yılında gerçekleşen bol yağış nedeniyle gıda fiyatlarındaki artışın azalacağı, bunun da enflasyon seviyesini aşağı çekeceği beklentisiyle 2007 yılı enflasyonu % 9,6 seviyesinde gerçekleşmiş; uluslararası piyasalarda, çayın ve kesme çiçek fiyatlarının artışı nedeniyle ihracat gelirlerinde artış sağlanmış ancak makine, ulaştırma ekipmanlarının ve petrol ithalatının artması nedeniyle cari açık artmıştır. 2008’de ortalama yıllık enflasyon yüksek gıda ve enerji

Page 43: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

fiyatları yüzünden % 27,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran, 1994 yılında görülen % 28,8 oranından sonra en yüksek oranıdır.

Ekonomik büyümenin etkileri turizm, tarım, imalat sanayi, ulaşım, iletişim ve ticaret alanlarında da olumlu yönde hissedilmiş, yatırımcılar, söz konusu sektörlerde 2003 yılı ve öncesinin aksine siyasi müdahale olmadan iş yapabildiklerini beyan etmişlerdir. 2007 yılında, ülkeye gelen turist sayısı 1 milyonu bulmuş ve turizm gelirleri ilk kez 1 milyar ABD Doları seviyesine ulaşmıştır.

Gıda, içecek ve tütün mamülleri en çok etkilenen ürün grupları olup, bu grup 2007 yılında % 9,6 büyürken, 2008’de % 1,7 daralmıştır. Gıda dışı ürünlerde ise 2007 yılında % 5,2 olan büyüme oranı 2008’de % 6,3’e çıkmıştır.

Zirai üretimdeki azalma, birçok gıda maddesinde fiyat artışına neden olmuştur. 2007 yılında 32,5 milyon torba mısır üretimi gerçekleştirilmişken, 2008’de mısır üretimi 26 milyon torbaya düşmüştür. Aynı şekilde buğday üretimi de 2007’de 2,93 milyon tondan, 2008’de 2,37 milyon tona düşmüştür.

2008’de inşaat sektörü % 8,3, eğitim % 5,8, toptan ve perakende ticaret % 5,1, imalat % 3,8, ulaştırma ve haberleşme sektörleri % 3,1 oranında büyürken; otel ve restoran sektörü % 36,1, tarım ve ormancılık sektörü ise % 5,1 oranında küçülmüştür. İnşaat sektöründe 2008’de konuta yapılan kamu harcamaları 3,1 Milyar Ksh’den (46 Milyon ABD Doları) 4,1 Milyar Ksh’ye (56 Milyon ABD Doları) çıkmıştır. 808 km yeni yol yapılmış, yaklaşık 2000 km yolun da durumu iyileştirilmiştir.

Turizm sektörü ise seçim sonrasında yaşanan şiddet olaylarından, siyasi istikrarsızlıktan ve küresel mali krizden çok kötü etkilenmiş; 2007’de 973 Milyon ABD Doları gelir elde edilmişken, 2008’de 722 Milyon ABD Doları gelir elde edilmiştir.

2008’de tarımın hemen her alt sektöründe üretim azalmıştır. 2007’de reel katma değer % 2,2 artmışken, 2008’de yüksek girdi maliyetleri, kötü hava koşulları ve seçim sonrası şiddet olayları nedeni ile reel katma değer % 5,4 azalmıştır.

Çiçek ve bahçecilik ürünleri ihracatı ise miktar bazında % yarım artarak 2007’de 192,2 bin tondan 2008’de 193,1 bin tona çıkmıştır. Ancak, fiyatların düşmesi nedeni ile kesme çiçek ve bahçecilik ürünleri ihracatından kazanılan gelir 2007’de 1 Milyar ABD Dolarından 2008’de 800 Milyon ABD Dolarına düşmüştür.

2007’de 135,1 bin ton balık elde edilmişken, 2008’de 142,5 bin ton balık elde edilmiş; 2007’de 112,3 bin hektar orman alanı oluşturulmuşken, 2008’de 114 bin hektar orman alanı oluşturulmuştur.

Maden üretimi % 14,5 artış ile 2007’de 1350 bin tondan 2008’de 1545,2 bin tona; elde edilen madenlerin değeri de % 76 artış ile 168 Milyon ABD Dolarına ulaşmıştır.

Spekülatif talep, petrol üreten bazı ülkelerdeki istikrarsız jeopolitik durum ve Asya ve Güney Amerika ülkelerinin artan talebi nedeni ile enerji fiyatları 2008’in ilk üç çeyreğinde artmış, ancak 2008’in son çeyreğinde düşme eğilimine girmiştir. Petrol ürünleri için toplam talep, 2007’de 3218,3 bin ton iken 2008’de % 2 artışla 3283 bin tona ulaşmıştır. Ülkeye ithal edilen

Page 44: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

toplam petrol ürünleri miktarı da % 3 azalarak 2007’de 3691,8 bin tondan 2008’de 3579,7 bin tona düşmüştür.

Kenya’nın çoğu kesiminin yetersiz yağış alması nedeniyle hidroelektrik enerji üretimi 2007’de 3591,5 GWh’den 2008’de 3271,8 GWh’ye düşmüş; bunun sonucunda termal enerjiye bağımlılık artmış ve 2007’de 1735,8 GWh olan termal enerji üretimi 2008’de 2145,4 GWh’ye çıkmıştır.

2007 yılında toplam elektrik üretiminde % 7,3 artış görülmüşken, 2008 yılında artış oranı % 2,1’e düşmüştür. İmalat sektöründe ise; seçim sonrası şiddet olayları nedeniyle üretimin aksaması, ucuz ithal ürünlerin rekabeti, iç ve dış talebin azalması gibi faktörler yüzünden sektördeki reel katma değer artışı 2007’de % 6,5 iken 2008’de % 3,8 olarak gerçekleşmiştir.

Su arzı ile ilgili hizmetlere yapılan kalkınma harcamaları 2007/2008 döneminde 115 Milyon ABD Doları iken 2008/2009 döneminde 145 Milyon ABD Dolarına yükselmiştir.

Ulaştırma ve haberleşme sektörü de seçim sonrası şiddet olayları ve artan benzin fiyatlarından olumsuz yönde etkilenmiş; sektör 2007’de % 15,1 büyürken 2008’de % 3,1 büyümüştür.

Haberleşme ve ulaştırma sektöründe; cep telefonu abone sayısı 9,3 milyondan 12,9 milyona çıkmış, 2 yeni mobil telefon şirketi (Telkom Orange ve Econet) piyasaya girmiş, yeni tescil edilen araç sayısı % 43 artışla 121831 adete ulaşmıştır. Mombasa limanındaki işlem hacmi ise % 2,8 artışla 16 milyon tondan 16,4 milyon tona ulaşmıştır. Demiryolları ile yapılan yük taşımacılığı ise 2007 yılına göre % 23,4 azalarak 2,3 milyar tondan 1,8 milyar tona düşmüştür.

Sosyal hizmetler alanında merkezi hükümet harcamaları 2007/2008 dönemine göre % 7,8 artışla 2,6 Milyar ABD Dolarından, 2,7 Milyar ABD Dolarına çıkmış; 2007’de 485500 kişiye istihdam sağlanmışken 2008’de 467300 kişiye istihdam sağlamıştır. Aylık ortalama ücret ise 2007’de 404 ABD Dolarından 2008’de 414 ABD Dolarına çıkmıştır.

2008’de toplam para arzında % 15,9 artış gerçekleşmiş, toplam yurt içi kredi miktarı ise % 23,3 artış ile 11 Milyar ABD Dolarına yükselmiştir.

91 günlük hazine bonolarında yıllık faiz oranı 2007’de % 6,87’den 2008’de % 8,59’a; ticari bankaların kredi faiz oranı ise % 13,32’den % 14,80’e çıkmıştır. Ticari bankaların mevduata verdikleri faiz oranı ise 2007’de % 1,67 iken 2008’de % 1,62’ye düşmüştür.

Nairobi Menkul Kıymetler Borsası NSE 20 endeksi ise tüm dünya borsalarına paralel olarak 1924 puan düşerek 2008 Aralık ayını 3531 puanda kapatmıştır.

Dış ticaret açığı ve ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırımlardaki azalma nedeni ile ödemeler dengesi, 2007’de 891 Milyon ABD Doları fazla verirken, 2008’de 442 Milyon ABD Doları açık vermiştir. İhracat 2007’de 4,1 Milyar ABD Doları iken, 2008’de 4,7 Milyar ABD Dolarına; ithalat ise 2007’de 9 Milyar ABD Doları iken 2008’de 10,6 Milyar ABD Dolarına yükselmiştir.

Cari işlemler açığı ise daha da kötüleşerek 2007’de 1,13 Milyar ABD Dolarından 2008’de 1,98 Milyar ABD Dolarına yükselmiştir.

Page 45: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

KENYA Ekonomide Geleceğe Yönelik Beklentiler

Tüketici fiyat endeksi, 2009 yılı Kasım ayında 141,21 puan olarak gerçekleşmiştir, aylık enflasyon oranı ise Kasım 2009’da yüzde 5 olarak gerçekleşmiştir.

91 günlük hazine bonolarında yıllık faiz oranı yüzde 8,3 artışla yüzde 7,82 seviyesinde; ticari bankaların kredi faiz oranları Kasım ayında yüzde 14,85, ticari bankaların aynı dönemde mevduata verdikleri faiz oranı ise 1,71 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Nairobi Menkul Kıymetler Borsasında NSE 20 endeksi Kasım 2009’da 3189,6 puan seviyesinde, toplam işlem hacmi ise Kasım ayında 4,6 Milyar Ksh olarak gerçekleşmiştir. Nairobi Kahve Borsasında Kasım 2009’da, 1152 MT kahve satılmış; kahvenin kilogram başına ortalama işlem fiyatı Kasım 2009’da 280,56 Ksh olarak gerçekleşmiştir. İşlem gören çay miktarı Ekim 2009’da 22760 MT olarak; Kasım 2009’da ise yüzde 57,6 artışla 35866 MT olarak gerçekleşmiştir.

Şeker üretimi Ekim 2009’da 43967 Mt iken Kasım 2009’da yüzde 10,3 artarak 48504 Mt’ye çıkmıştır. Alkolsüz içecek üretimi ise yüzde 17,8 artarak Eylül 2009’da 31594 MT’ye ulaşmıştır.

İhraç edilen kahve miktarı Eylül 2009’da 4866,3 MT iken Ekim 2009’da yüzde 21,1 azalarak 3837,6 MT’ye; aynı dönemde kahvenin ihraç değeri ise yüzde 25,8 azalarak 1290,8 Milyon Ksh’den 957,7 Milyon Ksh’ye düşmüştür. İhraç edilen çay miktarı Eylül 2009’da 27097 MT iken, Ekim 2009’da yüzde 8,8 azalarak 24716 MT’ye düşmüştür. İhraç edilen bahçecilik ürünleri miktarı ise Kasım ayında 14213 MT olarak gerçekleşmiştir. Ticaret hacmi Ekim ayında yüzde 14,9 azalmışken, Kasım ayında ihracatta gerçekleşen yüzde 5,6 artışın etkisi ile yüzde 0,09 artmıştır.

Toplam elektrik üretimi Kasım 2009’da 565,2 Milyon KWh olarak gerçekleşmiştir. Toplam petrol ürünleri tüketimi ise Ağustos 2009’da 181,5 Bin Mt iken, Eylül 2009’da yüzde 6 artarak 210,3 Bin MT’ye ulaşmıştır.

Ekim 2009 itibariyle 391 yeni aracın montajı yapılmışken, Kasım 2009’da 464 yeni aracın montajı yapılmış; galvanize levha üretimi de Temmuz 2009’da 17497 MT iken, Ağustos 2009’da yüzde 1,4 azalarak 17253 MT’ye düşmüştür.

Çimento üretimi Ekim ayında 247,8 bin MT iken Kasım ayında yüzde 1,6 artarak 251,8 bin MT’ye ulaşmış; Çimento tüketimi ise Ekim ayında 217,9 bin MT iken Kasım ayında yüzde 0,86 azalarak 216,2 MT’ye düşmüştür.

Sonuç olarak, Kenya ekonomisinin küresel mali kriz ile yüksek enerji ve gıda fiyatlarından olumsuz etkilendiği görülmektedir. Kenyanın çay, kahve ve kesme çiçek gibi önemli ihraç ürünlerinden elde ettiği gelirin yanında turizm geliri de küresel mali kriz nedeniyle azalmış; diğer taraftan, 2007 yılı sonundaki Devlet Başkanlığı seçimlerinden sonra ülke genelinde karşılaşılan şiddet olayları nedeniyle özellikle tarımsal üretim zarar görmüş, evleri yakılıp yıkılan yüz binlerce insan mülteci durumuna düşmüştür.

Son bir yıldır görülmekte olan kuraklık nedeniyle, ülkenin kuzeyinde 5 Milyon civarında insan açlık tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Page 46: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

KENYA Bölgesel Eğilimler

ÜYE OLDUĞU ULUSLARARASI KURULUŞLAR

Afrika Birliği: (AU)

Afrika Birliği, Afrika Birlik Organizasyonu’nun yerini almış, merkezi Adis Ababada olan bir kuruluş olup, 2001 yılı Mayıs ayında üye ülkelerin 2/3’ünün kurucu yasayı onaylaması ile 2002 yılında kurulmuştur. AU, AB’ni model almış olup parlamento, merkez bankası, tek para birimi, adalet divanı ve yatırım bankası gibi hedefleri bulunmaktadır. İlk gerçekleşmesi Pan Afrika parlametosudur. Parlamento ilk toplantısını Ekim ayında yapmış olup, 5 yıl yasama yetkisini kullanmayacaktır. AU ayrıca ortak savunma ile dış ve haberleşme politikalarını öngörmektedir. Günlük işler ise AB Komisyonu örneği AU Komisyonunca sürdürülmektedir.

Kuruluş BM Güvenlik Konseyi gibi Barış ve Güvenlik Konseyi oluşturmuştur. Konsey üye ülkelerdeki soykırım, yönetimin yasal olmayan şekilde değiştirilmesi ve toplu insan hakları ihlallerinde askeri müdahalelerde bulunabilecektir. Kuruluş 2003 yılından beri Burundi iç savaşında gözlemci görevi yapmaktadır. 2004 yılında Sudan’da da görev üstlenilmiştir.

Doğu Afrika Topluluğu: (EAC)

Doğu Afrika Topluluğu (EAC), Kenya, Tanzanya ve Uganda’dan oluşan üç üye ülkeli bölgesel hükümetler arası organizasyonudur. EAC resmi olarak 15 Ocak 2001 tarihinde yeniden kurulmuştur. EAC’nin amacı, tarifelerin tedrici olarak azaltılması, emek dolaşımının kolaylaştırılması, ekonomik politikanın uyumu ve para birliğinin sağlanması suretiyle Avrupa Birliği benzeri bir ortak pazar yaratmaktır. Pratikte ilerleme yavaş olmuştur.

Sınır ticaretindeki bazı tarife dışı engellerin kaldırılmasını ve bölgedeki malların özellikleri ve standartlarının uyumunu içeren bazı üç taraflı anlaşmalar yürürlüğe konmuştur. İşbirliği anlaşması imzalandığından beri, Kenya, Uganda ve Tanzanya mali ve parasal politikaların uyumuna çalışmaktadırlar. Bu, çifte vergilendirmenin ve vergiden kaçınmayı önlemeye ilişkin tedbirleri içermektedir.

Ticaret ve yatırımı teşvik etmek için Batı Afrika İş Konseyi kurulmuştur. Avukatlar da Doğu Afrika Hukuk Kurumunu oluşturmuştur. Doğu Afrika Menkul Kıymetler Düzenleme Otoritesi de kurulmuştur. Bu üç ülke enerji, yol ve demiryolu ticareti gibi ortak projelerin içinde yer almaktadırlar.

EAC üyeleri Mart 2004 tarihinde Gümrük Birliği anlaşmasını imzalamışlardır. Bu tüm tarife ve tarife dışı engellerin beş yıl içerisinde kaldırılmasını ve mamül mallar için ortak gümrük tarifesinin %25, ara malları için %10, hammaddeler için sıfıra indirilmesini içermektedir.

Page 47: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

Üye ülkeler ortak gümrük tarifesine konu olmayacak hassas ürünleri belirleyebilecektir. Serbest dolaşımda olan mallarda menşe kuralı geçerli olup, %35 oranında yerel girdi şartı aranacaktır. Sözkonusu gümrük birliğinin Doğu Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeler parlamentolarında onaylanması gerekmektedir. Henüz bu konuda bir gelişme olmamıştır. Bu üç ülke gümrük birliği ile 95 milyon nüfuslu 22 milyar $ GSYİH’sı olan bir topluluk oluşturmuştur.

Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı: (Comesa)

Comesa 12 üye ülke ile 1994 Aralık ayında kurulmuştur. Halihazırda 19 üyesi vardır. Bunlar, Angola, Burundi, Komoros, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Cibuti, Mısır, Eritre, Etiyopya, Kenya, Madagaskar, Malavi, Mauritius, Rwanda, Seyşel Adaları (Seychelles), Sudan, Swaziland, Uganda, Zambia ve Zimbabwe’dir. Comesa ülkede 95 milyon nüfusu ve 170 milyar $’lık GSYİH’ya sahiptir. Lesotho, Mozambik ve Tanzanya 1997 yılında üyelikten çekilmişlerdir. 2003 yılında ise Namibya üyelikten ayrılmıştır.

Comesa’nın temel amacı, üye ülkelerin yapısal ve kurumsal zayıflıklarını ortadan kaldırmak, sürdürelebilir bir gelişme için gerekli politik güvenlik ve istikrarı teşvik etmek ve bölgesel bir blok oluşturmaktır. Bu amaç, tek paraya dayalı parasal birlik ve ortak Merkez Bankası yoluyla gerçekleştirilecektir. Bu amaçla serbest ticaret alanı Ekim 2002’de kurulmuş olup, 2004’ün ortalarına kadar 19 üye bu serbest ticaret alanına katılmıştır.

Üye ülkelerin çoğu tarife indirimine hazır durumda değildir. Diğer bir kısıtlayıcı konu, menşe kurallarıdır. Bu engellerin yanısıra üye ülkeler arasında siyasi gerginlikler de bulunmaktadır. Comesa ticaretin entegrasyonuna yoğunlaşmasına rağmen, yasalarda ve düzenleyici kurallarda birlik olmaması yatırım ve ticaretin önünde engel teşkil etmektedir.

Kalkınmada Hükümetlerarası Otorite:(IGAD)

1986 Ocak Ayında kurulmuştur. Altı üyesi vardır. Bunlar, Cibuti, Etiyopya, Kenya, Somali, Sudan ve Uganda’dır. Amacı tarımsal kalkınma ve kuraklığın azaltılması için kaynak aktarımı ve koordinasyonun sağlanmasıdır.

Bölgesel İşbirliği İçin Hint Okyanusu Birliği :(IOR-ARC)

Birliğin anlaşması 1997 yılında Port-Louis, Mauritius’te imzalanmıştır. Amacı, ticaret ve yatırımın serbestleştirilmesi, altyapı ve turizmin geliştirilmesi yoluyla bölgesel ekonomik işbirliğini geliştirmektir. 18 üyesi vardır. Bunlar, Avustralya, Bangladeş, Hindistan, Endonezya, İran, Kenya, Madagaskar, Malezya, Mauritius, Mozambik, Umman, Singapur, Güney Afrika Cumhuriyeti, Sri Lanka, Tanzanya, Tayland ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir.

Cotonou Konvansiyonu:

2000 yılı Haziran ayında, 77 tane Afrika, Karayip ve Pasifik ülkesi (ACP ülkeleri), Avrupa Birliği ile tercihli ticari ve yardım bağlarını öneren yeni bir anlaşma imzalamıştır. Cotonou Konvansiyonu, 1975, 1979, ve 1984 yıllarında imzalanan anlaşmaları geçersiz kılan ve 1989 yılında imzalanan Lomé IV’ün yerine yürürlüğe girmiştir. Lomé Kongresiyle aynı olmasına rağmen, Cotonou’nun güçlü bir siyasi yönü vardır. İnsan haklarına saygı, demokratik prensipler ve hukukun üstünlüğü kuralları Lomé IV ‘ün temel unsurlarıdır. Cotonou anlaşmasıyla birlikte

Page 48: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

ise ACP ülkeleri, iyi yönetimleri destekleyip, yolsuzluklarla savaşacaklarını, ve AB’ye yasal olmayan göçü önlemeye çalışacaklarını kabul etmiştir.

Önceki anlaşmalarla, dört tarım ürünü- sığır eti, şeker, muz ve rom(içki)- tarife kotasına tabi olurken, tarımsal veya sanayi ürünleri AB’ye gümrüksüz olarak girmeye başlamıştır. Cotonou Konvansiyonu ile ortaya konan anlaşma, DTÖ’nün kurallarına uygun olmadığı için, bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının imzalanması gerekmektedir. Anlaşmalar ile ülkeler iç pazarlarını giderek artan biçimde AB ürünlerine açacaktır. 2000–2008 döneminde eski tercihli sistemin geçerli olacağı bir geçiş dönemi öngörülmüştür. 33 Afrika ülkesi en az gelişmiş ülke statüsü ile AB’nin GSP sistemine girme seçeneğine sahiptir.

2003 yılında Cancun’da DTÖ ile ACP Ülkeleri karşılıklı işbirliği alanında bir anlaşma imzalamışlardır. Avrupa Kalkınma Fonu (EDF), ACP ülkelerine yapılan Avrupa yardımlarının ana kaynağı olmaya devam edecektir. Yeni konvansiyonla yardımlar yeniden gruplandırılmış olup, ya uzun dönemli gelişme programları desteklenecek ya da özel sektöre kredi sağlanacak veya risk finanse edilmektedir.

Cotonou Kongresi 2003 yılı Nisan ayında 15 Avrupa Birliği üyesi ülke ve 76 ACP ülkesinin (Somali dışında) katılımıyla yürürlüğe girmiştir. Bir ay sonra ise ACP temsilcileri, EDF fonlarının zamanında ve etkin uygulanmasını öngören Brüksel Anlaşması’nı imzalamıştır.

Diğer Traftan, Kenya, 1 Ocak 1995 itibarıyla WTO üyesidir. IMF ve Dünya Bankası ile yakın ilişkileri olan Kenya, özellikle son 10 yıldaki pek çok ulusal projeye Dünya Bankası (IBRD) kanalı ile kaynak temin etmiş ve başarıya ulaştırmıştır.

Page 49: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

SUDAN Ekonomik Yapı

Ülke ekonomisinde son yıllarda petrol sanayisinden kaynaklanan olumlu gelişmeler meydana gelmiştir. Petrol sanayisinin gelişmesi yabancı yatırımları artırmış, milli gelirde yüksek oranlı artışlara neden olmuştur. Yönetimin petrol gelirleri paralelinde kamu harcamalarında ani artışlara gitmesi ekonomiyi olumlu etkilemiştir. Sudan ekonomisi özellikle 2006 ve 2007 yıllarında % 11,3 ve % 10,2 gibi yüksek oranlı ekonomik büyüme gerçekleştirmiştir. 2005 yılında 27,4 milyar dolar olan GSYİH’nin 2010 yılında 65,18 milyar dolar olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir. 2000-2008 yıllarında yıllık büyüme ortalaması ise % 7,5 olmuştur. 2010 yılı itibariyle satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli gelirin 2.264 dolar olduğu tahmin edilmektedir.

2010 yılı itibariyle ülkenin GSYİH’sinin % 31’ini tarım, % 30’unu sanayi ve % 39’unu hizmet sektörü oluşturmuştur.

Çalışan nüfusun % 80’i tarım sektöründe, % 7’si sanayi sektöründe, % 13’ü ise hizmet sektöründe bulunmaktadır. SUDAN Ekonomi Politikaları

Sudan yönetimi 1997 yılından beri IMF ile birlikte ekonomide yapısal reform programları gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda, enflasyonun kontrol altına alınması, para değerinin korunması, yüksek ekonomik büyüme, cari işlemlerin dengede tutulması ve özelleştirme konularında başarılı sonuçlar alınmıştır. Ayrıca ülkenin 2010 yıl sonu itibariyle 37,7 milyar dolar olan dış borçları konusunda da IMF ve Dünya Bankası ile çalışmalar yürütülmektedir.

1989 yılında gerçekleşen hükümet darbesinden beri Sudan’da finansal sistem islami kurallara göre işlemekte ve klasik faiz uygulamalarından farklı sistemler kullanılmaktadır.

Ülkede yaşanan iç savaşın 2005 yılında resmi olarak sonlandırılmasın ekonomiye olumlu etkileri olmuş; üretim, ticaret, yatırım ve alt yapı yatırımlarında hızlı artışlar gerçekleşmiştir.

Ülkenin gelirleri 2000 yılından beri başlayan petrol ihracatı ile hızla artmış olsa da hükümet harcamaları gelirlerden daha fazla artış göstermiştir. 2004-2008 döneminde hükümet harcamalarının yıllık ortalama % 32 artış gösterdiği tahmin edilmektedir. Aynı dönemde enflasyon artış oranı ise yıllık ortalama % 10 olarak gerçekleşmiştir.

Yabancı yatırımları çekmeye çalışan ekonomi politikaları sonucu son yıllarda ülkeye yapılan yatırımlarda artış görülmektedir. Yabancı yatırımların çoğunluğu petrol sektörüne yönelmiş

Page 50: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

olmakla birlikte, bu sektörde bulunan Çin, Malezya ve Hindistan’ın finans ve haberleşme sektörüne de ilgi gösterdikleri görülmektedir. Ayrıca Körfez ülkelerinden Arap firmalarının tarımsal üretim konularında önemli anlaşmalara imza attıkları görülmektedir.

Sudan’ın coğrafi konumu, ülkeye ekonomik açıdan avantajlar da sağlamaktadır. Denize kıyısı olmayan komşu ülkelere göre ticarette avantajlı bir konuma sahip bulunmaktadır. Bu kapsamda Etiyopya Hükümeti taşımacılık için Sudan Hükümeti ile anlaşmış ve Sudan Limanı’nı kullanmaya başlamıştır.

SUDAN Ekonomik Performans

Sudan ekonomisi 2007 ve öncesindeki on yıllık dönemde ortalama % 7 gibi yüksek oranlı bir büyümeyi gerçekleştirmiştir. Ancak, petrol fiyatlarındaki düşüşler ve küresel kriz Sudan ekonomisindeki büyümenin azalmasına yol açmıştır. Ekonomik büyümenin 2011 ve 2012 yıllarında % 4,1 ve % 4,3 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.

Page 51: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

CEZAYİR Temel Sosyal Göstergeler Kaynak: Economist Intelligence Unit, Algeria Country Report, Şubat 2012

Resmi Adı Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti

Yüzölçümü 2.381.741 Km2

Nüfusu 36 milyon

Başlıca Şehirleri

Cezayir 4.825 milyon, Oran 1.150 milyon, Constantine 810 bin, Annaba 580 bin

İklim

Sahil bölgelerinde ılıman, güneyde kuru ve sıcak. Başkent Cezayir: (Algiers) en sıcak ay Ağustos olup bu ayda sıcaklık ortalama 22-29 derece arasında değişmektedir. En soğuk ay Ocak olup sıcaklık 9-15

derece arasında değişim gösterir. En kuru ay Temmuz olup ortalama yağış miktarı 1mm’dir. En yağışlı ay ise Aralık’tır. Aralık ayında

ortalama yağış miktarı 140 mm’dir.

Dili Resmi dil Arapçadır. Berberice (Tamazight) ve Fransızca da kullanılır.

Temel Ekonomik Göstergeler a: Gerçekleşen, b: Tahmin, c:Projeksiyon

Kaynak: EIU, Country Report, Şubat 2012

2010b 2011b 2012c 2013c 2014c 2015c 2016c

GSYİH (milyar $) (Satın alma gücü

paritesine göre-PPP)

292,8 304,7 321,3 341,6 365,5 391,9 420,6

Reel GSYİH Büyüme (%)

3,3a 2,5 3,0 4,2 4,8 5,0 5,2

Kişi başına GSYİH ($) (Satın alma gücü

paritesine göre-PPP)

8.130 8.390 8.760 9.110 9.630 10.150 10.790

Tüketici Fiyat Enflasyonu (ort, %)

3,9 4,5 3,6 2,5 3,9 4,2 4,8

Mal İhracatı (milyar $)

fob 57,1 73,4a 74,3 86,2 97,9 108,1 129,5

Mal İthalatı (milyar $) fob

38,9 46,5a 47,5 50,6 56,4 67,7 85,4

Döviz kuru (ortalama, LD:ABD $)

74,4a 72,6 73,3 73,2 72,3 72,1 71,8

Page 52: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Temel Sosyal Göstergeler a Gerçekleşen. b Economist Intelligence Unit tahmini. c Economist Intelligence Unit

projeksiyonu

Kaynak:The Economist Intelligence Unit, South Africa Country Report,November11

Nüfus 50,58 milyon (2011 yılı ortası tahmini, SA Statistics

İnst.)

Dil

Toplam 11 resmi dil; Afrikaans, İngilizce, IsiNdebele, Sepedi, Sesotho, Swazi, Xitsonga,

Setswana, Tshivenda, IsiXhosa and IsiZulu; diğer Afrika, Asya, Avrupa dilleri de yaygındır.

Din Hıristiyan (% 68), Müslüman (% 2), Hindu (% 1,5),

diğerleri (% 28,5)

Başkent Pretoria

Yüzölçümü 1 219 090 km2

Başlıca

Şehirleri (Nüfus 1000)

Johannesburg: 3,226 Durban/Ethekwini: 3,090 Cape Town (yasal başkent): 2,893 East Rand/Ekurhuleni: 2,480 Pretoria /Tshwane (uygulayıcı başkent): 1,986

Port Elizabeth/Nelson Mandela Bay: 1,006

Devlet Başkanı Jacob Zuma

Etnik Yapı

Siyah:%79,5 - Beyaz: %9,0 - Renkli: %9 - Asyalı/Hintli:

%2,5. Siyahlar başta olmak üzere bu renk grupları arasında da birbirinden farklı etnik gruplar

bulunmaktadır.

Temel Ekonomik Göstergeler

a: gerçek, b: tahmin, c: projeksiyon tahmini

2008 2009 2010a 2011 b 2012 c 2013

GSYİH (milyar

dolar) 276,5 283,3 275,4 402,7 414,7 423,8

Reel büyüme (%) 3,6 -1,7 2,8 3,1 3,0 3,5

Kişi başına

GSYİH d (dolar)

10

429

10

304

10

708 11 61

11

929

12

696

Tüketici enflasyonu

(dönem sonu, %)

8.2 8.6 3.5 6.6 5.2 3.0

Döviz kuru (Rand: 1 $ , yıl sonu)

9,30 7,36 6,59 7.46 7.83 8.13

İhracat (fob-

milyar dolar) 86,12 66,54 85,70 94,25 95,53 98,18

İthalat (fob-

milyar dolar) 90,57 66,01 81,86 92,99 95,76 97,22

Cari işlemler dengesi (milyar

dolar)

-

20,08

-

11,32

-

10,11 -16,58 -19,70

-

18,08

Dış borç (milyar dolar)

41,94 42,10 44,77 47,57 47,21 47,74

Page 53: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

LİBYA Temel Sosyal Göstergeler Kaynak: EIU Country Forecast Report Şubat 2012

Nüfus 6,5 milyon

Yüzölçümü 1.759.540 km2

Resmi Dil Arapça

Başkent Trablus

Önemli Kentler (000 kişi)

Trablus 1149 Benghazi 636 Misurata 360 Al Mirqab 328 Al Bitnan 142 Sebha 126

Başbakan Abdürrahim El Kib

Din İslam (Sünni Müslüman %97)

Etnik Yapı Berberi ve Arap 97%, Diğer %3 (Yunanlı, Maltalı,

İtalyan, Mısırlı, Pakistanlı, Türk, Hintli, Tunuslu)

Temel Ekonomik Göstergeler a: Gerçekleşen, b: Tahmin, c:Projeksiyon

Kaynak: EIU Country Forecast Report Şubat 2012

2010b 2011b 2012c 2013c 2014c 2015c 2016c

GSYİH (milyar

$) (Satın alma gücü paritesine göre-PPP)

123,4 90,3 119,1 130,8 144,0 158,8 175,9

Reel GSYİH Büyüme

(%) 3,3 -27,9 28,8 7,7 7,8 8,1 8,5

Kişi başına GSYİH ($) (Satın alma gücü

paritesine göre-PPP)

18.850 15.180 19.620 21.030 22.690 24.550 26.670

Tüketici Fiyat

Enflasyonu (ort, %) 2,5a 10,3 4,5 3,3 2,5 2,1 2,4

Mal İhracatı (milyon $) fob

48.935 14.724 47.559 53.874 61.369 62.669 72.255

Mal İthalatı (milyon

$) fob 24.559 10.806 17.290 22.476 26.972 32.366 38.192

Döviz kuru (ortalama, LD:ABD $)

1,27b 1,21 1,25 1,27 1,28 1,27 1,26

Page 54: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

ETİYOPYA Temel Sosyal Göstergeler Kaynak:Economist Intelligence Unit Country Report, Ethiopia,March 2012,

www.cia.gov

Nüfus 76,2 milyon (2011)

Dil Amharikçe, Oromo, Tigrinya, Somaliae, İngilizce

Din Hıristiyanlık % 45 , İslamiyet %50, Yerel inançlar %5

Başkent Addis Ababa

Yüzölçümü 1.127.127 km2

Başlıca Şehirler

Addis Ababa (2,763,500)

Afar (1,188,000)

Dire Dawa (306,500)

Nazret (176,800)

Gondar (147,900)

Etnik Yapı Oromo %40, Amhara ve Tigre %32, Sidamo %9, Shankella

%6, Somali %6, Afar %4, Diğer %3

Temel Ekonomik Göstergeler Kaynak:Economist Intelligence Unit Country

Report, Ethiopia,March 2012, www.cia.gov

2008a 2009a 2010b 2011b 2012c

GSYİH (Milyar Dolar) 25,9 28,5 26,6 31,1 36,9

GSYİH (Milyar Birr) 248 335 383 526 657

Kişi Başına GSYİH (Dolar)d 965 1044 1045 1232 1342

Reel Büyüme (%) 10,8 8,8 10,1 7,5 8,0

Enflasyon Oranı(%) 44,4 8,5 8,1 33,0 15,7

Döviz Kuru 1ABD Doları=Birr 9,60 11,78 14,41 17,20 18,90

İhracat (Milyon Dolar-fob) 1,555 1,538 2,400 2,957 3,169

İthalat (Milyon Dolar-fob) 7,206 6,819 7,365 9,670 10,283

Cari İşlemler Dengesi(Milyon Dolar) -

1,806 -

2,191 -425 1,671 1,807

a=Gerçekleşen, b=EIU tahmini, c =EIU Öngörüsü, d =Satın alma

gücü paritesine göre

Page 55: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

KENYA Temel Sosyal Göstergeler Kaynak: The Economist Intelligence Unit Kenya Country Report 2010,

CIA-The World Factbook

Nüfus 40,5 milyon kişi (2010, EIU)

Dil İngilizce (resmi), Kisvahili (resmi), çeşitli yerel diller

Din Protestan % 38, Katolik %28, yerel inanışlar

%24, Müslüman %9

Başkent Nairobi

Yüzölçümü 569.259 km2

Başlıca Şehirleri

(Nüfus 1000)

Nairobi (1,4 milyon), Mombasa (465bin),

Kisimu (185 bin), Nakuru (163 bin)

Devlet Başkanı Mwai KIBAKI

Etnik Yapı

Kikuyu %21, Luhya %14, Luo %13, Kalenjin

%11, Kamba %11, Kisii %6, Meru %6, diğer Afrika %15, Asy-Avru-Arap %1

Temel Ekonomik Göstergeler a Tahmin, b Gerçekleşen, c Projeksiyon, d EIU Tahini

Kaynak: The Economist Intelligence Unit Kenya Country Report 2010, CIA-The

World Factbook

2006a 2007a 2008a 2009b 2010c 2011c

GSYİH (milyar

dolar) 22,7 27,5 29,1 31,9 34,5 37,1

Reel büyüme (%) 6,1 7,0 1,7 2,0 3,4 5,3

Kişi başına GSYİH d (dolar)

1.462 1.568 1.586 1.596 1.630 1.694

Tüketici enflasyonu (%)

15,6 9,6 27,7 16,9 6,2 6,0

Döviz kuru (Kenya

Şilini: 1 $ ) 69,40 62,68 77,71 76,00 78,00 81,00

İhracat (fob-milyon dolar)

3.502 4.132 5.040 4.471 5.047 5.509

İthalat (fob- milyon dolar)

6.768 8.388 10.689 9.031 9.708 10.641

Cari işlemler

dengesi (milyon dolar)

-526 -1.134 -1.978 -1.579 -

1.663 -1.911

Dış borç (milyon

dolar) 6.534 7.355 7.847 8.143 8.435 8.631

Page 56: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

NİJERYA Temel Sosyal Göstergeler Kaynak: Economist Intelligence Unit (EIU) Country Report March 2012, CIA The

World Factbook

Resmi Adı Nijerya Federal Cumhuriyeti

Yüzölçümü 923.773 km2

Nüfusu 155,2 milyon (2011)

Resmi Dili İngilizce (resmi), Hausa, Yoruba, Igbo (Ibo). Ülkede pek çok

yerel dil konuşulmaktadır.

Başkent Abuja

Başlıca Şehirleri

Lagos (10 milyon), Kano (9,38 milyon), Ibadan (5,2

milyon), Port Harcourt (1,38 milyon), Abuja (1,4 milyon), Kaduna (760 bin)

Dini Yapısı Müslüman %50, Hıristiyan %40, Diğer %10

Etnik Yapısı Hausa ve Fulani %29, Yoruba %21, Igbo (Ibo) %18, Ijav

%10, Kanuri %4, Ibibio %3,5, Tiv %2,5

Temel Ekonomik Göstergeler a Gerçekleşen. b Economist Intelligence Unit tahmini. c Economist

Intelligence Unit Öngörüsü d Satın alma gücü paritesiyle Kaynak:

Economist Intelligence Unit (EIU) Country Report March 2012, CIA The

World Factbook

2008a 2009a 2010a 2011b 2012c

Nominal GSYİH (milyar $)

208,1 169,4 196,3 244,3 259,8

Reel GSYİH’deki

Artış (%) 6,0 7,0 7,8 7,4 6,4

Kişi Başı GSYİH*

($) 2.100 1.908 1.944 2.081 2.223

Tüketici Fiyat Enflasyonu (ort.,

%)

11,6 11,5 13,7 10,8 12,0

Bütçe Dengesi (GSYİH’nin %’si)

1,5 -5,3 -3,7 -3,3 -2,7

İhracat (milyon $) 85.729 56.121 73.698 103.982 112.077

İthalat (milyon $) 39.844 30.779 53.461 69.497 79.285

Cari Hesap Dengesi (Milyon

$)

19.366 18.694 20.092 25.013 27.119

Döviz Kuru (Naira: 1 $ ,

ortalama)

132,56 149,58 150,66 158.27 172.20

Dış Borç (yılsonu, milyon $)

11.334 7.713 7.883 10.427 10.803

Page 57: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

SUDAN Temel Sosyal Göstergeler Kaynak: Economist Intelligence Unit, Sudan Country Report, August 2011

Resmi Adı Sudan Cumhuriyeti, Güney Sudan Cumhuriyeti

Devlet Şekli

Cumhuriyet

Nüfus (2010

tahmini) Sudan: 35 milyon, Güney Sudan: 8,26 milyon

Yüzölçümü Sudan 1,9 milyon km², Güney Sudan 644.329 km²

Dil Arapça (resmi dil), İngilizce (özellikle güneyde yaygın olarak kullanılmaktadır)

Din Müslüman % 70 (Sünni), Yerel İnançlar % 25, Hristiyan % 5 (daha çok güneyde ve başkent

Hartum’da)

Para Birimi Sudan Poundu (SDG)

Başkent Hartum (Sudan), Juba (Güney Sudan)

Başlıca Şehirler Hartum, Port Sudan, Kassala, Omdurman, Bahri, El-

Obeid, Wad Medeni, Gadaref, Juba

Temel Ekonomik Göstergeler Kaynak: Economist Intelligence Unit, Sudan Country Report, August 2011

2008a 2009a 2010a 2011 b 2012 b

GSYİH (milyar dolar) 58,03 54,68 66,76 58,12 54,33

Reel GSYİH artışı (%) 6,8 4,0 4,4 -2,7 -9,4

Kişi başına GSYİH c (dolar) 2.131 2.190 2.264 2.191 2.523

Tüketici fiyat enflasyonu (ort; %) 8,1 13,5 15,4 16,1 11,3

Döviz kuru SDG:$ (ort) 2,18 2,24 2,44 3,10 3,00

İhracat (fob-milyar dolar) 11,67 8,47 11,40 7,70 2,22

İthalat (fob- milyar dolar) 8,23 8,53 8,84 8,43 6,38

Dış borç (yıl sonu, milyar $) 33,74 35,72 37,70 39,71 42,00

Cari denge (milyar dolar) -1,31 -4,23 -3,87 -5,00 -6,24 a: Economist Intelligence Unit tahmini b: Economist Intelligence Unit projeksiyonu

c: Satın alma gücü paritesiyle

Page 58: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu

Yabancı yatırımcılar için elverişli bir yatırım ortamı bulunan Güney Afrika’nın

yabancı yatırımcılara sunduğu avantajlar aşağıda yer almaktadır:

- Afrika kıtasının toplam gayri safi yurt içi hâsılasının %25’ini oluşturan Güney Afrika kıtanın en güçlü ekonomisine sahiptir.

- Oldukça sofistike bir pazar ekonomisine sahip olan ve sahra altı Afrika ülkeleri pazarına giriş kapısı olan Güney Afrika siyasi istikrar ve büyüyen bir ekonomiye sahip olup, son dört yılda ortalama yıllık %5 oranında büyüme kaydetmiştir.

- Dünya Bankası verilerine göre Güney Afrika, iş yapma kolaylığı sıralamasında 2008 yılı itibariyle 178 ülke arasında 35. sırada yer almaktadır.

- Son yıllarda Avrupa Birliği, EFTA ülkeleri gibi ticari bloklarla serbest ticaret anlaşmalarını tamamlayan Güney Afrika, global ticaret sistemine daha fazla entegre olmaya başlamış olup, uluslararası pazarlarla gümrük birliği, serbest ve tercihli ticaret imkanlarına sahiptir.

- Hızla büyüyen Afrika, Latin Amerika ve Hint Okyanusu pazarlarına kolay ulaşım bağlantısına sahiptir.

- Afrika kıtasındaki en modern ulaştırma ve haberleşme altyapısına sahiptir. - Yaklaşık 47 milyon nüfusla birlikte geniş ve büyüyen bir iç pazara sahiptir. - Diğer gelişmekte olan pazarlarla kıyaslandığında ucuz iş gücüne sahiptir. - Zengin maden ve hammadde rezervlerine sahip Güney Afrika, altın, krom cevheri,

manganez cevheri, platin grubu metaller ve vanadyum rezervleri açısından dünyada bir numaralı ülke konumundadır.

- Dünyadaki en önemli yirmi borsadan biri olan Johannesburg Borsası Güney Afrika’da bulunmakta olup, modern bir bankacılık ve finans sektörüne sahiptir.

- Son dönemlerde yaşanan elektrik kesintileri ile birlikte yapılan zamlara rağmen, Güney Afrika halen dünyada elektrik enerjisinin en ucuz olduğu ülkelerden birisidir.

Son olarak, Güney Afrika’yı bir Afrika ülkesi olarak değil, gelişmiş, tüketicinin

korunduğu, mağazalar zincirinin çok güçlü ve kuralların katı olduğu bir ülke olarak

değerlendirmekte fayda görülmektedir.

Page 59: OSIAD_AFRIKA Raporu

KAYNAK: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü İhracat Bilgi Platformu