HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER...

11
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 8/SAYI 2/1990 KEYNESCİ TEORİNİN 'TENİDEN" YORUMLANMASI HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME" Hüseyin ÖZEL ** GİRİŞ 19801i yıllarda, bilimsel çevrelerde hakim olan genel kanı, Key- nesci iktisadın ekonomik sorunlara doyurucu çözümler getiremediği ve hatta tüm önemini yitirdiği şeklindedir. Ancak bu kanının bir miktar abartılmış olduğu söylenebilir. Özellikle Keynes'in Genel Teorisi'nin temel mesajı olarak görülebilecek olan ekonomik siste- min kendi başına kararlı bir tam istihdam dengesini sağlayamayacağı önermesi hala önemini korumaktadır. Yine de Keynesci iktisadın temel sorununun, bu yaklaşımın ortaya koyduğu formel analiz çerçevesinin yetersiz olduğu düşüncesi kabul edilebilir nitelikte görünmektedir. Bu yetersizliğin giderilmesi ise herşeyden önce, ortaya konacak makro modelin, anlamlı "mikro temellere" sahip olmasına bağlıdır. Yukarıdaki genel çerçevenin kurulabilmesi viçin öncelikle "Key- nes'in gerçekte ne demek istediğf'nin (Clower ve Leijonhufvud 1975: 182) ortaya konması gereklidir. Bununla birlikte bu yazıda bu soru üzerinde çok fazla durulmayacak, yalnızca Keynes'in Genel Teori- si'de oratya koyduğu çerçeve içinde kalınarak eksik istihdam anali- zinin temel sorunları üzerinde .durulmaya çalışılacaktır 1 . Bu açıdan teorinin bilinen iki yorumu, yani "Dengesizlik" ve "Belirsizlik" yaklaşımları temel alınarak bu yorumların soruna verdiğ iyanıtlar değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bunun yanında söz konusu yorum- ların özellikle politik implikasyonları açısından ayrıntısına giril- meyecek, yalnızca ortaya çıkan metodolojik sorunlara işaret edile- cektir. Yazıda ortaya konan temel görüş, Neoklasik mikro temelleri kul- lanmak yerine bireysel karar problemlerinden yola çıkarak yeni bir "Keynesci" mikro teori ortaya konmasının gerekli olduğudur. Çünkü, 'Yeni" Keynesci bir alternatifin ancak rasyonellik postülasının ye- (*) Yazıyı okuyup değerlendiren Prof. Dr. î. Tanyeri ve Doç. Dr. K. Ataç'a teşekkür ederim. Doğal olarak, savunulan görüş ve hatalardan kendileri sorumlu tutula- maz. .. * " (**) Hacettepe Üniversitesi iktisat Bölümü Araştirma Görevlisi. (1) Genci Teori'yi yorumlama çabalan çoğu kez kitabın belli bölümlerinin vurgu- lanmasına ve dolayısıyla bazan teorinin "genelliğinin" gözden kaçırılmasına neden olmaktadır. Bu yazıda da ister istemez teorinin basitleştirilmiş sunumu ortaya konacağından aynı yetersizliğin görülmesi kaçınılmazdır.

Transcript of HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER...

Page 1: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİİKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DERGİSİ

CİLT 8/SAYI 2/1990

KEYNESCİ TEORİNİN 'TENİDEN" YORUMLANMASIHAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME"

Hüseyin ÖZEL **

GİRİŞ19801i yıllarda, bilimsel çevrelerde hakim olan genel kanı, Key-

nesci iktisadın ekonomik sorunlara doyurucu çözümler getiremediğive hatta tüm önemini yitirdiği şeklindedir. Ancak bu kanının birmiktar abartılmış olduğu söylenebilir. Özellikle Keynes'in GenelTeorisi'nin temel mesajı olarak görülebilecek olan ekonomik siste-min kendi başına kararlı bir tam istihdam dengesinisağlayamayacağı önermesi hala önemini korumaktadır. Yine deKeynesci iktisadın temel sorununun, bu yaklaşımın ortaya koyduğuformel analiz çerçevesinin yetersiz olduğu düşüncesi kabul edilebilirnitelikte görünmektedir. Bu yetersizliğin giderilmesi ise herşeydenönce, ortaya konacak makro modelin, anlamlı "mikro temellere"sahip olmasına bağlıdır.

Yukarıdaki genel çerçevenin kurulabilmesi viçin öncelikle "Key-nes'in gerçekte ne demek istediğf'nin (Clower ve Leijonhufvud 1975:182) ortaya konması gereklidir. Bununla birlikte bu yazıda bu soruüzerinde çok fazla durulmayacak, yalnızca Keynes'in Genel Teori-si'de oratya koyduğu çerçeve içinde kalınarak eksik istihdam anali-zinin temel sorunları üzerinde .durulmaya çalışılacaktır1. Bu açıdanteorinin bilinen iki yorumu, yani "Dengesizlik" ve "Belirsizlik"yaklaşımları temel alınarak bu yorumların soruna verdiğ iyanıtlardeğerlendirilmeye çalışılacaktır. Bunun yanında söz konusu yorum-ların özellikle politik implikasyonları açısından ayrıntısına giril-meyecek, yalnızca ortaya çıkan metodolojik sorunlara işaret edile-cektir.

Yazıda ortaya konan temel görüş, Neoklasik mikro temelleri kul-lanmak yerine bireysel karar problemlerinden yola çıkarak yeni bir"Keynesci" mikro teori ortaya konmasının gerekli olduğudur. Çünkü,'Yeni" Keynesci bir alternatifin ancak rasyonellik postülasının ye-

(*) Yazıyı okuyup değerlendiren Prof. Dr. î. Tanyeri ve Doç. Dr. K. Ataç'a teşekkürederim. Doğal olarak, savunulan görüş ve hatalardan kendileri sorumlu tutula-maz. .. * " •

(**) Hacettepe Üniversitesi iktisat Bölümü Araştirma Görevlisi.(1) Genci Teori'yi yorumlama çabalan çoğu kez kitabın belli bölümlerinin vurgu-

lanmasına ve dolayısıyla bazan teorinin "genelliğinin" gözden kaçırılmasınaneden olmaktadır. Bu yazıda da ister istemez teorinin basitleştirilmiş sunumuortaya konacağından aynı yetersizliğin görülmesi kaçınılmazdır.

Page 2: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

118 H.Ü. iKTiSADi VE iDARi BiLiMLER FAKÜLTESi DERGiSi

niden tanımlanmasıyla ortaya atılmasının mümkün olduğudüşünülmektedir. Bununla birlikte sözkonusu yaklaşımıngeliştirilmesinde hangi yöntemlerin kullanılması gerektiği iseyazının kapsamı dışıda tutulmuştur. Bu açıdan öncelikle Keyhes'inmiktar uyumlama yorumu dikkate alınacak ve daha sonra da Key-nesci belirsizliğin varlığı altında teorinin alacağı biçim incelene-cektir.

I-MKTARUYUMIJ\MAMODEU

Genel Teori'de ortaya konan çerçeve iki ayrı açıdan ele alınabilir:ilk olarak teori gelir ve istihdam düzeyinin belirlenişini ortaya koy-makta ve esas vurgu, efektif talebin temel belirleyicileri ve özellikletüketim eğilimi üzerinde olmaktadır. Bu noktada parasalfaktörlerin destekleyicisi bir rol oynadığı söylenebilir. Fakat bununyanısıra teori aynı zamanda, f inansal varlıklardan birisi olarakpara talebinin ve özellikle spekülatif motifin vurgulandığı bir bütünolarak ortaya çıkmaktadır (Johnson 1968: 133), Bununla birlikte buiki düzey bağımsız teorik yapılar şeklinde değil, aksine Kİasik iki-lem (dichötomy) anlayışının terkedildiği bir bütün içinde, karşılıklıetkileşim içerisindedir^.

• •

Genel Teori'nin bir özetinin verildiği 3. bölümde Keynes (1936: 25-36), başlıca iki toplulaştınlmış (aggregate) değişkeni dikkate almak-tadır: N kişinin istihdamı sonucu üretilecek outputun arz fiyatınıgösteren toplam arz fonksiyonu [Z = ILI (N)] ve girişimcilerin N kişininistihdamıyla elde etmeyi bekledikleri geliri ifade eden toplam talepfonksiyonu [D = f (N)]. Toplam talep fonksiyonunu toplam arz fonk-siyonu ile kesiştiği noktadaki değeri de "efektif talep" olarak ad-landınlmaktadır. Burada toplam arz ve talep fonksiyonları* eşanlıolarak istihdam düzeyini ve dolayısıyla geliri belirlemekte olup,efektip talep tarafından belirlenecek bu düzeyin tam istihdam düzeyiolması gerekmemektedir.

Veri teknoloji düzeyi, kaynak ve maliyetlerde, parasal veya reelgelir düzeyi istihdam düzeyi N'ye bağlıdır. Girişimcilerin istihdametmeyi düşündükleri bu N miktarı, toplumun psikolojik özellikleri,daha doğrusu tüketim eğilimi tarafından belirlenecek tüketim mik-tarı (Di) ve yatırım hacminin (D2) toplamına yani efektif talebebağlıdır: . •

D =DI= J3 (N) Tüketim eğilimi veE>2= M. (N) - J3 (N) Yatırım

Dolayısıyla dengedeki istihdam düzeyi, toplam arz fonksiyonu (i,tüketim eğilimi J3 ve yatırım hacmi D2*ye bağlı olacaktır.

(2) Bu bölümde miktar uyumlamalan dikkate alındığından parasal faktörleredeğinilmeyecektir. Yine de teorinin "genelliği" ancak Sermayenin Marjinal et-kinliği ve faiz teorisi geliştirildiğinde bir anlam taşıyacaktır (Keynes 1936: 32).

Page 3: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

KEYNESCl TEORİNİN'YENiDEN" 119YORUMLANMASI HAKKINDA BiR DEĞERLENDiRME

Teorinin bu sunumunda, toplulaştırılmış gelir, tüketim veyatırım değişkenleri reel olarak, yani ücret birimi cinsinden ifadeedilmektedir. Başka bir deyişle basitleştirici bir varsayım olarak,parasal ücretlerin sabit olduğu kabul edilmektedir.

Bu çerçevede eksik istihdam dengesinin ortaya çıkmasındakitemel belirleyici faktör, marjinal tüketim eğiliminin birden küçükolmasıdır. Gelir arttıkça tüketim daha az artacağından, istihdamarttığında tüketim (D ı) artacak, ancak bu artış efektif talep (D) artışıkadar olmayacaktır. Bu durumda, istihdam hacmi arttıkça, bunakarşılık gelen toplam arz fiyatı ile tüketim miktarı (talep)arasındaki fark büyüyecektir (Keynes 1936: 30). Bu önerme genellikleünlü "Keynesian Cross" kullanılarak ifade edilmektedir3. Örneğinbaşlangıçta fcksik istihdam durumunda , ekonomin belli bir outputdüzeyinde toplam arz fazlası sözkonusu ise, outputta ortaya çıkacakazalma, arzın talepten daha fazla düşmesine yol açmaktadır. Marji-nal tüketim eğilimi l'den küçük olduğundan talepdeki azalma outputdüşüşünden daha az olacaktır. Başlangıçta talep fazlasının olduğudurumda ise toplam talep artışı output artışının gerisinde kala-caktır. Dolayısıyla marjinal tüketim eğilimi veriyken, bizzat outputdüzeyindeki değişmeler dengeleyici bir rol oynayacaktır. Bununanlamı, Efektif talep teorisinin, simgesel olarak Y gelir düzeyi ve F(Y) de toplam talebi ifade etmek üzere, sadece dengeyi tanımlayan

F(Y)=Ydenkleminin çözümüyle değil, dengenin kararlılığıyla ilgili dina-

mik uyumlama denklemi,dY/dt = 0 [F (Y) - Y], (0'>0) (dY/dt: gelirin zamana göre türevini

göstermektedir)ile de ilgilenmesidir (Patinkin 1982: 9-10). Dolayısıyla, "... ekono-

mik sistem kendisini, tam istihdamın altında bir düzeydeki N ile,kararlı denge içerisinde bulabilir." (Keynes 1936: 30).

Genel Teori'nin yukarıdaki sunumunda dengeleyici sürecin fiyatyerine output hareketleriyle gerçekleştiği fikri doğrudan doğruya,Clower (1965)'a veya daha genel olarak "Sabit Fiyat - Miktar KısıtlıModeller" tarafından benimsenin Keynes yorumunagötürmektedir4,5. gu yorumda, Keynes'in Genel Teori'de ortayakoyduğu temel önermenin ekonomik sistemde ortaya çıkan koordi-nasyon başarısızlığı (Clower ve Leijonhufvud 1975) yani"... karar bi-

(3) 45 derece grafiği, toplam talepdeki değişmenin sadece output etkisini dikkate al-maktadır. Ekonomi eksik istihdamda iken toplam talep değişmesinin hem out1

put hem de fiyat etkilerini yansıtamamaktadır (Fusfeld 1989: 546; Patkinkin1989: 542 ve Davidson 1989: 550-51). Yine de Patinkin (1982:9)'i izleyerek GenelTeori'nin temel mesajının efektif talep ilkesi (outputun dengeleyici rolü)olduğunu kabul etmekteyiz. Yine de bu gösterimin teorinin "aşın basit-leştirümiş" Fusfeld 1989: 547) bir versiyonu olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.

(4) Miktar kısmamaları modellerin Keynes yorumu için bak. Clower (1965-1988),Clower ve Leijonhufrud (1975); Akyüz (1984: 52-62) ve Somel (1986: 1-55).

Patinkin (1982, 1989) bu noktanın farkında gözükmemektedir.

Page 4: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

120 H.O. iKTiSADi VE iDARi BiLiMLER FAKÜLTESi DERGiSi

rimlerinin gereksinimlerinin karşılıklı olarak bağdaşmaması".(Somel 1986: 31, vurgu orijinal) olduğu kabul edilmektedir. Bu açıdanSabit Fiyat Modellerinin ortaya koyduğu çerçevede, karar birimleri-nin planlarını uyumlulaştıracak merkezi bir bilgi işleyici -aktarıcıotoritenin, başka deyişle Walras'm "mezat tellalT'nın bulunmaması,sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yolaçmaktadır. Dolayısıyla "KeynesMin teorisi, Walrascı genel denge teo-risinden farklı olarak "dengesizlik" kavramı üzerine oturmaktadır.Walras'ın aksine denge dışı "yanlış" fiyatlardan mübadelelere izinverilmesi ve karar birimlerinin miktar kısıtlamalarına maruzolması, "kavramsal"'' [(piyasayı temizleyecek fiyatlardan yapılacak)talep ve "efektif1 (yanlış fiyatlarda gerçekleşen)] talepler arasındafarklılık yaratacak ve bunun sonucunda Walras Yasası geçerli ol-mayacaktır6. Bu dengesizlik durumunun Genel Teori açısındananlamı, genel denge durumunun dışında, gayrıiradi işsizliğin olduğuşartlarda, hiçbir piyasada talep fazlasının ortayaçıkmayabileceğidir (Somel 1986: 24)'. Başka bir deyişle ekonomiksistem, eksik istihdam durumu geçerli iken dengeye 'gelebilir.

Yukanda anılan modellerdeki temel varsayım, sistemde dengearayışını karakterize eden uyumlamaların yalnızca fiyatlartarafından değil, aynı zamanda miktarlar tarafından da gerek-leştirildiğidir. Fiyatların (veya ücretlerin) sabit olması7 durumundabütün uyumlâma yalnızca miktarlarca gerçekleştirilecektir. Birey-sel karar fonksiyonlarında açıklayıcı değişken olarak yer alan mik-tarların dengeleyici rolünün incelenmesinin Keynes'in teorisinin,mantığına daha uygun olduğu ileri sürülmektedir.

Dengesizlik yaklaşımı, ekonomik sistemin koordinasyon bozuk-,luklannın formel bir analize oturtularak hem fiyat hem de miktaruyumlamalarınm birlikte yer aldığı, dolayısıyla hem Klâsik hem deKeynesci önermelerin türetilebileceği "genel" bin teorik yapıoluşturma iddiasındadır. Ancak böyle bir yapıda, bireysel kararproblemlerinden yola çıkılarak toplulaştırılmış değişkenlerle ilgilisonuçlara ulaşılabilir. Başka bir deyişle bu modelleştirme strateji-siyle makro ve mikro iktisat arasındaki bağdaşmazlık ortadankaldırılabilir ve Keynesci iktisada anlamlı mikro temeller ka-zandırılabilir.

Bununla birlikte, miktar uyumlaması yorumunun, Keynes'intemel analiz birimini oluşturan parasal ekonomiye uygulanıp uygu-lanmayacağı tartışmalıdır (Akyüz 1984: 158): Sabit fiyat modelleri,yanlış değişimler ve miktar kısıtlamalarını dikkate almakla Wal-rascı olmayan bir yapı geliştirebilmelerine rağmen, bu modellerdeparanın aynı zamanda bir servet tutma aracı olmasından kaynakla-nacak sorunlar dikkate alınmamakta ve para Walras'cı olmayan du-

(6) "ikili Karar Hipotezi" olarak adlandırılan bu durum hakkında ayrıntılı bilgiiçin bak. Clower (1965); Somel (1986: 20-24).

(7) Bununla birlikte bu modellerde yanlış olduğu düşünülen sabit (ya da yavaşdeğişir - sticky) fiyatlar, paranın modellerde genellikle numeraire olarak yeralması dikkate alındığında, parasal değil nisbi fiyatlardır ki bunun da Keynesciyaklaşımla ne derece tutarlı olduğu tartışılabilir.

Page 5: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

KEYNESCİ TEORİNİN 'YENiDEN" 121YORUMLANMASI HAKKINDA BiR DEĞERLENDiRME

rumların ortaya konmasında önemli rol oynamamaktadır. Bundandaha da önemlisi, fiyat değişmezlikleri varsayımıyla ".. Keynesci du-rumlan... Walrascı ıteori ile bağdaştırmak olanaklı olsa da, Keynes-ci önermelerin fiyat - ücret katılığından kayhaklanmamasıdır(Akyüz 1984: 159). Çünkü parasal ücret ve fiyatlar değişebilir olsa da,esas olarak belirsizlik yüzünden tam istihdama ulaşılama-yabilecektir. Dolayısıyla, "Walrascı olmayan her model Keynesci ol-maya aday değildir" (Akyüz 1984: 158, vurgu orijinal).

Yine de dengesizlik yaklaşımının temel sorunu metodolojiktir;sözkonusu yaklaşımın temel metodolojik çerçevesinin, sorunlarıntemelinin kaynak dağıtım sürecinde aranması gerektiğinin ilerisürülmesi bakımından, Neoklasik çerçevedçn pek de farklı olmadığısöylenebilir. Tıpkı Neoklasik yaklaşımdaki gibi burada da piyasa-ların işleyişinin temsili nitelikteki bireysel karar birimlerinin sti-lize edilmiş seçimleri üzerine oturtulması, daha doğrusu makro so-runların bireysel baza "indirgenmesi11 sözkonusudur (Coddington1976: 1258, 69)8/Ne yazık ki, yaklaşımın temel başarısızlığı tam dabu noktadadır; bu modeller makro önermeleri, bireylerin fayda venıaliyetlerini marjinal olarak eşitlemesini öngören rasyonellikpostülasına dayanan Neoklasik mikro teori üzerine oturtmayaçalışmaktadırlar9. Ancak fiyatların sabit ya da yavaş değişir olmasıbu modellerde yalnızca varsayılmakta, fiyat sabitliğinin rasyonelkarar birimlerinin seçim problemlerinin sonucu olarak nasıl or-taya çıktığı açıklanmamaktadır. Görüldüğü gibi bu yaklaşımda ra-syonel bireylerin kendilerini maksimizasyona götürmeyecek vedolayısıyla kayıplara ("dead-weight lossçs") uğratacak müdabeielereneden girdikleri sorusu yanıtsız kalmaktadır. Bu sorunuçözebilmenin mümkün olabilecek en anlamlı yolu, rasyonellikpostülasının Keynesci çerçeveye uygun olarak yenidentanımlanması ve bu yolla fiyat değişmezliklerinin modeleiçselleştirilmeye çalışılmasıdır. Bu konuya ikinci bölümde tekrardeğinilecektir.

Kısacası, Keynes'in temel mesajının efektif talep ilkesi olduğugörüşü benimsenmekle birlikte, genel olarak miktardeğişkenlerinin dengeleyici rol oynadığı görüşü, parasal faktörlerinihmal edilmesi bir yana, Keynesci teorinin varsayılan "genelliğinin"ortaya konmasını sağlayamamaktadır. Dolayısıyla Genel Teori'ninbir başka yorumu olan belirsizlik yaklaşımının ı ° gözden

. geçirilmesinde yarar olacaktır.«•••«••••«•• • ••İBMMMMMMMMMMH^ ^ Hl . # - •' . "

(8) Bu noktada, Keynesci makroiktisadın gerçekten de mikro temeller üzerinde otur-tulmasının gerekip gerekmediği sorulabilir. Örneğin Blinder (1987: 134-35), top-lulaştınlmış değişkenlerle bireysel değişkenlerin davranışlarının farklı olabi-leceği ve dolayısıyla katı mikro temeller olmadan da bilim yapılabileceğigörüşünü savunmaktadır. -Bununla birlikte, iktisat teorisinin evrensel ve "genel"olma iddiasının geçerliliğinin, ancak makro-mikro bağdaşmazlığınıçözebilmesine bağlı olduğu düşüncesindeyiz.

(9) Coddington (1976: 1269), dengesizlik Keynesciliğinm denge kavramını terketme-sine rağmen "indirgemeci" yönteme sadık kaldığını belirtmektedir.

(10) Coddington (1976) bu yaklaşımı "fundamentalist" görüş olarak ad-landırmaktadır.

Page 6: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

122 H.O. iKTiSADi VE iDARi BiLiMLER FAKÜLTESi DERGiSi' . ' - " • . * ' - '

H - BELİRSİZLİK YAKLAŞIMI OI^JRAK GE3«SL TEORİ U « ' f

Yukarıda anlatılan yaklaşım, özünde statik karakterdedir; mik-tar uyumlaması yorumunda özellikle Keynes'in tüketim fonksiyonu-nun vurgulanması, zımni olarak, yatırımların veri olarak alındığıve sermaye stokunun değişmediği bir çerçevenin kabul edildiğinidüşündürmektedir12. Bu da aslında Keynes'in analizinin zamanboyutunun, özellikle yatırımlara ilişkin uzun dönem beklentileri-nin ihmal edildiği (dışsal olduklarının varsayıldığı) bir çerçeveninbenimsenmesiyle, dikkate alınmadığını göstermektedir. Her nekadar bu görüşte bilgi yetersizlikleri sonucu ortaya çıktığı var-sayılan koordinasyon sorunları üzerinde durulmaktaysa da, gele-ceğe ilişkin beklentilerin ve dolayısıyla Keynesci belirsizlik kav-ramının dikkate alınmaması, analizin dinamik niteliğinin gözdenkaçırılmasına yol açmaktadır.

Keynes, Genel Teori üzerine 1937'de yazdığı makalede (Keynes1973: 109-123), kendi teorisini geleneksel teoriden ayıran en Önemliiki özelliğinin belirsizlik yaklaşımı ve oütput için "bir bütün olarak"arz ve talep (efektif talep ilkesi) olduğunu belirtmektedir. BelirsizlikKeynes'de gelecek hakkında sayısal olasılıklar ya da metamatikselbeklentiler hesaplamanın mümkün olmadığı bir durumu ifade ede-cek bir biçimde kullanılmaktadır (Keynes 1936: 152; Lawson 1985:915; Hamouda ve Smithin 1988: 160-61). Bu anlamıyla belirsizlik, enazından olasılık dağılımlarının ortaya konabildiği "risk" kav-ramından farklılaşmaktadır, çünkü belirsizlik bu tür dağılımlarıoluşturmada kullanılacak bilginin mevcut olmadığı durumugöstermektedir (Hamouda ve Smithin 1988: 162). Keynes için örneğinrulet oyunu belirsizliğe tabi değilken "... yirmi yıl sonraki bakırfiyatı ve faiz oranı ya da 1970 yılında özel servet sahiplerinin sosyalsistemdeki konumlan belirsizdir. Bu sorunlar için herhangi bir he-saplanabilir olasılık oluşturmak için hiçbir bilimsel temelsözkonusu değildir" (Keynes 1973: 114) Böyle bir durumda ise bireyle-rin sübjektif olasılık yapılan her zaman beklenmedik dışsal kay rmalara uğrayabilecek ve bireyler bunların objektif dağılımlarıyansıtmadığını farkedeceklerdir. Bireylerin beklentileri ve bu bek-lentilerin belirsizlik yüzünden kaymalara uğraması etkisiniözellikle para, faiz ve yatırım üzerinde göstermektedir. Öncelikleparanın servet saklama aracı olması tamamıyle geleceğin belirsizolmasından kaynaklanmaktadır: "Bir servet saklama aracı olarakpara tutma isteğimiz, geleceğe ilişkin kendi hesaplamalarımız veuzlaşımlarımıza (convention) olan güvensizliğimizin derecesinigösteren bir barometredir" (Keynes 19773: 116). Bu bakımdan çokgenel olarak, insanların tahminlerine duydukları güvendekideğişmeler, gerçekte elde tutulan para miktarını değil, insanları para

(11) Bu bölüm Özel (1988: 13-23)'e dayanılarak geliştirilmiştir.

(12) Bu noktaya dikkatimi çektiği için Prof. Dr. ibrahim Tanyeri'ye teşekkür ederim.Yine de analizi, sermaye piyasalarındaki miktar kısıtlarının dikkate alındığıçerçeveye uzatmak mümkündür.

Page 7: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

KEYNESCl TEORİNİN 'YENiDEN1' 123YORUMLANMASI HAKKINDA BiR DEĞERLENDiRME

f

tutmamaya yöneltecek faiz oranını etkileyecektir (Keynes 1973:116). Bu kavrayışta, verilmiş her beklenti düzeyine ayrı bir likiditetalep fonksiyonu karşılık gelmekte ve belirsizliğin yol açtığı beklen-ti kaymaları faiz oranını da doğrudan etkilemektedir13.

Buna karşılık efektif talebin, tüketim eğilimi veriyken, asıl belir-leyicisi olan yatırım D2 hacminin belirlenmesinde de beklentilerönemli biryere sahiptir. Yatırımlar temel olarak sermayevarlıklarının beklenen getirilerinin esas alındığı sermayenin mar-jinal etkinliğine bağlıdır. Sermayenin marjinal etkinliği kavramı,yatırımlarda uzun dönem beklentilerini ön plana çıkarmaktadır.Sermaye piyasalarında belirlenecek bu uzun dönem beklentilerigenel olarak piyasanın psikolojine, bağlıdır (Keynes 1936: 148-49).Yatırımcıların beklentilerini oluşturmada genel olarak izledikleristrateji, kendisinden daha iyi bilgilendiğini düşündüğü diğer bireyle-rin ortak yargısına ulaşmaya çalışmak, yani çoğunluğun ortalamagörüşünü tahmin etmek biçimindedir (Keynes 1973: 114). Böylece ser-maye piyasalarındaki temel davranış biçimi, piyasada belirlenen"uzlaşımı" (convention) izleme eğilimi olacak ve bu uzlaşımın özü de,değişme beklemek için kesin nedenler olmadığı sürece, 'Varolan du-rumun sonsuza kadar devam edeceği" varsayımına dayanacaktır(Keynes 1936: 152). Buna rağmen, piyasa psikolojisine bağlı olan buuzlaşım güvenilmez niteliktedir ve ani değişmele uğrayabilir (Keynes1936: 154).

.Yatırım hacmi bir yandan faiz oranına, diğer yandan da sermaye-nin marjinal etkinliğine bağlı olduğundan ve bu iki büyüklük dedoğrudan belirsizliğin etkisi altında olduğundan, yatırim hacmininzaman zaman önemli ölçüde dalgalanmalar göstermesi doğaldır(Keynes 1973: 118). Bunun istihdam açısından anlamı, ekonomidetam istihdamı sağlayacak efektif talebin ancak tesadüfengerçekleştirilebileceği ve daha önemlisi, sistemin kendi kendisine,bir kez sağlansa bile, tam istihdam düzeyini sürdüremeyeceğidir.

Üstelik böyle bir durumda parasal ücretlerin değişebilir (flexible)olması da tam istihdamın sağlanaması için yeterli olamamaktadır.Genel Teori'nin 19. bölümünde Keynes, parasal ücretlerdekideğişmelerin etkilerini incelemektedir. Bu bölümdeki analize göreparasal ücret değişmeleri istihdam ve output üzerindeki etkilerini,ancak efektif talebin etkilenmesi ölçüsündegerçekleştirilebilmektedir. Bu açıdan kapalı bir ekonomide parasalücret düşüşlerinin efektif talep üzerindeki etkisi, gelir bölüşümüüzerindeki etkileri bir yana bırakıldığında14» esas olarak likidite ta-lebi ve sermayenin marjinal etkinliğinin değişmesiyle ortayaçıkmaktadır (Keynes 1936: 263-64). Örneğin parasal ücretlerin gele-cekte beklenen ücretlere göre düşeceği beklentisi, sermayenin marji-1* * ' * . - - .(13) Bununla birlikte, beklet! kaymalarının derecesinin artmasının, teorik olarak

faiz oranının belirlenemezliğine jyol açtığı ileri sürülebilir. v

\ - . " . . - . '

(14) Gelir dağılımındaki değişmelerin de istihdam üzerindeki etkisi belirsizdir (Key-nes 1936: 263).

Page 8: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

(15) Howitt (1988), değişebüir ücretlerin destabilize edici etkisini ortaya koyan birmodel geliştirmektedir. Bununla birlikte, modelde beklenti şeması olarak Ra-syonel Beklentilerin kullanılmasının Keynesci belirsizlik kavramıyla ne ölçüdebağdaştırılabileceği tartışmalıdır. .

(16) Ancak konjonktür devrelerinin temel nedeni olarak yatırımlara ağırlık veril-mesi* aslında Keyneslden çok Kalecki çizgisine yakındır. Bu konuda bak. Patin-kin (1982: 57-78) ve Robinson (1964: 339).

124 H.O. iKTiSADi VE iDARi BiLiMLER FAKÜLTESi DERGiSi

nal etkinliğini yükselterek yatınmı artırabilir. Bununla birlikte ge-lecekte ücretlerin daha da düşmesi bekleniyorsa, sermayenin marji-nal etkinliği düşecek ve yatırım ve tüketimin ertelenmesine yolaçacaktır. Bunun yanında ücret düşüşünün fiyat düşüşüyle birliktegerçekleşmesi, işlem amacıyla elde tutulacak para miktarını azalta-cağından faiz oranının düşmesiyle yatırımların artmasına yolaçabilir. Yine de fiyat düşüşleri genel bir kötümserlik havası ya-rattığında, paranın değeri istikrarını yitireceğinden, likidite terci-hini tekrar artırabilir. Daha da kötüsü, fiyat düşüşlerinin süreceğibeklentisi toplam talebi de düşürerek* işsizliğin daha daağırlaşmasına yol açabilecektir (Howitt 1988: 61)15. Dolayısıyla,değişebilir ücret politikasının sürekli tam istihdamısağlamayacağı, aksine "en fazla tavsiye edilebilir" politikanın katı >ücretin benimsenmesi olduğu Keynes'in ortaya koyduğu hipotezler-den birisidir (Keynes 1936: 270). Bunun nedeni katı ücret politi-kasının belirsizliğin azaltılması ölçüsünde istikrarın korunmasına *katkıda bulunmasıdır.

Belirsizliğin öneminin kabul edilmesi, beklentilerin output ve is-tihdam üzerindeki etkilerinin dikkate alınmasını sağlayarak anali-ze dinamik bir nitelik kazandırmaktadır. Bu açıdan, özellikleyatırım düzeyindeki dalgalanmaların analizi, Keynesci teorininaynı zamanda bir konjonktürel dalgalanma teorisi olarakgörülebilmesini sağlayabilir. Nitekim Keynes, Genel Teori'nin 22.bölümünde, konjonktürel dalgalanmaların temel nedenini ser-mayenin marjinal etkinliğindeki değişmelere bağlamaktadır1^.

Bununla birlikte, Genel Teori'nin belirsizlik yorumunun benim- •senmesi, önemli bir analitik yetersizliğe yol açmaktadır. Belirsiz-liğe tabi bireylerin beklentilerini oluşturma biçimi konusunda Key-nes'in açık bir mekanizma ortaya koymaması, yalnızca "varolan du- ırumun sonsuza kadar devam edeceği" varsayımının beklentilerde |temel alınması, aslında beklentilerin analizde dışsallaştırılmış Jolduğunu göstermektedir. Beklentilerin veri olarak alınması, efektif ltalep ilkesinin ortaya konmasında yararlı olduğu halde (Kregel 1976: !211-213), yukarıda sözedilen dinamik çerçeveyi ortadan kaldıracak lve yalnızca beklenti düzeylerindeki kaymaların yol açtığı jdeğişmelerin incelenebileceği karşılaştırmalı statik bir yapıya yol iaçacaktır. Bunun ise analizin kapsamını önemli ölçüde daralttığı \söylenebilir. Dolayısıyla belirsizlik yaklaşımı da dengesizlik ,?yaklaşımıyla aynı analitik yetersizliği paylaşmaktadır. Bu sorun- jdan kaçınmak için ya davranışsal ilişkiler hakkında ad hoc var-sayımlar benimsemek ya da, beklenti hatalarının belirli "makul

.

Page 9: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

KEYNESCl TEORİNİN 'YENiDEN" 125YORUMLANMASI HAKKINDA BiR DEĞERLENDiRME

sınırlar" içinde tutulup tutulamayacağının ve hataların sistematik-lik gösterip göstermeyeceğinin incelenebileceği bir çerçeve ortayakoymak gerekmektedir (Coddington 1982: 484).

Bu bağlamda, belirsizliğin ortaya çıkardığı en önemli sorun, bi-reylerin artık katı anlamda rasyonel davranmalarının mümkünolmadığıdır. Bunun anlamı, Keynesci makroiktisadın, Neoklasikmikro temellere dayanmaması gerektiğidir. Keynesci yaklaşımınönündeki en önemli sorunlardan birisi, belirsizlik altında geçerliolacak bir karar sürecinin ortaya konması ve böylece Keynesciönermelerin, karar problemlerinin sonuçları olarakgeliştirilebileceği bir yapının kurulmasıdır. Bu tip bir karar meka-nizmasının ortaya konması, Keynesci iktisadın sarsılan konumunuyeniden kazanmasını ve "Yeni" Keyrjesci bir alternatifin ortaya kon-masını sağlayabilir.

SONUÇ

Burada anlatılan iki yaklaşımın da Keynes teorisinin "genel-liğini" yansıtamadığı açıktır. Dengesizlik yaklaşımı, özünde statikkarakterlidir ve daha önemlisi, Keynesci iktisadı katı anlamda ra-syonellik postülası üzerine oturmaya çalıştığından, yaklaşımınözüne ters düşmektedir. Çünkü Keynesci belirsizlik altında, bireylereylemlerine ilişkin tüm fayda ve maliyetleri hesaplama ve buna görekarar alma olanağından yoksun kalacaklardır. Bu durumda belir-sizlik ve dolayısıyla beklentilerin uygun bir biçimde modeleiçerü^esi, özellikle konjonktür dalgalanmalarının da dikkatealındığı uzun dönemli dinamik makro analizin geliştirilmesiaçısından gerekli olmaktadır. Bununla birlikte, belirsizlik altındaişleyebilecek, bir beklenti mekanizmasının ortaya konamaması, buanalizin de kapsamını daraltmakta ve, paradoksal bir biçimde, ana-lizin zaman boyutunu ortadan kaldırarak statik birçerçevedekalınmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla, her iki görüşün demakro ve mikro analiz arasındaki uyuşmazlığı, Keynesciyaklaşımla tutarlı biçimde çözmede başarısız olduğu' söylenebilir.Bu durumda, belirsizlik altında "rasyonel" karar alma prensipleri-nin ortaya çıkarılmasına yönelik bir "bilimsel araştırma prog-ramının" ortaya konması, Keynes yaklaşımının güvenilirliğiniartıracak ve mikro düzeyde Neoklasik yaklaşımın, makro düzeydeise Keynesci yaklaşımın benimsenmesi gibi bir garipliği ortadankaldırabilecektir.

Page 10: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

126 H.O. iKTiSADi VE iDARi BiLiMLER FAKÜLTESi DERGiSi

KA1TI)IAKÇA

AKYÜZ, Yılmaz (l 984) /Fiyat Mekanizması ve Makroekonomik Dengesiz-likler, Ankara: Yurt Yayıncılık

BLINDER, Allan S. (1987), "Keynes, Lucas and Scientific Progress" AmericanEconomic Review, May, 77 (2), ss. 130-36.

* ' .

CLOWER, Robert (1965), 'The Keynesian Gouhterrevalotuion: ATheoreticalAppraisal", The Theory of Interest kates, F.H. Hahn ve P.R.Brechling (eds.), Macmillan içinde: ss. 103-125.

CLOWER, Robert (1988) "Keynes and the Classics Revisited", Keynes and thePublic Policy After Fifty Years, vol. I: Economics and Policy,O.F. Hamouda and J.N. Smithin (eds.), New York University Pressiçnideıss. 81r91.

CLOWER, Robert and A. LEIONHUFVUD (1975) 'The Coordination of Econo-mic ActMties: A Keynesian Perspective", American Economic Re-viewf May, 65 (2), s. 182-188.

CODDINGTON, Alan (1976) "Keynesian Economics: The Search for First Prin-ciples", Journal of Economic Literatüre, December (14), ss. 1258-1273.

CODDINGTON, Alan (1982), "Deûcient Foresight: A Troublesome Theme inKeynesian Economics", American Economic Review, 72 (3), ss.480-487.

DAVIDSON, Paul (1989) "Patkin's Interpretation of Keynes and the KeynesianCross", History of Political Economy, 21 (3), ss. 549-553.

, " • • • • . . " • •

FUSFELD, Daniel R (l 989) "Keynes and the Keynesian Cross: Repply to DonPatinkin", History of PoHÜcal Economy, 21 (3), ss. 545-547,

HAMOUDA, O.H. and J.N. SMI1HIN (1988) "Some Remarks on 'Uncertaintyand Economic Analy sis", Economic Journal, March (98), ss. 159-164

HÖWITT, Peter (1988) "Wage Flexibility and Employment", Keynes and thePublic Policy After Fifty Years, vol. II: Theorieş and Method,Hamouda and Smithin (eds.) içinde, ss. 61-69.

JOHNSON, Hany G. (1968), "The General Theorjr After Twenty-Five Years",H. G. Johnson, Money, Trade and Economic Growth, London:Ailen and Unwin içinde: s. 126-147. ' • , • f

KEYNES, John M. (1936) The General Theory of Employment, Interestand Money f New York: Harbinger, 1965. , "'

KEYNES, John M. (1973) "The General Theoıy of Employment", Hıe Collected ;Writings of John Maynard Keynes, Vol. XIV: The GeneralTheory and After, Part II: Defence and Development, Londra, JRoyal Economic Society içinde: 109-123. J

KREGEL, Jan (1976) "Economic Methodology in the Face of Uncertainty: The |Modelling Methods of Keynes and the Post-Keynesians", Economic \Journal, June (86), ss. 209-225. i

i;

Page 11: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER ...yunus.hacettepe.edu.tr/~ozel/Keynes90.pdf · sistemdeki arz-talep kararlarının uyumlaştırılmamasına yol açmaktadır.

KEYNESCt TEORİNİN "YENiDEN"YORUMLANMASI HAKKINDA BiR DEĞERLENDiRME

127

LAWSON, Tony (1985) "Uncertainty and Economic Analysis11, EconomicJournal, December (95), ss. 909-927.

ÖZEL, Hüseyin (1988) "Makroekonomlk Bir Yaklaşım Olarak Rasyonel Bek-lentiler Hipotezi", H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamışYüksek Lisans Tezi.

PATINKIN, Don (1982) Anticipations of the General Theöry? And OtherEssays on Keynes, Chicago: The University of Chicago Press.

PATINKIN, Don (1989) "Keynes and the Keynesian Cross: A Further Note",History of Political Economy, 21 (3), ss. 537-544.

ROBINSON, Joan (1964) "Kalecki and Keynes", Problems of Bconomic Dy-namics and Planning: Essays in Honour of Michal Kalecki, T.Kowalik et al. (eds.) ,Warsaw: Polish Scîentiflc Publishers içinde, ss.335-341.

SOMEL, Cem (1986) "Miktar Kısıtlamaları Altında Üretim Kararlan ve Türkiyeiçin Bir Model Denemesi", A.O. Sosyal Bilimler Enstitüsü,Yayınlanmamış Doktora Tezi.